Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/348 E. 2020/673 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/348 Esas
KARAR NO:2020/673

DAVA:Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ:22/07/2020
KARAR TARİHİ:15/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalıların … Şirketi’nin ortakları ve hissedarları olduğunu, bu şirketin 400 hisse payına karşılık 10.000,00 TL sermayesinin olduğunu, müvekkilinin 160 pay ile %40, davalı …’un 200 pay ile %50 ve davalı …’un 40 pay ile %10 hisseye sahip olduğunu, tarafların 2020 yılı ocak ayında bu şirketteki davalılara ait tüm hisseler, tüm hak ve borçları ile birlikte müvekkile devredilmesi, bunun karşılığında müvekkilinin davalılara toplam 300.000,00 TL ödemesi hususunda anlaştığını, 31/01/2020 tarihli hisse devir sözleşmesininde düzenlendiğini, bu sözleşmenin davalı … tarafından imzalandığını ancak diğer davalı atma tarafından pandemi bahane edilerek imzalanmadığını, ancak ödeme tarihi olarak belirtilen 31/03/2020 tarihinde davalı …’in noter aracılığı ile üzerlerine düşen işlemleri yaptığını ödemenin yapılmadığını derhal ödemenin yapılmasını aksi takdirde hukuki süreci başlatacağını ilişkin bir ihtarname yolladığını, müvekkilininde bir karşı ihtar ile itiraz ettiğini, bu süreçte ülkemizde ve tüm dünyada pandemi sürecinin başladığını kuaför ve berberlerin kapatılması yönünde iç işleri bakanlığının yönetmeliğinin çıktığını, müvekkilinin işyeri kapattığını ve başka bir gelirinin olmadığını bu sebeple sözleşmenin askıya alınmasının gerektiğini, davalılar tarafından …Limited Şirketi ve … markalarının müvekkili rızası olmadan açıldığını, bu markaların müvekkilinin hissedarı olduğu şirkete devri için ayrı ayrı 06/03/2020 tarihinde başvuru yaptıklarını, yine bu süreçte yetkili müdür görülen davalı …’in çalışanların maaşlarını ödemediği, kiraları ödemediği, vergileri ve diğer ödeme yükümlülüklerini ödememesi üzerine müvekkilinin üzerine kalan 100.000,00 ile 150.000,00 TL arasında olan bu ödemeleri yapmak zorunda kaldığını, iç işleri bakanlığının işletmeyi geçici olarak kapatması sebebiyle müvekkilinin zor durumda kaldığını, bu sebeple sözleşme hükümlerini yerine getirmesinin beklenemeyeceğini, TBK 138 md uyarınca dava konusu 31/01/2020 tarihli hisse devir sözleşmesinin tekrar değerlendirilerek mevcut koşullara göre ödeme zamanı ve ödeme miktarının azaltılması bakımından uyarlanmasını davalıların dava konusu hisseleri 3. Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, mahkeme aksi kanaatte olur ise bu sözleşmenin iptalini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilleri ile arasındaki 31/01/2020 tarihli Hisse Devir Sözleşmesinin uyarlanması veya iptalini talep ettiğini, davacının iç işleri bakanlığının 21/03/2020 tarihli korona Virüs Tedbirleri konulu genelgesi yüzünden işletme faaliyetlerini geçici olarak durdurduğunu yaşanan olağanüstü durum dolayısıyla mesleğini icra edemediğininden bu talepte bulunduğunu, davacı taleplerinin TBK 138 md deki şartlara uymadığını, hakkını kötüye kullandığını, sözleşmedeki ödeme tarihinden 9 gün öncesine kadar işletmenin açık olduğunu ve 11/05/2020 tarihinde ise tekrar açılarak faaliyete başladığını, müvekkillerince zaten iyiniyet gösterilerek işletmenin açıldığı tarihe 9 gün eklenerek 20/05/2020 tarihinde davacının müvekkillerine ödemeyi yapmasının kabul edildiğini, 30/06/2020 tarihinde yapılmasını da iyi niyetle kabul edildiğini ve sözleşmede bu hususta uyarlamanın yapıldığını, ancak davacının tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen ödemelerini yapmadığını, bu sebeple tekrar bir uyarlamanın kabul edilemeyeceğini davanın reddini, müvekkillerine ödenecek tutar olan 300.000,00 TL ye 30/06/2020 tarihinde itibaren işleyecek olan ticari temerrüt faizi ile birlikte davacıdan alınarak müvekkillerine verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14/12/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, artan gider avansı ve harcın kesinleşme sonrasında iadesini talep etmiştir.
Davalılar vekili de 15/12/2020 tarihli duruşmadaki beyanında feragati kabul ediyoruz, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur demiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307 maddesine göre davadan feragat ” davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir” yine aynı kanunun 311. Maddesine göre “feragat, kesin hüküm sonuçlarını doğurur” bu hükümler gözetildiğinde davadan feragatin davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğundan kuşku bulunmamaktadır. Öte yandan davadan feragatin usulüne uygun bir şekilde ve davacı vekilinin vekaletnamede mevcut yetkisiyle süresinde yapılan ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmış olup davanın feragat nedeni ile reddine istenmediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin karar verilmemesine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yerolmadığına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca istenmediğinden vekalet ücretine yerolmadığına,
5- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra artan gider avansının istek halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/12/2020

Katip …

Hakim …