Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/601 E. 2020/734 K. 31.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/601 Esas
KARAR NO :2020/734

DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/11/2020
KARAR TARİHİ:31/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin kurmuş olduğu şahıs şirketi ile araç alım satımı işi ile uğraşmakta olup geçimini bu şekilde sağladığını, Davacı müvekkilin yapmış olduğu iş gereği davalının satmaya karar verdiği … marka, … plaka, … şasi numaralı aracı, …. Noterliğinden yapılan satış sözleşmesi ile 37.500,00-TL bedelle satın aldığını, Satış sözleşmesinden önce gözle görülebilecek ya da yüzeysel kontrolle hiçbir sorunu ya da kusuru bulunmadığı anlaşılan bahse konu araçla müvekkil tarafından yapılan ilk uzun süreli kullanımda motordan bir takım seslerin geldiği ve aracın çekiş kuvvetinde ciddi bir güç kaybının yaşandığının fark edildiğini, Vakit kaybetmeden durumu davalıya ileten müvekkilin araçta bu problemlerin olduğunu belirttiğini, Davalı tarafından ayıbın giderilmesini talep eden müvekkilin zararı giderilmediği, müvekkile sadece 3.000-TL ödeme yapabileceğini aksi halde dava açabileceğinin bilgisinin iletildiğini, Gelinen aşamada uğramış olduğu zarar giderilmeyen müvekkillin huzurdaki davayı ikame etmekten başka çaresi kalmadığını, müvekkilin daha fazla zarara uğramamak adına söz konusu aracı motordan gelen sesler ve güç kaybı üzerine derhal bağımsız ve kurumsal ekspertiz firmalarından biri olan …’ın … … bulunan şubesinde 07.07.2020 tarihinde Ekspertiz ettirdiğini, Alınan Ekspertiz Raporunda; aracın motorunda ses olduğu, aracın motor gücünün %68’e düştüğü, motor kısmında vuruntulu çalışma olduğu ve yağ kaçağı bulunduğu, şanzıman ve diferansiyel bölgelerinde yağ kaçağı bulunduğu, hususları tespit edilmiş ve müvekkile aracın derhal tamir edilmesi ve sorunlu aksamların değiştirilmesi tavsiye edildiğini, Alınan Ekspertiz Raporu doğrultusunda bir kez daha davalı ile iletişime geçen müvekkil yine olumsuz yanıt alınca vakit kaybetmeden aracı tamir ettiirdiğini, Bu tamir işleminde motor ve şanzımanın birçok parçası değiştirildiği, Söz konusu tamir ve bakım işlemi ile müvekkil toplamda 8.378,00-TL bakım, parça değişim ve işçilik ücreti ödemek zorunda kaldığını, Araçta bulunan ayıbın gizli ayıp olduğu ve ancak müvekkilin aracı satın aldıktan henüz birkaç gün sonra yapılan ilk uzun kullanımda fark edildiği ve araçtaki kusurun ne boyutta olduğu alınan ekspertiz raporunda ve yapılan tamirat işleminden sonra anlaşıldığını, Müvekkilin söz konusu ayıbı öğrendiği andan itibaren vakit kaybetmeden davalıya ihtar çekmiş ve durumu bildirdiğini, Araç alım satımıyla hayatını kazanan müvekkil davalıdan satın aldığı araç nedeniyle daha fazla zarara uğramamak adına aracı derhal tamir ettirerek satmak zorunda kaldığını, Bu süreçte yukarıda detayları anlatıldığı üzere müvekkil toplam 8.378,00-TL tamir ve onarım ücreti ödemiştir. Davalının söz konusu ayıbı satış sözleşmesinden önce müvekkilden saklaması nedeniyle müvekkil 8.378,00-TL zarara uğramış bulunduğunu, tüm bu nedenlere binaen davalının dava konusu zarara sebep olan araçtaki ayıbı müvekkilden gizlemesi nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu zarar toplamı olan 8.378,00-TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkile ödenmesine, masraf ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, Tazminat davasıdır
Açılan davada, mahkememizce öncelikle dava şartları yönünden inceleme yapılması gereği duyulmuş ve bu nedenle de öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı hususu değerlendirilmiştir. Zira görev, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca bir dava şartı olup, dava şartlarının HMK 138.maddesi uyarınca öncelikle değerlendirileceği ve HMK 115/1 maddesi uyarınca yargılamanın her safhasında resen değerlendirileceği sabit olduğundan mahkememizce bu yönde değerlendirme yapılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1 maddesinde ise her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur.
Somut durumda, dava konusu aracın satış sözleşmesi incelendiğinde aracın hususi kullanıma özgülendiği, ticari araç olmadığı, davalının tacir olmadığı, araç satış işleminin de davalı tarafça ticari amaçla yapıldığına ilişkin herhangi bir kaydın dosyada mevcut olmadığı anlaşılmış, mahkememizin görevli olmadığı, davalının 6502 sayılı yasa 3/1-ı,i maddesi gereğince satıcı/sağlayıcı sıfatına da sahip olmadığı, taraflar arasındaki işlem tüketici işlemi olmadığından görevli mahkemenin tüketici mahkemesi de olamayacağı, davaya bakmakla görevli mahkemenin genel görevli asliye hukuk mahkemesi olduğu belirlenmiş, 6100 sayılı HMK 114/1-c maddesinde görev hususu dava şartları arasında sayılmış olup, “mahkemenin görevli olması” şartının iş bu dosya açısından mevcut olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 31/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır