Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/303 E. 2021/743 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/303 Esas
KARAR NO :2021/743

DAVA:Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/05/2019
KARAR TARİHİ:15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı asiller dava dilekçesinde özetle; muris …’ın 1925 doğumlu olup, 2009 yılında vefat ettiğini, murisin …’den 07/12/1978 tarihli 5.000 lira değerinde “B serisi hisse senet bedeli olup tahsil”açıklamalı 2/02/1983 tarihli 1.250 lira değerinde “B serisi hisse senedinin 1/4’nün teslimatı” açıklamalı ve yine 20/02/1983 tarihli 3.750 lira değerinde “B serisi hisse senedi bedelinin 2/4’ü, 3/4’ü ve 4/4’ü olup tahsil” açıklamalı nama yazılı hisse senetleri alarak şirkete ortak olduğunu fakat 10/07/2001 tarihli resmi gazetede yayımlanan bankacılık düzenleme ve denetleme kurumunun 09/07/2001 tarih, 381 sayılı kararıyla öz kaynak yetersizliğinden dolayı Bankası … …’ın yönetim ve denetimi anılan kanunun 14. Maddesinin 3 numaralı fıkrasına istinaden tasarruf mevduatı sigorta fonuna devredildiğini, sonrasında BDDK tarafından verilen karar uyarınca …’ın …Bankasını satın alınmasına ilişkin başvurusunun kabul edilmesinin uygun görüldüğünü, ve söz konusu bankanın …’a devrine ilişkin “Hisse Devir Sözleşmesi” 21 ekim 2002 tarihinde imzalandığını, bu çerçevede BDDK kararı ile … hisselerinin yüzde 99.99’unu …’a devredilmesine izin verilmesinin uygun görüldüğünü, … devredilirken ne tasarruf mevduatı sigorta fonu’na ne de … A.Ş’ye devri sırasında babası …’a bir bildirimde bulunulmadığını, tasfiye halinde kendilerine düşen payların bedellerinin kesinlikle babasına ödenmediğini, tüm bu nedenlerle mahkeme tarafından yaptırılacak bilirkişi raporu ile değerleri belirlenmek üzere muris babası …’ın 1925 doğumlu olup, 2009 yılında vefat etmesinden dolayı babası …’ın …’den 07/12/1978 tarihli 5.000(beşbin) lira değerinde ” B serisi hisse senet bedeli olup, tahsil” açıklamalı, 28/02/1983 tarihli 1.250 (bin iki yüz elli) değerinde “B serisi hisse senedinin 1/4 ünün teslimatı” açıklamalı ve yine 20/02/1983 tarihli 3.750 (üçbinyediyüz elli) lira değerinde “B serisi hisse senedi bedelinin 2/4’ü,3/4’ü ve 4/4’ü olup tahsil” açıklamalı nama yazılı hisse senetlerinin bedel olarak karşılıklarının, kar paylarının tasfiye paylarının taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil …’ın bu davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığını. (…) ….’nin tüzel kişiliğine mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümleri gereğince BDDK’nın 09.07.2011 tarihli ve 381 sayılı kararı ile el konulmuş ve (…) ….’nin hisselerinin tamamı …’ye bir kül halinde devredildiğini, …’nin Yönetim Kurulu kararı gereği (…) …’nın 55.000.000.000-TL ödenmiş sermayesi tutarındaki zararını, 4389 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca … tarafından devralındığını ve …’nın hisselerinin tamamı …’ye intikal ettiğini, bu itibarla, davacıların elindeki hisse senetlerine karşı müvekkil bankaya değil, sadece …’ye karşı dava açması gerekeceğini, bunun yanı sıra, davacı tarafın dava açmakta hukuki yararı olmadığını, zira söz konusu hisse senetlerinin hukuki ve mali değerinin BDDK’nın …’ın tüm hisselerinin …’ye devrine karar verildiği tarihten itibaren sona erdiğini, Davacıların hissedar sıfatlarının, …’ın …’ye devir tarihi itibariyle kalmadığını Kaldı ki, davacılar için dava açma hakkı davacıların murisi tarafından Danıştay 10.Dairesi’nin 2001/2275 E.2002/1321 K. Sayılı dosyasında kullanıldığını, Muris tarafından kullanılan dava açma hakkı, kesin hüküm ve husumet itirazları kapsamında işbu davacılar için hukuken mevcut olmadığını, bu nedenle davacıların aktif dava ehliyeti olmadığından davanın reddi gerektiğini, dava konusu hisse senetleri de dahil olmak üzere (…) ….’nin hisselerinin tamamının …’ye devrine ilişkin BDDK’nın kararına karşı açılan dava da Danıştay 10.Dairesi’nin 2001/2275 E.2002/1321 K. Sayılı 30.04.2002 tarihli kararı ile söz konusu hisse senetlerinin …’ye devrine ilişkin BDDK kararının hukuka uygun olduğuna karar verildiğini ve bu karar temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmediğini, deniyle işbu davanın reddine karar verilmesi gerekmekte ve talep edilmektedir….’nın ( … ) hisselerinin tamamı mülga 4389 sayılı bankalar kanunu’nun 14.maddesinin 4. fıkrası kapsamında bddk tarafından alınan karar uyarınca …’ye devredilmiştir. … mevzuat gereğince kendisine bir kül halinde ( hisselerinin tamamı) intikal eden … hisselerini, mülkiyeti …’de iken müvekkil bankaya 4389 sayılı kanundan kaynaklanan yetkisi ile devredildiğini, . davacıların hissedar sıfatı bulunmadığını bu konuda daha önce Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından verilen karar bulunduğunu, davacıların elinde bulunduğunu iddia ettiği hisselerinin hiçbir değerinin olmadığını, … ana sözleşmesinde işbu hisseler yönünden, bankalar kanunu ve …’ye devir yönünden veya başka herhangi bir yönden bir imtiyaz veya ayrıcalık tanınmadığını, … ana sözleşmesinin hiçbir maddesinde B serisi hisse senetleri için …’ın …’ye devredilmesi halinde, bu hisselerin hukuken geçerliliklerini koruyacaklarına, … tarafından 3.bir bankaya satılması halinde dahi hissedarların hissedarlık sıfatlarının devam edeceğine dair hiçbir hüküm bulunmadığını. davacıların hissedarlık sıfatlarının esasen, …’ye devir ile sona erdiğini,zira, … tarafından …’ın hisselerinin devir alınması hadisesinde, …’ın dönme zararı ile geçmiş dönem zararının 98.479 Milyar TL olduğu ve zararın öz kaynakları aştığı hususunun tespit edildiğini, hiçbir kabulü içermemekle beraber, bir an için ifade etmek gerekirse, davacı tarafın hiçbir sermaye arttırımına katılmadığını ve sermaye eklemediğini, ayrıca, müvekkil banka geçmiş yıllarda hiçbir zaman hissedarlarına kar payı dağıtmadığını,hiçbir kabulü içermemekle beraber, davacı tarafın elindeki hisse senetleri için herhangi bir kar payı da doğmadığını, bu nedenle de davacının taleplerinin hukuki bir dayanağı olmadığını, hiçbir kabul içermemekle beraber, bir an için hisselerin değerlerinin tespit edilmesi söz konusu olacaksa, hiçbir sermaye arttırımına katılmayan ve nominal değeri dahi olmayan hisselere değer izafe edilmeyeceğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap layihaları ve dosyada mevcut delil ve kayıtlar hep birlikte incelenmiştir.
Dava; …’ ye devrolunan … (…) ın, davalı banka tarafından satın alınmasına nedeniyle, dava dışı davacıların murisi …’ ın sahip olduğu 5.000 lira bedelli … B serisi hisse senedi bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasına kaydı yapılmış, mahkemenin 10/12/2019 tarih, … esas … karar sayılı kararı ile davanın Ticaret Mahkemesinde açılması gerekirken sehven Asliye Hukuk Mahkemesine açıldığı anlaşıldığından esasın kapatılarak, Ticaret Mahkemesine tevzi olunacak şekilde kapatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememize tevzi olunan dosya 2020/303 esasına kaydı yapılmış olup yargılamaya devam olunmuştur.
İddia, savunma, sunulan deliller ve mahkememizce celp edilen bilgi ve belgeler eşliğinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; Banka’nın Fona devrine esas teşkil eden BDDK’nın 09.07.2001 tarih ve 381 sayılı kararı incelendiğinde, Banka zararının özkaynakları aşarak yabancı kaynaklara sirayet ettiği ve yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aştığı, Banka’ nın Fona devir tarihi itibariyle, devire esas bilançosunda, ödenmiş sermayesi 55.000 milyar TL, özkaynakları 64.687 milyar TL olup, Banka zararı ise, 98.479 milyar tl olarak hesaplandığı ( Bankalar Yeminli Murakıbı Erkan Sever tarafından düzenlenen 28.09.2001 tarih ve R-4 sayılı devir bilançosu raporu), 4389 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 14. Madde hükümleri çerçevesinde, devir raporu ve tutarlar dikkate alındığında, Banka zararının; Banka ödenmiş sermayesinin ve Özkaynakları toplamının üstünde olduğu ve Bankanın Fona devri için Kanunda öngörülen koşulun gerçekleştiğinin anlaşıldığı, Fon tarafından devralınan zarar toplamının, Banka ödenmiş sermayesinden (ve öz kaynaklar toplamından) fazla olması nedeniyle, hisse senetlerinin tamamı … mülkiyetine geçtiği,bu nedenle, Fon tarafından Kanunun 14/5-a-ac alt bendi hükmü gereği Banka hissedarlarına ödenmesi gereken bir hisse bedeli bulunmamakta olduğu, Müteakiben, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14/5 ve 14/6 madde hükümleri çerçevesinde, Banka, … A.Ş.’ye devredildiği, Banka’nın Fona ve sonrasında … A.Ş.’ye devredilmesi karar ve işlemleri 4389 sayılı Bankacılık Kanunu ve hukuka uygun olarak gerçekleştirildiği, dolayısıyla, hisselerin hukuki ve mali bir değeri bulunmamakta olduğu, Devir işleminin geçersizliği ile ilgili Danıştay 10. Dairesinin 2001/2275-2002/1321 sayılı kararı ile … ye bankanın devri ile ilgili işlemin usulsüz olmadığı kararı verildiği, sonuç olarak; Davacıların, dava takip ve talep hakkı bulunmadığı, … A Ş.’nin,davanın tarafı olmadığı, sonucuna varıldığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dava konusuna ilişkin Yargıtay 11.HD.nin 21/07/2011 tarih 2009/10394-2011/9224 sayılı kararı, 2016/8067-2018/1601 sayılı kararı ve dosyada alınan bilirkişi raporu hep beraber değerlendirildiğinde, …Bankasının 31/12/2001 tarih itibariyle yaklaşık 2 Milyar ABD Doları sermaye açığının olduğu saptandığı, 4398 sayılı Bankalar Kanunun 14/5 mad.düzenlemeler dikkate alındığında, bankanın hisse senetlerinin mülkiyetinin, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın Fona intikal ettiği, Bilirkişi raporunda da Fona geçiş zararının 98.479 Milyar TL, banka ödenmiş sermayesinin 55.000. Milyar TL olduğu, buna göre davacıların hisse senetlerinin mülkiyetinin … ye geçmesi ve ondan da Denizbanka geçmesi işleminin Danıştay kararıyla uygun olduğu, Denizbanka ödenmiş sernayesinin de bir artış olmayacağı için davacıların hisse senetlerinden kaynaklanan işbu davada talep etme haklarının, yargıtay kararları ve bilirkişi raporunda da dikkate alınarak anlaşılacağı üzere mevcut olmadığı ve davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL ilam harcının peşin alınan 44,40 TL’den düşümü ile eksik olan 36,30 TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydının yapılmasına,
4-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 1.000,00 TL ücret takdirine, bunun davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalının yapmış olduğu 210,50 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davalı vekilinin yüzüne karşı, davacıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır