Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/26 E. 2023/58 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/26 Esas
KARAR NO :2023/58

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/01/2020
KARAR TARİHİ:20/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında müvekkili tarafından davalıya bakım-onarım hizmeti verildiğini, bu hizmetten kaynaklı olarak davalıya fatura kesildiğini fakat davalının fatura bedellerini ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacıdan bakım ve onarım hizmeti alındığını, bu hizmet kapsamında müvekkiline ait soğutma ünitelerine davacı tarafından motor takıldığını ancak çok kısa bir süre sonra bu motorun patladığını ve mevcut ünitelerin zarar gördüğünü, bunun sorumlusunun davacı olduğunu, davacının verdiği hizmetin müvekkilini zarara uğrattığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı sebebiyle davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 13.841,45-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK’nın 67. maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti sunmuş olduğu raporunda özetle; “…davacı ve davalı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak yapılmış olduğu, taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları ve ödemeleri Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2019 yılı defter kayıtlarına işlediği,yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve ödemelerden sonra oluşan 31.12.2019 tarihi itibari ile 13.060,00 TL defter ve kayıtlarında davalıdan alacaklı gözüktüğü, bu alacağın 2020 yılına devrettiği başkaca ödemenin olmadığı, davalı şirketin elektronik defter ve kayıtlarında;davacınınsunmuş olduğu makbuzlardaki ödemenin,davacının düzenlemiş olduğu faturanın kayıtlı olmadığı, davalı şirketin 2019 yılı elektronik mühürlü gelirler idaresine yüklenmiş defter ve kayıtlarında davacıya BORCU gözükmediği, davacının beyan etmiş olduğu 06/2019 BS formu ile davalının beyan etmiş olduğu 06/2019 BA formunun örtüşmediği ve 07-08-09-10-11-12/2019 dönemlerine ilişkin beyannamelerde bildirim olmadığı, yanı davacının düzenlemiş olduğu dava konusu 17.000 TL (KDV hariç)tutarlı faturanın davalı tarafından beyan ve bildiriminin olmadığı, davalının defter ve kayıtlarında dava dışı Kuzey Soğutmanın düzenlemiş olduğu 23.600 TL’lik, bakım hizmet faturasınınkayıtlı olduğu, huzurdaki dava toplam; 13.060,00 TL alacağa+781,45TL işlemiş faize ….İcra Müdürlüğünün … esas numarası ile davacı tarafından icra takibi başlatıldığı, alacağına icra takip tarihine kadarasıl alacağa%19,50Avans Faizi ile birlikte talep ettiği,davacının icra takibi ile dava dilekçesindeki talebinin örtüştüğü, İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN DEVAMI gerektiği, icra takip tarihinden sonra asıl alacak için talep edilen %19,50 yasal faiz oranının yerindeliğinin Mahkemeniz görev alanı ve takdirinde bulunduğu, davalı tarafından dosyaya ibraz edilen Kuzey Soğutma tarafından düzenlenen faturada, iki adet kompresör rektifiye işleminin yaptırıldığı, açıklaması mevcuttur. Ancak bu kompresörlerin davacı tarafından bakımı yapılan soğrutma grubuna ait olup olmadığı yönünde açıklama bulunmadığı, tarafların sair taleplerinin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu…” yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Alınan kök bilirkişi raporuna karşı taraf vekillerince sunulan itirazlar üzerine ek rapor alınmasına karar verilmiş ise de bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda özetle “…kök rapora yapılan itirazın değerlendirildiği,tarafların ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılarak hazırlanan kök raporunun mali yönden inceleme ve değerleme kısımlarını değiştirecek bir hususun görülemediği…” yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur.
Davacı tarafça davalıya ait soğutma ünitelerinin bakım onarım işi yapıldığından bahisle hizmet karşılığı düzenlenen faturadan kaynaklı bakiye alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi yapıldığı, davalının takibe itirazı üzerine duran takibe devam edilebilmesi amacıyla itirazın iptali istemli işbu davanın açıldığı, davalı tarafça sunulan cevap dilekçesi ile, davacıdan işyerindeki soğutma ünitelerinin bakım ve onarımı için siparişte bulunulduğu ve davacının davalıya birtakım bakım ve onarım işlerini gördüğü, ancak bu işlemden çok kısa bir süre sonra soğutma ünitesinde, davacı tarafından monte edilen motor patladığı ve davalı işyerinde ciddi hasar oluştuğu, ayıplı ifada bulunan davacının bu durumdan derhal haberdar edilmesi üzerine, davacının bahse konu hasarlı motoru söküp götürdüğü, sorunu çözmek için herhangi bir işlem yapmadığı, dolayısıyla davacının taahhüt ettiği edimi hakkıyla yerine getirmediğinden bahisle davacının herhangi bir alacak hakkı doğmadığı davanın bu sebeple reddi gerektiği yönünde savunma yapılmıştır.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında; yukarıda ayrıntılarına yer verilen ve ticari defter ve kayıt incelemesi yönünden dosya kapsamına göre denetime elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporunda, tarafların ticari defter ve kayıtlarının açılış ve kapanış onaylarına göre delil olma vasfına haiz oldukları, dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından yapılan kısmi ödemelerin de davacı defterlerinde usulüne uygun kaydedilmiş olduğu, davacı tarafça faturanın satış bildiriminin vergi dairesine yapılmış olduğu (celbedilen BS formundan da anlaşıldığı üzere), davalı tarafça cevap dilekçesinde hizmet ilişkisinin inkar edilmemiş, yalnızca ayıplı ifa sebebiyle davacının bedele hak kazanmadığı savunmasında bulunulmuş olmasına karşın defter ve kayıtlarında davacı ile aradaki ticari ilişkiye ilişkin faturanın, borç ve yapılan ödemelerin kaydedilmemiş olduğu, ayrıca davalının bahse konu faturayı vergi dairesine bildirmediği (celbedilen BA formundan anlaşıldığı üzere) anlaşılmaktadır. Dolayısı ile davacıdan hizmet alındığı inkar edilmediğine göre ayıplı ifa olduğu hususunun davalı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Davacı tarafından düzenlenen 30.05.2019 tarihli servis tutanağında, sigorta ilave edilerek kaçak taraması yapıldığı, onarım bedelinin 1.420.-TL olduğu, – 01.06.2019 tarihli servis tutanağında soğutma grubunda mazot kaçaK kontrolü
yapıldığı, onarım bedelinin 3.750.-TL olduğu, 13.06.2019 tarihli servis tutanağında, evaparatör sol fanında arıza tespit
edildiği, kondanser yıkandığı, arızanın giderildiği, KDV dahil 20.060.-TL fatura
kesildiğinin belirtildiği, görülmüştür. Davalı tarafından davacının ayıplı ifası sebebiyle oluşan hasarın onarımına ilişkin dosyaya ibraz edilen dava dışı Kuzey Soğutma tarafından düzenlenen
faturada, iki adet kompresör rektifiye işleminin yaptırıldığı, açıklaması bulunduğu, ancak bu kompresörlerin davacı tarafından bakımı yapılan soğrutma grubuna ait olup
olmadığı yönünde net bir tespite gitmenin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile, davalı tarafın ayıplı ifa savunmasının dosya kapsamına göre ispat edilemediği kanaati oluşmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. HMK’nın 190.maddesinde de; ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu vurgulanmıştır.
İspat yükü kendisine düşen taraf, başlangıçta diğer delilleri ile birlikte yemin teklifinde de bulunabilir. Bu halde, öncelikle, diğer delilleri incelenir, bunlar ile iddia ispat edilirse yemin teklifine gerek kalmaz. Buna karşılık, diğer delillerle iddia veya savunmasını ispat edemezse, o zaman kendisine yemin teklifi hakkı kullandırılmalıdır. Bu durumda, mahkemenin; iddiasını veya savunmasını başka delillerle ispat edememiş olan tarafa, yemin teklif etme hakkı olduğunu hatırlatması uygun olur. Taraf davasını kendisi takip etmekte ise, mahkeme, yemin teklif etme hakkı olduğunu tarafa duruşmada kendisi hatırlatır.
Mahkememizce, davalı tarafından cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanıldığı anlaşılmakla davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak ayıplı ifa bulunup bulunmadığı, davalı tarafça kendilerine ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, bulunulmuş ise ihbarın şekli ile ihbar kapsamında herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı hususlarıyla sınırlı olmak üzere yemin delili hakkının kullanılıp kullanılmayacağı hususunda yazılı beyanda bulunması için ihtaratlı kesin süre verildiği, ara karar gereğince davalı vekili tarafından 27/07/2022 Uyap havale tarihli dilekçe ile; “Davalı şirkete vermiş olduğum dava konusu hizmet sebebiyle davalının soğutma sistemlerinde tarafımızca monte edilen motorun patlamadığına, sonrasında davalı tarafça işbu hizmeti takip eden iki gün içerisinde davalı şirkete çağrılarak soğutma sistemlerinde meydana gelen arızanın tarafıma gösterilmediğine ve ayıplı ifayı kabul etmediğime, sonrasında tamir etmek üzere motoru alarak götürmediğime, motoru teslim aldım ise de iade ettiğime, bu sebeple davalı şirketin soğutma sistemlerinin onarımı için daha yüksek meblağlı masraflar çıkarmadığıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım tüm değerler üzerine yemin ederim.” şeklindeki yemin metninin sunulduğu, yemin metninin davacı asile ihtaratlı davetiye ile tebliğ edildiği, mahkememiz 14/12/2022 tarihli celsede yapılan yoklamada davalı tarafça yemin teklif edilen davacı …’in hazır bulunduğu alınan yemin beyanında aynen;
“Davalı şirkete vermiş olduğum dava konusu hizmet sebebiyle davalının soğutma sistemlerinde monte edilen motorun patlamadığına, sonrasında davalı tarafça işbu hizmete ilişkin takip eden 2 gün içerisinde davalı şirkete çağrılarak soğutma sistemlerinde meydana gelen arızanın tarafıma gösterilmediğine ve ayıplı ifayı kabul etmediğime sonrasında tamir etmek üzere motoru alarak götürmediğime, bu sebeple davalı şirketin soğutma sistemlerinin onarımı için daha yüksek meblağlı masraflar çıkarmadığıma, namusum, şerefim ve kutsal saydığım tüm değerler üzerine yemin ediyorum. ” şeklinde yeminin eda edildiği ve imza altına alındığı, mahkememizce aynı celse 1 nolu ara karar ile. yemin eda eden davacı tarafça motoru alarak götürmediğine dair yemin edilmiş olması sebebiyle davalı vekili tarafından sunulan yemin metninin 5. Satırında bulunan “motoru teslim aldım ise iade ettiğime” ilişkin sorunun sorulması ile bu hususta yemin edasına gerek bulunmadığı gözetilerek söz konusu ifadenin yemin kapsam dışı sayılmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Hukukumuzda kesin deliller sınırlı olup, bunlar; ikrar (HMK madde 188), senet (HMK madde 193), yemin (HMK madde 228) ve kesin hükümdür (HMK madde 303).
Davalının yemin teklifi üzerine davacı asil tarafından yemin eda edilmekle birlikte kesin delil ile davalının ayıplı hizmet ifasına yönelik savunması ispat edilememiş olduğundan davacının davalı aleyhine yapmış olduğu icra takibinin asıl alacak yönünden yerinde olduğu, davacının takip öncesinde davalıyı temerrüde düşürmemiş olması sebebiyle işlemiş faiz yönünden takibin yerinde olmadığı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, alacağın likit ve davalının itiraz anında itirazın haksız olduğu anlaşılmakla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Davalı tarafından …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 13.060,00 TL üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak miktarı olan 13.060,00 TL üzerinden %20 oranında hesap olunan 2.612,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 892,12-TL karar ve ilam harcından 236,38-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 655,74-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 62,20-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 1.598,00-TL olmak üzere toplam 1.660,20-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.566,46-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 236,38-TL’nin toplamı olan 1.802,84-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 781,45-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Zorunlu arabuluculuk kapsamında ödenen 1.118,64-TL arabuluculuk ücretinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesap edilen 63,16-TL’sinin davacıdan; 1.055,48-TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …