Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/559 E. 2022/1032 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/559 Esas
KARAR NO : 2022/1032

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2017
KARAR TARİHİ : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …. …esnaflık yaptığını, son olarak ticari hayatında 2008 yılına kadar halı ve mobilya işi ile iştigal etmiş bir kişi olduğunu, ticari hayatına şerefli, onurlu ve haysiyetli bir şekilde devam ettiğini, İşlerinin kötü gitmesi sonucunda 2008 yılında iflas ettiğini, işyerini kapattığını, halı ve mobilya işine son verdiğini, müvekkilinin hayatı boyunca kendisinin ve ailesinin itibarını zedeleyecek hiçbir olay içerisinde bulunmadığını, davalı bankanın haksız şikâyeti sebebiyle Zimmete iştirak iddiasıyla … Ağır Ceza Mahkemesi…E. Sayılı dosyasından ceza davası açıldığını, müvekkilinin bu davadan beraat ettiğini, mahkemece verilen beraat kararı Yüksek Mahkeme Yargıtay’ın Onayından geçerek 24.07.2015 tarihinde kesinleştiğini, davalı bankaca aynı dosyadan diğer sanıklardan … Bankası Şubesi eski çalışanlarından … hakkında 5411 Sayılı Yasanın 160/1-2 maddeleri gereği ve Türk Ceza Kanunun Zimmet suçunun ilgili maddeleri gereğince gerekli takibatın yapılması ve cezalandırılması için … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, … Ağır Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyası ile zimmetine para geçirmek suçundan …’m sanık sıfatı ile yargılaması yapıldığını ve bu şahsın ceza almış ve bu kararın kesinleştiğini, davacının, davalı … Şubesi eski çalışanlarından … ile arkadaşlığının çok eskilere dayandığını, yakın arkadaşı olan sanık…’ın … Bankası Şubesinde görev yaptığını, müvekkilin ticari hayatına devam ederken hem iş icabı, hem de arkadaşlık bağı gereğince …’ı işyerinde defalarca ziyaret ettiğini, ticari hayatına son verip emekli olduktan sonrada, kardeşi olarak bildiği Sanık …’in çalıştığı Davalı … Bankası … Şubesine defalarca gidip geldiğini, müvekkilinin aleyhine davalı banka tarafından haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetli olarak … 1. İcra Müdürlüğü … E. (İlk dosyası … 4. İcra Müdürlüğü …E.) ve … 4. İcra Müdürlüğü …E. Sayılı dosyalarından yapılan icra takiplerinin iptali ile davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespit edilmesini, İcra İflas Kanunu 72. maddesi gereğince takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uğranılan zararın davacıya tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görev yönünden reddi gerektiğini, usule ilişkin itirazlarının bulunduğunu, davanın görevli mahkeme nezdinde açılmadığını, davacının borçlu olmadığı yönünde iddiaları bulunan takip dosyalarının … ve … ilinde olduğunu ve mahkemenin iş bu dava yönünden yetkisi bulunmadığını, Yetkili mahkeme … Mahkemeleri olduğunu, davanın yetkili … Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, davacı hakkında borcun bulunmadığının tespitini ve iptalini isteyebileceği bir icra takibi bulunmaması sebebi ile davanın hukuki yarar yokluğundan da reddi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Açılan dava; İİK 72 maddesi kapsamında Menfi Tespit istemine ilişkindir.
… 1.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı …Bankası A.Ş.tarafından,… ve …’e yönelik olarak 286.747,22 TL’nin tahsili için ilamsız takip yapılmıştır. Takip; Genel Kredi Sözleşmeleri, Hesap Kat ihtarnamesi ve hesap özetine dayalı olarak açılmıştır.
… 4. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında davalı … Bankası A.Ş.Tarafından …ve … yönelik olarak 256.431,01 TL alacağın tahsili için ilamsız takip yapılmıştır. Takip, Genel Kredi Sözleşmeleri; Hesap Kat İhtarnamesi, hesap özetine dayalı olarak açılmıştır.
İİK 67 maddesi uyarınca takip alacaklısının, borçlunun itirazının tebliğinden itibaren 1 yıl içinde itirazın iptali davası açması mümkündür. Bu süreyi kaçıran alacaklının genel hükümlere göre alacak davası açması da mümkündür. Takip borçlusunun, takip konusu böyle bir borcu bulunmadığına ilişkin olarak takip alacaklısının, itirazın iptalini talep edebileceği süre içinde, yahut zamanaşımı süresinin dolmadığı dönemde, takip itiraz üzerine durmuş olsa dahi, menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; … 1. İcra Müdürlüğünün …, … 4. İcra Müdürlüğü …. esas sayılı takip dosyaları nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığnın tespitine ilişkin menfi tespit davasında mahkememizin görevli ve yetkili olup olmadığı davacının davalı tarafa borçlu olup olmadığı hususunda ortaya çıktığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 20/09/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca tarafların iddia ve itirazları sunulan deliller, davalı banka tarafından sunulan bütün bilgi ve belgeler, icra dosyaları, banka teftiş raporu, ceza dosyası gözetilerek, dava konusu olan icra dosyalarının hangi işlemlere ilişkin olduğu, davacının kullandığı krediler veya başka işlemleri sebebiyle bankaya olan borç ödemelerini kendisinin yapıp yapmadığı, usulsüz kullandığı iddia olunan kredilerdeki miktarlar kullanılarak davacının bankaya olan kredi veya başka borçlarının (kredi kapatma vs. yollar ile) ödenmiş olup olmadığı, dava konusu olan icra dosyalarında belirtilen borçlardan davacının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler (… ve …) heyeti raporunda özetle; davalı bankanın teftiş kurulu tarafından düzenlenen 16/08/2010 tarihli mefettişlik raporunda tespit edildiği üzere, … Şubesi çalışanı dava dışı … tarafından aralarında davacı … ile …’ün kefil konumunda olduğu dava dışı … dahil, toplam 18 adet Müşteri adına borçlu cari hesap kredisi tahsis edildiği ve bu kredi hesaplarından toplam 2.055.292,74 TL tutarında suistimal nitelikli işlem gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı,
Söz konusu müfettişlik raporunda suistimalli işlemlerin gerçekleştiği 18 adet hesap ile ilgili olarak; “… tarafından suistimale konu edildiği belirlenen ve halihazırda meri durumdaki; 15 adet borçlu cari hesap ile 1 adet küçük işletmeler kredisinden kaynaklanan toplam 1.732.311,59 TL tutarındaki riskimizin kredi borçlularına rücu edilmeksizin tasfiye edilmesi gerektiği, 3 adet borçlu cari hesaptan kaynaklanan toplam 322.981,15 TL tutarındaki riskimiz ile ilgili olarak kredi borçlularına rücu edilmesi hususunun Genel Müdürlüğümüzce değerlendirilmesinin yerinde olacağı (…)” denilmek suretiyle, rücu edilmesi önerilen hesapların, davacı …’ün asaleten (119.993,90 TL anapara) ve kefaleten (… adına açılan kredi nedeniyle 102.992,23 TL anapara) borçlu gözüktüğü krediler ile dava dışı …’a ait (99.995,02 TL anapara) kredi borcuna ilişkin olduğu, diğer dava dışı 15 adet müşteri için ise rücu edilmeksizin tasfiye edilmesinin önerildiği,
Davalı banka ile adlarına açılan kredi hesaplarından suistimal nitelikli işlemlerin gerçekleştiği şahıslar tarafından, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayetler üzerine, … Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde, 12.07.2010 tarihinde zimmet suçu nedeniyle, dava dışı …’ın “Sanık”, dava dışı … ile davacı …’ün ise “Müşteki Sanık” oldukları davanın açılığı ve adı geçen mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde; mahkemenin 18.12.2012 Tarih, 2011/113 E. ve 2012/323 K. Sayılı kararı ile; dava dışı …’ın zimmet suçu nedeniyle mahkumiyetine ve davacı … ile ilgili olarak ise; “(…) Dosyanın sanıkları … ve …’ün diğer sanık ….ile birlikte hareket ederek zimmet suçuna iştirak ettiklerinden bahisle haklarında kamu davası açılmış ise de toplanan delillere ve gelen bilirkişi raporuna göre sanıkların zimmet suçuna iştirak ettiklerine dair mahkumiyetlerine yeterli deliller elde edilemediğinden delil yetersizliği medeniyle her iki sanığın ayrı ayrı beraatlerine (…)” karar verildiği,
… Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, bir başmurakıp ve iki Sayıştay emekli uzman denetçisinden alınan 17.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda; davacının asaleten borçlu konumunda olduğu borçlu cari hesap kredisi ile ilgili olarak; “(…) şikayetçi sanık … adına krediler tahsis edilmiş ve kullandırılmıştır. Kullandırıları tutarlara ilişkin tediye fişlerindeki şikayetçi sanık adına atılan imzaların taklit olduğu, bazı tediye fişlerinde şikayetçi sanığın imzasının bulunmadığı” tespitinin yapıldığı; davacının kefil konumunda olduğu … adına açılan kredi hesabı ile ilgili olarak ise; “(…) şikayetçi sanık … adına çeşitli tarihlerde kredi kullanıldığı ve bu krediler bir önceki kredinin tasfiyesine ilişkin kullanılmıştır. Kullandırılan tutarlara ilişkin tediye fişlerinin bazılarında şikayetçi sanığın imzasının bulunmadığı, bazılarında ise şikayetçi sanığın imzalarının bulunduğu” tespitinin yapıldığı,
Gerek davalı bankanın müfettişi tarafından düzenlenen 16.10.2018 tarihli rapordan, gerekse … Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunular bilirkişi raporundan, davacı …’ün asaleten ve kefaleten sorumlu tutulduğu kredi hesaplarından yapılan tediye fişlerinde, adı geçenin imzasının bulunmadığının anlaşıldığı,
Banka çalışanı dava dışı … tarafından, 18 adet müşterinin hesabından suistimalli işlem yapılmış olmakla birlikte, müfettişlik raporunda 15 adet müşteriye rücu edilmemesi, buna karşın davacı …’e ise hem asaleten hem de kefaleten sorumlu tutulduğu krediler için rücu edilmesi önerisi yapılmasının ve davalı bankaca alınan idari kararla davaya konu icra takiplerinin başlatılması sebebinin, …’ün dava dışı …’ın yakın arkadaşı olması ve şubeye sık sık gelmesi kanaatine dayandırıldığı,
Davacı … adına açılmış olan 120.000,00 TL tutarlı borçlu cari hesap kredisinden doğan alacağın tahsili için, Asıl Borçlu sıfatıyla adı geçen hakkında … 1. İcra Müdürlüğü …E. Sayılı (… 4. lera Müdürlüğü … E. sayılı) dosyasından başlatılan toplam 286.747,22 TL (= 282.623,29 TL + 4.123,93 TL) borçtan davacı …’ün sorumlu tutulmasının uygun olmayacağı,
Dava dışı … adına açılmış olan 103.000,00 TL tutarlı borçlu cari hesap kredisinden doğan alacağın tahsili için, Kefili sıfatıyla … hakkında, … 4. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasından başlatılan toplam 247.293,75 TL (=242.535,02 TL + 4.758,73 TL) borç ile ilgili olarak; genel kredi sözleşmesindeki borçlu ve kefil imzalarının gerçek olduğu, asıl borçluya ait kredi kullandırım dekontlarında asıl borçlunun imzasının bulunduğu anlaşıldığından, söz konusu borca kefaletinden dolayı davacı …’ün sorumlu tutulabileceği, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 26/09/2022 tarihli celse ara kararı uyarınca dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, mahkememizce daha önce alınan rapor ve rapora yönelik itirazlar da irdelenmek suretiyle, davalı banka tarafından sunulan bütün bilgi ve belgeler, icra dosyaları, banka teftiş raporu, ceza dosyası gözetilerek, dava konusu olan icra dosyalarının hangi işlemlere ilişkin olduğu, davacının kullandığı krediler veya başka işlemleri sebebiyle bankaya olan borç ödemelerini kendisinin yapıp yapmadığı, usulsüz kullandığı iddia olunan kredilerdeki miktarlar kullanılarak davacının bankaya olan kredi veya başka borçlarının (kredi kapatma vs. yollar ile) ödenmiş olup olmadığı, dava konusu olan icra dosyalarında belirtilen borçlardan davacının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler (…, … , …) heyeti 13/10/2022 tarihli raporunda özetle;
Davalı borçlu …’ün, takibe/davaya konu, …. 1. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı (… 4. İcra Müdürlüğü .. E. Dosyasından (Asaleten), … 4. İcra Müdürlüğü’nün …E. numaraları takipten (Kefaleten) davalı/Alacaklı bankaya borçlu olmadığı kanaatine varılmaktadır.
Tarafların masraf, tazminat ve ücreti vekalet gibi diğer taleplerinin ise Yüksek Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, değerlendirilmiştir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre;
Kredi tahsisi ve akabinde Genel Kredi Sözleşmeleri
imzalanması durumunda, kredinin kullandırıldığı anlamına gelmeyecek olup, icra ve dava konusu olan ve taraflar arasında imzalandığı ileri sürülen Genel Kredi sözleşmeleri, tahsis edilen kredilerin kullandırma çerçevesini belirleyen belgelerdir.
Kredi kullandırılmış olduğunun kesinlik arzetmesi için, kredi lehtarının bankaya
kredi kullandırım talimatı vermesi ve talimat tutarının ticari hesabına virman (Alacak) geçmesi, ya da kredi kullanımına ilişkin tediye fişinde imzasının bulunması gerekmektedir.
Dosyada yer alan ve bilirkişiler …, …ve … tarafından sunulan 13/10/2022 tarihli raporda da irdelenen 16.10.2018 tarihli Banka müfettişlik raporu ve … Ağır Ceza Mahkemesi…esas, …karar sayılı kararında; davacının asaleten ve
kefaleten sorumlu tutulduğu kredi hesaplarından yapılan tediye işlemlerinde, adı geçenin imzasının taklit ve bulunmadığının tespit edildiği ve bu yönde değerlendirildiği, mahkememizce alınan işbu bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya elverişli görüldüğü ve bu bağlamda davalı bankanın, takibe konu kredi alacaklarına ilişkin, Mahsup/tediye fişlerinde davacı/borçlunun imzalarının bulunmadığı, Banka Müfettişi ve … Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile belirlenmiş olması nedeniyle,…1. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı (… 4. İcra Müdürlüğü … E. Ve … 4. İcra Müdürlüğü’nün …E. numaraları takiplerden, davacı borçludan, asaleten ve kefaletinden kaynaklanan alacağı bulunmadığı kanaati ile menfi tespite yönelik davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin, davalının kötüniyetli olarak işlem yaptığına dair yeterli delil bulunmaması sebebi ile koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davacının … 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı (… 4. İcra Müdürlüğü … esas) dosyası ve … 4. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyalarından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gerekli 37.104,16 TL karar ve ilam harcı ile dava tarihine göre 31,40 TL başvuru harcının (adli yardım talebi kabul edildiğinden) davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Adli yardım talebi kabul edildiğinden, bilirkişi ücreti olarak takdir edilip suçüstü ödeneğinden karşılanmasına karar verilen toplam 8.000,00 TL bilirkişi ücretine ilişkin yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 4,60 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 64,00 TL olmak üzere toplam 68,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 77.749,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen oybirliğiyle karar açıkça okunup anlatıldı. 12/12/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır