Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/533 E. 2021/70 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/533 Esas
KARAR NO:2021/70

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/10/2020
KARAR TARİHİ:27/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili hakkında ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı gibi takibe konu alacağın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, müvekkilinin maliki olduğu …, … Mah. … Cad…. Sk No:… deki 3 nolu dairede 04.05.2008 tarihinde yangın meydana geldiğini, … Yakası İtfaiye Müdürlüğünün 04.05.2008 tarih,M. 34,0. … .0.71-309.03 sayılı Yangın raporunda müvekkiline ait 3 nolu dairede Banyo dolabı,sauna yanmak; daire dahili ıslanmak ve islenmek suretiyle zarar gördüğünün tespit edildiğini, Müvekkilinin dairesi dışında binada hiçbir dairede yangından ötürü bir zarar görmemiş olup bunun aksine bir tespitin yangın raporunda bulunmadığını, ayrıca binada oturan kişi ve görevlilerinde yangının diğer dairelere sirayet etmediğini bilmekte olduğunu, durum böyle iken davalının sigortalısı olan …’nm maliki olduğu aynı binanın 9 nolu dairede yangın sebebi ile maddi hasar meydana geldiği iddiası ile rücuen alacak talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, lddia edilen hasar ile yangın arasında bir illiyet bağı bulunmamakta olup, Yangının meydana geldiği dairenin giriş katta iken bu dairenin 3 kat üzerindeki daireye hasar vermiş olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, giriş katının üstünde iki kat daha olup bu dairelerde de herhangibir hasar olmamış iken 3 kat yukarıdaki dairede hasar ve zarardan söz edilemeyeceğini, yangın tarihi 2008 yılı olup, başlatılan İcra takibinin ise 2017 yılına ait olduğunu, bu nedenle iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, salt zamanaşımı nedeni ile davacının herhangi bir alacağının yasal dayanağının olamayacağını, kaldı ki meydana gelen yangın sebebiyle müvekkilimin kusurunun da söz konusu olmadığını, Davalının önce kiracı … hakkında ….Asliye Hukuk ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas …K. Sayılı açtığı dava kiracının kusuru bulunmadığından red edildiğini, sonra ise …hakkında açtığı davanın … Sulh Hukuk Mahkemesinin …esas… karar sayılı dava pasif husumet ehliyeti yokluğundan red edildiğini, fahiş talepte bulunan ve zamanaşımına uğramış bir haksız alacak İçin haciz işlemi de uygulayarak müvekkilini mağdur eden davacının kötü niyetli olduğunu, uğranılan zararın kısmen de olsa telafisi için kötüniyet tazminatı da talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere davanın kabulü ile; öncelikle dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız olarak ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmasına, Müvekkilinin ….1cra Müdürlüğünün … E.sayılı takibine konu edilen borçtan sorumlu olmadığının tespitine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine,Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CE VAP :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; huzurda görülmekte olan dosyada davacı vekilinin açmış olduğu davanın haksız ve mesnetsiz olup davacı tarafın icra takibine konu edilen rücuen tazminat alacaklarından sorumlu olduğunu, müvekkili şirkete … nolu … Sigorta Poliçesi ile sigortalı …’ nm maliki olduğu … … … Sokak … … No:,,,/,,, …/,,, adresindeki dairede, aynı binanın giriş katında bulunan 3 nolu dairede meydana gelen yangın sebebiyle oluşan duman ve isin sirayeti sonucu maddi hasar meydana geldiğini, Müvekkil şirkete yapılan hasar ihbarını müteakip hazırlatılan ekspertiz raporuna istinaden 9.018,00-TL hasar bedeli, 03.07.2008 tarihinde onarımı yapan dekorasyon şirketine ödendiğini, yapılan ödeme ile müvekkil sigorta şirketi, TTK m.1472 (ETTK m.1301) hükmü gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu, anılan 9.018,00 TL rücuen alacaklarının tazmini için kiracı … aleyhine … cra Müdürlüğünün … esas icra takibine girişilmiş ve borca süresinde itiraz üzerine … Asliye Hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığını, … vekilinin yetki itirazında bulunduğu, … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen yetkisizlik kararı gereğince dosyanın … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiğini, yargılamanın burada devam ettiğini ve Mahkemece dava konusu hasar ile ilgili kusuru ve illiyet bağının bulunmadığına ilişkin karar verildiğini, söz konusu kararın temyiz edildiğini, Yargıtay’ca kararın onandığını ve kesinleştiğini, işbu karardan sonra 3 numaralı daire maliki aleyhine taraflarına …. İcra müdürlüğünün … esas numarası ile icra takibi açıldığını, davacı yapı malikinin dava konusu hasardan Türk Borçlar Kanunun 69. Madde hükmü gereğince kusursuz olarak sorumlu olduğunu, bu sorumluğun objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk hali olduğunu, sonuç olarak huzurdaki haksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davanın …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti için açtığı menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacıya ait evde meydana gelen yangın neticesinde davalının dava dışı sigortalısının evinde meydana gelen hasar nedeniyle başlatılan takip nedeniyle davalının davacı tarafa borçlu olup olmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür.
…, İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının dosyamız içine alındığı görüldü.
Açılan davada, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartlarından olması gözetilerek HMK 138 maddesi de dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerektiği yine HMK 115/1 maddesi gereğince de dava şartlarının yargılamanın her safhasında mahkeme hakimliğince resen dikkate alınması gerektiği hususu ile HMK 1. maddesi gereğince görev hususunun kanunla düzenlenen kamu düzenine ilişkin olması hususları hep birlikte değerlendirilmiş ve öncelikle bu yönde karar vermek gerekmiştir.
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK ‘nun 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Somut uyuşmazlığın incelenmesinde, dava dışı sigortalı …ile davalı arasında… Sigorta Poliçesi ile maliki olduğu … … Sokak … … No:…/… …/… adresindeki konutun sigortalandığı dairede, aynı binanın giriş katında bulunan 3 nolu dairede meydana gelen yangın sebebiyle oluşan duman ve isin sirayeti sonucu maddi hasar meydana geldiği, davalı şirkete yapılan hasar ihbarını müteakip 9.018,00-TL hasar bedelinin, 03.07.2008 tarihinde onarımı yapan dekorasyon şirketine ödendiği, yapılan ödeme ile davalı …, sigortalısının haklarına halef olduğu, eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacının ve davalının sigortalısınında tacir olmadığı, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili olmadığı, dolayısıyla ticaret mahkemelerinin görevli olmadığı, taraflar arasında ilişkinin tüketici iş veya işlemi de olmadığı, tüketici mahkemelerinin görevli olamayacağı, bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesi olduğuna kanaat getirildiğinden mahkememizin görevli olmaması nedeniyle davacının davasının HMK 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır