Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2022/289 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/522 Esas
KARAR NO :2022/289

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ:14/11/2017
KARAR TARİHİ:28/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Öncelikle … A.Ş. ile müvekkili … … A.Ş. (Eski Ünvanı… Yön. A.Ş.) arasında akdedilen, kredi alacağı temlik sözleşmesi uyarınca iş bu dosyalar kapsamındaki alacak haklarının müvekkili … … A.Ş. tarafından temlik alındığını, temlik eden … A.Ş. ile davalı borçlu arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden kredinin kullanımından doğan borçların süresi içerisinde ödenmemesi sonucu hesap kat ihtarnamesiyle borçlulara borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, borçluların borçlarını verilen sürede ödemediğini ve bu nedenle temerrüde düştüklerini, davalı borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğü …E. (İlk esası … E.) sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı borçlu vekilinin süresi içinde itirazı nedeniyle takibin durduğunu, Borçlu- davalı şahsın, Annesi, Babası ve Amcası ile birlikte müteselsil kefil olarak … A.Ş. ‘ den kredi kullandığını, var olan borcunu inkar ettiğini, borçlunun tüm itirazlarının haksız, kötü niyetli ve borcun ödenmesini geciktirmeye yönelik olduğunu, 600.000,00-TL gibi yüksek bir borç meblağı bulunduğunu, davalı tarafın haberdar olmamasının akla ve mantığa sığmadığını, alacaklı bankanın sistemi ve tüm takip hesap hareketlerinde de ortaya çıkacağı üzere, davalı borçluların itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle; …. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasındaki tüm itirazlarının iptali ile (yetkiye, takibe, borca ve ferilerine ilişkin KÜLLİYEN) takibin devamına, itirazların haksız, kötü niyetli ve borcun ödenmesini geciktirmeye yönelik olduğundan % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının temlik edeni … A.Ş. ile müvekkilinin hiçbir ticari veya krediye dayalı ilişkisi bulunmadığını, müvekkiline hesap kat ihtarnamesi gönderildiğinin de doğru olmadığını, …. İcra Müdürlüğünün 2009/765 esas numarasından müvekkili aleyhine başlatılan takipte davalıya tebligat yapılmadığını, müvekkilinin ilgili takipten hiç haberi olmadığını, müvekkilinin … … Merkez Müdürlüğünde bir çalışan olduğunu, maaşına yapılan ihtiyati haciz nedeniyle 2009 yılında yapılan icra takibinin varlığını öğrendiğini, takibin babası veya babasının eski bir şirketi ile ilgili bir kredi ilişkisinden kaynaklandığını öğrendiğini ve takibe itiraz ettiğini, davacı tarafın icra takibini ve huzurdaki davayı davacının babası veya babasının şirketi ile ilgili bir kredi sözleşmesine dayandırdığını, müvekkili tarafından imzalanmış bir kredi sözleşmesi olmadığını, ihtiyati haciz talebi ve kararının sadece bir kredi sözleşmesine dayandırıldığını, 2009 yılında açılan takipte davalıya (ilgisiz bir adrese tebligat gönderildiğinden) tebligat yapılamadığını, dosyanın 2009 yılından itibaren 9 yıl boyunca bu şekilde bekletildiğini, 2017 yılında davacının çalıştığı kurumdaki maaşının ihtiyati haciz kararına istinaden haczedildiğini, müvekkilinin bu işlemden telafisi imkansız şekilde mağdur olduğunu ve mağduriyetinin devam ettiğini, müvekkilinin 6 aylık sürede çok ciddi bir ekonomik çıkmaza girdiğini ve bu mali çıkması atlatmasının imkansız hale geldiğini, Bu nedenle; özellikle alacaklının 9 yıldır herhangi bir şekilde alacağını takip etmemesi, davalıya ödeme emrini tebliğ dahi ettirmemesi, kredi sözleşmesinde çıplak gözle bakıldığında dahi davalının imzasının bulunmadığının görülmesi, davalının çalıştığı yer ve adresinin belirli olması gibi hususlar özellikle değerlendirilerek mevcut olan ihtiyatı haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, davalı lehine % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve bu tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine, 2009 yılında verilmiş ihtiyati haciz kararının davalı yönünden kaldırılmasına veya uygulamasının sadece maaşın ¼’ü hakkında uygulanması şeklinde sınırlanmasına, masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67 maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan davacının, davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa alacağın miktarı, Genel Kredi Sözleşmesinde davalının kefaletinin olup olmadığı, varsa imzanın ona ait olup olmadığı ve davalının, davacıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise borç miktarına ilişkin olduğu görülmüştür.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 606.632,25-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, icra takip dosyası, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamınca davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı temlik eden … A.ş tarafından davalı aleyhine ilk esası … olan …. İcra müdürlüğünün dosyasında Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak takip yaptığı, bilahere alacağını dosyamız davacısı temlik alana devir edildiği ve davalı tarafın süresnide yapmış olduğu itiraz üzerine durmuş olan takibe karşı açılan itirazın iptali davasında, davalı tarafın savunması uyarınca, davacıya borçlu olup olmadığının tespiti için Genel Kredi Sözleşmesinin aslı ve imza incelemesi gerektiği ancak, gerek alacağı temlik alan dosyamız davacısı … … A.ş, gerekse alacağı devreden … A.ş’ne ayrı ayrı yazılan müzekkere ve sonuçları hatırlatılarak verilen sürelere rağmen Genel Kredi Sözleşmesinin aslının dosyamıza sunulmamış olduğu, bu şekilde davalı savunmasına karşı davacı tarafın verilen kesin süreye uymaması nedeni ile ve alacağı devreden … tarafından tüm belgelerin de davacıya teslim edildiğine ilişkin dosyamıza gönderilen yazı cevabı da dikkate alınarak davacının iddiasını ispatlamamış olduğuna, davalının Genel Kredi Sözleşmesinde imzası olmadığı, imzanın kendisine ait olmadığı savunmasına bu nedenle itibar edilerek, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de; takip alacaklısı alacağı devreden banka tarafından açılan icra takibinde Genel Kredi Sözleşmesinin fotokopisinin sunulduğu, fotokopi içeriğinde davacıya ait olduğu iddia edilen imzanın bulunduğu ancak açılan dava sürecinde takip tarihi de dikkate alındığında imza incelemesi için gerekli olan, fotokopi üzerinde imza incelemesi yapılamayacak olması nedeni ile, Genel Kredi Sözleşmesi aslının sunulamadığı, bu sunulamama halinin açıkça davacının ve alacağı devreden bankanın kötü niyetine istinaden olduğuna dair herhangi bir açık isnat ve bu isnadı delillendiren davalı tarafça herhangi bir delil sunulamadığı, bu nedenle de kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığına kanaat getirildiğinden davalı tarafın bu talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 10.09.2020 tarih ve 2020/842 Esas, 2020/803 Karar sayılı ilamıyla ” İlk derece mahkemesince;davacıya verilen kesin sürenin usulune uygun olmadığı tesbit ile kesin süre verilmesine ilişkin ara kararından rücu edildikten sonra ,banka şubesine yazılan müzekkere cevabından sonuç alınamaması üzerine yasada öngörülen kesin süreyi vermeden davalı savunmasının doğruluğunu kabul ederek davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun değildir.Hükümden sonra talep olunan genel kredi sözleşmesi aslının dosyaya sunulması karşısında ,davalının imza inkarına yönelik savunmasının yöntemince incelenmesi için hükmün kaldırılması gerekmektedir.Hüküm gösterilen delillerin toplanmaması ve değerlendirilmemesi kapsamında kaldığından kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.” karar kaldırılmıştır.
Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilen dosyada yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller değerlendirilerek, dava konusu olan Genel Kredi Sözleşmesi aslındaki imzanın davalıya ait olup olmadığının belirlenmesi için, kasada bulunan GKS aslı, diğer evraklar ve mahkememizce alınan davalıya ait imzalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, karar verilmiştir.
Bilirkişi mahkememize sunduğu 10/02/2021 tarihli raporda özetle;
“Dava dosyasında yaptığım araştırmada;
– 12/12/2003 veriliş tarih ve V … seri no.lu Sürücü Belgesi fotokopisinde
… 26.Noterliği, 22/05/2007 tarih ve … y. no.lu Vekaletname aslında,
… 31.Noterliği, 05/09/2017 tarih ve … y. no.lu Vekaletname fotokopisinde,
27/12/2017 tarihli Tebliğ Mazbatası aslında,
07/05/2018 tarihli Duruşma Tutanağı aslında,
Huzurda düzenlenmiş, bir sayfa İmza Örnekleri Tutanağı aslında, davalı …’nın mukayeseye esas alınabilecek imzalarının bulunduğu, bu belgelerden beş adedinin inceleme konusu Genel Kredi Taahhütnamesinin tanziminden sonraki tarihlerde düzenlenmiş olduğu, 2003 tarihli Belgesi fotokopisindeki -teşhis ve tespite götürecek görüntü kalitesinde olmayan- imzanın son kısmı, 2007 tarihli Vekaletname aslındaki imzanın da başlangıç bölümü bakımından diğer imzalardan belirgin farklı oldukları gözlemlenmiş; adı geçen şahsın, inceleme konusu Genel Kredi Taahhütnamesinin tanziminden önce düzenlenmiş belgelerde olması muhtemel mukayese imzalarının da incelemelere dahil edilmelerinin analiz değerlerine katkısı olabileceği değerlendirilmiştir.
Zorunlu durumlarda mevcut mukayese imzaları ile karşılaştırmalı incelemeler yapılarak kanaat beyanında bulunulmakta ise de sanık …’in, bilhassa 2005 yılından önce düzenlenmiş belgelerde olması muhtemel imzalarından temin edilmesi halinde yeniden yapılacak incelemelerle isteminiz doğrultusunda olumlu ya da olumsuz yönde Kanaat beyanında bulunulabileceği hususu takdirlerinize arzolunur.şeklinde görüş ve kanaatini sunmuştur.
Davalı …’nın 2005 tarih öncesine ait imza örneklerinin bulunduğu yerlere müzekkereler yazılmış, ıslak imzalı evraklar dosyaya temin edilmiştir.
Evrak asıllarının temini sonrası Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda ve kasaya alınan evrak asılları da incelenmek suretiyle Ek rapor alınmak üzere dosya tekrar bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi mahkememize sunduğu ek raporda özetle;
1. … isimli şahsın, dava dosyası içinde mevcut, niteliklerini yukarıda ayrıntılı olarak belirttiğim bir adedi tarihsiz, diğerleri 2003, 2007, 2008, 2017, 2018 ve 2021 tarihli belgelerde bulunan mukayese imzalarının, karşılaştırmalı incelemelerde esas alınan (fotokopi olanların sınırlı, asıl olanların tüm) kriterler yönünden kendi aralarında incelenmelerinde; başlangıç, gövde ve son kısımlarının yapılandırılması, birbirlerine göre konumlandırılması, oranı, eğim ve genel istikamet durumu itibarıyla 2017 yılı ve sonrasında düzenlenmiş belgelerdeki imzaların aralarında kabul edilebilir varyasyonlar bulunduğu; 2007 ve 2008 tarihli belgelerdeki imzalar ile 2017 ve sonrasında düzenlenmiş belgelerdeki imzalar aralarında da irtibat tesisine elverişli unsurlar bulunduğu; lakin 2003 tarihli Sürücü Belgesi Müracaat Formu aslındaki ve Sürücü Belgesindeki imzalarda başlangıç harfleri sonrasındaki unsurların yapılandırılma tarzı itibarıyla hem kendi aralarında, hem de diğer belgelerdeki ‘tüm imzalardan farklı oldukları, müşahede ve tespit edilmiştir.
2. İnceleme konusu, “… …. … Şubesi” ile “…, …, …” aralarında düzenlenmiş, 25/02/2005 tarih ve 600.000/Altıyüzbin YTL meblağlı GKT aslında davalı … adına atılı bulunan imzaların incelenmesinde; kalem kaldırılmadan tek hamlede, başlangıç kısımlarında “ # ” harfleri (i), devamında “4” harfleri (1i), ve “£” harflerine () benzer şekil kombinasyonları, saat yönünün tersine sonlandırılma hatlarından (v) oluştuğu; itiraz edilen bu imzalar ile davalı …’nın referans imzaları aralarında genel biçimlendirme ve imza yolu yönünden benzerlik bulunmadığı gibi fizik laboratuvarında VSC 5000, Regula 1011, diğer optik aletler ve bilgisayar programları yardımıyla
İtiraz edilen imzalar ile referans imzaların başlangıç, gövde ve son kısımlarının yapılandırılma tarzı, birbirlerine göre konumlandırılmaları, oranı,
– İtiraz edilen imzalar ile referans imzaların işleklik derecesi, eğim ve genel istikamet durumu, (referans imzaların tamamında istikrar unsuru olan) nokta alışkanlığı yönünden karşılıklı, detaylı grafolojik analizleri yapıldığında da, aralarında aynı elden çıktıklarını gösterir nitelikte uygunluk ve benzerlik saptanmamıştır. (tablo)
Sonuç olarak; davalı …’nın mevcut referans imzaları ile aralarında genel biçimlendirme, imza yolu ve karşılaştırmalı incelemelerde esas alınan diğer kriterler itibarıyla aynı elden çıktıklarını gösterir nitelikte uygunluk ve benzerlik saptanmadığından; inceleme konusu, “… …. … Şubesi” ile “…, …, …” aralarında düzenlenmiş, 25/02/2005 tarih ve 600.000/Altıyüzbin YTL meblağlı Genel Kredi Taahhütnamesi aslında davalı … adına atfen atılmış olan imzaların, davalı …’nın eli ürünü olmadığı kanaatine varılmıştır.şeklinde ek görüş ve kanaatini sunmuştur.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Mevcut dosya kapsamı itibariyle davacı vekilinin ek rapor alınması ve yeniden inceleme yapılmasına ilişkin taleplerinin yerinde görülmeyip reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, temlik eden banka tarafından dava dışı Alkaya İnşaat…Şti’ne kredi kullandırıldığı, davacı taraf iddiasına göre davalının da kefil olarak sözlemeyi imzaladığı, ancak davalının sözleşmedeki imzaya itirazının olduğu, mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesinde, dava konusu kredi sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığının belirlendiği görülmekle, davalının imzası kendisine ait olmayan kredi sözleşmesi kefilliğinden dolayı borçtan sorumlu tutulamayacağı kanaati ile, davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de; kredi sözleşmesinin imzalanması esnasında, davalı adına atılan imzanın alınması aşamasında temlik eden bankanın ve sonraki aşamalarda temlik alan davacının açıkça kötü niyetli tutumu olup olmadığı belli olmadığından bu yöndeki talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde, dava konusu icra dosyasına sunulmuş olan ihtiyati haciz kararının davalı yönünden kaldırılmasını veya maaşının 1/4 ü ile sınırlı olarak uygulanmasına karar verilmesini talep etmiş olup, icra dosyasının incelenmesinde, davalı tarafın talebi üzerine icra dosyasında 30/01/2020 tarihli yazı ile davalının maaşının üzerine konulan haczin kaldırılmasına ve kesintilerin durdurulmasına karar verilmiş olup, ayrıca davalı taraf kesintilerin iadesi talebine ilişkin şikayet yoluna başvurmuş ve …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada “İİK 264/4. maddesine göre alcaklı itirazın kaldırılması davasını kaybederse ,ihtiyati haciz hükümsüz kalır. Müdürlükçe kanun maddesi ve davacının talebi gibi maaş haczinin kaldırılması ve kesintilerin durdurulması kararı vermiştir. Ancak dosyaya yatırılan paraların iadesi ancak mahkeme kararının kesinleşmesi ile mümkündür.Zira somut olayda İİK 361 . maddede düzenlenen bir durum da söz konusu değildir.Bu nedenle müdürlük işleminde usul ve yasaya aykırılık yoktur.” gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiş olup; İcra Dairesince 30/01/2020 tarihli yazı ile davalının maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmış olması ve kesintilerin durdurulmasına karar verilmiş olması karşısında, davalı tarafın ihtiyati haciz kararının davalı yönünden kaldırılmasını veya maaşının 1/4 ü ile sınırlı olarak uygulanmasına karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Davalı tarafın ihtiyati haciz kararının davalı yönünden kaldırılmasını veya maaşının 1/4 ü ile sınırlı olarak uygulanmasına karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 7.326,67 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 7.245,97 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 47.381,61 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.28/03/2022

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza