Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/40 E. 2020/472 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/40 Esas
KARAR NO:2020/472

DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 16/01/2020
KARAR TARİHİ: 05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Keşidecisi (Ödeyecek) … (…), lehdarı … (…) olan, her ikisi 05.12.2018 düzenleme tarihli, 250.000,00 TL bedelli, ödeme günleri 27.02.2020 ve 30.05.2020 olan iki adet bono’nun (Emre yazılı senet) … cirosu ile müvekkili …’ nın sahibi olduğu …. Ltd.Şti firmasına Şubat 2019 tarihinde verildiğini, müvekkilinin sahibi bulunduğu şirketin kaşesi ve ayrıca şahsi cirosu ile işbu senetleri vadesi geldiğinde tahsil edilmek üzere 65.000,00 USD karşılığında … ile …’ e devir ettiğini, müvekkilinin senetlerin devir ve ciro bedeli olarak almış olduğu 65.000,00 USD parayı… ilçesinde bir döviz bürosuna götürüp Türk Lirasına çevirmek istediğinde paraların tamamının sahte olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı’ na … Hazırlık numarası ile suç duyurusunda bulunduğunu, Savcılık tarafından devir ve ciro bedeli olarak verilen 65.000,00 $ paranın tamamının sahte olduğu tespit edildiğini belirterek, dava konusu bonoların … Cumhuriyet Başsavcılığının … Hazırlık numarasındaki şikayet dilekçesinde adı geçen davalılar veya bu bonoları ciro yoluyla ele geçirebilecek kötü niyetli üçüncü kişiler tarafından keşideci veya lehtara ibrazı durumunda bedellerinin ödenmemesi yönünde ödeme yasağı kararı – ihtiyati tedbir kararı verilmesine, verilecek ödeme yasağı ihtiyati tedbir kararının keşideci (… -…- … Mah. … Sok. No:8/4 …) ve lehtara (…- …- … Mah. … Cad. No:3/25 …) bildirilmesine, tebliğ edilmesine, dava konusu bonoların keşidecisi (Ödeyecek) … (…), lehdarı … (…) olan, her ikisi 05.12.2018 düzenleme tarihli, 250.000,00 TL bedelli, ödeme günleri 27.02.2020 ve 30.05.2020 olan iki adet bono (Emre yazılı senet) … cirosu ile müvekkilim …’ nın sahibi olduğu …. Ltd.Şti firmasına verilmiş senetlerin müvekkilime karşı hile ve desise kullanılarak aldatılması sonucu rızası hilafına elinden çıkmış olmasının tespiti ile İPTALİNE, işbu bonoların ortaya çıkması durumunda ise davalılardan veya elinde bulunduran kişilerden İSTİRDADINA ve davacıya iadesine, müvekkilinin dava konusu bonoların meşru hamili olduğunun tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkilime ödenmesine; karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu bonoların incelendiğinde, düzenleme (tanzim) yerlerinin yazılı olmadığı ve bonoları düzenleyen keşidecinin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılmadığının görüleceğini, düzenleme yeri bulunmayan dava konusu bonolar, zorunlu unsurda eksiklik sebebiyle kambiyo senedi vasfını taşımadığından, bu bonolar nedeniyle mutlak ticari dava niteliği ile Ticaret Mahkemesinde dava açılmasının imkanının bulunmadığını, diğer davalı …’in müvekkilinin kuzeni (Teyzesinin kızı), …’in ise kuzeni …’ in eşi olup, müvekkilinin davacı taraf ile diğer davalılar arasında var olduğu iddia edilen hukuki ilişkinin hiç bir noktasında taraf olmadığını, bu nedenle dava konusu taleplerin muhatabı olmayan müvekkilinin davada taraf sıfatı (pasif husumet ehliyeti) bulunmadığını belirterek, mahkemenin görevsizliğine, yargılamaya devam edildiği takdirde müvekkili hakkında açılan davanın, taraf sıfatı (pasif husumet ehliyeti) yokluğundan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle, Bonodaki keşidecilerden … , lehdarı … olan, her ikisi 05.12.2018 düzenleme tarihli, 250.000,00 TL bedelli, ödeme günleri 27.02.2020 ve 30.05.2020 olan iki adet bono Müvekkili …’ın ciro ederek …. Ltd.Şti firmasına Şubat 2019 tarihinde verildiğini, davacının amacının söz konusu tahsil ettiği komisyondan daha fazla para alabilmek için böylesi bir senaryo yazdığı ve davalılar yanında …’da şüpheliler arasına yazmakta beis görmediğini, çünkü alacağı komisyon da gayri resmi olarak miktarı yükseltmiş ilk anlaşmadaki para haricinde bir para alamadığı için böylesi kötüniyetli olarak resmi yollara başvurduğunu, söz konusu senete ilişkin bir borç olmayıp … geçmişe dönük bazı borçları olduğunu iddia ederek daha fazla para almak saiki ile bu dava ve şikayeti yaptığını belirterek , haksız olarak açılan davanın reddine, tedbir kararının kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, senet iptali, istirdat ve senette meşru hamil olduğunun tespiti davası olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilafın; dava konusu, her ikisi 05.12.2018 düzenleme tarihli, 250.000,00 TL bedelli, ödeme günleri 27.02.2020 ve 30.05.2020 olan 2 adet bononun, davacının hile ve desise kullanılarak aldatılması sonucu rızası hilafına elinden çıkıp çıkmadığı, bu sebeple iptal talebinin yerinde olup olmadığı, bonolar bulunduğu takdirde istirdat ve bonoların iadesinin gerekip gerekmediği, davacının dava konusu bonoların meşru hamili olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup, 115.madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında ve re’sen nazara alınmalıdır.
TTK’nın 776/1. maddesinde, ‘ödeme yeri’ ile ‘düzenleme yeri ve tarihi’ bonoda bulunması gereken unsurlar arasında sayılmıştır. Aynı Kanunun 777. maddesinin 1. fıkrasında; “ikinci ilâ dördüncü fıkralarda yazılı hâller saklı kalmak üzere, 776. maddede gösterilen unsurlardan birini içermeyen bir senet bono …” hükmüne yer verilmiş, 777. maddenin 3. fıkrasında; açıklık bulunmadığı taktirde senedin düzenlendiği yerin ödeme yeri sayılacağı, 777. maddenin 4. fıkrasında ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı belirlenmiştir.
Davacı tarafça, dava dilekçesi ekinde birer sureti sunulan 05.12.2018 düzenleme, 27.02.2020 ve 30.05.2020 vade tarihli dava konusu olan bonoların incelenmesinde, düzenleme (tanzim) yerlerinin yazılı olmadığı ve bonoları düzenleyen keşidecinin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılmadığı anlaşılmış olmakla, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun 776/1-f maddesi uyarınca, senette düzenlenme yerinin yazılı olması gerekli olup. Aynı Kanun’un 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde kambiyo senetlerine ilişkin kuralların dolayısıyla Türk Ticaret Kanununa ilişkin hükümlerin tartışılması gerekmeyeceğinden davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğu söylenemez. Her ne kadar davacı tacir ise de davacı vekilinin 3 nolu celsedeki beyanından da anlaşıldığı üzere davalılar tacir olmadıklarından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmekte olup, netice olarak açıklanan tüm gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri kapsamında dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine,
2-HMK nın 20.maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde yapılacak başvuru üzerine dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
4-Tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat etmemeleri halinde yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.05/10/2020

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza