Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/317 E. 2023/740 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/317 Esas
KARAR NO:2023/740

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:24/12/2019
KARAR TARİHİ:05/10/2023

…. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17/04/2020 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememize tevzisi yapılan dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının sahibi olduğu 3 adet tablonun açık artırma yoluyla satışı için davalı şirket ile 07.02.2019 tarihli “Konsinye Tesellüm Sözleşmesi” ni akdettiğini ve tabloları aynı tarihte şirket yetkililerine teslim ettiğini, Davacının müzayede şirketini defalarca aramasına rağmen hiçbir zaman tabloların akıbeti hakkında bir bilgi alamadığını ve sürekli oyaladığını, bunun üzerine davacının tablo bedelinin ödenmesi veya kendisine iade edilmesi için …. Noterliği’nin 22.10.2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnameyi keşide ettiğini, ancak bir netice alınamadığını, Davalı şirket tarafından ihtarnamenin gereğinin yerine getirilmemesi üzerine tablo bedelinin tahsili zımmında …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, Davalı şirketin işbu icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak bir borçları olmadığını iddia ederek itiraz ettiğini, davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmedeki imzasına itirazda bulunmadığını, Davacının tablosunun kendisine iade edilmediği gibi bedelinin de ödenmemek suretiyle davacının mağdur edildiğini, Davalı şirketin icra takibine soyut itirazlarının haksız ve mesnetsiz olup, gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle 5.600,00 TL”’lik kısım için itirazın iptalinin talep olunduğunu, Davalı şirketin takibe kötü niyetli itiraz ettiğini, bu itibarla davacı lehine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesinin talep olunduğunu, Açıklanan gerekçelerle bakiye hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydı ile; Davanın kabulüne, Takibin iptal edilen 5.600,00 TL üzerinden devamına, % 20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar vetilmesini talep ve dava etmektedir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davaya ve takibe konu olan konsinye tesellüm sözleşmesine uygulanacak olan hükümlerin Türk Borçlar Kanunu kapsamında komisyon sözleşmelerine uygulanacak hükümler olduğunu, dolayısıyla bu sözleşmelere görev bakımından uygultanacak olan hükümler de komisyon sözleşmelerine uygulanan hükümler olacağını, bu durumun Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2012/13029 E., 2014/3096 K. 06.03.2014 tarihli kararında; “BDavacı mahcuz mallarını konsinye satış sözleşmesiyle borçluya sattığını ileri sürmüş, 01.09.2007 tarihli konsinye satış sözleşmesine dayanmıştır. Konsinye satışta, taraflardan biri (bırakan), kararlaştırılan bir bedel karşılığında bir malı diğer tarafa kendi adına ve hesabına satması için ona teslim etmeyi ve diğer taraf ta (satış için alan) muayyen bir bedeli ödemeyi veya malı geri vermeyi taahhüt eder. Doktrinde konsinye satışlar için Borçlar Kanunundaki “komisyon” hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmektedir. Komisyon sözleşmeleri ile herhangi bir şekle bağlı değildir. Bu nedenle konsinye satış sözleşmeleri için de herhangi bir şekil şartı aranmaz.” şeklinde ifade edilerek açık bir şekilde ortaya konulduğunu, bu kapsamda görev bakımından komisyon sözleşmelerini ele alan Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine bakmak gerekeceğini; “Madde 4-(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; c) ….komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. ” İlgili kanun maddesi ve Yargıtay kararı incelendiğinde komisyon sözleşmeleri kapsamında değerlendirilecek olan konsinye tesellüm sözleşmelerinin konu olduğu davalar bakımından görevli mahkeme TTK m.5 doğrultusunda tüm ticari davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olan asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, bu nedenle ilgili davanın görevsizlik nedeni ile reddi gerektiğini, Davalının …, İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyasına istinaden borcunun bulunmadığını, icra dosyasında 20.000,00 TL asıl alacak üzerinden haksız ve mesnetsiz bir şekilde icra takibi başlatıldığını, borcun sebebinin 24.10.2019 tarihli 20.000,00 TL tutarlı tablo satış bedelinin gösterildiğini, ancak icra dosyası borcun sebebine ilişkin karşı tarafın dayanağı bulunmadığını, karşı tarafın dava dilekçesinde dayanak gösterdiği …. Noterliği’nin 22.10.2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesinde “….müvekkilin uğramış olduğu 20.000,00 TL zararın aynı süre içinde tazmin olunmasını…” denilmekte olduğunu, ancak 20.000,00 TL’nin dayanağının gösterilmediğini, davacı tarafından hiçbir dayanak gösterilmeksizin davalıdan 20.000,00 TL’nin talep edilmesi ve bu bedel üzerinden icra takibi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, öte yandan icra takibi ödeme emrinin borcun sebebi kısmında 24.10.2019 tarihli tablodan bahsedildiğini, belirtilen tarihte davalı şirket tarafından gerçekleştirilen müzayede etkinliği olmadığını, davacının dava dosyasına sunduğu Konsinye Tesellüm Sözleşmesi’nin tarihinin 07.02.2019 olduğunu, söz konusu tarihlerin birbirleri ile uyuşmadığını beyan ederek; Öncelikle davanın görevsiz mahkemede açıldığından davanın usulden reddine, neticede davacının haksız davasının reddine, Takipte haksız ve köyü niyetli olan davacının İcra ve İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 20.143,01 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan ticari ilişki gereğince oluşan borcun tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Tüm dosya ve icra dosyasıda incelenerek uyuşmazlık konusuna ilişkin rapor hazırlamak üzere dosya bilirkişi heyetine verilmiş heyet raporunda “Davaya konu uyuşmazlığın taraflara ait ticari defter ve kayıt ile tespit edilemediği, dosyaya fatura ve ödeme belgeleri de sunulmadığı, İşbu dava konusu icra takip talebinde ana para alacağının 20.000,00 TL olarak belirlendiği, ancak huzurdaki dava esas değerinin 5.600,00 TL olduğu, 5.600,00 TL tutarın davaya konu olan sözleşmede 3 adet eser için belirlenen asgari satış fiyatı ve sigorta bedeli olduğu, 22.11.2019 tarihinde ana para alacağına 6 9 yasal faiz talep edildiği, 20.000,00 TL üzerinden talep edilen yasal faizin 24.10.2019-22.11.2019 tarih aralığı için hesaplandığı, 24.10.2019 Faiz başlangıç tarihinin davacı tarafından davalı şirkete gönderilen …. Noterliği tarafından düzenlenen 22.10.2019 tarih ve … yevmiye numaralı İhtarnamenin davalı tarafça tebliğ alınan 24.10.2019 güne dayandırıldığı, 24.10.2019 ve icra takip tarihi olan 22,11.2019 gerekse 24.12.2019 dava tarihinde yasal faiz oranının icra takip talebinde olduğu gibi 4 9 olduğu, faiz oranında bu süreçte herhangi bir değişiklik olmadığı, Buna göre 22.11.2019 icra takip tarihinde işlemiş faiz hesabının; (24.10.2019-22,11.2019) 5.600,00 TL X 29 gün X 9 / 36500—40,04 TL olacağı, Ana para * faiz tutarının 5.,600,00 TL * 40,04 TL—5.640,04 TL olacağı, Buna göre 24.12.2019 icra takip tarihinde işlemiş faiz hesabının; (24.10.2019-24.12.2019) 5.600,00 TL X 61 gün X 9 / 36500—84,23 TL olacağı, Ana para * faiz tutarının— 5.600,00 TL * 84,23 TL—5.684,23 TL olacağı, Davacı tarafından talep edilen icra inkar tazminatı ile davalı tarafından talep edilen tazminatın Sayın Mahkemenin takdirlerinde olacağı” şeklinde rapor sunulmuştur.
Taraflarca yapılan itiraz ve beyanlar sonucu bilirkişi 1. Ek raporunda özetle “Dava dosyasının tetkiki sonucunda, her türlü nihai karar ve hukuki değerlendirme Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, Davalı vekilinin itirazları değerlendirilmiş ve dosya kapsamına yeni belgefbilgi sunulmadığından 06.04 2022 tarihli kök tapordan farklı bir değerlendirmeye yapılamamıştır.” şeklinde 1 ek rapor sunulmuştur.
Taraflarca yapılan itiraz ve beyanlar neticesinde 2 ek rapor hazırlamak üzere dosya bilirkişilere verilmiş bilirkişi heyeti ek raporunda “Davalı vekilinin itirazları değerlendirilmiş, esasen önceki itirazlarından farklı bir beyan olmadığı saptanmıştır. 07.02.2019 tarihli Konsinye Tesellüm Sözleşmesi aslı sunulmuş olup, farklı bir değerlendirmeye ulaşılmamıştır. Bu nedenle önceki kök ve ek rapordan farklı bir görüşe ulaşılamamıştır.” şeklinde 2 ek rapor sunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, alacağın davalıya fatura edildiği ancak davalı tarafından davacı şirkete ödemede bulunulmadığı,bunun üzerine …. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dava değerinin 5.600,00 TL olduğu bu tutarın davaya konu olan sözleşmede 3 adet eser için belirlenen asgari satış fiyatı ve sigorta bedeli olduğu, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda dava değeri yönünden davalının icra takibine itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin bilirkişi raporu doğrultusunda 5.600,00 TL asıl alacak üzerinden devamına dava konusunun likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi sebebi ile icra inkar tazminatının yasal koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
…. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibininde davalının itirazının iptaline takibin bilirkişi raporu doğrultusunda 5.600,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-İcra inkar tazminatının yasal koşullar oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 382,54 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 338,14 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 95,20 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti ve bilirkişi ücreti 1.604,00 TL olmak üzere toplam 1.699,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/10/2023

Katip …

Hakim …