Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/250 E. 2021/429 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/250 Esas
KARAR NO:2021/429

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :28/08/2013
KARAR TARİHİ:29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir turizm işletmesi olduğunu, tesisin davalının müşterisi olduğunu, müvekkilinin 26/08/2003 ile 16/07/2009 tarihleri arasındaki tüketimlerinin 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’na aykırı olarak sanayi tarifesi yerine ticarethane tarifesinden tahakkuk ve tahsil edildiğini, böylece müvekkilinden yasaya aykırı gelir elde edildiğini belirterek davanın kabulü ile haksız olarak yapılan tahsilatların tespiti ile bu bedellerin müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin Hazine ile …’a yöneltilmesi gerektiğini, görevden doğan zararların Hazine tarafından karşılanacağının belirlendiğini, …’ın ve bağlı diğer kurumların özelleştirilmeleri neticesinde bu zararlardan Hazine tarafından karşılanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle …’ın özelleştirilmesinden sonra abonelerin harcamalarının ait oldukları abone grubunun tarifesine göre hesaplanmaya başladığını, bu yaşananlardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, ayrıca görevli yargı kurumunun İdari Yargı olduğunu, davanın görevsiz mahkemede açıldığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafayükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, turizm teşvik belgeli tesisin 26/08/2003-16/07/2009 tarihleri arasında (05.2005-08.2006 dönemleri hariç) kullandığı elektriğin bedelinin 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununun 16.maddesine göre aykırı şekilde ticarethane tarifesi üzerinden ücretlendirilmesi nedeniyle yapılan fazla ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2014/453 Esas, 2017/81 Karar sayılı kararı ile “Davanın kabulü ile 61.232,05-TL’nin 5.000,00-TL’sinin dava bakiye kısım ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiş ise de karara karşı istinaf yoluna başvurulması sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/481 Esas, 2017/745 Karar sayılı ilamı ile “…Somut olayda davacının talebi, Turizm Teşvik Belgesine sahip işletmenin kullandığı elektriğin bedelinin 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine aykırı şekilde ticarethane tarifesi üzerinden ödediği 26/08/2003 ile 16/07/2009 tarihleri arasındaki tüketimlerine ilişkin (09/2005 ile 08/2006 dönemleri hariç) bedelleri kapsamaktadır. Bu sebeplerle, davacı şirketin dosyaya fotokopisi ibraz edilen Turizmi Teşvik Belgesinin, dava konusu edilen dönemler itibarıyla geçerli olup olmadığı, davacıya herhangi bir destek ödemesi yapılıp yapılmadığına dair esasa ilişkin bu delillerin hiç toplanmaması ve karar gerekçesinde hiç tartışılmaması HMK.nun 353/1-a-6. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, davalı tarafın yerinde görülen istinaf talebinin kabulüne, bu karar şekline göre davacı tarafın diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir…” gerekçesi ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/481 Esas, 2017/745 Karar sayılı ilamı doğrultusunda İstanbul Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne müzekkere yazılmış olup gelen cevabi yazıda davacı şirketin 16/06/1976 tarih ve 1399 sayılı 3 Yıldızlı Otel Turizm İşletmesi Belgesine haiz olup, 26/08/2003-16/07/2009 tarihleri arasında ve halen geçerliliğini devam ettirdiği ayrıca davacı şirketin Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkındaki Karar ve 2005/1 sayılı Tebliğ hükümleri gereğince başvurusunun olduğu ancak ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve itirazları değerlendirilmiş, kayıtlar celp edilmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, alınan kök ve ek raporlar denetlenmiş yine kaldırma kararı sonrasında her bir fatura yönünden fazladan tahsil edilen bedellerin tespiti için ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyet raporunda özetle; davacının Turizm İşletme Belgesine sahip olduğu, davacı şirketin 0400411 nolu, 26/04/2004 son ödeme tarihli elektrik faturasına göre ticarethane tarifesinden fatura ödediği, davaya konu diğer faturaların dosyada bulunmadığı, davalı şirketin merkezine gidildiğinde eski faturaların sistem tarafından çıkarılamadığı, aynı şekilde davacı tarafından da temin edilemediği, davalının Bakanlar Kurulu Kararı gereğince sanayi tarifesi üzerinden fatura ödemesi gerektiği yönünde görüş ve kanaat sunulmuş; raporda belirtilen eksiklerin giderilmesi üzerine dosya tekrar ek rapor alınması için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve bilirkişi heyeti sunmuş olduğu 29/12/2014 tarihli ek raporunda özetle; davacının 18/07/2003 tarihinden 25/12/2003 tarihine kadar sanayi tek terim tarifesinden ücret ödediği, 25/12/2003 tarihinden 12/07/2006 tarihine kadar Turizm Teşvik Belgeli Sanayi tarifesinden, geriye kalan diğer zamanlarda ise 2009/07 dönemine kadar ticarethane tarifesinden ödeme yaptığı, tedarik edilen faturalar kapsamında yapılan hesaplamaya göre davacının tarife değişikliği nedeniyle fazlaca ödediği miktarın 61.232,05-TL olduğu yönünde görüş ve kanaat sunmuş, 09/05/2016 tarihli ek raporunda ise 09/09/2005-12/07/2006 tarihleri arasında 10 adet fatura nedeniyle de 12.289,50 TL fark bedel bulunduğu belirtilmiş, 08/10/2018 tarihli ek raporda ise her bir fatura yönünden fazladan tahsil edilen bedeller tek tek belirlenmiştir.
2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 16. maddesi “Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler.” hükmünü içermektedir. 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1. maddesinde, “Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idareler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, kefalet sandıkları, sosyal güvenlik kuruluşları, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile müesseseleri, il özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, özel bütçeli kuruluşlar, özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanuna tabi kuruluşlar ve özel hukuk hükümlerine tabi, kamunun çoğunluk hissesine sahip olduğu kuruluşlar, kamu banka ve kuruluşları ile bunlara bağlı iş yerleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanmaz.
Belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmeler, toplu taşım hizmetlerinde malul, yaşlı, öğrenci ve basın kimlik kartı sahiplerine indirim uygulamaya yetkilidirler. 24/02/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun, 03/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ve 12/04/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ücretsiz veya indirimli tarife uygulanması ile ilgili hükümleri saklıdır. Bakanlar Kurulu birinci fıkra hükmünden muaf tutulacak kişi veya kurumları tespit etmeye yetkilidir. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce üçüncü fıkrada belirtilen kanunlar dışında; kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge ve benzeri düzenleyici işlemler ile diğer idari işlemlerle tesis edilmiş bulunan ücretsiz veya indirimli tarife uygulamalarına 31/12/2001 tarihinden itibaren son verilir.” şeklinde düzenleme yapılarak 31/12/2001 tarihinden itibaren Kanunda sayılan istisnalar dışında indirimli tarife uygulamalarına son verilmiş ve muafiyetler konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir. Bunun üzerine, Bakanlar Kurulunun 23/05/2002 gün ve 24763 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 12/04/2002 gün ve 2002/4100 sayılı Kararı ile indirimli tarifeden yararlanacak kişi ve kurumlar düzenlenmiş, adı geçen kararının 2. maddesinin (b) bendinde 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca turizm belgeli yatırım ve işletmelerin de indirimli tarifeden yararlanacağı kararlaştırılmıştır.
Turizm Teşvik Kanunu’nun 16.maddesi yürürlükte olmakla birlikte, Bakanlar Kurulu’nun 24/05/2010 tarihli Turizm Belgeli Yatırım ve İşletmelere Elektrik Enerjisi Desteği Hakkında Kararı 29/06/2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kararda Kültür ve Turizm Bakanlığından “Turizm Yatırım Belgesi” veya “Turizm İşletme Belgesi” almış yatırım ve işletmelerin tükettikleri elektrik enerjisi bedellerinin bir kısmının bütçeden karşılanmasının usul ve esasları düzenlenmiştir. Kararın 16/07/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği bu kararın 8. maddesinde öngörülmüştür. Davacının talebinin ise Bakanlar Kurulu’nun 24/05/2010 tarihli kararının geçerli olacağı 16/07/2009 tarihinden önceki 26/08/2003-16/07/2009 tarihleri arasındaki (05/2005-08/2006 dönemleri hariç) enerji bedellerine ilişkin olduğu belirlenmiş olmakla Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine aykırı olarak yüksek tarifeden tahsil olunan ve bilirkişi heyetince hesap edilen 61.232,05-TL’nin her bir fatura yönünden ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği kanaati ile davanın kabulüne dair mahkememizce verilen 20/11/2018 tarih, 2017/678 E – 2018/1086 K sayılı kararının yeniden istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından 18/04/2019 tarihli, 2019/539 esas, 2019/650 karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 12/02/2020 tarih, 2019/3779 esas, 2020/1138 karar sayılı ilamı ile;
ilk derece mahkemesince, 12.07.2006 ile 02.05.2008 tarihleri arasındaki faturaların davalı tarafça hangi tarife üzerinden hesaplandığının belirlenip ardından bu dönemdeki faturaların iade hesabında dikkate alınıp alınmayacağının tespit edilmesi ve raporda yaratılan çelişkinin giderilmesi bakımından ek rapor alınarak bu husususun açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile itiraza uğrayan rapora göre karar verilmesi doğru görülmediği ve 818 sayılı BK’nın 101.maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117.maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir. TBK’nın 117. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şart olduğu, somut olayda, davalının dava tarihinden önce temerrüde düştüğünü gösteren bir belgenin sunulmadığı gibi davalının kötüniyetli olduğu da ispat edilmemiştir. Bu durumda alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince ödemenin yapıldığı tarihlerden itibaren faize karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle mahkememiz kararının bozulduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay bozma ilamı sonrasında dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği, 1 nolu celse 1 nolu ara karar ile; Yargıtay Bozma İlamına uyulmasına, bozma ilamı doğrultusunda ayrıntılı ve gerekçeli ek rapor tanzimi hususunda dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdiine karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 08/02/2021 tarihli ek raporda özetle; bozma ilamı doğrultusunda 12/07/2006 ile 02/05/2008 tarihleri arasındaki faturaların davalı kurum tarafından ticarethane tarifesinden (Turizm Teşvik Belgeli olduğu belirtilmişken) hesaplanmıştır. Davacının talebi doğrultusunda sanayi tek terim üzerinden hesaplanması gerektiği bu kapsamda bilirkişi ek 4. Rapordaki tespit ve görüşlerin aynen geçerli olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Söz konusu ek rapor ile Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapıldığı ancak bozma ilamı öncesi yapılan yargılama sırasında sunulan ek 4. rapordaki görüşlerde değişiklik olmadığı, raporun dosya kapsamına ve Yargıtay bozma ilamına göre denetime elverişli olduğu kanaatine varılmakla, temerrüt yönünden ise yine Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davalının dava öncesinde temerrrüde düşürüldüğü ve/veya davalının kötüniyetli olduğu yönünde dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı gözetilerek davanın kabulü ile tespit edilen bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 61.232,05 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 4.182,76 TL karar ve ilam harcından 85,40 TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 4.097,36 TL eksik harcın davalıdan alınmasına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 113,45 TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 2.452,00-TL masraf olmak üzere toplam 2.565,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 8.760,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza