Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/553 E. 2022/1105 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/553 Esas
KARAR NO :2022/1105

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:24/05/2018
KARAR TARİHİ:26/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı …Ş’de … %20, … %15 ve … %5 olmak üzere toplam %40 hisse sahibi olduğunu, davalı şirketin 15.09.2003 tarihinde kurulduğunu, antika ve kullanılmış eşya satışı yaptığını ve bu satışları yapmak için müzayedeler düzenlediğini, müvekkili …’nin davalı şirkette kuruluştan itibaren yönetim kurulu başkanlığı görevini yaptığını, mutlak imza sahibi olduğunu, müvekkilinin görev süresi sona ermeden 17.01.2018 tarihli yönetim kurulu kararı ile müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığına ve mutlak imza yetkisine kötü niyetli olarak son verildiğini, davalı şirkette 26.01.2018 tarihli yönetim kurulu kararı ile 06.03.2018 tarihinde genel kurul yapılmasına karar verildiğini, 06.03.2018 tarihli genel kurulda müvekkilleri tarafından bazı işlem ve hareketlerle ilgili olarak tereddütlerin ortaya çıkmış olması nedeniyle 1 ay ertelenmesinin talep edildiğini, diğer ortaklar tarafından kabul edildiğini ve bir sonraki genel kurulun 06.04.2018 tarihine ertelendiğini, müvekkilleri dışında kalan ve toplamda %60 pay sahibi olan ortaklar tarafından genel kurulun keyfi olarak ertelendiğini, tüm bu süreç sonrası davalı şirketin tasfiyesi için dava açıldığını, …. Asliye ticaret mahkemesi’nin … E. Sayılı dosya üzerinden davanın devam ettiğini, açıklanan nedenlerle; davalı şirketin 21.05.2018 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların huzurdaki dava ve daha evvel ikame etmiş oldukları şirketin feshi davası ile müvekkili şirketi kilitlemek, şirketin tasfiyesi tehdidi altında kendi hisselerini fahiş bedelle devretmek ve müvekkil şirketi itibar kaybına uğratmak istediklerini, …. ATM … E. Sayılı dosyada devam eden dava dosyası evraklarına rücu ettiklerini, ortaklığın zarara uğramasını engellemek için davacılar hakkında teminat göstermeleri yönünde karar verilmesini talep ettiklerini, davacıların iptal sebebi olarak ileri sürdükleri dürüstlük kuralına ve ana sözleşmeye aykırılık iddialarının mesnetsiz olduğunu, açıklanan nedenlerle; öncelikle TTK md.448/3 uyarınca davanın esasına geçilmeden önce davacıların mahkememizin takdir edeceği nispette bir teminat göstermelerine karar verilmesini, davacıların genel kurul kararının iptalini talep etmekte hukuki yararlarının bulunmadığından HMK’nın ilgili maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, 21.05.2018 tarihli olağanüstü genel kurul kararının yasaya, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygun olması sebebiyle ortada iptalini gerektiren yasal bir sebep bulunmadığından davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava, davalı şirketin 21/05/2018 tarihli Olağan Üstü Genel Kurul toplantısında alınan kararların iptaline ilişkindir.
Mahkememizden verilen 10/12/2018 tarih ve … sayılı hukuki yarar yokluğundan davanın reddine ilişkin kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 25.09.2020 tarih ve 2019/1792 Esas 2020/966 Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, mahkememizin işbu esasına kaydı yapılarak yargılayama devam olunmuştur.
Mahkememizin 12/04/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca Davacı tarafın iddiaları ve davalı tarafın itirazları, sunulan deliller, tüm dosya kapsamı gözetilip, İstanbul BAM 14 HD’nin 25.09.2020 tarih ve 2019/1792 Esas 2020/966 Karar sayılı ilamı da dikkate alınarak, şirketin finansal tabloları, kar zarar durumu, yıllık raporları ve diğer mali kayıtları denetlenerek, davalı şirketin 21/05/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunda alınan kararların yasa, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği, buna göre şirketin TTK’nın 376. maddesi uyarınca sermaye ve kanuni yedek akçelerinin yasa maddesinde belirlenen oranda karşılıksız kalıp kalmadığı, bu kapsamda sermaye tamamla fonu kurulması gerekip gerekmediğinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
Hukuki tavsifi ve nihai takdiri mahkemeye ait olmak üzere, davalı şirketin TTK m. 376 kapsamında olduğu, Tebliğ’in sermaye tamamlamaya ilişkin tutarların borç olmadığına dair açık hükmü karşısında istinaf mahkemesinin gerekçesi ve dolayısıyla bozma kararı hukuken isabetsiz olduğu ve dolayısıyla alınan genel kurul kararının dürüstlük kuralı aykırı olmayacağı yolundaki kanaatimizi saygı ile bilgilerinize sunarız” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Netice olarak mahkememizce, dosya kapsamı ve yapılan bilirkişi incelemesi çerçevesinde yapılan değerlendirmeye göre; Şirketin mali tabloları incelendiğinde şirketin 2017 yılına kadar düzenli olarak zarar ettiği, 2017 yılında geçmiş yıl zararları ile kıyaslandığında 8.043,67 TL kâr elde ettiği, şirket sermayesinin ve öz varlığının TTK’nın 376 maddesi dikkate alındığında tamamına yakınının temel olarak geçmiş yıl zararları sonucu karşılıksız kaldığı belirlenmiştir.TTK m.376/1’de açıkça ifade olunduğu üzere son yıllık bilançodan sermaye ile kanuni yedek akçe toplamının yarısının zararlar sonucu karşılıksız kaldığının, yani yitirilmiş bulunulduğunun anlaşılması halinde, yönetim kurulu,genel kurulu hemen toplantıya çağırmaya ve uygun gördüğü gerekli önlemleri kurula sunmak zorundadır. TTK m. 376/2’de son yıllık bilançoda zararlar sebebiyle sermaye ile kanuni yedek akçe toplamının 2/3’ünün karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde yönetim kurulunun çağrısı üzerine genel kurul 3 karardan birisini alabilir; bu kararlar sermayenin 1/3’ü ile yetinme yani sermayenin azaltılıp zararın bünye dışına çıkarılması, sermayenin tamamlanması veya sermayenin artırılması kararlarıdır.
06.03.2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantı tutanağının 3. maddesinin son fıkrasında “Türk Ticaret Kanunu’nun 376 ncı maddesinin ilgili fıkraları uyarınca şirket ortaklarından bazılarının istemi doğrultusunda sermaye tamamlama fonu ödenerek eksilen sermayenin tamamlanması önerisi üzerine; Şirket ortaklarından …’in 300.000.-TL, …’nin 300.000.-TL ve …’İN 10.000.-TL sermaye tamamlama fonu (sermaye avansı) ödeyerek şirketin ticari faaliyetini devam ettirmesine karar verildiği görüldü, oylamaya geçildi ve yapılan oylama sonucunda toplantıda hazır bulunan 1.200.000 (Bir milyon iki yüz bin) adet paydan 480.000 (Dört Yüz Seksen Bin) red oyuna karşılık 720.000 (Yedi Yüz Yirmi bin) oyun kabulü ile oyçokluğuyla karar verildi.” şeklinde karar alınmış olduğu görülmüştür. Bu açıklama ve tespitlere göre işbu genel kurul kararının TTK m. 376 hükümlerine göre uygun olduğu, şirket öz sermayesinin yapılan hesaplamada 2/3’ünden fazlasının karşılıksız kaldığı anlaşılmış, son yıllıkbilançonun onaylanmadığı halde dahi daha sonra çıkarılmış güncel bilançoya göre şirketin TTK m. 376’nın kapsamında olduğunun ortaya çıkması durumunda gereken önlemlerin
alınmasına ilişkin genel kurul kararının TTK m. 445 vd. hükümlerine aykırı olmadığına kanaat edilmiş ve nihai olarak davanın reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile, eksik kalan 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan gider avansından posta tebligat ücreti olarak kullanılan 105,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/12/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza