Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/279 E. 2022/621 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/279 Esas
KARAR NO:2022/621

DAVA :Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ:26/06/2020
KARAR TARİHİ:30/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı- ana borçlu şirket … Yapı İnş. Tic. A.Ş. ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmeleri çerçevesinde anılan şirketin Müvekkili Banka’dan büyük miktarlarda kredi kullandığını, İşbu davanın Davalı/Borçluları da, dava dışı borçlu şirketin müşteri sıfatıyla imzaladığı GKS’yi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olmaları nedeniyle dava dışı borçlu şirkelin Müvekkil Banka’ya karşı olan borçlarından müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine, muaccel olan ve temerrüde düşülen borçların ödenmesi için yasal hükümler ve sözleşmesel kabuller gereğince Davalı/Borçlulara kredi hesaplarının kat’ı ile borcun ödenmesi ihtarlarının keşide edildiğini, Keşide edilen işbu ihtara rağmen borçların ödenmemesi üzerine, ödenmeyen alacakların tahsili için Müvekkili Banka tarafından yaşal işlemlerin başlatıldığını, bu çerçevede davalılardan … ve …. GAYR. YAT. GELİŞ. A.Ş. aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığını ve icra takibine başladıklarını, Davalı Borçlular, Müvekkili Bankaya borçlu olduklarını bilmelerine karşın haksız ve kötü niyetli olarak takibe ve borca iliraz ettiklerini, İşbu itirazın taraflarına tebliğ edilmediğini, itiraza UYAP üzerinden 10/03/2020 tarihinde muttali olunduğunu, Yasal düzenlemeler çerçevesinde işbu itiraza karşı öncelikle arabuluculuğa 10/03/2020 tarihinde başvuru yapıldığını, bu başvuru çerçevesinde anlaşma sağlanamadığını belirterek, Müvekkili Banka’nın fazlaya ve fer’ilere ilişkin hak ve alacakları ile diğer sebep ve ilişkilere ilişkin yasal ve sözleşmesel bilcümle hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla; Davalı Borçluların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına ilişkin tüm İtirazlarının iptaline ve icra takibinin aynen devamını, Davalı borçluların takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere Müvekkili Banka’ya inkâr tazminatı ödemesini, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar … ve … Proje İnş.Tic.A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı bankanın sunmuş olduğu Genel Kredi Sözleşmesi kendi ticari işletmesi ile ilgili olsa da, huzurdaki davanın söz konusu Genel Kredi Sözleşmesinden değil de kefalet sözleşmesi ile ilgili olması nedeniyle Görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilleri ile davacı banka arasında imzalanmış bir kredi sözleşmesi bulunmadığını, Bu itibarla da, kredi sözleşmesini asıl borçlu sıfatıyla imzaladığı iddia edilen … Yapı İnşaat Ticaret A.Ş.’ne yöneltilmeyip, sadece kefil oldukları iddia edilen müvekkilleri aleyhine yöneltilmiş olan icra takibinin ve huzurdaki davanın yetkili icra müdürlüğü ve yetkili mahkemede açılıp açılmadığı genel yetki kuralı gereği çözümleneceğini, müvekkillerinin adreslerinin, İstanbul … Adliyesi yetki sınırları dahilinde olması itibariyle davaya konu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, Yetkili icra müdürlüğünün İstanbul … İcra Müdürlükleri olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilerek icra dosyasının İstanbul … İcra Müdürlüklerine gönderilmesini ve davaya konu icra dosyası ise yetkisizlik gereği geçerli bir icra dosyası olmadığından, huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Dava konusu 28.01.2015 tarihli kredi sözleşmesinin kredi kullanan sıfatı ile … Yapı İnşaat Ticaret A.Ş. Tarafından, kefil sıfatı ile ise, müvekkil … Proje İnşaat Ticaret A.Ş. (sözleşme imzalandığı tarihteki unvanı … … San. Tic. A.Ş.) Tarafından imzalandığını, Sözleşmeyi Kefil sıfatı ile imzalayan … … Mak. San. Tic. A.Ş. 13.05.2015 tarihinde (yani 28.01.2015 tarihli ilk kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten sonra.) kredi kullanan … Yapı İnşaat Ticaret A.Ş.’ne ortak hale getirildiğini, yine dava konusu 06.01.2016 tarihli kredi sözleşmesinin ise, kredi kullanan … Yapı İnşaat Ticaret A.Ş., Kefil olarak ise müvekkili … … İnş. San. A.Ş., müvekkili … ve … Holding A.Ş. Tarafından imzalandığını, Söz konusu bu kredi sözleşmesinin, … … İnş. San. A.Ş.’nin kredi kullanan … Yapı İnşaat Ticaret A.Ş.’ne ortak olmasından sonra akdedildiğini, İstanbul … Cumhuriyet Başsavcılığının … Esas sayılı dosyasından hazırlanan iddianamenin 28. Sayfasında kredi kullanan … Yapı İnşaat Ticaret A.Ş.’nin eski ortak ve yöneticileri tarafından 82.083.368,66 TL zarara uğratıldığını, müvekkil …’ın ise, bu zarardan bilgisi olmaksızın … … İnşaat San. A.Ş.’nin … yapı İnşaat Ticaret A.Ş.’ne hissedar yapılması suretiyle ortak edildiği açıkça tespit edildiğini, Mezkur İddianame ile, müvekkillerin kefil sıfatı ile imzalamış oldukları dava konusu 06.01.2016 tarihli kredi sözleşmesinin kredi kullananı … Yapı İnşaat Ticaret A.Ş. Adına sözleşmeyi imzalayan, şirketin eski yönetim kurulu başkan yardımcısı … hakkında, “Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık ve Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma suçundan kamu davası açıldığını, (İstanbul … Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor. … nolu iddianame, …. Ağır Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ), müvekkili …’ın dava konusu 06.01.2016 tarihli kredi sözleşmesine imza atarken iradesinin sakatlanmış olması sebebiyle söz konusu kredi sözleşmesi nedeniyle sorumlu olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, zira müvekkili …’ın asıl kredi borçlusu … Yapı İnşaat Ticaret A.Ş.’nin geçmişte uğratıldığı zararlar kendisinden gizlenmeyerek, şirketin gerçek mali durumunu bilseydi, kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imza atmayacağını, bu sebeple, BK 36 vd. Maddeleri gereğince müvekkilin kefil olduğu sırada iradesinin sakatlandığından dolayı dava konusu kredi sözleşmesi ile bağlı olmadığının ve davacı bankaya borçlu olmadığının kabulü ile davanın reddi gerektiğini, müvekkillerinin kendi el yazılarıyla müteselsil kefaletin ne anlama geldiğine ve bu kefaletin şartlarını düzenleyen bir ifadeye yer verilmediği görüleceğini, davacı bankanın dayandığı kefalet belgesinin, bu haliyle kanunda düzenlenmiş olan nitelikli yazılı şekil şartına aykırı şekilde düzenlenmiş olduğunun ortada olduğunu, dava dosyasına sunulan genel kredi sözleşmesinin tüm sayfalarında, kefil imzalarının bulunmadığının görüldüğünü, kefalet sözleşmesinin şekil şartına uygun şekilde yapılmadığının ve sözleşme hükümlerinin geçersiz olduğunun kabulünün gerektiğini, 06.01.2016 tarihli kredi sözleşmesinin 27. Maddesinde kefilin, işbu sözleşme ile, kredi kullanan tarafından işbu sözleşmeden evvel kullanılan kredilerden de sorumlu olacağının düzenlendiğini, müvekkillerinin sorumluluklarının TBK hükümlerinden daha ağır bir şekilde düzenleyen sözleşmenin 27. Maddesinin geçersiz olduğunun kabulü gerektiğini, dava dosyasında ilki 28.01.2015 tarihli 10.000.000 limitli, ikincisi 06.01.2016 tarihli 50.000.000 limitli olmak üzere iki adet kredi sözleşmesinin bulunduğunu, davacı bankanın alacağını bu iki sözleşmeye dayandırdığını, Müvekkili …’ın ise sadece 06.01.2016 tarihli ikinci kredi sözleşmesinde kefalet imzası bulunduğunu, Ancak dava dosyasından, hangi kredi sözleşmesi döneminde … Yapı İnşaat Ticaret A.Ş.’ne ne kadar kredi kullandırıldığı, kullandırılan bu kredilerden ne kadarının ödendiğinin anlaşılamadığını, müvekkillerine kredi kat ihtarnamesinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini belirterek, görev itirazları doğrultusunda görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddini, Yetki itirazları doğrultusunda yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili olan İstanbul … Mahkemelerine gönderilmesini, davanın esastan reddi ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takibinin iptalini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … İnş…A.Ş.usulüne uygun tebligatın yapıldığı ancak cevap verilmediği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasındaki icra takibine konu alacak talebinin haklı olup olmadığı, alacak kalemlerinin yerinde olup olmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, davalıların dava konusu krediden dolayı sorumlu olup olmadığı, mahkememizin görevli ve yetkili olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizce, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ve İstanbul … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davalıların icra dairesinin yetkisine yaptıkları itirazın, sözleşmenin 37.2.2. nolu yetki maddesi dikkate alınarak yerinde görülmeyip reddine karar verilmiştir.
Davalılar vekilinin görev itirazının, dava konusu kredinin genel kredi sözleşmesi olup, kefillerinde bu sözleşmeyi imzalayarak ticari kredi niteliğindeki bu kredi sözleşmesinin tarafı olmaları sebebiyle, mahkememiz görevli olduğundan yerinde görülmeyip reddine karar verilmiştir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 24.676.479,67-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller, tüm dosya kapsamı, ceza dosyaları, aralarındaki genel kredi sözleşmeleri ve bu kapsamda kullanılmış olan krediler, kat ihtarı, temerrüt ve kefalet hususları, davalılarca yapılan ödemeler olup olmadığı denetlenerek, icra dosyasında takip talebinde belirtilen alacak kalemlerinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için davacı banka ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişiler tarafından sunulan 07/10/2021 tarihli raporda özetle;
1-Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu firma arasında imzalanan 28.01.2015 ve 06.01.2016 tarihli genel kredi sözleşmelerine davalıların müteselsil kefil sıfatıyla katıldıkları, kefaletlerin TBK’daki şekil şartlarına uygun olduğu, bu itibarla davalıların sözleşmeler kapsamında sorumlu olduğu düşünülmektedir.
Kefil …’ın kefalet iradesinin sakatlandığına dair kesinleşmiş ceza mahkemesi ilamı ibraz edilmediği için bu hususta bir değerlendirme yapılamamıştır. Öte yandan, ceza mahkemesindeki yargılamanın işbu hukuk dava dosyasına etkisinin nihai takdiri Sayın Mahkemenize aittir.
2-… 32. Noterliği vasıtasıyla davalılara gönderilen ihtarnamenin asıl borçlu ve kefil şirketler tarafından 08,11.2019 tarihinde elektronik olarak tebellüğ edildiği, kefil …’a 12.11.2019 tarihinde yapılan ve iade olan tebligatın ise genel kredi sözleşmesinde beyan ettiği adrese yapılması nedeniyle sözleşmenin 37. Maddesi uyarınca gerçekleştiği kabul edilmiştir. Buna göre temerrüt tarihi; dava dışı asıl borçlu ve davalı kefil şirketler için 09.11.2019, davalı kefil … için 13.11. 2019 kabul edilmiştir.
Davacı banka tarafırıdan kat ihtarnamesinde talep edilen nakdi ve gayri nakdi alacak tutarlarının kredi hesap ekstrelerine uygun olduğu tespit edilmiştir.
3-Davalı müteselsil kefiller işletme kredisinden sorumlu olup, icra takibinden yukarıda II.no lu bölümdeki tablolarda yaptığımız hesaplamalar doğrultusundaki tutarlardan sorumlu bulunmaktadır. Davacı bankanın 16.01.2020 tarihinde başlattığı 2020/ 1301 esas numaralı genel haciz yoluyla ilamsız işletme kredisi asıl alacağı için talep ettiği yıllık % 31,71 temerrüt faizi oranı sözleşmenin 6. Maddesi hükmüne uygun bulunmuştur.
Bununla birlikte YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2018/ 19-689 E. 2018/ 1624 K. Sayılı kararına istinaden, sözleşmenin teminat mektupları ve çek karnesine ilişkin 11. ve 20. maddelerinde “müşteri” ibaresinin bulunduğu görülmüş olup, gayrinakdi kredi niteliğindeki depo taleplerinden (teminat mektubu ve çek yasal yükümlülük bedeli için) davalı müteselsil kefillerin sorumlu olmadığı düşünülmektedir.
İcra takip talebinde yer alan teminat mektubu komisyonu ve masraf tutarı banka kayıtlarına uygun bulunmuştur. Bununla – birlikte, davalıların teminat mektubu komisyon tutarından sorumluluğunun teminat mektubundan sorumluluk tutarıyla orantılı olarak değerlendirilmesi uygun görülmüştür. Buna göre, … … Mak. San. Tic. A.Ş’nin, sorumlu olmadığı kanısı edinilen 1.466.968,00 TL tutarındaki teminat mektubuna ilişkin 19.645 32 TL tutarındaki komisyondan sorumlu olmadığı düşünülmektedir. Davalı … Holding A.Ş ve …’ın ise 34 027 85 TL’lik komisyon tutarından sorumlu olmadığı düşünülmektedir. Ancak davalıların, 11.330,38 TL tutarındaki masraflardan sorumlu olduğu düşünülmektedir.
4. Yukarıda yaptığımız açıklamalar ışığında, İcra takip tutarının değerlendirilmesine aşağıdaki özet tablolarda yer verilmiştir. Taleple bağlılık ve kefilin asıl borçludan fazla yükümlülük üstlenemeyeceği ilkeleri gözetilmiştir. Temerrüt faizi üzerinden % 5 oranında BSMV talep edilebilecektir.
Sonuç olarak;
Davalı müteselsil kefil … Proje İnş. Tic, A.Ş için :
16.01.2020 İcra Taklbi TalepTL — Hesaplanan TL — Fazla Talep TL
Asi Alacak- İşletme Krd. 20.893.954.78 19.593.289,62 1.300.665,16
Temerrüt Faizi 1.059.486,65 1.173.572,74 0,00
Teminat Mek. Komisyonu 34.027,85 14.382,53 19.645,32
Masraf 11.330,38 11.330,38 0,00
Toplam Nakdi Alacak 21.998.799,67 20.792.575,27 1.320.310,48
Depo Talebi 2.677.680,00 0,00 2.677.680,00

Davalı müteselsil kefil … İnş. Gayr. Yat. Gel. A.Ş için :
16.01.2020 İcra Takibi Talep TL. Hesaplanan TL Fazla Talep TL
Asıl Alacak- İşletme Krd. 20.893.954,78. 19.593.289,62 1.300.665,16
Temerrüt Faizi 1.059.485,66 1.173.572,74 0,00
Teminat Mek. Komisyonu 34.027,85 00,00 34.027,85
Masraf 11.330,38 11.330,38 0,00
Toplam Nakdi Alacak 21.998.799,67 20.778.192,74 1.334.693,01
Depo Talebi 2.677.680,00 00,00 2.677.680,00

Davalı kefil … için :
16.01.2020 İcra Takibi Talep TL Hesaplanan TL Fazla Talep TL
Asi Alacak- İşletme Krd. 20.893.954,78 19.593.289,62 1.300.665,16
Temerrüt Faizi 1.059.486,66 1.104.539,05 0,00
Teminat Mek. Komsyonu 34.027,85 0,00 34.027,85
Masraf ——— 11.330,38 11.330,38 0,00
Toplam Nakdi Alacak 21.998.799,67 20.709.159,05 1.334.693,01
Depo Talebi 2.677.680,00 0,00 2.677.680,00
Şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Mahkememizce, Dosyanın bilirkişiye yeniden tevdi ile taraf vekillerinin itirazları kapsamında ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 07/03/2022 tarihli ek raporda özetle;
1 Davalı kefil … İnşaat Gay. Yat. Geliştirme A.Ş vekilinin itirazlarının cevaplanmasına ilişkin olarak;
1a. — Taşınır rehni ile temin edilen alacağın alacaklısının rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmadan kefile başvuramayacağına yönelik beyanının değerlendirilmesi tamamen İİK ve TBK çerçevesinde hukuki değerlendirme olup, bankacılık teknik incelemesi ve değerlendirmesinin dışında bir husus olarak görülmektedir. Bu itibarla, bu husustaki nihai hukuki değerlendirme Sayın Mahkemenizin yetkisindedir.
1b. — Kefilin borç sorumluluğu genel kredi sözleşmesine imza atmaktan itibaren başlamakta olup, gerek Yargıtay kararları, gerek TBK ve TTK, gerekse uygulama itibariyle ihtarname ile temerrüde düşen kefilin gecikme faizi sorumluluğunun başladığı kanısındayız. Kök raporda davalı kefillerin sorumlu olduğu temerrüt faizi hesaplanırken TTK m. 7 uyarınca ihtarname ile temerrüde düşürüldükten sonra işleyen temerrüt faizi dikkate alınmış olup, öncesindeki temerrüt faizinden davalı kefiller sorumlu tutulmamıştır.
Yine, borçlu ile kefillere aynı zamanda gönderilen ihtamame neticesinde kefillere başvuru imkanının doğmayacağı, asıl borçlunun borcu ödemeyeceğinin anlaşılmasından sonra kefillere tekrar ihtarname keşide edilmesinin gerekeceğine dair beyan da hukuki takdir alanına girmekte olup, Sayın Mahkemenizin yetkisindedir. Bununla birlikte, kat ihtarnamesinin tebliğine rağmen verilen süre içerisinde borcun ödenmemesi durumunda asıl borçlunun yanı sıra müteselsil kefillere başvurulabileceği kanısındayız.
1c. — Kefillerin akdi faiz sorumluluğunun başlaması için ihtarname keşidesine ihtiyaç bulunmayıp, anapara alacağa bağlı fer’i nitelikteki akdi faiz alacağından kefillerin sorumlu olduğu kanısındayız.
1d. — Bu itibarla, davalı kefil … İnşaat A.Ş’nin itirazları kapsamında kök raporda değişiklik yapılmasını gerektirecek bir durumun bulunmadığı değerlendirilmektedir.
2. Davalı kefil … ve … Proje İnşaat Tic. A.Ş vekilinin itirazlarının cevaplanmasına ilişkin olarak;
2a. TİK m. 68/b uyarınca hesap özeti gönderilmesi hususu borçluları temerrüde düşürmekle İlişkili olmayıp, hesap özetlerinir gönderilmiş olması ve itiraz edilmemiş olması halinde İİK m. 67’ye istinaden açılan işbu itirazın iptaliı davası yerine m. 68’e istinaden itirazın kaldırılması müessesesinin işletilmesine imkan sağlanacak olmasıdır. Bu itibarla, İK m. 68/b uygulamasının işbu davadaki ihtarname tebliği ve temerrüt hususuyla ilgisinin bulunmadığı kanısındayız.
2b. — Davalı kefillerin borçtan sorumluluğuna ilişkin kök raporda gerekli tespitler yapılmış olup, itiraz kapsamında kök raporda değişiklik yapılmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı düşünülmektedir.
Yine yukarıda 1. Maddede yer verilen kefilin hukuki sorumluluğunun takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu yönündeki değerlendirmelerin diğer kefiller için de geçerli olduğunu ifade etmek uygun olacaktır.
2c. — Kök raporda yer alan anapara ve faiz hesaplamaları kontrol edilmiş, hesaplamalarda hata saptanmamış, bu itibarla değişiklik yapılmasını gerektirecek bir durum olmadığı kanısına varılmıştır.
2d. — Davacı bankanın hesabı kat etmesinin hukuken geçerli-haklı olup olmadığının takdiri Sayın Mahkemenizin yetkisindedir. Bununla birlikte, dava dışı asıl borçlunun kredi ödemelerinde gecikme olduğu belirlenmiştir. Bu durumun kredilerin kat sebebi olduğu düşünülmekte olup, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında dava dışı asıl borçlunun iflasına karar verildiğinin görüldüğü noktada bu hususu hukuken tartışmanın anlamı görülebilecektir.
2e. — Davalılara ihtarnamelerin tebliğ edildiği/ genel kredi sözleşmesi hükmü uyarınca tebliğ edilmiş sayıldığı hususuna kök raporda yer verilmiştir.
2f. Kredi sözleşmesindeki faiz oranlarının tarafların serbest iradeleriyle belirlenmediğine, TBK m. 20 vd. uyarınca genel işlem koşulları denetiminin uygulanması gerektiğine yönelik beyanların değerlendirilmesi bankacılık teknik incelemesi kapsamı dışında, tamamen Sayın Mahkemenin hukuki takdir alanındadır.
2g. — Kefillerin hangi sözleşmelerde imzalarının bulunduğu, bu sözleşmelerden sona hangi kredilerin kullandırıldığı, TBK ve TTK maddeleri ile Yargıtay kararları doğrultusurıda hangi nakdi ve gayrinakdi kredilerden sorumlu oldukları hususuna kök raporda detaylı bir şekilde yer verilmiş olup, değişiklik yapılmasına gerek görülmemiştir.
2h. — Sonuç olarak, işbu kefillerin itirazları kapsamında kök raporda değişiklik yapılmasını gerektirecek bir olmadığı kanısına varılmıştır.
3. Davacı banka vekilinin itirazlarının cevaplanmasına ilişkin olarak;
3a. — 1.300.665 16 TL’lik garanti sözleşmesi gereği ödenmesi gereken bedel adlı kredi alacağının
hesaplamaya dahil edilmediği beyan edilmiştir. Takip talebinde yer alan kredilerin kat ihtarnamesinde yer alan durumları dikkate alınmış ve kök rapordaki hesaplama buna uygun yapılmıştır. Davacının bahsettiği kredi türü kat ihtarnamesinde yer almakla birlikte icra takip talebinde yer almamaktadır.
Davacı bankaniın icra takip talebinde yer vermediği söz konusu alacak kalemine (kredi türü itibariyle) ilişkin hesaplama yapılmamasının İİK ve HMK hükümlerine uygun olduğu kanısındayız.
Bununla birlikte, davacı bankanın itirazına istinaden, bu kredi türüne ilişkin alacağın takip talebinde işletme kredilerinden kaynaklanan alacak tutarına dahil edildiği anlaşılmıştır. Söz konusu kredi türüne ilişkin alacağın bu safhada toplam alacak tutarı kapsamında değerlendirilmesinin taleple bağlılık ilkesine uygun olmadığı düşünülmekle birlikte, Sayın Mahkemenizin takdirlerine sunmak üzere söz konusu kredi türüne ilişkin alacak da dahil edilerek aşağıda tekrar hesaplama yapılmıştır. Buna göre; Davacı bankanın kat ihtarnamesinde garanti sözleşmesi gereği ödenen tutara ilişkin talebi 982.584 63 TL olup, kök raporumuzdan sonra ibraz ettiği hesap ekstresinde 318.080,53 TL daha ödeme yaptığı görülmektedir. Toplam tutarın 1.300.665,16 TL olduğu, bu tutarın kök raporumuzda işletme kredisi asıl alacağının fazla talep edilen tutarı ile aynı olduğu dikkate alındığında, taleple bağlılık ilkesinin ihlal edilmediğinin kabulü halinde, davalı kefiller için fazla talep edildiği hesaplanan 1.300.665 16 TL’lik alacak talebinin uygun olacağı sonucuna varılmaktadır.
3b. — Kök raporumuzda, Yargıtay kararlarına istinaden gayrinakdi kredilerin depo talebinden kefillerin sorumlu olabilmesi için sözleşmede bu hususta münhasır ve açık bir hükmün bulunması gerektiğine, bu hususun sözleşmenin 11. Ve 20. Maddelerinde yer almadığına, dolayısıyla depo talebinden davalı kefillerin sorumlu olmayacağına yer verilmişti.
Davacı vekili sözleşmenin 27. Maddesinde (kefalet sözleşmesi başlıklı madde) bu hususun yer aldığını beyan etmiştir. Ancak dikkat edilirse bu madde de “depo talebinden sorumluluğa” dair bir ifadenin bulunmadığı görülecektir. Bu itibarla bu maddenin de kefilleri depo talebinden sorumlu tutmaya yeterli olmadığı, dolayısıyla kök raporumuzda değişiklik yapılmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı kanısına varılmıştır.şeklinde ek görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Taraflarca ek rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Tarafların rapora yönelik itirazlarının dosya kapsamı itibariyle yerinde görülmeyip reddine karar verildi.
Tüm dosya kapsamına göre, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, ancak asıl borçlu ve kefillerce davacı tarafa ödemede bulunulmadığı, hesabın kat edildiği, bunun üzerine …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalı taraflar her ne kadar icra takibine itirazda ve cevap dilekçesinde borçlu olmadıklarını ileri sürmüşler ve sair itirazlarda bulunmuşlar ise de, yapılan bilirkişi incelemesinde davalıların borçlu olduğu miktarların belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalıların mahkememizce benimsenen raporda yapılan hesaplama miktarı kadar itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin devamı ile itirazın raporda belirlenen miktarlar üzerinden iptaline karar verilmiştir.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davalılar, mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile, …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin;
A-Davalı … Proje İnşaat Tic. AŞ yönünden, 20.893.954,78 TL asıl alacak, 1.059.486,66 TL gecikme tazminatı, 14.382,53 TL Teminat mektubu komisyonu ve 11.330,38 TL masraf olmak üzere toplam 21.979.154,35 TL üzerinden devamına,
B-Davalı … İnşaat … AŞ ve … yönünden, 20.893.954,78 TL asıl alacak, 1.059.486,66 TL gecikme tazminatı ve 11.330,38 TL masraf olmak üzere toplam 21.964.771,82 TL üzerinden devamına,
2-Asıl alacak miktarı olan 20.893.954,78 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık % 31,71 oranında temerrüt faizi uygulanmasına,
3-Belirlenen toplam alacak miktarı olan 21.979.154,35 TL üzerinden % 20 oranında 4.395.830,87 TL icra inkar tazminatının (davalılar … İnşaat … AŞ ve … 4.392.954,36 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Toplam 2.677.680,00 TL’lik gayrinakit depo talebinin reddine,
5-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
6-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 1.501.396,03 TL harçtan önceden davacıdan alınan (icra takibi+dava) peşin harç 421.412,58 TL harcın mahsubu ile kalan 1.079.983,45 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye aktarılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’NİN DAVALILARDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA
8-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 200,50 TL, bilirkişi ücreti 3.000,00 TL olmak üzere toplam 3.200,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 89,06) 2.850,36 TL yargılama gideri ve 298.030,18 TL peşin harç olmak üzere toplam 300.880,54 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 308.416,54 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
10-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
11-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.30/05/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza