Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/382 E. 2021/762 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/382 Esas
KARAR NO:2021/762

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/07/2020
KARAR TARİHİ:22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı v ekili dava dilekçesinde özetle Müvekkil şirket, 3996 Sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre … ve … Otoyolunun işletme hakkı sahibi; davalı ise, işletme hakkı müvekkil şirkette bulunan köprü ve otoyolları kullanmış bulunan gerçek kişi olan tacir olduğunu, İşletme hakkı müvekkil şirkette bulunan köprü ve otoyollardan geçişler 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun 30/5 maddesi kapsamında ücretlendirilmekte ve aynı düzenleme kapsamında ücret ödemeksizin yapılan geçişlerde; icra takibinden sonra yapılan kanuni değişiklik sonrasında geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza uygulaması yapılmakta olduğunu, bununla birlikte geçiş tarihini izleyen 15 günlük sürede geçiş ücretini ödeyenlere 6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesi uyarınca ceza uygulaması yapılmamakta olduğunu,davalının, … plakalı aracı ile 15/11/2016-05/12/2017 tarihleri arasında ücret ödemeksizin, işletme hakkı müvekkil şirkette olan … ve bağlı otoyolundan ihlalli geçişler gerçekleştirdiğini, ihlalli geçiş ücretlerinin 6001 s.k. m.30/5 hükmünün getirdiği yasal cezanın ödenmemesi üzerine ….İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine gidildiğini, davalının ise,dosya içerisindeki borcu kabul etmediği gerekçesiyle borca itiraz ettiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddeleri uyarınca herkes iddiasını ispat etmekle mükellef olduğunu, delil olarak dayandıkları belgelerden, davalı borçlunun itirazının mesnetsiz olduğu ve ihlalli geçiş sağlamak suretiyle, işletmeci müvekkil şirkete borçlu olduğunun aşikar olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile …, İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının icra takibine vaki İtirazının iptaline,takibin devamına,davalı borçlu tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğinden icra takibine konu alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine,yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, peşin olarak ödenen yargılama giderleri ve harçlarla tespit edilecek avukatlık vekâlet ücretinin davalı borçludan tahsili ile müvekkile verilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı tarafa mahkememizce usulüne uygun tebligatın yapılmış, ancak davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davanın itirazın iptali davası olduğu görüldü.
Taraflar arasındaki ihtilaf; Davalının, davacının işletmecisi olduğu otoyoldan ihlalli geçiş yapıp yapmadığı,yapmış ise davacının davalıdan talepte bulunup bulunamayacağı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplanmıştır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası dosyamız içine celp edilmiş, dosyanın incelenmesinde davacı tarafından davalı aleyhine toplam 5.509,05 TL üzerinden icra takibi başlatılmış, davalının itirazı üzerine takip durmuş, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapılmış, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Mahkememiz ara kararı doğrultusunda rapor alınmak üzere. dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişilerce rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda özetle; davaya konu ihlalli geçişlerin yapıldığı tarihlerde … plakalı çekici cinsi aracın mülkiyetinin …’e ait olduğunu, Karayolları 4.Bölge Müdürlüğünce gönderilen yazı ekinde sunulan CD’nin incelenmesinde geçişlerin olduğu tarih ve saatlerde davalı şahsa ait … plakalı aracın … bakiyesinin olmadığını, netice itibariyle davacının icra takip tarihine kadar davalıdan talep edebileceği asıl alacak tutarının 1.776,75 TL olarak hesaplandığı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Mahkememiz tarafından, davalıya ait, … Ticaret Sicil Müdürlüğü, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu ve İstanbul Gelir İdaresi Başkanlığından kayıtları celp edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” denilmekle, aynı yasanın 114/1-c maddesinde “Mahkemenin görevli olması” dava şartları arasında sayılmış, mahkeme tarafından görev hususunun yargılamanın her aşamasında resen araştırılması gerekecektir. Öncelikle görev yönüyle inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesine rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olarak düzenlenmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nun 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Yargıtay 11.H.D.’ nin 06/03/2018 Tarih ve 2016/11515 E-2018/1718 K sayılı kararında da vurgulandığı gibi, TTK’nin 12. Maddesine göre “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.” hükmü yer almaktadır.
TTK’nun 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.”, aynı yasanın 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, davalıya ait araç her ne kadar ticari sınıfta yer alsa da, bunun tek başına davayı ticari dava haline getirmeyeceği, davalının İstanbul Gelir İdaresi Başkanlığı’ ndan gelen kaydında mevcut gelirinin belirlenen esnaf sınırında kaldığı, ticari işletme olmadığı ve davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşılmakla, davaya görmekle genel mahkemelerin görevli olduğu mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından, davanın HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca görev dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır