Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/519 E. 2022/275 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/519 Esas
KARAR NO :2022/275

DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/10/2020
KARAR TARİHİ:25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin … temsilciliği ile müvekkil firma arasında 06.04.2018 tarihinde …’da tanzim ve imzalanan eser sözleşmesi gereğince, KDV hariç 48.500.00.-USD (KDV dahil; 57.320.00.- USD) bedel karşılığında müvekkile ait yada müteahhitliğini yaptığı yapıların asansörlerinin yapımı ve anahtar teslimi tabir edilen şekilde tesisi için eser sözleşmesi akdedildiği, müvekkilden bakiye kalan bedelin Amerikan doları yada karşılığındaki Türk lirası ile ödenmesini talep edilmesi hukuka uygun olmadığı, talep ve ihtara rağmen davalı şirket sözleşmeden doğan edimlerini ödemenin yapılmadığını gerekçe göstererek geciktirdiği ve yapılan binanın iskan ruhsatı alınabilmesi için asansör ile ilgili olan işleri bitirmeyerek müvekkil şirkete zorlamada bulunduğu, bu zorlamaların ve iskan işlemlerinin sadece asansör ile ilgili olan kısmının tamamlanmamasının bu gecikmeye sebep olması karşısında müvekkil şirketçe davalıya 85.162.05.-TL lık 20.03.2019 tanzim tarihli … A.Ş. … şb.nin … nolu hesabına ait çek verildiği, müvekkil şirket 85.162.05.-TL meblağlı çeki kaldığı zor durum karşısında keşide etmek zorunda kaldığı, gerçek iradesi bu kadar borcu, hatta hiç borcu olmadığı, davalı şirkete keşide edilen ihtarnamelerle, hukuki ve cezai haklar saklı tutulduğu, kendilerinin temerrüde düşeceği açıkça belirtildiği, yapılan ödeme müvekkil şirketin işlerinin tamamlanması için davalı tarafından uygulanan zorlama veya zor durumda bırakma neticesinde ödenmek zorunda kalındığı, davanın kabulüne, 32 sayılı kararnamedeki değişiklikler ilgili tebliğler gereğince taraflar arasında akdedilen 06.04.2018 tarihli sözleşmede belirlenen toplamda 57.320.00.-USD bedelin tebliğlerde belirlenen usul gereğince 02.01.2018 tarihli kur esas alınarak (1 USD = 3.77.-TL olmak üzere), sözleşmenin bedelinin TL cinsinden belirlenmesini ve bu bedele TÜİK verilerine göre aylık TÜFE oranının uygulanması sureti ile son meblağın belirlenmesini, yapılacak belirleme sonrasında fazladan ödemek zorunda kaldığı bedelin, şimdilik 10.000. 00.-TL lık kısmı ile saklı tuttuğu müddeabihi ıslah yolu ile artırma hakkı kullanma neticesinde, müddeabihi artırmamızla belirlenecek iade tutarının tamamına dava tarihinden yada ödeme yapılan tarih olan 20.03.2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dayanak olarak gösterdiği karar, anayasaya aykırı olup sonradan düzenlenen yeni bir karar ile karardan önce tanzim edilen sözleşmeler işbu kararın kapsamı dışında tutulduğu, taraflar arasında akdedilen asansörlerin temin ve tesisine ilişkin sözleşmenin de incelenmesi ile ünitelerin yurt dışında imal edildikten sonra Türkiye’ye geleceği açıkça görüleceği, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince de bedelin taraflarca döviz cinsinde ya da dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün olup aksi hal sadece kanunla sınırlandırılabileceği, sözleşme serbestisi (irade özgürlüğü) ilkesi, Türk – İsviçre Borçlar Hukuku’nda da kabul edilmiş olan, evrensel bir hukuk ilkesi olduğu, işbu ilke uyarınca taraflar kanunda öngörülen sınırlar çerçevesinde diledikleri gibi sözleşme yapma, sözleşmenin içeriğini belirleme hakkına sahip olduğu, eser sözleşmesi ile taraflar meydana getirilecek esere ilişkin detayları, ödenecek bedeli ve ödeme şeklini kanun sınırları çerçevesinde özgürce belirleyebildiği, işbu sebepten ötürü davacının dayanmış olduğu ve iptal edilen yok hükmündeki kararın hiçbir geçerliliği olmayıp taraflar arasında akdedilen sözleşme usul ve yasaya uygun olduğu, sözleşme serbestisi çerçevesinde taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca ödemelerin döviz olarak ya da t.c.m.b. efektif döviz satışı kuru karşılığı türk lirası olarak yapılacağı, müvekkil şirket tarafından yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirildiği, bunun karşılığı olarak sözleşme ile serbestçe belirlenmiş olan bedel talep edildiği, arz ve izah edilen nedenlerle davacı tarafından açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bedel ödeme ediminin Türk Para Birimine uyarlanması ve davalıya yabancı para birimi üzerinden fazladan ödendiği iddia edilen bedelin tahsili istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından sunulan 25/05/2021 tarihli kök raporda özetle;
“Dosya münderecatına göre yukarıda anılan gerekçelerle, işbu davada davacının talebinin incelenmesi dairesinde taraflar arasında imza edilen 6.4.2018 tarihli sözleşmenin Cumhurbaşkanlığının 32 sayılı kararı nedeniyle TL’ye çevrilmesinin gerekmediği, sözleşmenin güncellenmemesi sebebiyle daha önceden ödenen bedelin iadesinin gerekmediği,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Dosyada bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edildiği, itirazların değerlendirilmesi için ek rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin sunmuş olduğu 27/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
“Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda kök rapordaki görüşlerinde değişiklik olmadığı ve mahkemenizin kök rapordaki kanaatin aksi yönde değerlendirme yapması ihtimâline karşılık olarak bazı hesaplamalar yapıldığı, davacı vekilinin diğer açıklamaları mahkemenize yönelik yorum ve izahat niteliğinde olduğundan ve rapordaki bir eksikliği ifade etmediğinden ayrıca değerlendirilmediği, ek raporda yapılan hesaplamalar kök rapordaki kanaati değiştirici nitelikte olmadığı, 06.04.2018 tarihli iş sözleşmesindeki (asansör yapımı ve yürüyen merdiven yapılması) işin bedeli 48.500 USD x 418 KDV, 02.01.2018’de 1 USD: 3,777 TL x 48.500 USD: 183.184,50 KDV hariç işin TL karşılığı olarak hesaplandığı, aylık Tefeye göre tutar : 220.153,60 TL x 418 KDV 3962765 TL olup toplam tutar: 259.781,25 TL şeklinde olduğu, davacı taraf TL olarak toplam 324.584,04 11. ödeme yaptığı, 13.09.2018 tarihli geçici 8. Maddede yapılan değişiktiğe istinaden davacının ödemesi gereken eser sözleşmesi tutarı 259.781,25 TL olup bu durumda davacı davalı şirkete 64.802,79 TL fazla ödeme yaptığı, dava tarihi 01.10.2020- faiz başlangıcı 20.03.2019 -561 gün- anapara 64.802,79 TL yasal faiz oranı %9 faiz tutarı 9.088.59 TL toplam davacının davalıdan talep edebileceği miktar 73.891,38 TL olduğu, 06.04.2018 tarihli iş sözleşmesine (asansör yapımı ve yürüyen merdiven yapılması) İşin bedeli 48.500 USD x 418 KDV 8.730 USD: 57.230 USD’dir. USD karşılığı 57.230 ÜUSD davalı alacağının davacının TL karşılığı ödemeleri ödeme tarihi itibari ile USD cinsinden toplam 57.070,43 USD olduğu, bu durumda davalı davacıdan 159.57 USD alacaklı olduğu,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Söz konusu bilirkişi raporları maddi vakıa tespiti yönünden denetime elverişli ise de hukuki nitelendirme mahkemeye ait olması sebebiyle mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre; dava, eser sözleşmesinde bedel ödeme asli edim yükümlüsü olan davacının döviz cinsi üzerinden belirlenen sözleşme bedelinin Türk Lirasına çevrilerek davalıya fazladan ödendiği iddia edilen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında 06/04/2018 tarihinde eser sözleşmesi akdedildiği, davacı tarafça Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın Geçici 8. Maddesinin ” Bu Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde, söz konusu bentte belirtilen ve daha önce akdedilmiş yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller, Bakanlıkça belirlenen haller dışında; Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenir.” (GEÇİCİ MADDE 8 Ek madde: Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (R.G.-13.09.2018/30534-85) m.2) şeklindeki hükme dayanılmıştır.
06.10.2018 tarihli Resmî Gazete’de, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından “TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2018-32/51)” yayımlanmıştır.
“MADDE 1 – 28/2/2008 tarihli ve 26801 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’in mülga 8 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler
MADDE 8 –
(21) Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.
(22) Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan iş makineleri dâhil taşıt kiralama sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.
(23) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur.
(24) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedeller Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenirken mutabakata varılamazsa; akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu bedellerin 2/1/2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 2/1/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.
Bu fıkra hükmü, bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar için uygulanmaz.
(25) Bu maddede, istisna tanınan tarafların mutabakatıyla yeni yapılacak sözleşmelerin Türk parası cinsinden yapılmasını veya mevcut döviz cinsinden veya dövize endeksli sözleşmelerde yer alan bedellerin Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi uyarınca Türk parası olarak yeniden kararlaştırılmasını talep etmesi durumunda sözleşmelerde yer alan bedeller Türk parası cinsinden kararlaştırılır.” düzenlemeleri getirilmiş, söz konusu tebliğin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafça yukarıda ayrıntılarına yer verilen tebliğe dayanılmış ise de tebliğin 8. Maddesinin son cümlesi “Bu fıkra hükmü, bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar için uygulanmaz.” şeklinde olup davacı tarafça sözleşme bedeli olarak davalıya ödenen bedelin uyarlanmasının söz konusu hüküm karşısında mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, söz konusu tebliğ de 16.11.2018’de değiştirilmiş, eser sözleşmelerinde 8. Maddenin tatbiki yönünden istisna kapsamı genişletilmiştir:
“TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2008-32/34)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2018-32/52)
(21) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayan sözleşmeler kapsamında düzenlenecek kıymetli evraklarda yer alan bedellerin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün değildir. Ancak, 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenmiş ve dolaşıma girmiş bulunan bu kapsamdaki kıymetli evraklar anılan geçici madde hükmünden istisnadır.
(22) Uluslararası piyasalarda fiyatı döviz cinsinden belirlenen kıymetli madenlere ve/veya emtiaya endekslenen ve/veya dolaylı olarak dövize endekslenen sözleşmeler, 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında dövize endeksli sözleşme olarak değerlendirilir. Ancak, taşımacılık faaliyetlerine ilişkin hizmet sözleşmelerinde akaryakıt fiyatlarına endeksleme yapılması mümkündür.
(23) Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler 32 sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında Türkiye’de yerleşik olarak değerlendirilir. Ancak, sözleşmenin yurt dışında ifa edilmesi durumunda bu fıkra hükmü uygulanmaz.
(24) Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.
(25) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, taşıt kiralama ve yolcu taşıma amaçlı ticari taşıt satış sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.
(26) 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan, menkul ve gayrimenkullere ilişkin finansal kiralama sözleşmeleri anılan geçici madde hükmünden istisnadır.
(27) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunludur.
(28) Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedeller 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenirken mutabakata varılamazsa; akdedilen sözleşmelerde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu bedellerin 2/1/2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 2/1/2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenir.
32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilen konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir. Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur.
Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar ile gayrimenkul kira sözleşmeleri kapsamında verilen depozitolar ve sözleşmelerin ifası kapsamında dolaşıma girmiş kıymetli evraklar için bu fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki istisna hükümler değerlendirildiğinde yine ödenen bedelin Türk Lirasına çevrilmesi ile alacak isteminin tebliğ hükümleri uyarınca söz konusu olamayacağı anlaşılmaktadır.
Davacının dayandığı bu iki tebliğde de yer alan “Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde yer alan bedellerin 32 sayılı Kararın Geçici 8 inci maddesi kapsamında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi zorunlu” şeklindeki düzenleme ile “Bu madde uyarınca sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılması mümkün olmayan sözleşmelerde tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar … için bu fıkra hükmünün uygulanmaz” şeklindeki ortak olan maddeler birlikte değerlendirildiğinde tahsil edilen veya gecikmiş alacakların da söz Türk Lirası üzerinden belirleme yapılmasına ilişkin hükümden istisna tutulduğu açıktır.
Ayrıca 16.11.2018 tarihli Tebliğ’de “(8) Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; döviz cinsinden maliyet içeren eser sözleşmelerinde, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.” “(24) Bu madde uyarınca akdedilecek sözleşmelerde istisna kapsamına alınan, ancak 32 sayılı Kararın Geçici 8. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce akdedilmiş bulunan sözleşmeler de anılan geçici madde hükmünden istisnadır.” şeklindedir.
Söz konusu hüküm ile mevcut sözleşmelerde herhangi bir değişiklik yapılmayacağı, 32 sayılı Karar’ın geçmişe yürümeyeceği, Karar yürürlüğe girdikten sonra yapılacak sözleşmelerin Karar kapsamında olacağı ifade edilmiştir. dolayısı ile taraflar arasında akdedilen 06/04/2018 tarihli sözleşmenin istisna kapsamında olduğu ve uyarlanma ile alacak istemine dayanak yapılamayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Eser sözleşmeleri Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 470. maddesinde “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde eser sözleşmesinin tanımı yapılmıştır. Karşılıklı iki tarafa borç yükleyen eser sözleşmelerinde bir taraf asli edim olarak eser meydana getirmeyi, diğer tarafsa asli edim olarak bedel ödemeyi üstlenmektedir.
Tarafların sözleşme serbestisi çerçevesinde meydana getirilecek esere ilişkin detayları, ödenecek bedeli ve ödeme şeklini kanun sınırları çerçevesinde özgürce belirleyebilme hakkına sahip oldukları yukarıda ayrıntılarına yer verilen Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’ın somut olaya uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 170,78-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 90,08-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır