Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/301 E. 2021/706 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/301 Esas
KARAR NO:2021/706

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/07/2020
KARAR TARİHİ:01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ürün alış ve satışından doğan ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin satış sözleşmesinden doğan ürünleri teslim etme ile borcunu ifa ettiğini ancak davalı tarafın, aldığı mallara karşılık ödeme borcunu yerine getirmediğini, müvekkili tarafından davalı şirketin ticari kimliği düşünülerek defalarca kez şifahi uyarılarda bulunulduğunu ancak davalı yanca tüm bu uyarı ve söylemlerin karşılıksız kaldığını, ticari defterler incelendiğinde davalı yanın müvekkiline borçlu olduğu ve toplam 182.110,00 TL tutarında bakiye fatura borcu bulunduğunun tespit edileceğini, müvekkilinin alacağını uzun süre boyunca tahsil edemediğinden dolayı davalı aleyhine icra takibine başladığını, davalı tarafın icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak sonuç alınamadığını, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilince cevap dilekçesi sunulduğu ancak süresinde sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 182.110,00TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında ürün alım-satımı nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinden davalının sorumlu olup olmadığı ve sorumlu ise miktarı, alacağın tahsili istemiyle başlatılan takibe itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Düzenlenen raporda özetle; Davalı ile Davacı arasında imzalanan “Fason Sözleşmesi” kapsamında ticari ilişki olduğunu, davacının cevaba cevap dilekçesinde …’un davacının şirketinde herhangi bir yetkisi ve ortaklığının olmadığını, şirketteki tek yetkili kişinin Ticaret Sicil Gazetesinde görüldüğü üzere Ümmügülsüm Yıldıran’a ait olduğunu belirtildiğini, ancak davacı adına şirket işlemlerine ilişkin; Sözleşmelerin, Faturaların, İrsaliyelerin, Ödeme Makbuzlarının, Hesap Mutabakatlarının vb bilimum ticari işlemler ile ilgili tüm imzaların … tarafından atıldığını, davacı Ümmügülsüm Yıldıran’ın imzasına dava dosyasında bulunan 05.02.2020 tarihli “Arabuluculuk Tutanağı” dışında hiçbir belgede rastlanamadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin kurulması ve yürütülmesi aşamalarında tek imza kullanan kişinin … olduğunu, takdiri Mahkemeye ait olmakla beraber elden yapılan tahsilatlara ilişkinin sözleşmedeki imzanın kabulü gerektiğini, aksi takdirde ticari ilişkinin hiç kurulmadığının kabulü sonucuna ulaşılacağını, cari hesap alacağı ve borcuna yönelik yapılan davalının yasal defterlerinin incelemesi sonucunda davacının Davalı’ya 31.12.2017 tarihi itibariyle 8.301,90 TL borçlu olduğunu, 31.12.2017 tarihinden takip tarihine kadar herhangi bir ticari hareketin olmadığı, takip tarihi olan 05.12.2019 tarihi itibariyle ise bakiyenin değişmeden devam ettiği, davacının yasal defterlerinin Mali Müşavir …’da olduğunu, bu nedenle inceleme için hazır edilemediği hususlarında görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların rapora ilişkin beyan ve itirazları gözetilerek ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi ek raporunda özetle; Davacıya ait işletme defteri incelendiğinde, davalıya mal satışlarından dolayı kesmiş olduğu KDV dahil 1.072.689,29 TL tutarında satış faturası kaydının yapıldığı, buna karşılık davalıdan mal alışlarından dolayı almış olduğu KDV dahil 890.279,29 TL tutarında alış
faturası kaydının yapıldığı, gelir gider farkının 182.410,00 TL olduğu, ilgili tutarın davacının icra takibine
konu olan tutara denk düştüğü, Davacıya ait işletme defteri dikkate alındığında, davacının satış faturalarından, alış faturaları
düşüldükten sonra 182.410,00 TL gelir farkı oluştuğu, Davalıdan alınmış olan 16.11.2017/220424 No’lu 40.253,57 TL tutarındaki faturanın iki defa
işlendiği, bu sebeple 40.253,57 TL’sının davacının alacağına ilave edildiği,
Davalıya kesilmiş olan 21.02.2017/A-32 sayılı satış faturasında 970,17 TL’lık düzeltme yapıldığı, ancak kayıtlara intikal etmediğinden, davacının alacağından düşüldüğü, Davacı tarafından kesilen 30.03.2017/A-37 sayılı iade faturasının, davalıya tebliğ edilmediğinden, 255,61 TL’sının cari hesap alacağından düşüldüğü, Davalı tarafından kesilmiş olup, davacıya elden tebliğ edilen fakat davacının yasal defterlerine intikal ettirilmeyen 12 adet mal alışlarına ait 52.172,92 TL tutarındaki bedelin, davacının cari hesabı alacağından düşüldüğü,
Davalı tarafından banka kanalı ile davalıya ödenen 17.139,75 TL’sının, davacının cari hesap alacağından düşüldüğü,
Davalı tarafından makbuz karşılığı davacıya elden ödenen 147.980,54 TL’sinin davacının cari hesabından düşüldüğü, netice olarak davacının davalıdan 4.144,58 TL cari hesaptan kaynaklanan alacağı olduğu, Davalıya ait yasal defterlerden alınan muavin hesap dökümüne göre davalının davacıdan 8.301,90 TL alacaklı olduğu, Davacının cari hesap alacağından düşmüş olduğu 12.455,65 TL tutarındaki ödemeye ilişkin belge sunamadığı, bu nedenle cari hesap alacağından düşüldüğü, netice olarak davalının davacıya 4.153,75 TL cari hesaptan kaynaklanan borcu olduğu; davalı ile davacı arasında imzalanan “Fason Sözleşmesi” kapsamında ticari ilişki olduğu,
Davacı vekilinin taraflar arasında sözleşmeye bağlı ürün alış satışında doğan ticari ilişki olduğunu ancak bu ilişkide …’un yetkili olmadığını beyan ettiği, ancak bahsi geçen sözleşmede dahil olmak üzere diğer ticari işlemlerdeki tek imza sahibinin … olduğu, dolayısıyla
182.110,00 TL tutarındaki takibin dayanağı olan Fatura vs. belgelerde, davacı …’ın değil, davacı vekilinin yetkisiz olarak tanımladığı …’un imzasının bulunduğu, Davacıya ait İşletme Defteri’nin cari hesap alacağının tespiti için yeterli olmadığı, cari hesabın oluşturulmasında ihtiyaç duyulan diğer tahsilat/tediye yönünden makbuz dekont vs. belge sunulmadığı, bu nedenle davalının dava dosyasına sunmuş olduğu, banka ve nakit ödeme belgelerinin dikkate alınarak cari hesap çalışması yapıldığı, yapılmış olan çalışma neticesinde
davacının davalıdan 4.144,58 TL alacağı olduğu, davalının yasal defterlerinden yapılan tespitler neticesinde davacıdan 8.301,90 TL alacaklı olduğu, ancak davalıya yapılan 12.455,65 TL tutarındaki ödemeye ilişkin belge sunamadığı, bu nedenle cari hesap alacağından düşüldüğü, nihai olarak davalının davacıya cari hesaptan kaynaklanan 4.153,75 TL borçlu olduğu hususlarında görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar doğrultusunda, sunulan tediye makbuzları da dikkate alınarak ek rapor alınmak üzere dosya yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; Taraflar arasında imzalanan 15.01.2017 tarihli sözleşme, cari hesap mutabakatları, düzenlenen faturalar ve ödemelere ilişkin tüm tediye makbuzlarında “…” adının yazılı olduğunu ve altında imza olduğunu, davalı tarafından dosyaya sunulan … tarafından imzalanan 147.980,54 TL tutarındaki Tediye Makbuzlarının kabulünün Mahkemenin takdirinde olduğu,
Mahkemece söz konusu makbuzların kabul edilmesi durumunda; Davalı tarafın yasal defterlerine göre; davalının davacıya cari hesaptan kaynaklı takip tarihi itibariyle 2.903,75 TL borçlu olduğu, Davacı tarafın yasal defterlerine göre davalının davacıya cari hesaptan kaynaklı takip tarihi itibariyle 2.894,58 TL borçlu olduğu, Mahkemece söz konusu makbuzların kabul edilmemesi durumunda; Davalı tarafın yasal defterlerine göre; davalının davacıya cari hesaptan kaynaklı takip tarihi itibariyle 2.903,75+147.980,54 =150.884,29 TL borçlu olduğu, Davacı tarafın yasal defterlerine göre davalının davacıya cari hesaptan kaynaklı takip tarihi itibariyle 2.894,58 +147.980,54 =150.875,10 TL borçlu olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
6100 sayılı TTK 39.madde de “Her tacir, ticari işletmesine ilişkin işlemleri, ticaret unvanıyla yapmak ve işletmesiyle ilgili senetlerle diğer belgeleri bu unvan altında imzalamak zorundadır” hükmü yer almaktadır. Yine, 370.madde de Anonim Şirketlerin “Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.” hükmü düzenlenmiştir.
TBK 46.Madde de “Bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar. Yetkisiz temsilcinin kendisiyle işlem yaptığı diğer taraf, temsil olunandan, uygun bir süre içinde bu hukuki işlemi onayıp onamayacağını bildirmesini isteyebilir. Bu süre içinde işlemin onanmaması durumunda, diğer taraf bu işlemle bağlı olmaktan kurtulur.” ve 47.madde de “Temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki işlemi onamaması hâlinde, bu işlemin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden istenebilir. Ancak, yetkisiz temsilci, işlemin yapıldığı sırada karşı tarafın, kendisinin yetkisiz olduğunu bildiğini veya bilmesi gerektiğini ispat ederse, kendisinden zararın giderilmesi istenemez. Hakkaniyet gerektiriyorsa, kusurlu yetkisiz temsilciden diğer zararların giderilmesi de istenebilir. Sebepsiz zenginleşmeden doğan haklar saklıdır” hükümleri yer almaktadır.
Dosya kapsamında; taraflar arasında fason üretim sözleşmesi kapsamında ticari ilişkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. davacı tarafça her ne kadar sözleşmenin yetkisi bulunmayan dava dışı … tarafından imzalandığı ve geçersiz olduğu ileri sürülmüştür. davalı şirket tacir olup, temsilinin TTK 370.madde kapsamında kullanması gerekecek, madde kapsamına aykırı durumlarda ise yetkisiz temsil söz konusu olacağından, işlemlerin geçerliliğinden bahsedilemeyecektir. Ancak, somut durumda ve TBK 46.madde uyarınca, yetkisiz temsilcinin işlemleri, davalı şirket tarafından benimsendiği, sözleşmeye göre davacı ile işin yürütüldüğü, faturaların ticari defterlere işlendiği, dolayısıyla zımmi icazetin verildiği anlaşıldığından, davalının itirazlarına itibar edilmemiştir. Tarafların ticari defterleri ve dosyaya sunulan tediye makbuzları hep beraber değerlendirilmiş, davacının işletme defterinin cari hesap alacağının tespiti için yeterli olmadığı, cari hesabın
oluşturulmasında ihtiyaç duyulan diğer tahsilat/tediye yönünden makbuz dekont vs. belge
sunulmadığı, bu nedenle davalının dava dosyasına sunmuş olduğu, banka ve nakit ödeme
belgelerinin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla, davacının davalı şirketten 2.903,75-TL alacaklı olduğu anlaşılmış ve davanın kısmen kabulü gerekmiştir.
İİK 67/2 maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almakta olup, davalının itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olduğu dikkate alınarak kabul edilen alacak miktarının %20’sine tekabül den icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında 2.903,75 TL’ye ilişkin davalı itirazlarının iptali ile takibin 2.903,75 TL için takip şartlarıyla devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 580,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 198,35 TL karar harcından peşin alınan 2.199,44 TL’nin mahsubu ile geri kalan. 2.001,09 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 2.261,64 TL ilk masraf, 1.487,00 posta, tebligat ve bilirkişi masrafının toplamı 3.748,64 TL’nin, davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 59,77 ve 2.199,44 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.259,21 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.903,75 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine asgari ücret tarifesi gereği. 20.974,59 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’NİN DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA
8-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır