Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/497 E. 2023/391 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/155 Esas
KARAR NO : 2023/397

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 25/06/2004
KARAR TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizden verilen 12/05/2016 tarih ve 2014/833 Esas 2016/335 sayılı kararı Yargıtay, 19. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2018 tarih ve 2017/389 Esas 2018/6700 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun süredir davalının ürettiği sucukların pazarlamasını yaptığını, 2002 yılında satın almak istediği sucukların siparişi için avans olarak davalı şirkete Lüleburgaz … Bankası’ndaki çek hesabından çeşitli tarihlerde ve çeşitli tutarlarda toplam olarak 73.702,00 TL tutarında çek keşide ederek verdiğini, davalı şirketin 2002 yılında 44.086,00 TL tutarında mal gönderdiğini 29.154,34 TL tutarındaki malları göndermediğini, sipariş edilen mallara karşılık avans olarak çeşitli tarihlerde ve çeşitli tutarlarda 130.080,00 TL tutarında çek düzenlenerek davalı şirkete verildiğini, davalı şirketin 2003 yılında 103.097,00 TL tutarında mal gönderdiğini, 2003 yılı içinde 26.729,90 TL tutarında malları göndermeyerek bu kadar borçlandığını, netice olarak 2002 ve 2003 yılları için toplam olarak davalı şirketten 55.884,24 TL tutarı alacağı bulunduğunu, ihtarname ile ödenmesinin ihtar edildiğini buna rağmen ödenmemesi üzerine Lüleburgaz … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalı şirketin itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ve eldeki davanın açıldığı vurgulanarak itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın Lüleburgaz …Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında zuhulen açıldığını, mahkemece resen gönderme kararı verilerek kesinleşmeden gönderildiğini, bu şekilde mahkeme esasına kaydedildiğini, oysaki kesinleşip daha sonra gönderilmesi gerektiğini açıklayarak derdestlik itirazında bulunduğunu, yapılan tebligatın geçersiz olduğunu, ayrıca müvekkil şirket tarafından davacının borçlarını ödememesi nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibin durduğunu bu konuda İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas numarasında kayıtlı olduğu ve birleştirilmesi gerektiğini vurgulayarak esasa ilişkin verdiği beyan ile de davanın yersiz bulunduğunu açıklamak sureti ile reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin İkbal markasının yetkili hak sahibi olarak gıda alanında faaliyet göstermekte ve tanınmakta olduğunu, davalı ile 01/11/2003 tarihli bayilik protokolü imzaladığını, yıllardan beri süregelen ticari ilişki ile davalının müvekkil şirketin Trakya Bölge Bayii olmaya devam ettiğini, müvekkil şirket ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 32.371,51 TL borcu ödemediğini, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ile yapılan icra takibine itiraz etmesi sebebi ile takibi durduğunu ve eldeki davanın açıldığı vurgulanarak itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: alacaklı görünen tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını, aksine alacaklı olduğunu iddia eden tarafın kendisine borcunun bulunduğunu, hakkında icra takibi yapıldığını, icra takibinin durdurulmasını talep ettiğini, ayrıca İstanbul İcra dairelerinin yetkisiz olduğunu, müvekkillerinin uzun süredir davalı şirketin ürettiği sucukların pazarlamasını yaptığını, davalı şirket aleyhine İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde alacak davası açtıklarını, Lüleburgaz …Bankasına ait …-…–… ve … numaralı çeklerin iptali için de Lüleburgaz… Hukuk Mahkemesine iptal davası açıldığını belirterek davanın reddine, inkar tazminatının reddine, davacı yan haksız olarak müvekkili hakkında icra takibinde bulunmuş ve dava açmış olmakla alacak tutarının %40 oranında inkar tazminatı ödemekle yükümlü tutulmasına, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRMELER:
Mahkememize devrolunan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı ve 30/12/2011 tarihli karar hakkında Yargıtay 19.HD 2013/8200 esas 2013/16549 karar sayılı ve 26/10/2013 tarihli kararı ile bozma kararı verilmiş olup bozma ilamına uyma kararı verilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma kararında belirtildiği üzere; İtirazın iptali davasının koşullarından biri yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibi yapılmasıdır. Somut olayda asıl davanın konusunu oluşturan Lüleburgaz …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin yapıldığı yerin, yani Lüleburgaz …Dairesi’nin yetkisiz olduğu taraflarca kabul edilmiştir. Bu durumda asıl davanın dava koşullarından biri gerçekleşmemiştir. Dava koşulu bulunmayan bir davanın usulden reddi gerekir. Öte yandan dava şartı mevcut olmayan bir davada ıslah da söz konusu olamaz. Başka bir anlatımla ıslah yoluyla dava şartı yokluğu giderilemez. O halde mahkemece asıl davadaki ıslah talebinin reddi ve davanın da dava koşulu yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava bakımından ve Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış mahkememizce incelenerek içeriği uygun bulunan bilirkişi raporuna göre; davalı şirketin ve dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelendiğinde her iki şirketin birer gün arayla kurulduğu, ticaret sicil adreslerinin aynı adres olduğu, yönetim kurulu üyelerinin de aynı olduğu bu iki şirket arasında organik bağ bulunduğu kabul edilmiştir. Kabule göre; davacı şirket, davalı şirket ve dava dışı şirketin defter ve kayıtlarının birlikte incelenmesi neticesinde asıl dava bakımından davacının alacaklı olduğu tespit edilmiş olup, (bu alacak bakımından asıl dava usulden red olunmuştur.) davalı tarafın açtığı birleşen dava bakımından birleşen davanın davacısının alacaklı değil bilakis 16.703,52 TL borçlu konumunda olduğu anlaşılmakla davanın esastan reddine karar verilmiş mahkememiz kararı Yargıtay, 19. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2018 tarih ve 2017/389 Esas 2018/6700 Karar sayılı ilamında “Mahkemece birleşen davalının, birleşen davacı şirket ve dava dışı…Tüketim A.Ş. ile ticari ilişkileri birleştirilip, birleşen davacı şirketin ve dava dışı …Tüketim A.Ş.’nin tek bir şirket gibi düşünülerek birleşen davalının bu iki şirketten yaptığı alımlardan fazla ödeme yaptığı kabul edilerek birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporunda da, birleşen davalı ile davacı şirket ve dava dışı…Tüketim A.Ş. arasında tek ilişki olduğu değerlendirilerek hesaplama yapılmış, bu rapor benimsenerek hüküm kurulmuştur. Birleşen davacı …Gıda A.Ş. ile dava dışı …Tüketim A.Ş. ayrı tüzel kişiliklere sahip olduğundan, dava dışı …Tüketim A.Ş.’nin herhangi bir alacağına birleşen davacı şirket halef olamayacağı gibi birleşen davalının dava dışı şirkete yapmış olduğu ödemelere de halef olamaz. Mahkemece uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak, birleşen davacı şirket tarafından birleşen davalıya yapılan ve teslim edilen mal satış tutarları ile birleşen davalı tarafından birleşen davacı şirkete yapılan ödemeler araştırılıp, bu durumda birleşen davacı şirketin bir alacağı çıkarsa bu miktar üzerinden birleşen davanın kabulüne, çıkmazsa reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile birleşen davaya yönelik olarak verilen hükmün BOZULMASINA” karar verilerek mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce yeni esasa kaydedilerek yargılamasına devam edilen dosya mahkemece resen belirlenen bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi heyeti raporunda ” birleşen davacının 2003,2004,2005,2006,2007,2008,2009, 2010 ve 2011 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil nifeljğînîn bulunduğu kanaatine varıldığı, Birleşen davacı …San. A.Ş.’nin inceleneni ticari defterlerine göre davalı …’dan 31.12.2019 itarihi itibarıyla 32.371,52 TL alacaklı bulunduğu, mahkemeniz ara kararında belirtmiş olduğu incelemenin yapılabilmesi için davalı … Tarafından birleşen davacı …A.Ş ne yapılan ödemeleri gösterir bilgi ve belgeyer ile davacı İkbal Gıda İhtiyaç maddeleri … Dış Tic San A.Ş tarafından davalı yana düzenlenen faturalar ve irsaliyelerin dosyaya ibraz edilmesinin gerektiği ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı birleşen davalı …’a muhtıra gönderilerek …Gıda ya yaptığı bütün ödemeleri gösterir bilgi ve belgeleri sunması için 2 hafta süre verilmiştir.
Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili bilirkişi raporuna ilişkin beyan ve itiraz dilekçesi sunmuştur.
Dosya beyanlarda dikkate alınarak ek rapor hazırlaması için bilirkişi heyetine verilmiş heyet ek raporunda özetle” Davalı karşı davacı …A.Ş. vekilinin bilirkişi incelemesine ilişkin sunmuş olduğu beyan dilekçesine özetle; “…Raporda geçen belgeler çok eski ve kapsamlı olduğunu, müvekkillerine nit defterler Afyon karahisarda bulunduğunu, sözü geçen defter ve belgelerin nakli mümkün olmadığından … Bölgesi 1. Cadde 1. Sokak No… Afyonkarahisar adresinde incelenmesine karar verilmesini…” talep etmişlerdir. Davalı karşı davacı …Tic. A.Ş. tarafından fatura ve irsaliyeler sunulmadığından kök raporumuzu değiştirecek bir husus bulunmadığı, kök raporumuzda belirtildiği Üzere Birleşen davacı …İhtiyaç Maddeleri İmalat San. İç ve Dış Tic. San. A.Ş.’nin incelenen ticari defterlerine göre davalı …’dan 31.12.2019 tarihi itibarıyla 32.371,52 TL alacaklı bulunduğu tespit edildiği,” şeklinde ek rapor sunulmuştur.
Birleşen davada davacı ticari defterlerinin incelenmesi için talimat yazılarak yerinde inceleme yapılması istenmiş talimat bilirkişi raporunda özetle “Birleşen davada Davacı … Dış Tic.A.Ş.’nin 2003-2004-2005 yılı ticari defterlerinin Vergi Usul Kanunu’nun 220.maddesinde sayılı tasdiki zorunlu defterlerden olduğu; Ancak 2003-2004-2005 yılı yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin olmadığı;. (Eski 6762 T.T.K Madde 70) 6102 sayılı T.T.K. nun 64/3 maddesine göre; Yevmiye Defteri, Defter-i Kebir ve Envanter Defterlerinin tasdiki zorunlu defterlerden olup; yevmiye defterlerinin kapanış onayının izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar yaptırılması gerekmektedir. İlgili dönemlerin ticari defterlerinin H.M.K. M.222/2 uyarınca delil olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunun takdiri Sayın Mahkemeye olacağı; Birleşen davada Davacı …A.Ş.’nin 2003-2004-2005 ticari defterlerinin TTK ve VUK kapsamında geçerli kanuni defter olarak kabul edilme şartlarına haiz olduğu; Birleşen davada Davacı… ve İht.Mad.İmi.San.İç ve Dış Tic.A.Ş.’nin 2003-2004-2005 yılı ticari defterlerinin 26.12.1992 tarihli mükerrer 21447 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe giren 1 seri nolu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği hükümlerine uygun olarak tutulduğu; Birleşen davada Davacı…A.Ş.’nin 2003-2004-2005 yılı ticari defterleri yerinde incelenmiş olup; dava konusu fatura ve sevk irsaliyeleri tarafıma ibraz edilmemiştir. Dosyaya düzenlenen diğer bilirkişi raporlarında da değinildiği üzere ticari defter kayıtlarına göre Davacı ve davalı tarafların düzenlenen faturalarla ilgili herhangi bir tutarsızlığı bulunmadığı; Birleşen davada Davacı…A.Ş.’nin 2003-2004-2005 yılı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; Birleşen Davada Davalı … ‘dan cari hesabına istinaden 32.371,52.-TL alacağının olduğu; ANCAK; Cari hesabın ayrıntısının ise ; Birleşen Davada Davacı …A.Ş. tarafından Birleşen Davada Davalı …’a aşağıda liste şeklinde sunulan; 2003 yılında 16 adet 53.915,60.-tl tutarında fatura düzenlendiği; bu faturalara istinaden 39.000,00.-tl muhtelif tarihli çek alındığı bu çeklerden 7.500,00.-tl çekin geri iade edildiği ve kalan cari hesap alacağının 22.415,60.-tl olduğu; 21.08.2003 tarihinde … yevmiye kayıt numarasıyla dava dışı ikbal tüketim a.ş.nin davalı …’ dan 9.955,91 tl tutarında alacağına istinaden virman işlemi yapıldığı ve bu virman işleminden sonra cari hesap alacağının 32.371,52.-tl olduğunun kayıtlarda görüldüğü” şeklinde talimat raporu sunulmuştur.
Dosyada birleştirici rapor hazırlanması için SMM bilirkişisine verilmiş bilirkişi raporunda “Birleşen davacının 2003 -2004-2005-2006-2007-2008-2009-2010-2011 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, 2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu kanaatine varıldığı, Birleşen davacı… Tic. San. A.Ş.’nin incelenen ticari defterlerine göre davalı …’dan 31.12.2019 tarihi itibarıyla 32.371,52 TL alacaklı bulunduğu, Sayın mahkemenizin ara kararında belirtmiş olduğu incelemenin yapılabilmesi için Davalı … tarafından birleşen davacı… ihtiyaç Maddeleri İmalat San. İç ve Dış Tic. San. A.Ş.’ne yapılan ödemeleri gösterir bilgi ve belgeler ile davacı …A.Ş tarafından davalı yana düzenlenen faturalar ve irsaliyelerin dosyaya ibraz edilmesi gerektiği…” şeklinde idi. Sayın Mahkemeniz aracılığı ile 15.09.2021 tarihinde alınan talimat raporda özü itibariyle şu sonuçlara ulaşılmıştır. Birleşen davada Davacı … A.Ş.’nin 2003, 2004, 2005 yılları ticari defterleri yerinde incelenmiş, dava konusu sevk irsaliyelerinin ibraz edilmediği, dosyaya düzenlenen diğer bilirkişi raporlarında da değinildiği üzere ticari defter kayıtlarına göre, davacı ve davalı tarafların düzenlenen faturalarla ilgili herhangi bir tutarsızlığın bulunmadığı, neticeten, birleşen davada davalı …’dan cari hesaba istinaden 32.371,52 TL alacaklı olduğu, virman işlemleri neticesinde de aynı alacak miktarının devam ettiği tespit edilmiştir. Genel Netice olarak ; daha önce sunmuş olduğumuz kök ve ek rapor ve de alınan talimat rapor neticesinde ; Birleşen davada davacı …Gıda A.Ş.’nin davalı …’dan cari hesaba istinaden 32.371,52 TL alacaklı olduğu,” şeklinde rapor sunulmuştur.
İtirazın iptali davasının koşullarından biri yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibi yapılmasıdır. Somut olayda asıl davanın konusunu oluşturan Lüleburgaz … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin yapıldığı yerin, yani Lüleburgaz … Dairesi’nin yetkisiz olduğu taraflarca kabul edilmiştir. Bu durumda asıl davanın dava koşullarından biri gerçekleşmemiştir. Dava koşulu bulunmayan bir davanın usulden reddi gerekir. Öte yandan dava şartı mevcut olmayan bir davada ıslah da söz konusu olamaz. Başka bir anlatımla ıslah yoluyla dava şartı yokluğu giderilemez. O halde mahkemece asıl davadaki ıslah talebinin reddi ve davanın da dava koşulu yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davalı mahkememizce dosya kapsamı itibari ile haksız görülmüş alacağın likit ve belirli olmaması nedeni ile yasal koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı talebinin reddine hükmedilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
ASIL DAVA:
1-Asıl davanın dava koşulu yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gerekli harç 179,90 TL olup, peşin alınan 664,00 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 484,10 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
BİRLEŞEN DAVA:
1-Birleşen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı Dava Dosyasında davacı… Gıda A.Ş.’nin davalı …’dan cari hesaba istinaden Bilirkişi Raporlarına Göre 31/12/2019 tarihi itibarı ile 32.371,52 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE ;
2-Birleşen dosya davalısının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ile yapılan icra takibine itirazının iptali ile takibin aynen devamına ,
3-Birleşen dosyada davacının icra inkar tazminatı isteminin yasal koşulları oluşmadığından Reddine
4-Birleşen dosyada davalının Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat isteminin de REDDİNE,
5-Alınması gerekli 2.211,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 286,92 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 1.924,38 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 286,92 TL toplam harçtan ve 7.600,00 TL posta ve bilirkişi ücretinden oluşan oluşan 2.886,92 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde ilgili Yargıtay Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/05/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza