Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/55 E. 2020/70 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/55 Esas
KARAR NO : 2020/70

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

İstanbul …Tüketici Mahkemesinin… Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi sonucu Mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali davasına ilişkin dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket nezdinde … sayılı poliçe sigortalısı…’e ait ve müteahhitliğini …Şti’nin yapmış olduğu dairede ortak pis su giderinin tıkanması ve geri tepmesi sonucu suların sebebiyet verdiği hasar kalemleri oluştuğunu, davalı şirketin talimatı üzerine 11/02/2019 tarihinde ilgili adrese ulaşılarak görevliler tarafından durum tespit değerlendirmesi adına sigortalı eşliğinde ekspertizde, bodrum katta bulunan sigortalı konutun zemininden 09/02/2019 tarihinde yoğun bir şekilde pis su çıkmaya başladığını, ekspertiz sırasında halen zeminden yüzeye pis su çıkmakta olduğunu, konutta onarımların yapılabilmesi için acilen parkelerin sökülmesi, mobilyaların boşaltılıp çıkartılması ve kurumaya bırakılması gerektiğini, bu aşamada ilgili şirketten alternatif ikamet masrafı ile ilgili bilgi ve onay alınarak sigortalı 1 ay için başka bir ikamet kiraladığını, 1 aylık kira için 1.200,00 TL hasar hesaplamasına dahil edildiğini, bina onarım için güncellenen son teklif 11.865,00 TL’nin uygun bulunduğunu, binaya dair hasara ilişkin 11.865,00 TL, eşyalara dair hasara ilişkin 9.300,00 TL, alternatif ikamet masrafı kapsamında da 1.200,00 TL meblağlı birden fazla hasar kalemi toplamında 22.365,00 TL değerinde hasar miktarı söz konusu olduğunu, müteahhit firmanın olaydaki %100 kusur oranı nedeniyle KDV, yasal faiz ve diğer tutarlar kapsamında sigortalı … adına eşyalar için 10.500,00 TL, hedef onarıma ait 14.000,70 TL ödenerek kusur sorumluluğu olan şirketten toplamda 24.501,00 TL değerinde alacak miktarı mevcut hale geldiğini, toplamda 25.594,48 TL tutarındaki sigorta tazminatı hakkında borçlu … aleyhine İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip başlatılığını, yürütülen icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlu … Şti. Tarafından 25/10/2018 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini belirterek, İstanbul Anadolu… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe davalının yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamına, davalı borçlunun işbu haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; konut sigorta poliçesi gereği sigortalıya ödenen bedelin, zarara sebep olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davanın tüketici mahkemesinde açıldığı, İstanbul… Tüketici Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararı ile; “…sigorta alacaklarına ilişkin düzenlemenin Türk Ticaret Kanununda düzenlendiği sigorta davalarının TTK 4/1-a maddesi gereğince ticari dava sayıldığı, taraflar arasında tüketici işlemi varsa daha özel görevli mahkeme olarak ticari davaya Tüketici mahkemelerinin bakılacağının düzenlendiği, ancak somut olayda taraflar arasında tüketici işlemi bulunmadığı gibi davanın her iki tarafının tacir bulunması nedeniyle dava ticari dava olarak kabul edileceğinden Asliye Ticaret Mahkemeleri davaya bakmakla görevli olduğundan…” gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, taraflarca istinaf yoluna başvurulmaksızın kararın kesinleşmesi akabinde dosyanın Mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1-c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115.maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/14448 Esas, 2017/7024 Karar sayılı ilamında; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketi, sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise o mahkemede davasını açmalıdır…” denilmekle, sigortalının meydana gelen hasar nedeniyle hangi mahkemede dava açma hakkı varsa, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1.maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükmü yer almaktadır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Yine, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediğinden, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir.
Yasal düzenlemeler ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/14448 Esas, 2017/7024 Karar sayılı ilamı dikkate alındığında; sigortalı …’ün tacir olmadığı, hasarın meydana geldiği yerin işyeri değil konut olduğu, sigortalı …’in meydana gelen hasar nedeniyle dava açması halinde Mahkememizin görevli olmadığı, bu durumda halefiyet gereğince sigortalı … yerine dava açan davacı sigorta şirketi açısından da Mahkememizin görevli olmadığı belirlenmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2.maddesi; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde düzenlenmiş, 3.maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, tüketici işlemi ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engelleyemeyeceğine işaret edilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece resen dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte, sigortacının sorumlu kişi aleyhine başlattığı takibe ilişkin açılan işbu itirazın iptali davası, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp yine halefiyet davasının ise ticari dava olmadığı aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava olup, dava dışı sigortalı … ile davalı müteahhit şirket arasındaki işlemin tüketici işlemi olduğu, dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketinin, sigortalısı olan …’e ait konutta meydana gelen hasar nedeniyle yapmış olduğu ödemeye ilişkin açmış olduğu işbu dava yönünden görevli mahkemenin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472.maddesi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2, 3, 73 ve 83/2.maddesi değerlendirildiğinde Tüketici Mahkemesi olduğu belirlenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca Mahkememizin karşı görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda;
1-HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Görevli Mahkeme, İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğundan Mahkememizin KARŞI GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Tarafların görevsizlik kararına karşı istinaf yoluna başvurmaları halinde bu başvuru uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
4-Tarafların kararı istinaf yoluna başvurmaksızın kesinleştirmeleri halinde ise, İstanbul … Tüketici Mahkemesince görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi sonucu dosyanın Mahkememize gönderilmiş olduğu dikkate alınarak HMK’nın 21.maddesi gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi ve görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
5-İstinaf incelemesi neticesinde, Mahkememizce verilen karşı görevsizlik kararının uygun bulunması durumunda, HMK 20.maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde tarafların Mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının daha önce görevsizlik kararı veren İstanbul …Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, süresi içerisinde dosyanın gönderilmesinin talep edilmemesi durumunda Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
6-Harç ve yargılama giderinin görev uyuşmazlığı giderildikten sonra görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde ve talep halinde harç ve yargılama gideri ile gider avansının harcanmayan kısmının Mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, 6100 sayılı HMK 138.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip
e-imza

Hakim
e-imza

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR