Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/251 E. 2020/368 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/235 Esas
KARAR NO:2020/384

DAVA:Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ :15/05/2020
KARAR TARİHİ:13/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Müvekkilim … ile davalı …’in …Ltd.Şti’nin %50-%50 payla ortak olduklarını, ancak taraflardan …’in güven prensiplerinden uzaklaşarak müvekkilinin bu ortaklığı devam etmesine olanak tanımaması ve uzlaşarak bu şirketin işleyişinin mümkün olmaması üzerine müvekkilinin payını devretmek istediğini, müvekkilinin 3. Kişilere satış yapmadan önce iyiniyetli davranarak noter kanalıyla … ‘e payını satmak istediğini, öncelik olarak almak isterse ona satabileceğini, aksi takdirde 3. Kişilere satış yapacağını ihtaren bildirdiğini, ancak …’in bu ihtara cevap bile vermediği için uygun bir süre bekleyerek , şirket payını almak isteyen ve aynı zamanda adı geçen şirketin vekilliğini de yapan Av…. ve …’na %25-%25 olmak üzere payını noter kanalıyla sattığını, bu satış üzerine davalı … hiç bir şekilde bu devri kabul etmediğini ve bunun üzerine müvekkilinin devrin kabulünü sağlamak üzere usulüne uygun olarak çağrılı olağanüstü genel kurul talebinde bulunduğunu, yapılan bu Olağanüstü Genel Kurul’a davalı tarafın vekili aracılığıyla katılarak devri yine kabul etmediğini, açıklanan nedenlerle; yapılan devrin kabulü ile şirketin bu şekilde devamına, bu mümkün olmazsa davalının ortaklıktan çıkarılmasına ve şirketin ortaklık müvekkilimin üzerinde kalacak şekilde devamına ve bu süreç zarfında şirketin tüm hesap ve malvarlığına tedbir konularak, hem devir alan hem de adı geçen şirketin vekili olan Av. …’in şirketi idare etmek üzere kayyum olarak görevlendirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın esasa girilmeden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi hareket etmediği gibi hakikati gizlemek suretiyle MK 2’ye de aykırı davranarak hukuki himaye talep ettiğini, bu durumun bizzat kanun ile yasaklandığını, müvekkili …’in, sözkonusu ihtarnameyi tebliğ alır almaz, davacıya keşide ettiği … Noterliği’nin … tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, cevabi ihtarnamenin kasden mahkemeden gizlendiğini, davaya konu pay devrinin şirketin aile şirketi olması nedeniyle kabul edilmediğini, basiretli tacir gibi hareket etmek zorunda olan davacının bu yükümlülüğünü ihlal edip ağabeyi olan davalı gösterdiği …’nden 499.000-TL talep ederken aynı payı muvazaalı olarak şirketin avukatlarına 25.000-TL ile devrettiğini noterden bildirmesinin de davacının kötü niyetli olduğunu açıkça gösterdiğini, açıklanan nedenlerle: gerek husumet yönünden gerekse de esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; dava dışı … Tic. Ltd.Şti’nden ortaklığını devreden davacının yapmış olduğu devrin kabulüne, olmadığı takdirde şirket ortaklığından davalının çıkarılmasına ve şirket ortaklığı davacıda kalacak şekilde devamına, bu süreç zarfında şirketin hesaplarına tedbir konularak davacı vekili ve aynı zamanda şirket vekili olan Av. …’in şirkete kayyum olarak atanmasına, bu talep yerinde görülmezi ise bağımsız kayyum atanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Dava dışı … Tic. Ltd.Şti’nin sicil dosyasının yapılan incelemesinde; şirketin … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, şirket ana sözleşmesinin 04/01/1989 tarihinde tescil edildiği, ortaklarının … ve … olduğu, ikisinin de 25.000,00 TL sermaye ile ortak oldukları, her iki ortağın münferiden şirket yetkilisi olduğu anlaşılmıştır.
… Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi … tarafından …’e keşide edilmiş, davacı …’in ortağı olduğu … Tic. Ltd.Şti’de olan %50 ortaklık payını devretmeye karar verdiği belirtilerek, davalı … satın almak istemesi halinde bedeli karşılığında devredileceği, davalı … satın almak istemez ise davacı …’in 3.kişilere ortaklık payını devredeceği belirtilerek 7 gün içerisinde cevap vermesi gerektiği ihtar edilmiştir.
… Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi … tarafından …’e keşide edimiş ve … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinde pay satım bedeli belirtilmediğinden, bedelin bildirilmesi halinde karar verileceğinin ihtar edilmiştir.
… Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi … tarafından …’e keşide edilmiş, … Noterliğinin… tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesine cevaben gönderilmiş ve davacının … Tic. Ltd.Şti’de olan %50 ortaklık payının 499.000,00 TL karşılığında devretmeye karar verdiği belirtilerek 7 gün içerisinde cevap vermesi gerektiği ihtar edilmiştir.
Limited şirketlerde payın devri 6102 satılı TTK 595.maddesinde “(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. (3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. (4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. (5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. (6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. (7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Edremit 5. Noterliğinin 07/01/2020 tarih ve 241 yevmiye sayılı limited şirket pay devri sözleşmesi ile devir eden …, devir alanlar ise … ve … olup, davacı …’in …. Ltd.Şti’deki 25.000,00 TL payının tamamını, şirketin aktif pasif tüm hak ve borçları ile birlikte 25.000,00 TL bedel karşılığında … ve …’e devrettiği belirlenmiştir. Dava dışı … Tic. Ltd. Şti’nin 17/02/2020 tarihinde saat 14:00’da yapılmasına karar verilen genel kurul toplantısına ilişkin toplantı çağrısının 31/01/2020 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, toplantı gündeminin 3.maddesinin …. Noterliğinin … tarih ve … sayı ile tasdikli hisse devir ve temlik sözleşmesi ile … ve …’in hisse devirlerinin onaylanması olduğu, 17/02/2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında hisse devrinin onaylanmadığı anlaşılmıştır.
Taraf sıfatı diğer bir ifade ile husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Davacı sıfatı aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılar. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı maddi hukuka göre belirlenir ve mahkemece resen dikkate alınır. Davacı taraf dava dilekçesi ile dava dışı … Tic. Ltd.Şti’nden ortaklığını devreden davacının yapmış olduğu devrin kabulünü talep etmiş ise de bu istem yönünden aktif dava ehliyeti, hisseleri devralan … ve …’e ait olup, davacının bu yönden aktif dava ehliyetinin bulunmamaktadır. Aktif dava ehliyetinin olduğunun kabulü halinde ise bu istemin şirkete karşı yöneltilmesi gerektiğinden, davalının pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Yine davacının terditli olarak açmış olduğu davasında diğer talebi olan hisseleri devrettiği kabul edilmez ise şirket ortaklığından davalının çıkarılmasına ve şirket ortaklığı davacıda kalacak şekilde devamına karar verilmesi talebi yönünden değerlendirme yapıldığında ise TTK 638.maddesinde “Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” ve TTK 640.maddesinde “Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.” düzenlemeleri yer almaktadır. Yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde, ortağın şirketten çıkmak için dava açabileceği yada şirketin ortağı ortaklıktan çıkarabileceği düzenlenmiş olup, ortaklardan birinin diğer bir ortağın ortaklıktan çıkarılması yönünde dava açabileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Şirkete kayyum atanması talebi yönünden de davanın şirket ortağı olan davalıya karşı değil, ortak olunan şirkete karşı açılması gerektiği, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı belirlendiğinden, tüm talepler yönünden aktif ve pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın husumetten reddine,
2-Harç peşin alındığından yeniden belirlenmesine yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 3.400,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/07/2020

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza