Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/333 E. 2021/85 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2020/333 Esas
KARAR NO: 2021/85

DAVA:Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/04/2018
KARAR TARİHİ:03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafın … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosya ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, icra takibine konu sözleşmede müvekkilinin sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını, müvekkilinin sözleşmedeki kefaletinin hükümsüz olduğunu, müvekkilinin eşi …”ın kefaletin zaruri unsurlarından olan muvafakate dair imzasının kendisine ait olmadığını, sahte olduğunu, müvekkilinin eşi …’ın imzanın kesinlikle kendisine ait olmadığını bankaya hiç gitmediğini beyan ettiğini, davalı tarafın bu hali ile kefalete, muvafakate dair eş imzasını her nasılsa huzurunda atılmasını sağlamamakla basiretli tacir kavramına aykırı davrandığını, her şeye rağmen müvekkilinin kefaletinin bir an için geçerli olduğu varsayılsa bile müvekkilin sözleşmedeki kefaletinin 40.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, her halukarda 40.000 TL’nin üzerindeki miktar müvekkilini ilzam etmediğini, oysa davalı icra takibinde kredi bedeli olarak 63.576,52 TL’lik bedel üzerinden işlem başlattığını, davalı, müvekkili aleyhine 63.576,52 (-) 40.000,00 = 23.576,52 TL fazla icra takibi yaptığını, açıklanan nedenlerle; sözleşmedeki kefalete muvafakata dair eş imzasının müvekkilinin eşine ait olmadığının bilirkişi incelemesi ile belirlenerek kefaletin geçersizliğinin ve müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine davalı tarafın %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili banka asıl borçlusu Timur Ünlü lehine kullandırılan kredilerin zamanında ödenmemesi üzerine ilgili hesabın kat edilerek nakdi borcun ödenmesi için ilgili borçluya ve müteselsil kefil olan davacı …’a ihtarat yapıldığını, …. Noterliğinin … yevmiye ve 07.12.2017 tarihli ihtarnamesinin 09/12/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, ihtarnameye itiraz edilmediğini ve ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine asıl borçlu ve müteselsil kefili hakkında ise taraflar aleyhine icra takibine girişildiğini, taraflar arasında imzalanan 18/11/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde, 6098 Sayılı BK 583 ve 584. Maddelerinde belirtilen şekil şartlarına uygun olarak yazılı şekilde, kefilin sorumlu olacağı miktar ve kefalet tarihi belirtilerek, eşin el yazısıyla rızasının alınması suretiyle sözleşmenin akdedildiğini, müvekkil banka tarafından kefilin sorumlu olacağı miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olması dolayısıyla eş rızası hususlarının eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini, eş …’ın imzasının sahte olduğunun ileri sürülmesinin her türlü hukuki dayanaktan yoksun ve soyut bir iddia olduğunu, yapılan takipte usule ve yasaya aykırı bir yön olmadığı gibi, yapılan hesaplama ve faizlerin doğru olduğunu bu nedenle yargılama sonucunda 65.758,01-TL müddeabihli iş bu menfi tespit davasında davacı yanın takip dosyasındaki miktardan sorumlu olduğunu ve kefaletin geçerli olduğunu, açıklanan nedenlerle; davacı yanın haksız ve mesnetsiz davasının tümden reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, menfi tespit davasıdır.
Dosya kapsamı incelendiğinde, davacı tarafından davalı banka tarafından başlatılan icra takibine ilişkin olarak, davalı banka ile imzalanan kredi sözleşmesinde kefil olarak yer aldığını, kefaleten hükümsüz olduğu, kefaletin zorunlu unsurlarından olan eş rızasına ait imzanın sahte olduğu iddiası ile kefaletin geçersizliğini tespiti ile icra dosyasından borlu olmadığının tespitini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizin 31/01/2019 tarihli ara kararı gereğince Tarafların iddia ve itirazlarının denetlenmesi bakımından kasada bulunan Genel Kredi Sözleşmesindeki imzanın …’ın eli ürünü olup olmadığının belirlenmesi için kasada bulunan evrak asılları ve mahkememizce aldırılan imza örnekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, karar verildiği, dosyanın incelemek üzere bilirkişiye tevdi olunduğu, Bilirkişilerin 01/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tüm dosya kapsamının sunulan bilgi ve belgeler incelenerek; mukayeseye esas alman imzalan ile aralarında aynı elden çıktıklarını gösterir nitelikte uygunluk ve benzerlik saptanmadığından inceleme konusu, “… …. … Şubesi” ile müşteri “Timur Ünlü”, müteselsil kefiller “…”, eş muvafakati “…” adlarına düzenlendiğini, 18/11/2013 tarih vc 40.000/Kırkbin TL. meblağlı Genel Kredi Sözleşmesi aslında … adına atfen atılmış olan imzanın, …’ın eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığını, rapor etmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce, tüm dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgeler eşliğinde davacınn GKS ‘de yer alan kefaletinin geçerli olup olmadığı, davalının bu kefalete ilişkin olarak talepte bulunup bulunamayacağı hususlarında rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği. Bilirkişilerin 05/07/2019 tarihli raporlarında özetle; tüm dosya kapsamı ile yapılan araştırma sonucundan Kefalette yer alan imzanın, … Em. Uzmanı … marifetiyle düzenlenen 01.04.2019 tarihli raporun sonuç bölümünde, eş …’ın eli ürünü olmadığının belirlendiğini, Bu aşamadan sonra davalı bankanın asıl borçlu ve kefilin hayvancılık yapan esnaf olduklarından bunlar arasında yapılan kefalet sözleşmesinin geçerliği için eş rızasının aranmadığını beyan ettiğini, davacı müşterek borçlu müteselsil kefil …’ın ve dava dışı kredi borçlusu Timur Ünlü’nün çiftçilikle uğraştıklarından 5362 sayılı Kanunun m. 3 hükmü gereği esnaf statüsünde olduğu kanaatine varıldığını, Davacı vekilinin ise davalının bu yöndeki beyanlarının iddia ve savunmayı genişletme yasağı kapsamında olduğunu ve yasal süre içerisinde verildiğinden kabul etmediklerini beyan ettiklerini, bu hususun Mahkemenin takdirinde olup, Davacının TBK m. 584/III hükmü kapsamında zirai unsurunun belirlenmesi bakımından ilgili kuramlardan müvekkilinin [… kaydı bulunup bulunmadığının) sorulmasına karar verilmesi talebinde bulunduğunu, Davacı borçlunun, davalı/alacaklı bankaya Takip tarihi 17.01.2018 itibariyle 40.000,00,-TL asıl borç (Kefalet limiti), 1.361,11,-TL temerrüt faizi, faizin %5’i 68,06,-TL Bsmv ve 325,14,-TL İhtarname masrafı olmak Üzere toplam 41.754,31,-TL borçlu bulunduğunu, Davalı alacaklı bankanın tespitleri üzerinde talep ettiği 65.758,01,-TL’lik talebinin yerinde olmadığı, sonuç ve kanaatini bildirmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 30/12/2019 tarih, … Esas … karar sayılı ilamı ile davanın HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca görev şartı dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, talep halinde nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Alacaklı vekilinin İstinaf başvurusunda bulunduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 20/06/2020 tarih, 2020/672 esas, 2020/589 karar sayılı ilamı ile;
“Alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas-… Karar sayılı ve 18/12/2019 tarihli hükmünün HMK.’nun 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2020/333 esasına kaydı yapılan dosyada, yargılamanın kaldığı yerden bu dosya üzerinden yürütüldüğü görülmüştür.
Mahkememizce, … Birliğine müzekkere yazılarak, davacının esnaf kaydının mevcut olup olmadığı sorulmuş, 14/12/2020 tarih ve … sayılı yazı ile kaydının bulunmadığı bildirilmiş, yine mahkememizce Gelir İdaresi Başkanlığına müzekkere yazılara vergi kaydı sorulmuş, 19/01/2021 tarih ve …-E… sayılı yazı ile davacının kurum ve kuruluşlarda işlem yaparken vergi kimlik numarası kullanmak zorunda olanlar için öngörülen mükellefiyet türüne ait vergi numarası olduğu, herhangi bir şirkette ortaklık ve yöneticiliğinin bulunmadığı bildirilmiştir.
TBK 584.maddesinde “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu madde uyarınca, “Eş Rızası” aranmayacaklar kişiler arasında Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletlerin sayılmıştır.
Dosya kapsamında, davacının esnaf ve sanatkar kaydının bulunmadığı, herhangi bir şirket ortak ve yöneticisi olmadığı anlaşılmış, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan TBK 584.madde uyarınca verilecek kefalet sözleşmesinde eş rızasının mevcut olması gerektiği, ancak sözleşme üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde 18/11/2013 tarih ve 40.000,00/Kırkbin TL meblağlı Genel Kredi Sözleşmesi aslında davacının eşi … adına atfen atılmış olan imzanın, …’ın eli ürünü olmadığı, geçerli bir eş rızasının mevcut olmadığı, işbu durumda mevcut kefaletin kanun koyucunun aradığı şartları taşımamasında dolayı kredi sözleşmesindeki davacı kefaletinin geçerli olmadığına kanaat edinilerek, davacının davalıya borçlu olmadığına ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davalının, kötü niyetli olarak icra takibi başlatmış olduğu, davacı tarafça ispatlanamadığından şartları oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile davacının kefaletinin geçersiz olduğunun tespiti ile … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından davalıya davacının borçlu olmadığının tespitine,
2-Şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 4.491,93 TL karar harcından peşin alınan 1.122,99 TL’nin mahsubu ile geri kalan 3.368,94 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 1.164,09 TL ilk masraf, 1.900,00 TL bilirkişi ücreti, 157,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 3.221,09 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 9.348,54 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.03/02/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza