Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/405 E. 2022/297 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/405 Esas
KARAR NO:2022/297

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ:13/08/2020
KARAR TARİHİ:29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … … Müdürlüğü tarafından 27.07.2018 tarihinde … … Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:13 adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkil şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiği tespit edildiği, Davalı tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 7.442,64-TL hasar bedeli i1e 205,54-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 7.648,18-TL’nin tahsili amacıyla … 3. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığı ve borçluya ödeme emri gönderildiği, davalı ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiği, borçlu borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de itirazı haksız ve dayanaksız olduğu, söz konusu hasar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiği, … 3. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İski genel müdürlüğü avrupa 2. bölge abone işleri dairesi başkanlığı ve atıksu inşaat dairesi başkanlığının 03.11.2020-tarih ve 444471 sayılı yazısında yapılan tetkikler neticesi belirtilen tarih ve adreste idare ve yüklenici firmalarca herhangi bir çalışma yapılmadığı tespit edildiği, zararın kim tarafından meydana getirildiğini ispat etmesi gerektiği, hasara idare tarafından neden olunmadığı gibi, davacı tarafından kimin zarar verdiği hususu da kanıtlanamadığı, dava konusu hasar müvekkil idare tarafından verilen bir hasar olmadığı, söz konusu hasarın gerçekleştiği yerde idare ve yüklenici firmalar tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığı, müteahhit tarafından yapılan çalışmalar sırasında zarar verildiğine ilişkin hiçbir delil, kayıt, bilgi ve belge sunulmadığı gibi, böyle bir zarar verilmiş olsaydı bile, oluşacak bu hasardan dolayı müvekkil İdare sorumlu tutulamayacağı, davacı dava dilekçesinde ispat yükü bakımından davayı ispat etmeye yetecek delil sunmadığı, davacı tarafından dosyasına ilgili deliller sunulmuş ise de büyük çoğunluğu tarafımıza tebliğ edilmediği, davacının söz konusu hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğu ve yasanın emredici hükmüne rağmen mevcut tesisatını yasada belirlenen şekilde döşemediği, bu nedenle zaman zaman tesisatlarına zarar verilmesine kendi eylem ve kusuru ile sebebiyet verdiği anlaşıldığı, idare aleyhine davacı şirket tarafından açılan bazı davalarda dinlenen tanıkların davacı tesisatlarının olması gereken derinlikte olmadığı, tesisatın haritalandırılmadığı, genelde yeterli derinlikte olmadığı ve aksine yüzeyde olduğu yönünde beyanlarda bulundukları görüldüğü, davacı tarafından yapılan tesisat imalat işinin mevzuatına uygun olup olmadığının herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerekir. davacı şirkete yazı yazılarak söz konusu adresteki tesisatlarının yönetmeliğe uygun olup olmadığının tespiti için gerekli plan, proje, harita diğer tüm tesisat bilgilerinin istenilmesine karar verilmesini arz ve izah edilen nedenlerle davanın usule ilişkin dava şartları yönünden incelenerek usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı idare tarafından altyapı çalışmaları sırasında, davacı şirkete ait tesislere verilen zararın tazmini amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından, İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2018/39539 esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasanın 125. maddesinin yedinci fıkrası şöyledir: “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.”
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının b bendinde; idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesine göre bu Kanunun uygulanmasında; Belediye, belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisini ifade eder.
5393 sayılı Kanun’un “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. maddesi şöyledir:
“Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla;
a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları (Bu Kanunun 75 inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.); sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. (Mülga son cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) (…) (Ek cümleler: 12/11/2012-6360/17 md.) Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler.
b) (…) Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir; sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir; mabetlerin yapımı, bakımı, onarımını yapabilir; kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin korunmasını sağlayabilir; bu amaçla bakım ve onarımını yapabilir, korunması mümkün olmayanları aslına uygun olarak yeniden inşa edebilir. (Değişik ikinci cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) Gerektiğinde, sporu teşvik etmek amacıyla gençlere spor malzemesi verir, amatör spor kulüplerine ayni ve nakdî yardım yapar ve gerekli desteği sağlar, her türlü amatör spor karşılaşmaları düzenler, yurt içi ve yurt dışı müsabakalarda üstün başarı gösteren veya derece alan öğrencilere, sporculara, teknik yöneticilere ve antrenörlere belediye meclisi kararıyla ödül verebilir. Gıda bankacılığı yapabilir.
(Ek fıkra: 12/11/2012-6360/17 md.; Değişik: 12/7/2013-6495/100 md.) Belediyelerin birinci fıkranın (b) bendi uyarınca, sporu teşvik etmek amacıyla yapacakları nakdi yardım, bir önceki yıl genel bütçe vergi gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden miktarın; büyükşehir belediyeleri için binde yedisini, diğer belediyeler için binde on ikisini geçemez.
(İptal fıkra: Anayasa Mahkemesinin 24/1/2007 tarihli ve E. 2005/95, K. 2007/5 sayılı Kararı ile. )
Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, belediyenin malî durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirlenir.
Belediye hizmetleri, vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulur. Hizmet sunumunda engelli, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulanır.
Belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanı belediye sınırlarını kapsar.
Belediye meclisinin kararı ile mücavir alanlara da belediye hizmetleri götürülebilir.
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümleri saklıdır.
(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/29 md.) Sivil hava ulaşımına açık havaalanları ile bu havaalanları bünyesinde yer alan tüm tesisler bu Kanunun kapsamı dışındadır.”
5393 sayılı Kanun’un “Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” başlıklı 67. maddesi şöyledir:
“Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.”
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 42. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:”(Ek fıkra: 15/8/2017-KHK-694/8 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/8 md.) İdari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamaz.”
2004 sayılı Kanun’un Geçici 13. maddesi şöyledir:
“(Ek: 15/8/2017-KHK-694/9 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/9 md.)
İdari yargının görev alanına giren konularda, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılmış ilamsız icra takipleri hakkında, talep üzerine icra müdürünce 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca dosya üzerinden düşme kararı verilir ve karar alacaklıya resen tebliğ edilir. Alacaklı, düşme kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde şikayet yoluna başvurabilir. Düşme kararının kesinleşmesinden itibaren otuz gün içinde idari yargı merciinde dava açılabilir. Düşme talebinin reddine veya düşme kararı hakkındaki şikayetin kabulüne ilişkin karar kesinleşmeden takibe devam edilemez.
Birinci fıkra kapsamındaki ilamsız icra takipleri hakkında açılmış itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davalarında talep üzerine, karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Tarafların yaptığı takip ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti üzerlerinde bırakılır. Bu kararın kesinleşmesi üzerine takip dosyası icra müdürlüğüne iade edilir ve takip hakkında birinci fıkra uyarınca işlem yapılır.

Bu kapsamda somut olayımıza baktığımızda; dava, davalı idare tarafından altyapı çalışmaları sırasında, davacı şirkete ait tesislere verilen zararın tazmini amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dolayısı ile kamu hizmeti yürüten idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının tespitini gerektirmektedir. Bu hususların tespiti ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Kanun’un ilgili maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 05/04/2021 tarih, 2021/28 esas, 2021/144 karar sayılı, 29/11/2021 tarih, 2021/602 esas, 2021/612 karar sayılı, 27/12/2021 tarih, 2021/608 esas, 2021/680 karar sayılı yakın tarihli ilamları da bu yönde olup, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının tüm yargı organları bakımından bağlayıcı niteliği de dikkate alınarak davanın yargı yolu (İdare Mahkemelerinin Görevli Olması Nedeniyle) dava şartı yokluğundan HMK.114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın yargı yolu (İdare Mahkemelerinin Görevli Olması Nedeniyle) dava şartı yokluğundan HMK.114/b ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL ilam harcının peşin alınan 92,38-TL’den düşümü ile geri kalan 11,68-‬TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.100,00-TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır