Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/467 E. 2020/674 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/467 Esas
KARAR NO:2020/674

DAVA:Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:18/12/2014
KARAR TARİHİ:15/12/2020

Mahkememizden verilen 30/04/2019 tarih ve…Esas … sayılı kararı Yargıtay, 11. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2020 tarih ve 2019/4689 Esas 2020/2657 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … numaralı poliçe kapsamında sigortalısı … firması için taşınan emtianın … … gönderildiğini, davalı tarafından … numaralı iç hat hava yük senedi düzenlenen emtianın 27/09/2013 tarihinde taşımaya alındğı halde alıcısına ulaşmadığnı, 13/09/2013 tarihli gönderi için … sefer sayılı uçuş sonrası kayıp formu düzenlendiğini, ekspertiz incelemesindes 46.596 TL zarar hesaplandığını, davacının sigortalısına ödene yaparak TTK gereği halefiyete hak kazandığı ve davalının ödememesi üzerine icra takibi yapıldığını, davalının 879,58 TL ödeme teklif ettiğini, bunun da kabul edilmediğini davacının tam tazminatın talep ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ….İcra Müdürlüğünün … esas sayıl dosyaya yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda ihtilafın hallinde Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının taşıma senedinde adı yer almadığ için dava ikame edemeyeceğini, gecikme durumunda 21 gün, hasar ve zayi dukurumunda 14 gün sürelerin hak düşürücü süreler olduğunu, davalının sorumluluğuna gidilse bile sorumluluğun sınırlı olduğunu, bürüt kg başına 19 SDR sınırlı sorumluluk hesabı gerektiğini, 16Kgx19SDR=304SDR sorumluluk sınır ve bununda 879,58 TL hesaplandığını, karar tarihinden önce faigz hesabının kabul edilemeyeceğini, inkar tazminatı bakımından alacağın likit olmadığını belirterek davanın reddine, davacının bu davada aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, aksi taktirde davacının hukuki dayanağı olmayan maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRİME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 48.866,91 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı ile dava dışı sigortalı arasındaki mal sigortası dolayısıyla taşınan malın alıcıya ulaştırılamaması nedeniyle oluşan zararın davacı tarafından tazmini üzerine halefiyet gereği davalıdan rücuen tahsili için bedelin tazminine ilişkin alacağın tahsiline dair başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.

Mahkememizin … Esas … sayılı dosyasında yapılan yargılamada; taraf delillerin toplanmasından sonra bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan raporda özetle, taşınan kargonun tam zayi olduğu gözetilerek brüt kg başına 19SDR hesabıyla, 16 kg üzerinden azami 304 SDR ile sınırlı sorumlu olduğu, davacının ödeme tarihi 15/11/2013 tarihi sabit olursa azami 947,29 TL tazminatı ticari temerrüt faizi il ebirlikte davalıdan tazmın talep edebileceği, takip tarihine kadar 46,98 TL faiz hesaplanığı, ihtilafın yargılamayı gerektiren konulara ilişkin olduğu ve inkar tazminatı talebi bakımından bu hususun gözetilmediği gerektiği hususunda görüş bildirmiştir. Mahkememizce incelenerek hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre iç hat taşıması olmasına rağmen TSHK m 106 ve m 124 gereği taraflar arasında Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği; davalı tarafın zayi olan kargo nedeniyle sorumlu olduğu ancak sorumluluğunun zararın tamamı ile değil, Montreal Konvansiyonu uyarınca kargonun ağırlığına göre yapılan hesaplamaya göre davacının ödeme tarihi olan 15/11/2013 tarihi itibari ile 947.27 TL tazminatın bu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı taraftan tahsilinin talep edebileceği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne itirazın iptaline belirlenen miktar üzerinden takibin devamına hüküm kurulmuştur.
Mahkememiz kararının temyizi üzerine Yargıtay, 11. Hukuk Dairesi’nin 28/05/2018 tarih ve 2016/12559 Esas 2018/4019 Karar sayılı ilamıyla “Mahkemece, yukarıda özetlenen gerekçe ile davalının sınırlı sorumlu olduğu kabul edilerek Montreal Konvansiyonu hükümleri uyarınca kargo ağırlığına göre yapılan hesaplama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, gerek 2920 sayılı Sivil Havacılık Kanunu 126. maddesi gerekse Montreal Konvansiyonu 25. maddesi ve devamı hükümler uyarınca, taşıyıcının sınırsız sorumlu olacağı hususlar düzenlenmiş olup, buna göre, taşıyıcının veya adamlarının zarar vermek kastı ile veya zararın doğması ihtimali olduğunu bilerek dikkatsizce yaptıkları bir hareket veya ihmal sonucunda meydana gelen zararlarda, öngörülen sorumluluk sınırlarının uygulanmayacağı belirlenmiştir. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen iç hat taşıma senedine göre, emtia İstanbul’dan Antalya’ya gönderilmesi gerekirken …’ya gönderilmiş ve buna bağlı olarak zarar meydana gelmiştir. Davalı taşıyıcının zararın doğabileceğini bilerek dikkatsizce hareket ettiğinin kabulü ile yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle bozulmakla, dava mahkememizin işbu esasına kaydı yapılıp incelenmiştir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmede; Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere gerek 2920 sayılı Sivil Havacılık Kanunu 126. maddesi gerekse Montreal Konvansiyonu 25. maddesi ve devamı hükümler uyarınca, taşıyıcının sınırsız sorumlu olacağı hususlar düzenlenmiş olup, buna göre, taşıyıcının veya adamlarının zarar vermek kastı ile veya zararın doğması ihtimali olduğunu bilerek dikkatsizce yaptıkları bir hareket veya ihmal sonucunda meydana gelen zararlarda, öngörülen sorumluluk sınırlarının uygulanmayacağı belirlenmiştir. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen iç hat taşıma senedine göre, emtia …’dan …’ya gönderilmesi gerekirken …’ya gönderilmiş ve buna bağlı olarak zarar meydana gelmiştir. Davalı taşıyıcının zararın doğabileceğini bilerek dikkatsizce hareket ettiğinin kabulü gerekmekte olup, davalının bu eylemi ve ihmali ile sınırlı sorumluluk halinde bulunmadığı kanaatine varılmış olmakla; davacı tarafça yapılan ekspertiz incelemesinde belirlenen değer ve mahkememizce bozma öncesi aldırılan bilirkişi raporunun 3. Sayfasında da belirlendiği üzere 47.067,00 TL lik değer birlikte değerlendirildiğinde, takip talebinde belirtilen asıl alacak miktarı olan 46.596,00 TL üzerinden takibin devamına dair kısmen kabul kararı verilmiş, takip öncesi davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair bir ihtarat olmadığından takip talebindeki işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/4689 esas, 2020/2657 karar sayılı ilamı ile “avalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararı davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,” karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESi VE GEREKÇE:
Dava, davacının sigortalısına yaptığı hasar ödemesinin rucuen davalı taşıyıcıdan tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemenin … E. … K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve davacının icra inkar tazminatı talebi de reddedilmiştir. Davacı vekili icra inkar tazminatına yönelik bir temyiz itirazı ileri sürmemiş; icra inkar tazminatına yönelik bir bozma da yapılmamıştır. Bu itibarla, icra inkar tazminatı yönünden davalı lehine usuli müktesep hak oluştuğu gözetilmesi gerekir. Kaldı ki davaya konu hasar bedeli eksper tarafından belirlenen ve mahkeme bilirkişisi tarafından da kadri maruf bulunan bir bedel olup takibe konu alacak likit olmadığından mahkemece davacının icra inkar tazminatı talebinin bu nedenle de reddine karar verilmiştir.
Asıl alacak yönünden verilen “kısmen kabul” kararı ve faiz yönünden verilen “red” kararı onandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına , ayrıca asıl dava yönünden davanın kesinleşmesi ile icra inkar tazminatı talebinin de feri nitelikte bir alacak olması hususları birlikte değerlendirilmekle davalıya vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına , davacının icra inkar tazminatı talebi yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Asıl alacak yönünden verilen “kısmen kabul” kararı ve faiz yönünden verilen “red” kararı onandığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebi yönünden davanın reddine,
3-Alınması gerekli harç peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
6-Şartları oluşmadığından davalıya vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı/yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/12/2020

Katip …

Hakim …