Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/547 E. 2021/339 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/547 Esas
KARAR NO:2021/339

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/11/2016
KARAR TARİHİ:16/06/2021

Mahkememizden verilen 09/11/2017 tarih ve … Esas … sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 10/09/2020 tarih ve 2018/… Esas 2020/… Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin dava konusu aboneliğin bulunduğu binayı satın aldığını, bina içindeki kiracıların çıkmadığı nedenle 3 yıla yakın bir süre bina ile ilgili hiçbir tadilat tamirat yada kiraya verme gibi işlem yapamadığını, yani söz konusu binaya ilişkin bir aboneliğinin bulunmadığını, binanın yıkılıp otele dönüştürülmesi için içindeki kiracıların kolluk kuvveti ile çıkması neticesinde davalı … şirketine başvurarak elektriğin kesilmesini talep ettiğini, binanın yıkılacağını bildirir dilekçe sunduklarını, firmanın ise borcun ödenmesi neticesinde elektriğin kesileceğini yoksa yıkım işleminin yapılamayacağını bildirerek bu borcu ödemeye mecbur bıraktığını, davalı … ya 16.427,83-TL, diğer davalı …’ne 15.280,39-TL ödeme yaptıklarını, bir takım diğer bedeller ile birlikte toplam 42.066,79-TL borcu olmadığı halde ödeme yaptırıldığını, yapılan bu ödemelerin davalılardan alınarak davacıya verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … … … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Yıkım izni için ilgili kuruluşlardan alınacak izin belgesinin elektrik kurumundan alınacak ilşik kesme belgesi olduğunu, bu belgeyi almak için borçların ödenmesi gerektiğini, bir önceki aboneden kaynaklanan borcun yerine devir alanın yatırdığı teminattan kesileceğinin belirtildiğini, yıkım için gerekli şartların yıkım talep eden tarafından yerine getirilmesi gerekeceğini, davacının yıkım iznini almak için önceki kullanım bedelini ödediğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkeme huzurunda açılan belirsiz alacak davasının bu şekilde açılmaya uygun olmadığını bu sebeple reddine karar verilmesini, davanın müvekkili yönünden aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, diğer davalının sorumlu bulunduğunu, dağıtım şirketinin diğer davalı olduğunu müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini, yapıldığını iddia ettiği ödemelerin kendisi tarafından yapıldığının tespit edilemediğini, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORU: Dosya mahkememizce reesen belirlenen bilirkiş heyetine tevdii edilerek rapor hazırlaması istenmiş olup bilirkişi raporunda ” Yatırım amacı ile gayrimenkulu satm almış bulunan davacı şirketin, yatırımlarda gecikmemek, taahhütlerini yerine getirmek amacı ile elektrik dağıtım şirketi … tarafından verilecek belgeyi alabilmek için, tüketiciyi tekel konumundaki elektrik dağıtım şirketine karşı korumakta olan emredici yasalara aykırı olarak, abone olmadığı ve tüketmediği, elektrik bedellerinin tahsili ile sorumlu tutularak dava konusu faturaları ödemeye icbar edilmiştir. Olayın özünde davacı şirket için işin yapılmasında tek taraflı, tek yönde bir belge için koşullarını tekel konumunda bulunan bir elektrik dağıtım şirketinin oluşturmuş olduğu sözleşmeye uyum göstermeye zorunluluğu (bir tür mahkumiyet) söz konusudur ve davalı …’ın sözleşmeye taraf olmasında seçim dışı zorunluluk vardır. Tekel konumunda olan davalı … da durumun bilincinde olarak elindeki kozu yasal mevzuata aykırıolarak lehine -daha önce tahsil edememiş olduğu faturaları tahsil etmeyi- değerlendirme vardır, inşaata başlayabilmesi için elektrik dağıtım şirketinin vereceği belgeye muhtaç olan (tüketici konumunda bulunan) davacıya yönelik yasalara aykırı zorlayıcı edimler yüklenmiş olduğu için emredici düzenlemelere aykırılık nedeni ile doğrudan kamu düzenine aykırılık vardır. Bir an için her iki şirketin anlaştıklarını ve davacının Belediyeye sunacağı “elektriğin kesilmiş” olduğuna ilişkin yazı için eski borçların ödenmiş olduğuna yazı karşılığında sorumlu olmadığı faturaların parasal tutarını ödeme konusunda anlaştıklarını kabul etsek dahi kamu düzeninin emredici yasalarına aykırılıktan batıl hükmündedir ve her şeyden önce hukukumuzda kişilerin borçlan olmayan parasal bedelleri ödemeye zorlanmaları, Borçlar Kanunumuzun “gabin” (B.K.m.28) ve “genel işlem şartları” (B.K.m.20 v.d.) ve ayrıca yukarıda örnekleri verildiği gibi EPDK hükümlerine açık bir ayrılık oluşmaktadır ve bu duruma itiraz da Mahkemece de resen nazara alınacaktır. Davacı şirketin, işletme hakkının süreli olarak özelleştirilme ile devredilmesi neticesinde … (normal elektrik tahakkuklarına bağlı tüketimler) işlemlerini ayrı bir tüzel kişilik üzerinden yapmış olması (…), kaçak elektrik işlemlerini ise dağıtım kanalı ile farklı bir şirket üzerinden hizmet vererek faturalandirması ve şirketler arası işlem ayırımı için tüzel kişilik karışıklıklarında, iyiniyetli davacının kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı için HMK madde 124 hükmünden faydalanmasının mümkündür. İhtiraz i kayıt itirazına gelince de: Esasen ihtirazi kayıt, eşit taraflar arasında ve eşit koşullarda düzenlenmiş sözleşmeler için geçerli olabilir. Olayımızda ise elektrik dağıtımı gibi bir kamu hizmetini “tek satıcılık” ile yasadan aldığı güç ile tekel olarak yapan bir şirket ile eşit olmayan koşullarda ve tekel konumundaki elektrik dağıtım şirketinin belirlediğikoşullarda davranış sergilemek zorunda kalan davacı şirketten beklemek, ne derece hakkaniyetle bağdaşır Kaldı ki Ihtirazi kayıt ileri sürme hakkının kullanılması belli bir şekle bağlı kılınmamıştır. Ihtirazi kayıt iradesinin herhangi bir şekilde açıklanması yeterlidir. Bu nedenle açık bir irade beyanı ile kullanılabileceği gibi örtülü irade beyanı ile de kullanılabilir. Açık irade beyanı yazılı veya sözlü olarak tamamen iradeyi gösteren bir davranışla kullanılabilir. Ihtirazi kayıt açık olarak; ifa sırasında sözlü olarak beyan edilmesi ya da yazılı olarak dilekçe verilmesi şeklinde ileri sürülebilir. Ihtirazi kayıt hakkr hak sahibinin tek taraflı irade beyanı ile kullanabildiği için muhatabın iş birliğine de ihtiyacı yoktur. Kanaatimizce; davacının davalı …’a yazmış olduğu dilekçelerin bütünlüğünden, elektriği kendilerinin kullanmadığını ve söz konusu borçtan da sorumlu olmadıkları ve zorunlu olarak ödeme yapmış oldukları hususları anlaşılmakla beraber; olayın özelliklerinden ve emredici hükümler ve tüketici hakları karşısında yaptırılmış ödemelerin yasal olarak haklı bir yanı ve yasal dayanağının bulunmadığı gibi, korunan hukuki yapı çiğnenmiş olduğundan, konu kamu düzenini ilgilendirdiğinden yasaya aykırı ödemeler geçersizdir. Bu nedenlerle, davacı, hukuki temeli bulunmayan ve 42.066,79.-TL tutarlı normal ve kaçak elektrik tahakkuklannın davalı … şirketi …’ tan iadesine karar verilmesini istemekte haklı olduğu” şeklinde raporlarını sunmuşlardır.
– Tarafların ileri sürdüğü deliller toplanılmış, abone işlem dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce verilen 09/11/2017 tarih 2016/… esas ve 2017/… karar sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 10/09/2020 tarih ve 2018/… Esas 2020/… Karar sayılı ilamıyla ilamıyla bozulmakla eldeki esas üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki elektrik sözleşmesi sonrasında davacının yapmış olduğu ödemeler neticesinde açılan belirsiz alacak davası olduğu, davacı tarafından istirdat davasına dönüştüğü belirtilerek bilirkişi raporunda belirlenen miktar üzerinden ıslah dilekçesi sunularak istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır.
Netice olarak bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere, tüm dosya kapsamından, dava konusu olan borca ilişkin elektriği davacının kullanmadığı ve söz konusu borçtan da sorumlu olmadığı, davacıdan önceki abonenin sorumlu olduğu borcun ödenmesinin davacı şirketten istenilemeyeceği ve davacı tarafın işlemlerine devam edebilmek için zorunlu olarak ödeme yapmış olduğu; olayın özelliklerinden ve emredici hükümler ve tüketici hakları karşısında yaptırılmış ödemelerin yasal olarak haklı bir yanı ve yasal dayanağının bulunmadığı, korunan hukuki yapının çiğnenmiş olduğu, konu kamu düzenini ilgilendirdiğinden yasaya aykırı ödemelerin geçersiz olduğu, davacının, hukuki temeli bulunmayan ve 42.066,79.-TL tutarlı normal ve kaçak elektrik tahakkukunun davalılardan aşağıda belirtilen miktarlar üzerinden iadesine dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla davanın kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 23.370,6 TL nin Davalı … … A.Ş 18.696,19 TL nin de davalı … den alınarak toplam 42.066,79 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.873,58 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL ve ıslah harcı 547,62 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 2.155,18 TL eksik harcın davalılardan borçları oranında tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 204,28 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan ıslah harcı 547,62 TL, tebligat, posta ücreti 142,60 TL ve bilirkişi ücreti 1.800,00 TL olmak üzere toplam 2.694,50 TL yargılama giderinin davalılardan borçları oranıda alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalılarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 6.268,68 TL vekalet ücretinin davalılardan borçları oranında alınıp davacıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanıp, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …

Hakim …