Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/379 E. 2023/504 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/379 Esas
KARAR NO :2023/504

DAVA:Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/07/2020
KARAR TARİHİ:12/06/2023

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA:Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ:20/05/2021
KARAR TARİHİ:30/06/2021

DAVA:Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ:29/07/2020
KARAR TARİHİ:12/06/2023

Mahkememizde görülen Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 03/01/2017 tarih ve … sayı ile tesfikli hisse devir sözleşmesi uyarınca … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı olmuş ve halen 437.500,00 TL sermaye paylı ortağı olduğunu, davalının ise 262.500,00 TL sermaye paylı ortak ve şirketin kurulu tarihi olan 28/03/2008’den bu yana şirketin müdürü olduğunu, diğer ortak …’ın 1.050.000,00 TL sermaye payına sahip olduğunu, şirketin kuruluşundan bu yana şirketin finansal tabloları, kar zarar durumu, yıllık rapor, karın kullanım şekli, kar dağıtımı yapılıp yapılmayacağı konularını içeren TTK’ya uygun bir genel kurul toplantısı yapılmadığını ve karara bağlanmadığını, belirttikleri 12 yıllık süre zarfından düzensiz aralıklarla bazı genel kurul toplantılarının yapıldığını, ancak bu toplantılarda sadece pay devirleri, şirkete müdür atanması, sermaye artışı, merkez değişikliği konuları ile sınırlı kalındığını, buna karşılık esaslı konularda hiçbir genel kurul (ortaklar kurulu toplantısı) yapılmadığını, müvekkilinin yurt dışında yaşamakta olduğunu, davalı müdür … ve diğer ortak … tarafından şirketi zarar uğratan eylemler gerçekleştirildiği endişesi ile bilgi alma hakkını kullanmak isterken kötü niyetle bilgi verme sorumluluğundan kaçınma amacıyla ihtarnameleri tebliğ almaktan kaçındıklarını, bilgi almaya yönelik çalışmaları devam ederken 18/02/2019 tarihinde şirket ortaklarından …’ın da ortağı olduğu … Terapi Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi unvanlı yeni bir şirketin kurulduğu bilgisinin edinildiğini, şirket varlığının yeni kurulan şirkete aktarılarak … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin içinin boşaltılmaya çalışıldığını, bu işlemlerin tamamının müdür … ve … tarafından birlikte gerçekleştirildiğini, müdür …’ın hukuki sorumluğunun yerine getirmeyerek diğer ortak … ile birlikte rekabet yasağına aykırı biçimde hareket ederek şirketi zarara uğrattığını, usulüne uygun bir genel kurul ile kar payı dağıtımı yapmadığını, müvekkilinin şirket iş ve işlemleri hakkında bilgi almak hakkını da kullanmasına engel olduğunu, müvekkilinin şirket genel kurulunun yapılmaması nedeniyle şirketin faaliyetleri hakkında bilgi ve inceleme hakkını kullanamamasına rağmen bu sınırlı bilgilere ulaştığını, şirketin ticari kayıt ve defterleri incelendiğinde çok daha farklı usulsüzlük ve zarar verici eylemle karşılaşılacağı hususunda bir tereddütlerinin bulunmadığını belirterek davanın kabulüne, davalının, müvekkilinin pay sahibi olduğu … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye verdiği tüm zararın belirlenerek davalıdan tahsili ile şirkete verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gibi huzurdaki davanın davalı şartlarını da taşımadığını, görev ve husumet itirazında bulunduklarını, … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin tescili 03/04/2008 tarihli ticaret sicil gazetesinin 7034 sayısında yayınlandığını ve müvekkilinin de adı geçen şirketin kurucusu ve ilk 20 yıl için müdürü olarak seçildiğini, davacının adı geçen şirkete ortaklı tarihinin 03/01/2017 olup, şirketin kuruluşundan bu yana toplantı yapılmadığına dair iddialarının da hiçbir şekilde maddi gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin hem hekimlik mesleğini profesyonel olarak sürdürdüğünü, hem de bir nevi aile şirketi olarak adlandırılabilecek genel müdürlük görevini yaptığını, davacı yanca 3 yıldan bu yana adı geçen şirketin ortağı olduğu, ortaklığından bu yana geçen süre zarfında da genel kurul toplantılarının yapıldığı; hatta bizzat kendisinin bu toplantılara katılım ve karar alma noktasında müvekkili vekil tayin ettiği göz ardı edilmekte olmasının yanı sıra, davacı tarafından bir kez bile olağanüstü toplantı talebi ve daveti dahi olmadığı gözetildiğinde, tek başına müvekkili kusurlu imiş gibi göstermeye yönelik iddiaların haksızlığı ve bu iddialara dayanılarak da haksız menfaat elde edilmeye çalışıldığı ortada olduğunu, dava dilekçesinde yer verilen ve olduğu iddia edilen zararın; hiçbir şekilde şirketin kuruluşundan bu yana gerçekleşmediğini, tam tersine şirketin her geçen gün değerlenmekte ve büyümekte olduğunu, yani bu itibarla, tabiri caizse doğmamış bir zarar iddia edilmekle yine doğmamış bir zarar için tazminat talep edilmekte olduğunu, nitekim tam da bu yüzden zaten dava dilekçesi ile olduğu ve/veya doğduğu iddia edilen zarara yönelik somut bir vaka ortaya konulamadığını, bu nedenle de aslında kendilerince olmayan bir şeyin ispatlanması beklendiğini, ki böylesi bir ispat külfetinin hukuk düzeni ve mevzuat çerçevesinde yer almadığını, her ne kadar dava dilekçesinde davacının “şirket kayıtları ve bilançosu ile ilgili bilgilendirmediği” iddiasında bulunuluyor ise de, müvekkili ile aralarında yapılan whatsap yazışmalarında bilançodan ve şirketin işleyişinden tam anlamıyla bilgi sahibi olduğu ortada olduğunu belirterek usule yönelik itirazları gözetilerek davanın esasa girilmeksizin usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde öncelikle dava dilekçesinin açıklattırılmasına, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketin; 03.04.2008 tarihinde Şirket Genel Müdürü olan … tarafından kurulduğunu ve Ticaret Sicil kayıtlarında da görüleceği üzere 20 yıllığına müdür olarak tescil edildiğini, şirket adını koyarken … ile …’ın müşterek çocuklarının isimleri olan … ve … isimlerinin kullanıldığını, …’ın o tarihte eşi olan … …; … Fakültesinden mezun olduktan sonra … Teknoloji alanında yüksek lisans yapmak üzere Londra’ya gittiğini, …’deki yüksek lisans eğitimi boyunca, aromaterapi ve fitoterapiyi kapsayan alternatif tedavi dersleri almış , yine İngiltere’de klinik işletmeciliği yaptığını ve 2015 yılında da… adında bir aroma terapi markası kurduğunu ve de 01.08.2016 tarihinde de marka tescilini yaptırdığını, …’ın kendi ekibi ile bir şirket kurmak üzereyken; şirketin hali hazırda müdürü olan eşi …’ın, kendi kurmuş olduğu şirkete şimdilik ortak olmasını daha sonra kendi şirketini kurmasını tavsiye ettiğini, bunun üzerine 13.12. 2016 tarihli Genel Kurul kararı ile Şirket ortağı olduğunu ve 27.12.2016 sayılı … No’lu Ticaret Sicil Gazetesi ile şirketin maksat ve amacının değiştirildiğini, davalı …’ın (…’ın kardeşi), 03.01.2017 şirketin %25 hissesini alarak şirkete ortak olduğunu, davalının, müvekkili şirkete ortak olduğu tarihten bu yana yurt dışında yaşadığını; Fransa ile ithalat yazışma haberleşme vs kısımları yöneteceğini, tüm operasyonlarda yardımcı olacağını, yöneticilik kariyeri sayesinde Amerika, Kanada, Hindistan gibi Fransa dışında avantajlı olabilecek yeni ithalat kaynaklarında girişimlerde bulunacağı aynı zamanda tam zamanlı olarak Türkiye’ye taşınır ise operasyona katılıp mesaiye dahil olacağını taahhüt ettiğini, ne var ki davacının yurt dışı operasyonlar ve Fransa ile alım satım vb konularda, taahhüt ettiği ve kendisinden beklenilen gayreti sarf etmediğini, bu itibarla da şirkete en ufak bir katkı dahi sağlamadığını, davalı şirkete ortak olduğundan beri şirket faaliyetlerine hiçbir katkı sunmadığı gibi sürekli olarak tartışma ortamı yaratıp; ortaklar arasında geçimsizlik yaratmaya çalıştığını, şirketin T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU BAŞKANLIĞININ 01.12.2019 TARIHLI … -… sayılı yazıları ile 81 İlin Valiliklerine gönderilen yazılarla ve Valiliğinde İl Sağlık Müdürlüklerince Bayi eczanelerindeki ürünlerin satışının durdurduğunu, yasaklandığını, hatta bazı bölgelerde ürünleri toplattırıldığını, bu olayın şirkete büyük zarar verdiğini, şirket ortakları … ve … bu olay nedeni ile maddi ve manevi büyük sıkıntılar yaşadıklarını, verdikleri hukuki mücadele ile bir kısım eczanelerde satışların devam ettiğini, ancak bir kısım eczanelerin bayiliklerine son verdiklerini, şirketin geçirdiği bu büyük buhrandan davalının hiçbir surette etkilenmediğini, ilgilenmediğini, şirket ortaklarını maddi –manevi desteklemediğini, buna rağmen ortakların; davalıya ailenin kutsallığı inancı ile problem çıkarmadıklarını, oysa davalının, şirkete ortak olurken taahhütlerini yerine getirmediği gibi ; yıllardan beri tüm özveri ve emeği ile şirket kuruluşundan bu güne şirketi yöneten kardeşi …’a haksız ve mesnetsiz iddialar ile dava açtığını, davalı … ve diğer ortaklar arasında süre gelen geçimsizlik , güven kaybı nedeniyle haklı nedenler ile ortaklıktan çıkarılması gerektiği kanaati oluştuğunu, diğer ortaklar … ve …’ın boşanma sürecinden sonra da şirket faaliyetlerine ve çıkarlarına yönelik planlı ve sürekli eylemler içerisine girdiklerini, şirket ile ilişiği kesilen çalışanlar ile diğer ortaklar aleyhine tavır takındıklarını, şirket yöneticisine ve diğer ortağına karşı haksız ve dayanaksız ithamlarda bulunduğunu , İstanbul 12. ATM 2020/379 E. sayılı dosyası ile Şirket Müdürü ve ortağı …’a haksız ve mesnetsiz dava açtığını beyanla, davalı …’ın haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına, davalının payının şirkete devredilmesine karar verilmesine, İstanbul 12. ATM 2020/379 E. sayılı dosyası ile iş bu dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 03.01.2017 tarih ve … sayı ile tesfikli hisse devir sözleşmesi uyarınca … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, halen 437.500,00 TL sermaye paylı ortağı olduğunu, …’ın ise 262.500,00 TL sermaye paylı ortak ve şirketin kuruluş tarihi olan 28.03.2008’den bu yana şirketin müdürü olduğunu, diğer ortak …’ın, 1.050.000,00 TL sermaye payına sahip olduğunu, birleşen dosya dava dilekçesi ile; müvekkilinin şirkete ortak olduğu tarihte Fransa ile ithalat yazışma haberleşme vs. kısımları yöneteceği, tüm operasyonlarda yardımcı olacağı, yöneticilik kariyeri sayesinde Amerika, Kanada, Hindistan gibi Fransa dışında avantajlı olabilecek yeni ithalat kaynaklarında girişimlerde bulunacağı taahhüdünde bulunduğu, ancak beklenen gayreti sarf etmediği ve şirkete en ufak bir katkı sağlamadığı iddia edildiğini, oysa bu iddiaların tümünün mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin 03.01.2017 tarihinde, o dönem bankalardan kredi almakta güçlük çeken firmaya, para yatırımı ile destek ve ortak olduğunu, şirketin yurt dışı yazışmalarını yöneteceğine dair bir taahhütte ise, iddia edilenin aksine bulunmadığını, ancak müvekkilinin, böyle bir taahhüdü bulunmamasına rağmen çok sayıda yazışmada yer almış, ithalat yazışma ve haberleşme kısmında görev aldığını, müvekkilinin, hiçbir zaman diğer ortaklar arasında geçimsizlik yaratmadığını, aksine Hülya Kayhan ve …’ın boşanma sürecinde, her ikisini destekleyici ve sakinleştirici konuşmalar yaparak yanlarında olduğunu belli ettiğini, dava dilekçesi ile iddia edilenin aksine, müvekkilinin şirket menfaatini koruma maksadıyla hareket ettiğini, mahkemede görülmekte olan 2020/379 esas sayılı dosyanın kendilerince şirket menfaatleri gözetilerek açıldığını, bu tarihe kadar müvekkilinden hiçbir şikayeti bulunmayan diğer ortakların, kendilerince dava açılması sonrasında, tamamen kötü niyetle müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması için, dürüstlük kuralına aykırı biçimde genel kurul kararı aldıklarını, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması için haklı sebeplerin oluştuğunu iddia eden birleşen dosya davacısının, bu haklı sebeplerin varlığı ile ilgili hiçbir delil sunmadığını,, yalnızca soyut ve gerçeğe dayanmayan ithamlarla müvekkilini diğer ortaklar arasında geçimsizlik yaratmakla suçladığını belirterek birleşen davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasıdır.
Asıl davadaki uyuşmazlığın Davacı yönünden dava ehliyetinin olmadığı, davalı yönünden husumet yokluğu olup olmadığı, mahkememiznin görevli olup olmadığı, davacı tarafın yukarıda belirtilen iddialarının doğru olup olmadığı, iddiaları kapsamında şirketin zarara uğrayıp uğramadığı, zarar var ise ne kadar olduğu ve bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Birleşen dava Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasıdır.
Birleşen davadaki taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı …’ın şirketten çıkarılması koşullarının oluşup oluşmadığı, şirketten çıkarılmasına karar verilmesi halinde hisselerinin şirkete devredilmesi talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizin 15/03/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca Tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller, tüm dosya kapsamı gözetilerek, şirketin finansal tabloları, kar zarar durumu, yıllık rapor, karın kullanım şekli, kar dağıtımı yapılıp yapılmayacağı konularını içeren TTK’na uygun bir genel kurul toplantısı yapılıp yapılmadığı, kar dağıtımı yapılıp yapılmadığı, şirketin kaynak ve finansmanının şirket ortaklarından …’ın da ortağı olduğu … ünvanlı yeni şirkete aktarılıp aktarılmadığı, şirket cirosunun 1 yıl içinde yüzde 30 oranında düşüp düşmediği, … … San. Ve Tic. Ltd. Şti. çalışanlarının bu yeni şirkette çalışmaya başlayıp başlamadığı, 2018,2019 ve 2020 yıllarında … … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Adına depolamak ve satmak amacıyla Fransa’da bulunan tek satıcıdan yağlar temin edilip edilmediği, yeni şirketin kurulmasıyla, … … San. Ve Tic. A.Ş. ‘nin alımları durdurulup durdurulmadığı, yeni kurulan şirketin alıma devam edip etmediği, envanterdeki malların (öncesinde … … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından alınan) kayıtsız ve usulsüz biçimde yeni kurulan şirkete devredilip devredilmediği, 2018,2019 ve 2020 yıllarında şirket cirosunun düşüp düşmediği, aynı yıllarda harcamaların artıp artmadığı, artmış ise neden kaynaklandığı, 5 Milyon lira değerinde sahte fatura ile şirketten para çıkışı olup olmadığı, şirket ortaklarından … tarafından yapılan seyahat ve benzeri şahsi harcamaların şirket masrafı olarak gösterilip gösterilmediği, bu yönde harcamalar var ise yerinde olup olmadığı, yapılacak tespitlere göre şirketin zarara uğrayıp uğramadığı, zarar var ise ne kadar olduğu, bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi için … … San. ve Tic. A.Ş’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
Hukuki tavsifi ve nihai takdiri mahkemeye ait olmak üzere, derdest davada varlığı iddia olunan zararı ispat külfetinin davacıya terettüp ettiği, kusuru ispat külfetinin baskın görüş çerçevesinde (Yargıtay uygulaması ve doktriner görüşler) davacıya ait olduğu, dava dışı limited şirketin sattığı ürünün mevzuata uygun üretilmediği ve bu sebeple de üretiminin/satışının yasaklandığı olgusu müdüre atfolunabildiği ölçüde müdür hakkında bir sorumluluktan bahis olunmasının mümkün olabileceği, ancak bunun yapılmasında ilgili ürünün uygulamasının da mevzuata aykırı olarak yapılmasının ve buna istinaden yasaklanmasının mezkür -olası- sorumluluğa etkisinin ayrıca değerlendirilmesi lazım geleceği yolundaki sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 07/03/2022 tarihli celse ara kararı uyarınca dosyanın bilirkişilere yeniden tevdii edilerek; Tarafların asıl dosya için sunulan bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi ve birleşen dosya yönünden davalı …’ın şirketten çıkarılması koşullarının oluşup oluşmadığı, şirketten çıkarılmasına karar verilmesi halinde hisselerinin şirkete devredilmesi talebinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için (…. ATM’nin … esas sayılı dosyasından yapılan değerlendirmelerde irdelenerek) tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılıp ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporunda özetle;
Hukuki tavsifi ve nihai takdiri mahkemeye ait olmak üzere asıl davada müteveffa müdür …’a tevcih edilmesi mümkün olan bir sorumluluğun bulunmadığı, birleşen davada …’ın TTK m. 640/3 çerçevesinde şirketten çıkartılması için haklı sebeplerin gerçekleşmiş olduğu, bu bağlamda …’ın hisselerinin davacı … Ltd. Şti. Tarafından satın alınmasının mümkün olduğu, ayrılma akçesinin gerçek değerinin 30.06.2022 tarihli mali tablolara göre 1.581,136,00 TL olduğu yolundaki kanaatimizi saygı ile bilgilerinize sunarız.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre;
Asıl dava yönünden; dava şirket yönetici sorumluluk davası olup, yapılan bilirkişi incelemesinde, şirketin kârının 2018 yılına göre 2020 yılında çok ciddi biçimde düştüğü, buna rağmen şirketin özvarlığının artış gösterdiği, kâr kaybının düşmesinin sebebinin satışlardaki azalma olduğu, şirketin sattığı ürünün Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği’ne Uygun üretilmediği ve bu sebeple de Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nin ilgili maddesi uyarınca satışının yasaklandığı, dava dışı …’nce üretilip satılan ürünün mevzuata uygun üretilmediği ve bu sebeple de üretiminin/satışının yasaklandığı olgusunun müdüre sorumluluk olarak yüklenilebilmesi hususunda bir kanı oluşturmadığı, ayrıca ürünün sadece mevzuata aykırı üretilmediği, aynı zamanda uygulamasının yapılmasında da mevzuata uygunsuzlukların olduğu, bundan doğacak kâr kaybından davalı müdürün sorumlu tutulmasının da yerinde olmayacağı, şirketteki yönetim ve pazarlama giderlerinin yüksekliği ve 5.000.000 TL tutarındaki faturanın varlığı iddiası karşısında mali incelemede 5.000.000 TL tutarında bir fatura tespit edilemediği, pazarlama ve yönetim giderlerinin kayıtlara mevzuata uygun biçimde yansıtıldığı anlaşılmakla davalı müdürün sorumluluğuna ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden; Limited şirketler açısından ortaklıktan çıkma ve çıkarılma koşullarıın oluşup oluşmadığının incelenmesi gerekmektedir.
TTK m.638 maddesine göre;
“1.Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir.
2. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir”
TTK’nin 640. maddesinin 3. Fıkrası ile, limited şirketlerde esas sermayenin yansından fazlasına sahip bulunan ortakların mutlak ekseriyeti tarafından muvafakat edilmek şartıyla limİtcd şirketin, muhik (haklı) sebeplerden dolayı bir ortağın şirketten çıkarılmasını mahkemeden isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.
Limited şirketlere ait kısımda yer alan 638. maddedeki çıkma talebinin haklı bir sebebe dayanması gerekmektedir. Ancak anılan yasa maddesinde haklı nedenler sayılmadığı gibi, davalı şirket ana sözleşmesinde de bu husus düzenlenmediğinden, haklı nedenlerin varlığının hakim tarafından değerlendirilerek geçerli olup olmayacağı belirlenecektir. Bu bağlamda yapılan değerlendirmeye göre, taraflar arasında birden çok kez yaşarımış mali sorunlar olduğu, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin önemli ölçüde zedelendiği, taraflar arasındaki davalar ve bütün uyuşmazlıklar bir bütün halinde gözetildiğinde, birleşen davacı şirketin davalı ortağını çıkarma konusunda haklı sebebin varlığının kabul edilmesi gerektiği, yine şirketteki ortaklık ilişkisinin devamının hiçbir ortak tarafından istenmediği kanaati ile ortaklıktan çıkarmaya ilişkin birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda TTK md 641 hükmü dikkate alındığında her durumda (ortağın çıkması veya ortaklıktan çıkartılması) sermaye payının gerçek değerine uygun bir ayrılma akçesine hak kazanacağından, bilirkişilerce belirlenmiş ve mahkememizce de uygun görülen 1.581.136,00 TL ayrılma akçesinin davacı şirket tarafından davalıya ödenmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Birleşen davanın KABULÜ ile, davalı …’ın davacı … … San. ve Tic. Ltd. Şti. ortaklığından çıkarılmasına,
3-Birleşen dava yönünden 1.581.136,00 TL ayrılma akçesinin davacı şirket tarafından davalıya ödenmesine,
4-Asıl dosya yönünden;
a-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 9,12 TL eksik harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Birleşen dosya yönünden;
a-Alınması gerekli 108.007,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 107.949,10 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 127,10 TL toplam harç ile bilirkişi ücreti 2.500,00 TL olmak üzere toplam 2.627,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
c-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 174.490,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/06/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza