Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/309 E. 2022/733 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/309 Esas
KARAR NO : 2022/733

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin oto yedek parça işi yaptığını, müvekkilinin şirketinin diğer ortağı olan Bahadır Bedir’in davalı bankaya borçlu olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu … Şirketine … 3. İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı icra dosyasından icra memurlarının gelerek şirket ortağı …’in davalı bankaya şahsi kredi borcu karşılığında şirketin mallarına haciz konulduğunu, haczin usulsüz olduğunu, şirket ortağının şahsi borcu sebebiyle şirketin mallarına haciz konulamayacağını, müvekkilinin haciz tehdidi altında yeddiemin olarak teslim almak zorunda kaldığını, müvekkilinin istihkak davasını yasal sürede açtığını davanın derdest olduğunu, alacaklı vekilleri ile görüşüldüğünü müvekkilinin 117.400,00 TL miktarlı senedi haciz baskısı ile imzalamak zorunda kaldığını, müvekkilinin icra kefili olmadığını, kefalet harcı yatırmadığını, haciz esnasında davalı banka avukatı tarafından düzenlenen senedin yasal olmadığını, müvekkilinin davalı bankadan kredi kullanmadığını borçlu olamayacağını, bu sebeplerle müvekkilinin bankaya borçlu olmadığının mahkemece karara bağlanmasını, davanın kabulünü, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, davalı taraf vekiline müvekkilinin eşi tarafından gönderlen 5.000,00 TL’nin istirdatını, davaya konu 117.400,00 TL miktarlı senedin iptalini, dava konusu senedin ödenmemesine yönelik tedbir kararının verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı Bahadır Bedir’in müvekkili bankaya kredi borcunun bulunduğunu alacağın tahsili amacı ile aleyhine icra takibi başlattıklarını kişinin iş yerine gelen icra memurları ile davacı arasında anlaşıldığını bu sebeple malların yediemin olarak davacıya bırakıldığını, bu anlaşma neticesinde davacıdan senet alındığını, davacının bonoyu vadesinde ödememesi üzerine aleyhine icra takibi başlattıklarını davacının kötü niyetle huzurdaki davayı açtığını, davanın reddinin gerektiğini, davacı ile borcun ödenmesine ilişkin protokol imzalandığını, bu protokole göre borcu şahsen üstlendiğini, davacının haciz baskısı ile imzaladığını iddia ettiği bononun haciz tarihinde imzalanmadığını davacı talebi ile anlaşma tarihi olan haciz tarihinden 1 gün sonra olduğunu, davanın ve tedbir talebinin reddini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava … 23.İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasında borçlu olunmadığının tespitine dair menfi tespit davasıdır.
Dosya mahkememizce resen belirlenen bankacı bilirkişiye tevdi edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda “Davacının 07.03.2020 keşide, 06.04.2020 vade tarihli bonoyu kendi borcu için değil, ortağı bulunduğu şirketin diğer ortağının Banka’ya olan borcundan dolayı ‘şirketin hacizli menkullerinin muhafaza altına alınmasını’ önleme düşüncesiyle imzaladığı; Yasal takibin bir parçası olan haczin uygulanması ve bu uygulama sürecinde haczedilen menkul malların muhafaza altına alınması veya alınma ‘tehdidinin’, haciz uygulamasının doğasında olan bir baskı olduğu; Davacının imzaladığı protokol ve bononun 6098 sy TBK’nun 201. maddesi ile düzenlenen borca katılma niteliğinde bulunduğu; Haczin doğal yapısında bulunan ‘baskının’ hukuka aykırı kabul edilebilmesi için uygulanan haczin haksız ve hukuka aykırı olduğunun açılan istihkak davası sonucunda belirlenebileceği; Haciz işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunun belirlenmesi halinde, davacının haciz ve muhafaza işlemi yapılmasını önlemek gerekçesi ile imzaladığı bono ve protokolden dolayı borcu olmayacağından 07.03.2020 keşide ve 06.04.2020 vadeli bononun iptali ile davacı adına eşi tarafından ödenen 5.000-TL’nin istirdadına karar verilebileceği; Haczin haksızlığına bağlı olarak davanın kabulü halinde ‘alacaklının kötüniyetli’ kabul edilmesi durumunda davacı yararına İİK-md.72/6 uyarınca %20 tazminata hükmedilebileceği; Davanın reddi halinde davalı alacaklı yararına talebine bağlı olarak İİK-md 72/5 uyarınca %20 oranında tazminata hükmedilebileceği” şeklinde rapor sunmuştur.
Davacı vekili müvekkilinin haciz tehdidi altında davalı lehine senet imzaladığını ve müvekkilinin aslında davalıya herhangi bir borcunun olmadığını, haciz mahallindeki baskı ve malların kaldırılması tehdidi dolayısı ile şirket ortağı ..’in alacağından dolayı bu senedi düzenlediğini yine bu borç dolayısı ile müvekkilinin eşinin hesabından davalıya 5.000,00 TL ödeme yapıldığının belirtilerek öncelikle menfi tespit sonrasında 06/03/2020 tanzim tarihli 117.400,00 TL bedelli senedin iptali ile ödenen 5.000,00 TL nin istirdatı talebinde bulunmuştur.
Dava dosyasının incelenmesinde davalı bankanın borçlusu dava dışı…’den olan alacağı için icra takibi başlatıldığını, takip dolayısı ile davacının ve dava dışı Bahadır Bedir’in ortak oldukları …Tic Ltd Şti’nin adresinde haciz işlemi uygulandığı bu esnada davacının istihkak iddiasında bulunduğu ancak sonrasında dava dilekçesinde kabulünde de olduğu üzere davaya konu senedi düzenleyip davalıya verdiği ve eşinin hesabından 5.000,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Davacı tacir olup basiretli bir tacir gibi davranmak zorundadır. İcra takibi neticesinde haciz yapılıp malların muhafaza altına alınması tek başına bir tehdit olmayıp kanunun alacaklı tarafa tanıdığı hak ve yetkilerdir davalı alacaklının bu hakkını kullanması davacının iddia ettiği şekilde psikolojik bir baskı veya tehdit unsuru taşımamaktadır kaldı ki basiretli bir tacir olan davacının kendi iradesi ile düzenlediği senedin geçersizliğinin haciz tehdidi altında imzalandığı iddiasını ileri sürmesi TTK md 12ve md 18/2 hükümleri uyarınca dikkate alınamayacaktır. Bu sebeple davacının menfi tespit ve 06/03/2020 tanzim tarihli, 117.400,00 TL bedelli senedin iptali taleplerinin hukuki dayanağı olmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı her ne kadar davalıya 5.000,00 TL bedelin kendisi adına ödendiği iddiası ile istirdat talebinde bulunmuş ise de bu bedelin davalının eşi …’nin hesabından gönderildiği yine dava dilekçesinde belirtilmek sureti ile davacının kabulündedir. Bu hali ile bu talep bakımından davacının taraf sıfatı olmadığından bu talebininde reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın tüm talepler yönünden REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 2.004,90 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 1.924,20TL harcın karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 15.578,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
6- Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in 207. maddesi uyarınca davacının bildireceği İBAN numarasına, İBAN numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan gider avansında kalan paradan karşılanmak üzere PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürünce davacı tarafa İADESİNE,
7-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 216/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin talebi olmadıkça gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmamasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.. 29/07/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza