Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/43 E. 2022/714 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/43 Esas
KARAR NO:2022/714

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ:17/01/2020
KARAR TARİHİ:04/07/2022

Mahkememizde görülen İtrazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili bankanın … Şubesi ile davalı kredi borçlusu/lehtarı (asıl borçlu) … … Yat.A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, işbu sözleşmeyi … Sağ. Ekip.Paz. Sat.ve Dağ.A.Ş., Alvimedic Tıbbı Ür. San. ve Dış Tic.A.Ş., …, … ve müteveffa …’un da müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, İşbu sözleşmeye istinaden döviz kredileri kullandırıldığı, verilen kredilerin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle, Genel Kredi Sözleşmesinin verdiği yetkiye istinaden … 6.Noterliğinin 11.10.2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile hesabın kesilip kat edildiği, İhtarla verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine, bu kez …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız genel haciz yoluyla icra takibine geçildiği, davalıların takip ve tüm ferilerine itirazlart üzerine takibin durduğunu, Hesabın kat edilmesi ile birlikte GKS 11 m. uyarınca alacağın muaccel hale geldiğini, sözleşmenin 11. Maddesi uyarınca 30.09.2019 tarihinde TCMB bildirilen % 36 oranındaki faizin % 30 fazlası mertebesinde % 46,80 oranında temerrüt faizi talep edildiği, kefaleten sorumluluğun GKS 10.13. m altında düzenlendiğini, Takip tarihinden sonra davadan önce 59.646,00 TL tahsilat saplandığını, işbu tahsilatın TBK’nun 100 m. uyarınca alacağa mahsubu gerektiğini, Müvekkil bankanın sözleşmenin 13. m. göre defter ve kayıtlarının delil olduğu, istenilen temerrüt faizi sözleşmenin 11/b. m göre tespit edildiği belirtilerek, Fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla, takip işlemlerine başlandıktan sonra, ancak dava tarihinden ünce toplam 59.646-TL tahsilat yapılmış olup, söz konusu tahsilatın TBK 100. maddesi uyarınca öncelikle işlemiş faiz ve masraflardan mahsubu kaydıyla, davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının;
413.189.063,78-TL Asıl Alacak
10.595,644,80-TL Hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işlemiş akdi faiz
3.590,18-TL İhtarname Masrafı
423.788.298,76-TL Toplam Nakit Alacak
2 359.700.042 00-TL Rehinli hisselerin takip tarihi itibariyle toplam değeri
64.088.256,76-TL Toplam nakit alacaktan … … Yatırımları Anonim Şirketi “nin borçlarının teminatı olarak tesis edilen hisse rehni tutarı toplam 267.381.442-TL + 14.500.000 EUR olup 05.11.2019 tarihi itibari ile TCMB efektif satış kuru üzerinden Türk lirası karşılığı 1,00-EURO – 6.3668 TL X 14.500.000,00-EUR 92.318.600-TL’dir) takip tarihi itibariyle toplam hisse rehni tutarımın TL karşılığı 359.700.042,00-TL’dır. Söz konusu rehin tutarları toplamı yukarıda belirtilen alacaklarımızdan mahsup edildikten sonra bakiye kalAn (423.788.298,76-TL — 359.700.042,00-TL) – 64.088.256,76-TL ) takipten sonra ancak davadan önce yapılan 59.646-TL tahsilatın takip çıkış rakamından mahsubu ile 64.028.610,76-TL üzerinden iptaline, 413.189,063,78-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %46,80 temerrüt faizi işletilmesini, Takibin takip talebindeki diğer kayıt ve şartlarla devamını, davalı/borçluların % 20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, Müvekkilleri … Grup Şirketleri ulusal ve uluslarası medikal sektöründe faaliyet göstermekte olup, yaklaşık 70 ülkeye ihracat yaptığını ve binlerce çalışanı bulunduğunu, Yerli teknoloji ve yerli üretim ile ülkemizin ekonomisinde stratejik bir öneme sahip olup, devletimiz tarafından da yatırım ve ihracatı açıkça desteklendiğini, bu doğrultuda 1.7 milyar TL yatırım ve kredi teşviği aldığını, Müvekkili şirketin ülke ekonomisine çok ciddi katkılar sağladığı gibi, medikal sektöründe ( Kalp ve Damar Hastalıklarına ilişkin tıbbi ürünler alanında ) birçok ürün kaleminde tek yerli üretici sıfatını haiz olması nedeniyle ülke ekonomisinin kalkınması anlamında kritik bir misyona sahip olduğunu, kamunun ihtiyacı bulunan birçoğu yerli üretim tıbbi ürünleri kamunun menfaatine en uygun olacak şekilde tedarik ederek kamu hizmetine katılım ve desteği bulunduğunu, stent üretiminde tek yerli üretici ünvanına sahip … Grup Şirketleri ortakları müvekkilleri Alaton ailesinin aynı zamanda ülke ekonomisinin dinamosu mahiyetindeki sektörlerde önde gelen Alarko Holding’in hissedarı bulunduğunu, takip alacaklısının dosyaya sunduğu hesap kat’ı ihtarnameleri ve hesap özetlerinin usulüne uygun olarak ve süresi içerisinde keşide edilmediğini, hesap özetlerinin yasaca zorunlu kılınan süre içerisinde keşide ve tebliğ edilmemeleri nedeni ile muacceliyet ve temerrüt olgusunun gerçekleşmediğini, ayrıca alacaklı tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamelerine süresi içerisinde … 5. Noterliği’nin 14.10.2019 tarih ve … – … – …. yevmiye nolu ihtarnameleri ile itiraz edildiğini, başka bir banka tarafından … 13 ATM 2019/… d. iş sayılı dosya ile ihtiyati haciz başvurusu yapıldığını ve bu başvurunun red edildiğini, davacı bankanın alacağının varlığını, borcun ödenmediğini ve / veya alacağın muaccel hale geldiğini ispatlayamadığını, banka yedinde bulunan rehinli hisselere 359.700.042 TL değer biçtiğini ve hesaplama yapar iken bu değer düşülmek sureti ile toplam alacak miktarı tayin etmiş ise de, ilgili değerin rehinli hisseler için son derece düşük olduğu ayrıca tek taraflı şekilde hesaplandığını, ilgili hisselerin değerinin çok daha yüksek olduğu, bu anlamda bankanın alacağının rehin teminatı altında olduğunu, …. Ağır ceza mahkemesinin … E. sayılı dosyanın işbu dosya için bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, İddia edilen alacağa temel kredi sözleşmelerin imzalandığı dönemde müvekkili firmaların Grup Şirketleri Hissedarı ve Genel Müdürü ve bu şahsa bağlı ekip hakkında Nitelikli Dolandırıcılık konulu dava açtıklarını ve halen derdest olduğunu, müvekkillerinin, davacı bankaya herhangi bir borçları ya da taahhütleri bulunmadığını, kaldı ki HMK 190 ve İİK. madde 67 hükümleri gereğince, davacı tarafın varlığını iddia ettiği alacağını ispat etmekle yükümlü olduğunu, dosyaya sunulan Genel Kredi Sözleşmeleri hükümleri “Genel İşlem Şartları” dairesinde geçersiz durumda olduğunu, takipte talep edilen ve tamamen fahiş olan faiz oranının da kabul edilebilmesi mümkün olmadığını, Faiz oranının T.C. Merkez Bankası’ndan sorularak belirlenmesi gerektiğini, takipte talep olunan BSMV’yi ödemek yükümlülüğü de müvekkillerine ait olmadığını belirterek, Öncelikle …. Ağır Ceza Mahkemesi 2019… E. Sayılı dosyanın kesinleşmesinin işbu dosya için bekletici mesele yapılmasını; Aleyhe açılan itirazın iptaline yönelik davanın reddine, davacının, tarafımıza, alacağın %20’ından az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava itirazın iptali davasıdır. …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ve dava konusu Genel Kredi Sözleşmesi tam metnini ve …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında yer alan iddianame ve duruşma tutanakları, dosyaya celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacı banka tarafından kullandırılan dava konusu krediler nedeniyle davalıların müşterek müteselsil kefil sıfatıyla icra takibine konu olan borçtan sorumlu olup olmadıkları, itirazların haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Tarafların iddia ve itirazları, taraflar arasındaki kredi sözleşmeleri, kat ihtarı, temerrüt durumları, yapılan ödemeler, sunulan deliller, icra dosyası değerlendirilerek, davacı tarafça icra dosyasında talep edilen alacak kalemlerinin yerinde olup olmadığının, (dava dilekçesi sonuç kısmında takipten sonra davadan önce yapıldığı belirtilen ödemede göz önünde tutularak) belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 17/05/2021 tarihli raporda özetle
1)Davacı banka ile dava DIŞI kredi borçlusu/kredi lehtarı … … YAT. A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı/kefillerinde “ müftesesil kefil “ sıfatıyla İmzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2- Davalı Kefilin/lerin Sorumluğu: Davalı/Kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitleri tutarının 57.800.000,00 USD (57.800.000 USD x c.kur 5,7472=332.188.160 TL) 16.500.000,00 EUR (16.500.000,00 EUR xckur 6,3668=105.052.200 TL) olmak üzere toplam 437.240.360,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 413.189.063,78 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun (ana para borcunun), kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı KEFİLLERİN hem kendi ve hem de dava DIŞI kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı, kefalet Timitiyle sınırlı olmaksızın borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği (Lütfen bkz: TBK 589 m, mülga B.K 490.m’nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere hem takip ve hemde dava tarihi itibariyle yapılan hesaplama sonuçları aşağıda (A) ve (B) Bentleri altında arz edilmiştir.
3.A-Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ İtibariyle Alacaklar
(Davalı/kefillerin müteselsilen sorumlu oldukları borç/alacak)
Alacak kalemleri Talep edilen Hesaplanan Talep edilmesi gereken
Asıl alacak 413.189.063,78 413.189.063,78 413.189.063,78
İşlemiş akdi faiz 10.595.644,80 10.595.752,43 10.595.644,80
İhtarname masrafı 3.590,18 3.590,18 3.590,18
TOPLAM 423.788.298,76 423.788.406,39 423.788.298,76
Rehin bed.-359.700.042,00 -359.700.042,00 -359.700.042,00
64.088.256,76 64.088.364,39 64.088.256,76
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, TAKİP TARİHİNDEN itibaren 64.088.256,76 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar % 46,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV/) ile birlikte istenilebileceği,
Rehinli şirket hisselerinin güncel değerlerinin tespiti uzmanlık alanımız dışında kaldığı için, bu yönde bir değerlendirme yapılamamıştır. Davacının takip talebinde belirttiği rehinli hisse değerleri toplamı borca mahsup edilerek, bakiye 64.088.256,76 TL Aalacaktan davalıların kefaleten sorumlu sayılabilecekleri değerlendirilmektedir.
3.B-Davacı Bankanın DAVA TARİHİ İtibariyle Alacaklar
(Davalı/kefillerin müteselsilen sorumlu oldukları borç/alacak)
Asıl alacak 64.088.256,76
İşlemiş faiz 5.939.014,82 /
TOPLAM ALACAK 70.027.271,58
Sayın Mahkemece Taporun benimsenmesi halinde, DAVA TARİHİNDEN itibaren 64.088.256,76 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar % 46,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, hususlarında görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Mahkememize rapor sunan üç kişilik bankacı bilirkişi heyetine, SPK bilirkişisi ve mali bilirkişi eklenmek suretiyle oluşacak 5 kişilik heyete dosyanın tevdii ile; kat tarihi itibari ile takibe konu edilen kredilerin ödeme planına göre ne kadarlık kısımlarının tahsil edildiği, ne kadar alacak kaldığı ve hesap kat ihtarı ile uyumlu olup olmadığının belirlenmesi ve teminat olarak alındığı beyan edilen alacak devir sözleşmeleri ve hisse rehni sözleşmelerinin incelenerek, takipte mahsup edilen tutar ile uygun olup olmadığının tespit edilmesi istenilmiştir.
Bilirkişi heyeti mahkememize sundukları 01/06/2022 tarihli raporda özetle,
Davalılar vekilinin itiraz dilekçesinde, kredi kullandırılan dönem görev yapan müvekkil şirket CEO’su sanık… ve CFO Finans Müdürü … başta olmak üzere sanıklar tarafından kredi borçlusu olduğu iddia edilen firma kayıtlarında usulsüzlükler gerçekleştirilmiş olmasından bahisle …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin E…. sayılı dosyası üzerinden ceza yargılamasının devam ettiği, anılan şahısların kredi borçlusu olduğu iddia edilen firmanın kayıtlarını “olduğundan farklı östermek sureti ile” müvekkillerini yanılttığı ve yoğun bir şekilde kredi borcu (kefaleti ) altına soktukları, bu usulsüzlükler neticesinde müvekkillerinin grup şirketlerinin mali durumu konusunda aldatılmış / yanıltılmış olduğu, bu çerçevede iradeleri sakatlanmış olduğundan bu dönemde imzalanan tüm sözleşmelerin hukuken batıl olması gerektiği, ağır ceza dosyasının işbu dosya için bekletici mesele yapılması talebini yineledikleri, bu durumun somut olaya etkisinin bilirkişiler tarafından irdelenmediği konularında itirazda bulunulmuştur.
Ağır ceza mahkemesinde derdest olan dosyanın huzurdaki dava dosyası açısından bekletici mesele yapılıp yapılmaması konusu, hukuki nitelik arz etmesi hasebiyle münhasıran Sayın Mahkemenin yetkisinde olan bir husustur. İrade fesadı nedeniyle anılan dönemde imzalanan tüm sözleşmelerin batıl olması gerektiği konusu da aynı şekilde hukuken Mahkeme tarafından değerlendirilmesi gereken bir husustur. Anılan sözleşmelerin butlanının tespiti konusunda dava açılıp açılmadığı ya da irade fesadı nedeniyle davalılar tarafından mevzuatta öngörülen süre içinde sözleşmeler ile bağlı olunmadığı bildirilerek iptal hakkının kullanılıp kullanılmadığı bilinmemektedir. Bu çerçevede, gerek ağır ceza dosyasındaki yargılama gerek irade fesadı itirazı konuları, huzurdaki davayı etkileme kabiliyeti bulunsa dahi bilirkişilerin görev alanına dâhil olmadığından, anılan hususların somut olaya etkisinin bilirkişilerce değerlendirilmesi gerektiği yönündeki itirazın makul olmadığı değerlendirilmektedir.
Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) kefalette eş rızasını düzenleyen 584. Maddesine 28.3.2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun ile eklenen üçüncü fıkrasında “Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükmüne yer verilmiştir. Davalılar vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, müvekkillerinin kredi borçlusu olduğu iddia edilen şirketlerin ortağı – yönetim kurulu üyesi veya yetkilisi oldukları ve eş rızasına ihtiyaç olmadığı tespit edilmiş ise de, içeriği bilinmeyen evraklara dayanılarak yorum yapılmasının yerinde olmadığı, Ticaret Sicil Mi evrakları celp edildiğinde müvekkilleri açısından kredi sözleşmelerinin imzası tarihlerinde “eş rızasına ihtiyaç olduğu”nun görüleceği, bilirkişilerce bu durumun da yeterli şekilde irdelenmediği ileri sürülmektedir. Esasen, davalıların kefaleti açısından eş rızasının gerekli olup olmadığı konusu da Sayın Mahkemece değerlendirilebilecek hukuki bir nitelik arz ettiğinden, bilirkişilerce anılan hususta görüş serdedilmesine ihtiyaç bulunmadığı kanaatindeyiz.
Yukarıda mali tablo ve teminatlar bölümünde şirketlerin mali tabloları ve teminat değerlerine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Anılan teminatların (ipotek, hisse rehni, ticari işletme rehni, mevduat rehni vs.) toplam tutarının, davacı bankanın talebi ve kök raporda hesaplama yapılan borç miktarının çok çok üzerinde olduğu hususu aşikârdır. Davacı bankanın, anılan teminatlara müracaat etmeden doğrudan müteselsil kefillere icra takibi yapıp yapamayacağı hususu da İİK md. 45 ve TBK md. 586 hükmünün yorumlanması çerçevesinde hukuken Mahkemece değerlendirilebilecek bir husustur. Öte yandan, müteselsil kefillere doğrudan müracaat hakkı bulunduğu varsayımında da, birçok teminata rağmen genel kredi sözleşmesi borçlularının takip edilmeden ve teminatlar paraya çevrilmeden doğrudan kefillere başvurulmasının da, Türk Medeni Kanunu md. 2 çerçevesindeki dürüstlük kuralının bir yansıması olarak, hiçbir hakkın suüstimalini hukuk düzeninin himaye etmeyeceği kuralı doğrultusunda değerlendirilmesi Sayın Mahkemenin takdirindedir.
Son olarak, heyetimize tevdi edilen görev kapsamında, takip konusu alacaktan mahsup edilen rehinli hisse değerinin doğru olup olmadığı konusundaki görüşümüze aşağıda yer verilmektedir.
Dosyaya mübrez kök raporda rehinli hisse bedelleri olarak 267.381.442-TL ve 14.500.000 EUR bedelli hisse rehni sözleşmesi dikkate alınarak davacı bankaya rehinli hisselerin takip tarihi olan 05.11.2019 tarihi itibariyle toplam TL karşılığı 359.700.042,00-TL olarak hesaplanmıştır. (Takip tarihi itibariyle, Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden Türk Parası karşılığı EURO— 6.3668 —TL kur hesabı ile 14.500.000-Euro X 6,3668= 92.318.600-TL 267.381.442-TL- ) Ancak 14.500.000 EUR bedelli hisse rehni sözleşmesi, 14.500.000 adet hisse üzerinde tesis edilmiş olup, anılan hisseler şirketin tüm hisseleridir.
Hisse değer tespitine ilişkin olarak yukarıda yer verdiğimiz değer tespit raporunda şirket hisselerinin tamamı için 150 milyon Euro civarında bir değerleme yapılmıştır. Anılan şirketin değerlemesine ilişkin başkaca bir belge olmadığından, mezkur değerlemenin hesaplama açısından dikkate alınabileceği kanaatindeyiz. Aşağıda kök raporda yer alan tablo görülmektedir.
3.A-Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ İtibariyle Alacaklar
(Davalı kefillerin müteselsilen sorumlu oldukları borç/alacak)
Alacak kalemleri Talep edilen Hesaplanan Talep edilmesi gereken
Asıl alacak 413.189.063,78 413.189.063,78 413.189.063,78
İşlemiş akdi faiz 10.595.644,80 10.595.752,43 10.595.644,80
İhtarname masrafı 3.590,18 3.590,18 3.590,18
TOPLAM 423.788.298,76 423.788.406,39 423.788.298,76
Rehin bed.-359.700.042,00 -359.700.042,00 -359.700.042,00
64.088.256,76 64.088.364,39 64.088.256,76
Davacı bankaya rehinli olan ve takip tarihindeki alacaktan düşülecek olan, … s/n 13040 Saluggia İtalya adresinde bulunan 14.500.000.-Eur ödenmiş sermayeye sahip şirket hisseleri üzerindeki rehin bedeli, hisse adedi ile takip tarihindeki döviz kurunun çarpımı ile değil, şirket hisselerine ilişkin dosyada bulunan ve esas alınabileceği yönünde yukarıda kanaat serdettiğimiz 1.1.2017 tarihi itibariyle… tarafından yapılmış değerleme raporuna istinaden belirlenen 150.047.063-Eur’un takip tarihindeki TCMB döviz satış kuru aşağıda yer verilmiştir- ile çarpımı neticesinde tespit edilecektir. Bu çerçevede takip konusu alacaktan düşülecek İtalyan şirket hisse değeri 150.047.063x 6,3855: 958.125.520 TL ve diğer rehin tutarı 267.381.442 TL olmak üzere toplam rakam 1.295.506.962 TL olarak hesanplanabilecektir.” şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Taraflarca rapora karşı beyan itirazlar sunulmuştur.
Dosya kapsamı itibariyle davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu/lehtarı … … YAT. A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı kefillerin de müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, ancak davalı taraflarca davacı tarafa ödemede bulunulmadığı, hesabın kat edildiği, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce alınan ilk raporda, davacı bankanın krediden dolayı alacak miktarı hesaplanmış olup, heyete dahil edilen bilirkişiler ile birlikte ek rapor sunulmuş, teminat olarak alındığı beyan edilen alacak devir sözleşmeleri ve hisse rehni sözleşmelerinin incelenerek, takipte mahsup edilen tutar ile uygun olup olmadığı da değerlendirilmiştir.
Rehinli hisse bedelleri olarak 267.381.442 TL ve 14.500.000 EUR bedelli hisse rehni sözleşmesi dikkate alınarak davacı bankaya rehinli hisselerin takip tarihi olan 05.11.2019 tarihi itibariyle toplam TL karşılığı 359.700.042,00 TL olarak hesaplanmıştır. (Takip tarihi itibariyle, Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden Türk Parası karşılığı EURO— 6.3668 —TL kur hesabı ile 14.500.000-Euro X 6,3668= 92.318.600-TL 267.381.442-TL- ) Ancak 14.500.000 EUR bedelli hisse rehni sözleşmesi, 14.500.000 adet hisse üzerinde tesis edilmiş olup, anılan hisseler şirketin tüm hisseleri olduğundan ve şirket hisse değer tespitine ilişkin olarak dosyaya sunulmuş olan ve mahkememizce de dikkate alınması gerektiği kanaatine varılan 1.1.2017 tarihi itibariyle… tarafından yapılmış değerleme raporuna istinaden belirlenen 150.047.063 Euro’nun takip tarihindeki TCMB döviz satış kuruna göre takip konusu alacaktan düşülecek İtalyan şirket hisse değeri 150.047.063 x 6,3855= 958.125.520 TL olarak hesaplanmış ve diğer rehin tutarı 267.381.442 TL olmak üzere toplam rakam 1.295.506.962 TL olarak belirlenmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 45 inci maddesinin 1 inci fikrasında, “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir.”
TBK md. 586 hükmünde “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğünde olması gerekir.
Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen – karşılanamayacağının önceden hâkim – tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Nihai olarak, yukarıda belirlenen toplam 1.295.506.962 TL rehinli hisse değeri dikkate alındığında, davacı banka lehine tesis edilen başta hisse rehni olmak üzere mevduat, ticari işletme rehni, ipotek vs. bulunduğu halde anılan teminatlara müracaat edilmeden doğrudan GKS’ye ve kefalet sözleşmesine dayalı olarak davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığı İİK 45 ve TBK 586 madde gereği “önce rehne müracaat kuralı” na uyulması gerektiği, ancak davacı banka tarafıdan bu kurala uyulmadığı anlaşılmakla, davacı bankanın kredi alacağı için başlatmış olduğu icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın haklı olduğu belirlenmiş olup, itirazın iptali talepli olarak açılan bu davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin koşullar oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 773.007,33 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 773.926,63 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
4-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’NİN DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraflarca yatırılan gider avansından kullanılan 1.500,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 728.911,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
8-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/07/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-imza E-imza E-imza E-imza