Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/516 E. 2022/1160 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/516 Esas
KARAR NO :2022/1160

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ:30/09/2020
KARAR TARİHİ:30/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’nun, 22.07.2020 tarihinde … 1 Noterliğinde …’ya ait yetki belgesi çıkartıldıktan sonra, kooperatife ait karar defterini hukuka aykırı olarak ele geçirdiğini, diğer davalı … Kumtemur ile birlikte dava konusu genel kurul kararlarının alındığı toplantının düzenlenmesi hazırlıklarından başlayarak, kararların alınmasına kadar geçen hukuka aykırı süreci yönettiklerini, bu süreçte karar defterinin müvekkillerine iadesi taleplerinin tamamının geri çevrildiğini ve müvekkillerinin genel kurul toplantısından haberlerinin olmaması için her türlü çabayı sergilediklerini, sahte imza ve kaşe ile başvuru dilekçeleri düzenlediklerini, usulsüz üye kayıtları ile toplantı nisabını sağladıklarını ve sonuçta istedikleri kararları alarak, hukuka aykırı bir şekilde kooperatif yönetimini ele geçirdiklerini, müvekkillerinin imzalı ve boş olarak bıraktıkları karar defteri sayfalarına eski tarihli üye kayıtları yapıldığını, olağanüstü genel kurul toplantısı kararı alındığını, usulüne uygun olarak alınmış yönetim kurulu kararlarının üstünü çizerek uygulanamaz hale getirdiklerini belirterek 28/08/2020 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın 28/08/2020 tarihli genel kurul toplantısının iptali talebiyle ikame ettiği davanın süresi içerisinde açılmadığını, davacı tarafların, İstanbul Ticaret İl Müdürlüğü’ne 28/08/2020 tarihli genel kurulun yapılabilmesi için gerekli komiserlerin temini amacıyla yazılan dilekçede imzaların usulüne uygun atılmadığını iddia ederek genel kurul kararının iptalini talep ettiklerini, ancak davacılar … ve …’nın bizzat ıslak imzalı ve kaşeli şekilde 28/08/2020 tarihinde saat 15:00’te bahse konu kooperatifin seçimli olağanüstü genel kurulunun yapılacağı bu suretle bu toplantılarda kanunen bulundurulması zorunluluk arz eden komiserlerin temin edilmesini talep ettiklerinin görülmekte olduğu, bu hususta ilgili talep dilekçesini mahkemeye sunduklarını, bahse konu talep dilekçesinin davacı taraflarca imza altına alındığını, sayın Mahkemece de kanaat getireceği üzere imzalar sahibinin iradesini taşır ve bulundukları metnin imza sahibinden sadır olduğunu onaylamakta ve ortaya koymakta olduğunu, bu durumda ispat külfetinin davacı taraf üzerinde olduğunu, zira talep dilekçelerinde kendilerinin imzası bulunduğundan imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında bulunmaları halinde bunu kendilerinin ispat etmesi gerektiğini, bu hususta gerekmesi halinde ilgili talep dilekçesinin bilirkişi incelemesine tabi tutulmasını ve imzaların kime ait olduğunu tespit edilmesini de mahkemeden talep ettiklerini, öte yandan davacı tarafların karar defterinin hukuka aykırı olarak ele geçirildiğini ve genel kurul kararlarının bu şekilde alındığını beyanla da ilgili genel kurul kararının iptalini talep ettiklerini, ancak davacı tarafın bu iddialarının açıkça iftira niteliğinde olduğunu, müvekkillerinin kooperatifi devraldıktan sonra tüm ortaklar için kooperatife erişim imkanı getirdiği ve ortakların kooperatifi aktif olarak kullanmalarını sağladıklarını, öyle ki devraldındığında atıl halde bulunan, fiziki olarak bir ofisi dahi bulunmayan vergi dairelerine yüklü miktarda borcu bulunan, telefon faturalarından kaynaklanan borçlarını dahi ödeyemeyen, hiçbir şekilde alacaklarını dahi tahsil edemeyen, ortaklarına kredi kullandıramayan kooperatifin yeni yönetim kurulu ile bambaşka bir kimliğe bürünerek artık kredi verebilecek duruma geldiği ve alacaklarını tahsil edebildiğini belirterek davanın reddine, yargılama masrafları ve avukat ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava Kooperatif Genel Kurul Kararının iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Davanın süresinde açılıp açılmadığı, 28/08/2020 tarihli genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olup olmadığı, iptali gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizin 07/10/2022 tarihli bilirkişi inceleme (grafoloji) ara kararı uyarınca “Tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller değerlendirilerek, dava konusu olan (kasadaki evraklar içnide yer alan) Şişli Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi tarafından TC Ticaret Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’ne hitaben yazılmış olan 10/08/2020 tarihli 2020/2 sayılı yazıda kooperatif kaşesi yanında bulunan … ve … adına atılmış olan imzaların, davacılar olan bu kişilere ait olup olmadığının belirlenmesi için, kasada bulunan evrak aslı, diğer evraklar ve mahkememizce alınan davacılara ait imzalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına,” karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle; Tetkik konusu … Kooperatifi antetli, 10.08.2020 tarih, 2020/2 Sayılı, … BAKANLIĞI İSTANBUL İL MÜDÜRLÜĞÜ’NE hitaplı, … Başkan ve … Başkan Vekili yazıları ve imza bulunan belge aslında;
1….’ya atfen atılmış imzanın mevcut mukayese imzalara kıyasla …’nın eli ürünü OLMADIĞI,
2. …’a atfen atılmış imzanın mevcut mukayese imzalara kıyasla …’ın eli ürünü OLMADIĞI ” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, geçersiz olması (yokluk) hali, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin red oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesinin yollamasıyla, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 447. maddesinde “Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” hükümleri yer almaktadır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2561 E. 2016/1050 K. sayılı 24/02/2016 tarihli ilamı; “…1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir. Aynı Yasa’nın “Ek ödeme Yüklemi” başlıklı 31. maddesinde “Anasözleşme, ortakları ek ödemelerle yükümlendirebilir. Ancak, ek ödemelerin yalnız bilânço açıklarını kapatmada kullanılması şarttır. Ek ödeme yüklemi sınırsız olabileceği gibi, belirli miktarlarda veya iş hacmi ile veya paylarla orantılı olarak sınırlandırılabileceği” öngörülmüştür. Aynı şekilde, söz konusu Yasa’nın 52/1. maddesinde, ek ödeme ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızasının gerektiği düzenlenmiştir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK’nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir…”
Mahkememizde görülen davada dava dilekçesi ile kooperatifin 28.08.2020 tarihli Genel Kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali talep edilmiş olup, Kooperatifler Kanunu 53. Maddesi, 98. Maddesi yollaması ile, TTK’nın genel kurul kararlarının iptal ve butlanına ilişkin hükümleri ve uygulama gereği, bu tür davalarda davalı olarak şirket veya kooperatifin gösterilmesi gerekmekte olup, davacılar kendilerinin yönetim kurulu üyesi olduklarını iddia ederek, kooperatif yönetim kurulu sıfatı ile bu davayı açmışlar ve davalı olarak ta kooperatif defterlerini hukuka aykırı olarak ele geçirdikleri ve toplantıya kadar ki süreci yönettikleri ve yönetimi ele geçirdikleri iddia edilen … ve …’nu göstermişlerdir. Yapılan açıklamalar uyarınca, genel kurul karar iptali, yokluk ve butlan talepli davaların davalı tarafında şirket veya kooperatif tüzel kişiliğinin bulunması gerekmekte olup, kooperatif davalı olarak gösterilmediğinden, davanın davayı takip eden davacılar … ve … açısından davalılara bu davada husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan reddine, davacı … Başlı açısından ise dava 20/09/2021 tarihli celsede HMK 150 madde gereği işlemden kaldırıldığından ve yenilenmediğinden 21/12/2021 tarihi itibari ile açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar … ve … açısından; (davalılara bu davada husumet yöneltilemeyeceğinden) pasif husumet yokluğundan reddine,
2-Davacı … Başlı açısından davanın (20/09/2021 tarihli celsede HMK 150 madde gereği işlemden kaldırıldığından ve yenilenmediğinden) 21/12/2021 tarihi itibari ile açılmamış sayılmasına,
3-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile, eksik kalan 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraflar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak bir kısım davacılar vekili ile ile davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/12/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza