Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/271 E. 2023/415 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/271 Esas
KARAR NO:2023/415

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/06/2020
KARAR TARİHİ:23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 02.09.2018 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonda yolcu olarak bulunduğu sırada davalı … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’ye ait … plakalı araç ile çarpışması sonucu yaralandığını ve sakat kaldığını, bu kaza sonucunda müvekkilinin %8 oranında maluliyetinin oluştuğunu ancak aradan geçen zaman içerisinde müvekkilinin durumunun daha da ağırlaştığını ve sakatlığının arttığını, kazaya karışan araçlardan … plakalı kamyonun davamı … sigortaya tarafından zorunlu Trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, davalı … Sigorta şirketine 29/11/2019 tarihli başvuru ile müracaat edildiğini bu müracaat sonucunda davalı şirketin sigortalısının kusursuz olduğu beyan edilerek taleplerinin reddedildiğini, bu karar sonucunda arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak olumlu sonuç alınamadığını, davalı sigorta ile sigortalanmış kamyonun Karayolları Trafik Kanununa aykırı şekilde yolcu taşıdığını, kazaya karışan diğer aracın ise davalı …… Ltd. Şti’ye ait olup, araç sürücüsünün Trafik kanunu 56. Maddeye aykırı olarak şerit izleme ve değiştirme kurallarına riayet etmemek kuralını ihlal etmiş olup müvekkilin yaralanmasında ve sakat kalmasında kusurlu olduğunu, müvekkilin geçirdiği kaza nedeniyle sakat kaldığını, ayrıca müvekkile verdiği maddi zarara ilaveten müvekkilin gözü önünde birden çok kişinin vefat etmiş olmasının müvekkili çok etkilediğini ve olayın etkisini atamadığını, müvekkilin geçirmiş olduğu işbu kaza neticesinde çalışacak durumda olmayıp dava masraflarını karşılayacak maddi gücünün de bulunmadığını tüm bu nedenlerle müvekkilin uğramış olduğu zarar sebebiyle fazlaya ilişkin hakları kalmak kaydıyla 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’den kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline,1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara ( davalı sigorta için maddi tazminat yönünden) yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Davalı … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketin merkezinin … olduğunu, söz konusu Trafık kazasının da … yargı çevresinde meydana geldiğini, davada talep edilen maddi tazminat ayrı, manevi tazminat ayrı bir dava olarak değerlendirildiğinde; manevi tazminat talebi yönünden Mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin görevli … Mahkemesi olduğunu, davacının, yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının bir iş kazası olduğu iddiasıyla, iş kazaları sigortasından sağlanan yardımlardan yararlanmak için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurup başvurmadığının araştırılmasını talep ettiklerini, böyle bir başvuru varsa ve olay davacı yönünden iş kazası olarak değerlendirilmiş ise görevli mahkemenin … Nöbetçi İş Mahkemesi, aksi takdirde … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olacağını, Zırhlı Tugay Komutanlığı Pişmiş Yemek ve Ekmek Alımı işi, … Yemek Paz. San. Tic. Ltd. Şti. ile … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’nin oluşturduğu Adi İş Ortaklığı tarafından üstlenildiğini, … plakalı aracın bu işe tahsis edilmiş olup, sürücü …’un da belirtilen Adi Ortaklığın işçisi olduğunu, dolaysıyla … plakalı aracı işleten ve araç sürücüsünü istihdam eden, … Yemek Paz. San. Tic. Ltd. Şti. ile … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’nin oluşturduğu Adi Ortaklık olup, …’un … Yemek Paz. San. Tic. Ltd. Şti. – … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. Adi Ortaklığının işçisi olduğunu ve Adi Ortaklığın üstlendiği askeri birliğin yemek servisini yaparken kaza geçirdiğini, dolaysıyla …’un sebebiyet verdiği bir kazadan dolayı doğan zarardan istihdam eden sıfatıyla bir sorumluluk söz konusu ise Adi Ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından tüm ortakların sorumluluğunun söz konusu olacağını ve sadece bir ortak aleyhine dava açılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle, Adi Ortaklığın diğer ortağı … Yemek Paz. San, Tic. Ltd. Şti.’nin de davalı yanında davada taraf olarak yer alması gerektiğinden, davaya katılımının sağlanmasını talep ettiklerini, ayrıca, adi ortaklığa tahsis edilen müvekkil şirkete ait … plakalı araç 14.03.2018 tanzim tarihli … nolu poliçe ile … Sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, davacının, müvekkil şirket tarafından karşılanması gereken bir maddi tazminatının doğması halinde, bu tazminatın poliçe limiti dâhilinde … Sigorta şirketi tarafından karşılanması gerekeceğini, bu nedenle … Sigorta şirketinin de davalı yanında davaya katılımının sağlanmasını, aksi takdirde davanın bu şirkete ihbarını talep ettiklerini, Trafik kazasının, her iki araç sürücüsünün dikkatsizliği sonucu meydana geldiğini, davacının yaralanması ve iddia ettiği gibi bir maluliyeti söz konusu ise bundan, Trafik Kanununa aykırı olarak yolcu taşıması yasak olan yük kamyonuna yolcu olarak binen davacı ve kamyona yolcu alan kamyon şoförünün sorumlu ve kusurlu olduğunu, Adi Ortaklığın işçisi olan davalı Şirkete ait aracın sürücüsü …’un yeterli ehliyete sahip olduğunu, aracın muayenesinin düzenli şekilde yapıldığını, araçta herhangi bir eksik ve kusur bulunmadığını, dolaysıyla adam çalıştıran konumundaki Adi Ortaklık, çalışanı seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini, bu nedenle sorumlu tutulamayacağını, davacıda meydana gelen yaralanmanın kısa sürede tamamen iyileşeceği ve kalıcı bir maluliyetin doğmayacağı anlaşıldığını, bu duruma göre talep edilen manevi tazminatın çok fazla olduğunu ve zenginleşme amacı taşıdığını, tüm bu nedenlerle ve yargılama sırasında orlaya çıkacak sair nedenlerle, öncelikle manevi tazminat talebi yönünden yetkisizlik kararı verilmesini ve esas yönünden de davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karışan … plakalı, … adına kayıtlı araç … poliçe numarası ile 05.02.2018-05.02.2019 tarihleri arasında müvekkil şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkil şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 360.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, te Manevi tazminat taleplerinin Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi teminatı dışında olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesinin söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, müvekkil şirket sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu sigortalı araç sürücüsünün trafik kazasına neden olabilecek bir kusuru olmadığından kusur yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 08.10.2018 tarihli savcılık dosyası kapsamında alınan kusur bilirkişi raporunda sonuç ilişkisi bakımından yapılan değerlendirmede … plakalı araç sürücüsü …’in kazanın meydana gelmesi ile ilgili her hangi bir kusurunun olmadığının açıkça tespit edilerek ispatlanmış durumda olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kaza sırasında istiap haddinin aşılması nedeniyle yolcu konumundaki davacının kusur durumu da değerlendirilmek suretiyle birlikte kusur indirimi yapılması gerektiğini, dosya kapsamına giren evraklardan fıstık toplamak için kamyon kasasına bindirilen 22 yolcunun yaralanması şeklinde meydana gelen kazada davacı …’in istiap haddinin aşılması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğunun sabit olduğunu, davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı hususu adli tıp kurumu 2. ihtisas kurulu tarafından “erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik” doğrultusunda incelenmesi gerektiğini, dava konusu kaza 02.09.2018 tarihinde meydana gelmiş ve davaya konu poliçenin tanzim tarihi de 05.02.2018 olduğundan uyuşmazlık (yeni) Poliçe Genel Şartlarına tabi olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde hesaplamanın, sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca hazine müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler tarafından ve TRH 2010 ulusal mortalite tablosunda yer alan verilere göre yapılması gerektiğini, davacı …’in sigortalı araçta tarlaya fıstık toplamak için gitme amacıyla karşılıksız olarak taşındığından hatır taşımasının söz konusu olduğunu, bu nedenle davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, tazminat hesaplaması yapılırken hatır taşıması nedeniyle tazminat miktarında indirim yapılması gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu 96.maddesinde; “Zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur.” denilmekte olup, söz konusu hüküm uyarınca, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması durumunda, tüm zarar görenler için gerçek zarar belirlendikten sonra teminatın gerçek zararı karşılamaması durumunda “proporsiyon yapılması” ve teminatın bu şekilde paylaştırılmasının gerektiğini, tüm zarar görenler için müvekkil şirketin teminatının tek olduğu için bu hususa dikkat edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aleyhe tazminata hükmedilmesi halinde “Yasal Faize” hükmedilmesi gerektiğini, sonuç olarak açıklanan ve mahkemece re’sen nazara alınacak nedenler ışığında, tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde her hangi bir kusuru bulunmadığından kusur yokluğu nedeniyle davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde; kusura ilişkin itirazlarının kabulü ile tarafların kusur durumunun belirlenmesi istemiyle dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek kusur raporu alınmasına, her halde istiap haddinin aşılması ve emniyet kemeri nedeniyle hesaplanan tazminata müterafik kusur indirimi uygulanmasına, kendisine rücu hakları saklı kalmak kaydıyla istiap haddinin aşılması nedeniyle davanın kaza sırasında vefat eden sigortalı …’in yasal mirasçılarına ihbarına, davacının -var ise- dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen maluliyet oranının “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, aktüerya hesaplamanın Hazine Müsteşarlığı siciline kayıtlı aktüerler tarafından TRH 2010 Tablosu 1.8 teknik faiz esas alınarak yapılmasına, hesaplanan tazminata hatır taşıması indirimi uygulanmasına, sosyal Sigortalar Kurumu’na yazı yazılmak suretiyle dava konusu kaza nedeniyle davacıya ödenen – bağlanan rücuya tabi gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığı ve var ise tutarı ile tenzile tabi olup olmadığının sorulmasına, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olup olmadığının araştırılarak bu halde halinde teminatın paylaştırılmasına, Mahkemece herhangi bir tazminata hükmedilmesi durumunda dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davaya yönelik tüm beyanları dikkate alınmak suretiyle şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf; Meydana gelen trafik kazasında kusur durumu ve oranlarının ne olduğu, davacının sürekli maluliyetinin bulunup bulunmadığı, davacının davalılardan tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizde açılan işbu dava Adli Yardım talepli açılmış, mahkememizce davacının adli yardımdan faydalanmasını gerektirir dosyaya yeterli belge sunulmadığından ve mahkememizde bu yolda kanaat oluşmadığından davacının adli yardım talebinin reddine karar vermiştir.
Davalı … şirketince yetki ve görev itirazında bulunulmuş, yine mahkememizin 25/11/2020 tarihli celse ara kararı ile davalının yetki ve görev itirazının HMK 6 ve usul ekonomisi ile sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davalarda mahkememizin görevli olması gerekçe gösterilerek yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekilince bildirilen … Sigorta A.Ş’ye dava ihbar edilmiş, ihbar olunan şirket beyanları dosyamıza içine alınmıştır.
Taraflarca dava, soruşturma dosyası, sigorta başvuru belgesi, sigorta cevabı, sigorta poliçesi, alınan raporlar, esmal Yargıtay kararları, yapılan sözleşmeleri, Vergi Levhaları bordrolar, bilirkişi incelemesi ve tanık delillerine dayandırılmış, yargılama aşamasında tanık bildirilmemiştir.
Mahkememizce dava konu soruşturma dosyasından bir suret dosyamız içine celp edilmiştir.
Yine davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tüm kayıtlar dosyaya celp edilmiş akabinde dosyanın maluliyete ilişkin rapor alınmak üzere Adli Tıp Kurumuna sevkine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda özetle; davacı …’in 02.09.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının , 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik dikkate alındığında;
*Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %8(yüzdesekiz) olduğunu,
*İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği hususu mütalaa edilmiştir.
Adli Tıp Raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
İddia, savunma, taraflarca sunulan bilgi ve belgeler, mahkememizce celp edilene bilgi ve belgeler mahkememizce alınan maluliyet raporu da hep birlikte değerlendirilmiş, dosyada kusur durumunun belirlenmesi hususunda dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilerek kusura ilişkin rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetince sunulan raporda özetle; hukuki ve nihai karar tamamen mahkemeye ait olmak üzere; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda, davacı işçi …’in yaralanması olayında, heyetlerince Dava ihbar olunan … Sigorta A.Ş.’ye Trafik sigortalı, … plaka numaralı davalı kamyonetin sürücüsü, müteveffa …’un hatalı sevk ve idaresinin, birinci (asli) derecede ve takdiren % 80 (yüzde seksen) oranında etkili olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’ye Trafik sigortalı, … plaka numaralı kamyonun müteveffa sürücüsü …’in, kamyonda, Trafik Yönetmeliği hükümlerine aykırı şekilde işçi taşımasının, ikinci (tali) derecede ve takdiren % 20 (yüzde yirmi) oranında etkili bulunduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlarını sunulmuştur.
Rapora karşı sunulan beyan ve itirazlar mahkememizce değerlendirilmiş dosyanın heyete tekrardan tevdi ile ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetince sunulan ek raporda özetle; kök rapor sonrasında sunulan bilgi ve belgeler ile dosya kapsamı yapılan değerlendirilmede kök raporda belirtilen kusur oranlarını değiştirmeyi gerektirecek bir durum bulunmadığı sonuç ve kanaatini bildirmişlerdir.
Bilirkişi ek raporun taraflara tebliğ edilmiş taraflarca beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Davalı vekilinin ATK’dan kusura ilişkin rapor alınması talebi değerlendirilmiş, dosyada mevcut kusura ilişkin raporların yeterli ve denetime elverişli olduğu kaanati ile bilirkişi raporuna itirazın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilince celse arasında ıslah dilekçesi sunulmuş olup, sunulan ıslah dilekçesi ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat taleplerinin fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 52.992,21 TL (davalı … 1.000TL ile sınırlı olmak üzere) olarak ıslah ettiklerini, Islah doğrultusunda 51.992,21 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta AŞ’den tahsiline , 1.000TL maddi tazminatın davalı … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’nden tahsiline karar verilmesi ve 50.000TL manevi tazminatın davalı … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’nden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Alınan kusura ve maluliyete ilişkin raporlar ile birlikte dosyanın aktüer bilirkişisine tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiş olup, aktüer bilirkişinin sunmuş olduğu raporda özetle; Davacı …’in 02.09.2018 tarihli kazasından uğramış olduğu zararın davalılardan tahsili talebine ilişkin olarak; Davacı adına hesaplanan maddi tazminatın toplam 225.537,43 TL olduğunu,, Kusur oranına göre davalı … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’den dolayı ihbar olunan … Sigorta AŞ’nin sorumluluğunun 179.761,80 TL olduğu, söz konusu tutara 23.06.2020 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiğini, kusur oranına göre davalı … Sigorta AŞ’nin sorumluluğunun 45.775,63 TL, söz konusu tutara 23.06.2020 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Maluliyete ilişkin rapora karşı sunulan beyan ve itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan ek raporda özetle; dava dosyası, sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların kök rapora karşı beyan ve itirazları hep birlikte değerlendirildiği, davacı …’in 02.09.2018 tarihli kazasından uğramış olduğu zararın davalılardan tahsili talebine ilişkin olarak; Davacı adına hesaplanan maddi tazminatın toplam 225.537,43 TL olduğunu, kusur oranına göre davalı … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’den dolayı ihbar olunan … Sigorta AŞ’nin sorumluluğunun 179.761,80 TL olduğu, söz konusu tutara 23.06.2020 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiğini, kusur oranına göre davalı … Sigorta AŞ’nin sorumluluğunun 45.775, konusu tutara 23.06.2020 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin Mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK 49. maddesi uyarınca, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. 54. maddeye göre; tazmini gereken bedensel zararlar; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır. 2985 sayılı KTK 85. maddesi uyarınca; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı Kanunun 91. maddesine göre; işletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiil faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız fiil tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır.
Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısı bakımından; 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Davacının 29/11/2019 tarihli davalı sigorta şirketine başvurusu dosya içerisine mevcut olup yasal faiz başvurunun sona ermesinden itibaren 8 iş günü sonrasından başlatılmıştır.
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582)
Türk Borçlar Kanunu’nun 52/1. maddesi hükmüne göre, “kask takmamak,koruyucu ekipman takmamak” nedeni ile müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için, zarara uğrayanın eyleminin, zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış olması gerekmektedir. Dava konusu olayda, zarar gören davacı kask taksa, koruyucu ekipman kullansa dahi zararı önleme noktasında sonuca etkili olmayacağı (birden fazla bölgede yaralanması vardır) anlaşıldığından, davalı … hesabı yönünden 6098 sayılı TBK.nun 52. maddesi gereğince “kask takmama, koruyucu ekipman takmamak nedeni ile” herhangi bir müterafik kusur indirimi yapılması gerekmemektedir.
Ne var ki davalı vekilince yolcu taşımaya ruhsatı olmayan araçlarla yolcu taşınması sebebine de dayanılmış olup kazaya sebebiyet veren araç açık kasa kamyonet tipi araçtır. Aracın ruhsatında da kullanım şekli yük nakli olarak belirtilmiştir.
Yolcu taşımaya elverişli olmayan taşıtlarla yolcu taşımacılığı yapılabilmesine ilişkin olarak Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Kamyon, kamyonet ve römorklarla yolcu taşınabilmesi esasları” başlıklı 130. maddesinin 1.fıkrasında “Kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarla yolcu taşınması yasaktır” denildikten sonra 2. fıkrasında “gerekli hallerde” yolcu taşınabilmesinin kuralları açıklanmıştır.
Davacının kamyonete kendi rızasıyla bindiği anlaşılmakla meydana gelen kazada ve oluşan zararda müterafik kusurunun bulunduğu anlaşılmakla lehine hesaplanan tazminat miktarından %20 oranında müterafık kuru indirimi yapmak gerekmiştir.
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Bununla birlikte Öğretide hatır taşıması konusunda bir kavram birliği olmadığı gözlemlenmekte, ancak “hatır için için ücretsiz taşıma” ve “aracı hatır için ücretsiz kullandırma” tanımlamalarının benimsendiği görülmektedir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 Sayılı TBK’nun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihadlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından söz etmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararı söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Hakim, tazminattan mutlaka belli bir oranda indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gereklidir.
Somut uyuşmazlıkta her ne kadar davalı tarafından hatır taşıması yapıldığı ve indirim yapılması gerektiği iddia edilmişse de Yerleşik Yargıtay kararları çerçevesinde şartları oluşması halinde hatır indiriminin cevap dilekçesinde istenmiş olması gerekmekte olup davalı … Sigorta’nın cevap dilekçesinde açıkça hatır indirimi talebi olmadığı anlaşılmakla hatır indirimi yapılmamıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; 02/09/2018 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç ile davalı … ve Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında davalı … ve Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait araç sürücüsünün %80, davalı … Sigorta tarafından sigortlı ve davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün %20 orasında kusurlu olduğu, davacının meydana gelen kaza sonucu %8 oranında malul kaldığı ve 6 aya kadar geçici iş göremez olduğu sabit olmakla, davacının kamyon kasasına yolcu olarak binmesinin zararın doğma ve artma ihtimalini arttırdığı, bu haliyle müterafık kusuru bulunduğu anlaşılmakla lehine hesaplanan tazminat miktarından %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılmış, davalının cevap dilekçesinde açıkça hatır taşıması indirimini belirtmediği anlaşıldığından bu hususta indirim yapılmayarak davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda 1.000TL maddi tazminatın davalı … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’nden kaza tarihi itibariyle faizi ile tahsiline, 41.059,25 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta AŞ’den faizi ile tahsiline davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş, müterafık kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan yargılama giderinin hesaplanmasında nazara alınmamış, davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi (818 sayılı BK 47) hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Bu kapsamda tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, kaza sonucunda meydana sürekli iş göremezlik oranı ve geçici maluliyet süresi, davalı araç sürücüsünün kusur oranı göz önünde bulundurulduğunda davacının davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL’nin 02/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 42.059,25 TL maddi tazminatın(geçici ve kalıcı iş göremezlik), 41.059,25 TL’sının 09/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den, 1.000,00 TL’sının 02/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın 02/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Maddi Tazminat Yönünden;
3-Alınması gereken 2.873,06 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 175,00 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 2.698,06 TL nispi harcın 68,31 TL sının davalı … ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’den, bakiye 2.629,75 TL’nin davalı … Sigorta’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 59,30 TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 2.597,00 TL olmak üzere toplam 2.656,30 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı … ve Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretini davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmişler ise de reddedilen miktar hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan lehlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Manevi Tazminat Yönünden;
10-Alınması gereken 1.707,75 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 175,00 TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.532,75 TL nispi harcın davalı … ve Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Davalı … ve Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
12-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
13-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretini davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
14-Davalı … ve Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı … ve Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı … … A.Ş vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır