Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/349 E. 2023/555 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/349 Esas
KARAR NO:2023/555

DAVA:Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:22/07/2020
KARAR TARİHİ:22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında 14.01.2020 imza tarihli “Karayolu Taşımacılık Hizmetleri Temin Sözleşmesi” irvzalandığını; işbu sözleşme uyarınca davacı şirketin davalıya ait ürünleri davalının bildirdiği noktalardan alarak yine davalı tarafından bildirilen noktalara taşıyacağını; davalı şirketin dondurma ve benzeri ürünlerin imalat, satış ve pazarlamasını yaptığını; bu nedenle sözleşmenin “Araç Tüpleri ve Özellikleri” başlıklı 13. Maddesinde taşıma işinde kullanılacak araçları davalının talep ettiği sayı ve özellikte (…) un davacı şirket tarafından tedarik edileceğinin belirtildiğini; taşıma işinde kullanılacak araçların spesifik özellikleri olan ve genellikle başka bir taşıma işinde kullanılması mümkün olmayan araçlar olduğunu; davacı şirketin, davalıyla akdedilen sözleşmeye güvenerek sözleşmenin yürütülmesi için; çekici, dondurma taşıma işinde kullanılabilecek nitelikte dorse ve bu işe uygun klima alımı yaptığını; davalı ile yapılan sözleşmede belirtilen nitelikteki araçları hazırladığını; davacı şirketin sözleşmenin başlangıcında yirmi aracı davalıya tahsis ettiğini, davacı şirketin tahsis edilen araç sayısını arttırmak için çalışma yaptığı sırada fesih olgusu gerçekleştiğini; sözleşmenin yürürlüğe girdiği 14.01.2020 tarihinden itibaren taşınan ürünün doğası gereği az sayıda taşıma olduğunu; Mart ve Nisan aylarında ülkemizde ve tüm dünyada yaşanan Covid 19 pandemi salgını nedeni ile tüm sektörlerde olduğu gibi çeşitli aksamalar, şehirler arası seyah: geçiş kısıtlamaları nedeni ile gecikmeler oldu ise de mücbir sebeplerin el verdiği ölçüde taşıma hizmeti verilmeye devam ettiğini; davacı şirketin taşıma performansını sürekli arttırarak Mayıs ayında V695,45 seviyesine çıkardığını; davalı şirketin, davacı şirkete 11.05.2020 tarihinde tebliğ edilen … 17. Noterliğinin 06.05.2020 Tarih ve … Y. No.lu ihtarnamesi ile sözleşmeyi fesih ettiğini bildirdiğini; sözleşmenin süresinin “01.01.2020-31.12.2020 tarihleri arasında 1 yıl olarak belirlendiğini; davacı şirketin, davalı ile akdedilen sözleşmeye güvenerek sözleşmenin yürütülmesi için; çekici, dondurma taşıma işinde kullanılabilecek nitelikte dorse ve bu işe uygun klima alımı yaptığını; sözleşmenin fesih edilmesi ile sözleşme gereği yapılan taşımanın niteliği göz önüne alındığında bu yatırımın davacı şirketin elinde atıl bir yatırım olarak kaldığını ileri sürerek; davacı şirketin sözleşmenin yerine getirilmesi amacı ile yapmış olduğu yatırım nedeni ile uğradığı zararın 10.000,00 TL belirsiz alacak olarak sözleşmenin fesih tarihinden itibaren avans faiz; Sözleşmenin haksız ve mesnetsiz olarak fesih edilmiş olması sebebi ile davacı şirketin uğradığı zararın 10.000,00 TL belirsiz alacak olarak sözleşmenin fesih tarihinden itibaren avans faiziyle; sözleşmenin haksız ve mesnetsiz fesih edilerek davacı şirketin prestij kaybına yol açılması nedeni ile uğranılan manevi zararın tazmini için 10.000,00 TL belirsiz alacak olarak sözleşmenin fesih tarihinden itibaren avans faiziyle sonradan arttırılmak üzere tahsilini; sözleşme kurulurken davalıya verilen ve davalı şirket yedinde karşılıksız kalan 23.01.2020 tarihli teminat mektubunun iadesine; Yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın huzurdaki davayı belirsiz alacak davası olarak açmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın, tamamen sözleşmenin ifası için araç satın aldığını ve bu araçları başka işlerde kullanamadığını ve araçların atıl kaldığını belirttiğini; davacı tarafın, bu araçlara ilişkin olarak yaptığı toplam yatırımın 18.000.000,00 TL olduğunu davalı şirkete gönderdiği 14.05.2020 tarih ve 3207 yevmiye nolu ihtarnamede belirttiğini; HMK 107. Maddesi gereğince bir davanın belirsiz alacak davası olarak açılması için dava konusunun davacı tarafından belirlenemiyor olması olmazsa olmaz ön şart niteliğinde olduğunu; oysa davacı tarafça davalı şirkete gönderilen ihtarnamede bu bedel açıkça belirtildiği gibi talebin niteliği gereği de davacı tarafça rahatlıkla belirlenebilir durumda olduğunu; bu nedenle de bu talebin belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ve reddi gerekeceğini; davacı ile davalı şirket arasında Karayolu Taşımacılık Sözleşmesi imzalandığını; davacı tarafın, davalı şirketin bütün sevkiyat taleplerini eksiksiz olarak karşılayacağını taahhüt ve garanti etmesine rağmen sözleşmenin akdinden Sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar, talepten itibaren 22 saat içinde taşıma için gerekli araçları temin etme taahhüdüne uymadığı gibi aylık araç talep miktarını temin etmede de 9495’in altında kaldığını; davacı tarafın, davalı şirketçe yapılan yazılı ve sözlü tüm uyarılara rağmen ve her seferinde aksaklığı düzelteceğini taahhüt etmesine rağmen bu taahhütlerine uygun davranamadığını, araç temin etme yüzdesinde 60-70 seviyelerini ancak yakalayabildiğini; bu durumun, davalı şirket yönünden sahada satış kayıplarına ve lojistik maliyetlerinin artmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek; davacının tamamen davasının reddine, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava dilekçesi ve cevap dilekçesi sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava taşıma sözleşmesi kaynaklı alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; sözleşmenin haksı olarak fesih edilip edilmediği, tek taraflı fesih yetkisinin kullanımının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olup olmadığı, sözleşmenin feshi nedeni ile davacı zararının karşılanmasının gerekip gerekmediği ve zararın miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca dava, sözleşmeleri, taahhütnameler, ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi deliline dayandırılmıştır.
İddia, savunma, taraflarca sunulan bilgi ve belgeler, mahkememizce celp edilen bilgi ve belgeler hep birlikte değerlendirilmiş, dava konusu uyuşmazlık konusu uzmanlık gerektirdiğinden, celp edilen deliller ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak uzman bilirkişi heyetinden, davacının taşıma işlemi yapıp yapmadığı, davacının davalıdan talepte bulunup bulunmayacağının tespiti ve tüm dosya kapsamında rapor alınmasına karar verilmiştir.
Konusunda uzman bilirkişi heyetine dosya tevdi edilmiş heyet raporunda “Davacı şirketin 2020 yılı ticari defterlerine göre, 16.09.2020 tarihi itibariyle davalı şirket ile olan hesap bakiyesinin 0,00’TL olduğu, diğer bir ifadeyle 2020 yılı ticari defterlerine göre davalı şirketten bakiye alacağının ya da borcunun bulunmadığı; Davalı şirketin 2020 yılı ticari defterlerine göre, 31.08.2020 tarihi itibariyle davacı şirket ile olan hesap bakiyesinin 0,00 ‘TL olduğu, diğer bir ifadeyle 2020 yılı ticari defterlerine göre davacı şirkete bakiye borcunun ya da alacağının bulunmadığı; Davacı şirketin sözleşmenin yerine getirilmesi amacıyla yapmış olduğu yatırımlara ilişkin sunmuş olduğu alış faturalarının toplam 939.635,444 TL (KDV hariç) tutarında olduğu; bunların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği; ancak bu yatırımların taraflar arasındaki sözleşmenin yerine getirilmesi amacıyla yapılıp yapılmadığı hususunun uzmanlık alanımız dışında olduğu ve takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere taşıma alanına ilişkin özel bir teknik bilgiyi gerektirdiği; Taraflar arasındaki sözleşmenin 24. maddesinin (c) fikrası uyarınca sözleşmenin herhangi bir ihtar veya ihbara gerek olmaksızın 31.12.2020 tarihi itibari ile sona erdiği; Davacı şirketin, sözleşme ilişkisinin yeniden bir süre tayini veya süresiz olarak devam ettiği, davalı tarafın haksız olarak sözleşmeyi feshettiği ve uğramış olduğu zararları ispat yükü altında bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Alınan bilirkişi raporunda taşıma konusunda belirtildiği üzere taşıma konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması için heyet teşkil edilmiş heyet raporunda “Taraflar arasındaki sözleşmenin “Sözleşmenin feshi” başlıklı 8. Maddesinde, aşağıdaki yazılı hallerde taraflar birbirlerine yazılı bildirimde bulunmak suretiyle, bu sözleşmeyi derhal feshetme hakkına sahip olacağı ifade edilmiştir. Buna göre Taşıma hizmetlerinin temininde veya sözleşmede konusu olan hususlarda ihmalinin olduğunun müşteri tarafından tespit edilmesi ve bu tespitin taşıyıcıya yazılı olarak bildirilmesinden itibaren 15 takvim günü sonunda meydana gelen aksaklığın hala düzeltilmemiş olması halinde, Tarafların sözleşmede konusu geçen “Gizlilik” prensiplerine riayet etmemesi halinde, Tarafların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirmekteki eksikliği, performans göstergesinin yıllık ortalama *697 altında kalması ve taraflarının bununla ilgili ihtar yazısının tebliğine müteakip 30 takvim günü sonunda muhatabın meydana gelen aksaklığı düzeltmemiş olması durumunda ihtar eden tarafından sözleşme feshedilebilecektir. Davalı … Gıda, davacı … Taşımacılık’a gönderilen … 17. Noterliğinin 06.05.2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamede taşıyıcının sözleşmenin akdinden o güne kadar talepten itibaren 22 saat içerisinde taşıma için gerekli araçları temin etme taahhüdüne uymadığı gibi, aylık araç talep miktarını temin etmede de 96 95’inaltında kaldığını, yazılı ve sözlü uyarılara rağmen ve her seferinde aksaklığın düzeltileceği taahhüt edilmesine rağmen bu taahhütlere uygun davranmadığını, temin etme yüzdesinin 96 60-70 seviyelerinde kaldığını, şirketin sevkiyat taleplerinin Covid sebebiyle belirli bir dönem hiç karşılanmadığını, sevkiyat taleplerinin 22.3.2020 tarihinde gönderilen maillerde Covid 19 salgının taşıyıcı için mücbir sebep oluşturduğu gerekçesiyle karşılanmadığını ve sözleşmeye uygun davranamayacaklarını kendilerine bildirdiklerini bildirerek sözleşmeyi feshettiklerini beyan etmiştir.Yukarıda belirtilen feshe ilişkin sözleşme hükümleri göz önünde bulundurulduğunda, davalı gönderenin sözleşmen m.8/c hükmüne göre sona erdirdiği anlaşılmaktadır. Bu hükme göre davalı gönderenin sözleşmeyi feshetmeden önce sözleşmeye aykırılığı taşıyıcıya bildirmesi ve bunun üzerinden 30 gün geçmesine rağmen taşıyıcının sözleşmeye aykırılığı düzeltmemiş olması gerekmektedir. Sözleşme m.8/c’de sözleşmeye aykırılıkların ihtar edilmesi gerekti belirtilmekle birlikte, bu ihtar TTK m.18 f.3 kapsamında kalan sözleşmeyi feshe ilişkin bir ihtar olmayıp, borca aykırılığın giderilmesine ilişkin bir uyarı mahiyetindedir. Dolayısıyla herhangi bir şekil şartına bağlı değildir. Dosya kapsamında yer alan belgelerden, davalı tarafın 2020 yılının Mart ayından itibaren sevkiyatla ilgili aksaklıkları davacı taşıyıcıya bildirdiği, bu durumun düzeltilmesi gerektiği, aksi halde işin müşterilerinin distribütörlükleri bırakması durumuna kadar gideceğini vurguladığı görülmektedir. Bu bildirimlerin yapıldığı tarih ile sözleşmenin fesih tarihi olan 06.05.2020 tarihine kadar sözleşmenin &/e maddesindeki 30 günlük sürenin dolduğu, buna rağmen davacı taşıyı tarafından – sözleşmeye aykırılıkların – giderilemediği, dolayısıyla – sözleşmenin haklı ” sebeple – feshedildi söylenebilecektir. Taşıma sektörünün pandemi döneminden en az etkilenen sektörler arasında olduğu, bu sebeple taraflar arasındaki sözleşme yükümlülüklerine herhangi bir etkisi bulunmayan mücbir sebep halinin taraflar açısından bir önemininde olmayacağı, Araç tedarik performans oranları incelendiğinde toplamda taşıyıcının tedarik oranının %60-70’ler seviyesinde kaldığı, davacının sözleşme m.8/e’ye uygun şekilde borca aykırılığı gidermesini davacıdan talep etmesine rağmen taşıyıcının bu durumu düzeltmediği, Davalı gönderenin sözleşmeyi haklı sebeple feshettiği ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Netice olarak dosya kapsamı toplanan deliller, hükme ve denetime elverişli bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafın 2020 yılının Mart ayından itibaren sevkiyatla ilgili aksaklıkları davacı taşıyıcıya bildirdiği, bu durumun düzeltilmesi gerektiği, aksi halde işin müşterilerinin distribütörlükleri bırakması durumuna kadar gideceğini vurguladığı görülmektedir. Bu bildirimlerin yapıldığı tarih ile sözleşmenin fesih tarihi olan 06.05.2020 tarihine kadar sözleşmenin 8/e maddesindeki 30 günlük sürenin dolduğu, buna rağmen davacı taşıyı tarafından – sözleşmeye aykırılıkların – giderilemediği, dolayısıyla – sözleşmenin haklı ” sebeple – feshedildi söylenebilecektir. Taşıma sektörünün pandemi döneminden en az etkilenen sektörler arasında olduğu, bu sebeple taraflar arasındaki sözleşme yükümlülüklerine herhangi bir etkisi bulunmayan mücbir sebep halinin taraflar açısından bir önemininde olmayacağı, Araç tedarik performans oranları incelendiğinde toplamda taşıyıcının tedarik oranının %60-70’ler seviyesinde kaldığı, davacının sözleşme m.8/e’ye uygun şekilde borca aykırılığı gidermesini davacıdan talep etmesine rağmen taşıyıcının bu durumu düzeltmediği, Davalı gönderenin sözleşmeyi haklı sebeple feshettiği davacının sözleşmenin uygulanmasında gerekli özeni gösterdiğini taşıma işlemi karşılığı alacağı olduğunu iddia etse de bu hususu ispatlayamadığı birlikte değerlendirildiğinde davacının manevi tazminat isteminin yasal koşulları oluşmadığı değerlendirilerek talebinin reddi ile davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi ve manevi zarar tazmini istemine ilişkin davasının SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 179,90 TL ilam harcının peşin alınan 512,33 TL’den düşümü ile geri kalan 332,43 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 9.200,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı 22/06/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza