Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/242 E. 2020/624 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/242 Esas
KARAR NO:2020/624

DAVA:Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ:02/06/2020
KARAR TARİHİ:25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilim … A.Ş. tarafından … no’lu trafik poliçesi ile … adına sigortalanmış bulunan … plaka sayılı araca, 30.12.2013 tarihinde … A.Ş.’nin sigortalısı … plaka sayılı aracın kusurlu olarak çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … sayılı araç için kasko sigortacısı olan …’ya yapılan ihbar nihayetinde ekspertiz incelemesi sonucu 5.807,00 TL hasar tespiti yapılmış olup bu tutarın … tarafından sigortalısına ödendiğini,… plakalı sigortalı araç sürücüsünün TRAMER kayıtlarına göre %100 kusurlu olduğu iddiasıyla tüm tutarın müvekkil şirkete rücu edildiğini, ve müvekkil şirketçe 5.807,00 TL ödeme gerçekleştirildiğini, Sigortalı …’nın müvekkil şirkete karşı yaptığı … Komisyonu … K-… sayılı başvuruda sigortalı aracın %75 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, %25 kusur tespiti yapılan davalı … A.Ş.’den ödenen tutarın %25’i olan 1.451,75 TL’nin iadesi için başvuru yapıldığını, ancak taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddedildiğini,. Ancak karşı tarafın zamanaşımı iddiası Sigorta Şirketlerinin Birbirlerine Olan Rücu Taleplerinin Hızlandırılması Protokolü’nün V – Yargı Yoluna Başvurma başlıklı maddesinin (L) fıkrasına aykırı olduğunu, Davalı tarafın takibe haksızca itiraz etmiş olduğundan ve alacak likit olduğundan en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini,tüm bu nedenlerle Davalı tarafın …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyaya yaptığı itirazın iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine ve en az %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı ancak cevap verilmediği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynakla Rücuen Tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının ZMSS sigortacısı olduğu araç ile davalının kasko sigortacısı olduğu araç arasında meydana gelen kaza neticesinde, davacı tarafa sigortalı aracın, kusuru bulunmadığı halde ödenen hasar bedelinin davalı şirketten rücuen tahsili için başlatılan takipte itirazın iptali şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce 17/07/2020 … A.ş’ne Müzekkere yazılarak dava konusu kazaya ilişkin hasar dosyası evrakları ve poliçe suretlerinin Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup, … A.ş’nin 23/09/2020 tarihli cevabı yazısı ile istenilen belgelerin Mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesi davalı tarafa uslüne uygun olarak tebliğ edildiği halde, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Dava konusu ….İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir. Takip dosyasında, davacı tarafça 1.451,75-TL asıl alacak, 746,72-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.198,47-TL’ nin tahsili için davalı … A.Ş. aleyhine takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Davalı borçlu şirketinde süresi içerisinde itiraz dilekçesi sunduğu, itiraz dilekçesi içerisinde “takip konusu alacak zamanaşımına uğramıştır. Dava konusu alacak için zamanaşımı süresi 2 yıldır. Takip zamanaşımı süresinden sonra yapılmıştır.” zamanaşımı itirazı ve borca ve ferilerine itiraz etmiş olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/IV. maddesine göre, motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar. Yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere rücu hakkı, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiği tarihte doğmakta olup zamanaşımı da bu tarihte işlemeye başlayacaktır.
Dosya kapsamında yapılan incelemede; 30/12/2013 tarihinde kazanın meydana geldiği, davacıya sigortalı … plakalı aracın %100 kusurlu olduğu belirtilerek, davalı şirkete 5.807,00-TL ödeme yapıldığı, davacının sigortalısın … Komisyonuna başvurduğu, Komisyon tarafından …, K-… sayılı kararı ile davalı şirkete sigortalı aracın %25 kusurlu olduğunun tespit edilmiş olduğu, kusura göre hesaplanan 1.451,75-TL’ nin tahsili için icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Taraflarca dosyaya sunulan kayıtlar incelendiğinde, Davacı tarafça davalı şirkete ödemenin 24/02/2014 tarihinde 5.807,00-TL olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. … Komisyonu tarafından ise kesin olarak 05/05/2014 tarihinde karar verildiği, icra takibinin ise 13/01/2020 tarihinde başlatıldığı görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nun 114. maddesinde dava şartları, aynı kanunun 116.maddesinde ise ilk itirazlar düzenlenmiştir. Zamanaşımı, 6100 Sayılı HMK’da dava şartı olarak düzenlenmediğinden HMK’nın 115.md.göre mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hususlardan olmadığı gibi HMK 116.md. ve 319. Maddesine göre de cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gereken ilk itirazlardan da değildir. Kural olarak ( davacının süresinde yapılmamasına rağmen açık muvafakatının bulunduğu haller ile davacının mazeretsiz olarak ön inceleme duruşmasına katılmadığı ön inceleme duruşmasında savunmasını genişletebildiği durumlar hariç olmak üzere ) zamanaşımı savunması yazılı yargılama usulünün uygulandığı davalarda en geç HMK 141.md. göre ikinci cevap dilekçesinin verildiği aşamada, Basit yargılama usulünün uygulandığı davalarda ise, HMK 319.md. göre, cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesine kadar yapılması gerekir.
Ancak borçlunun itirazının hükümden düşürülerek takibin devamını sağlamayı amaçlayan itirazın iptali davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesinde düzenlenmiş olup itirazın iptali davası ne bir tespit davası ne de eda davasıdır. İtirazın iptali davasıyla alacaklı ödeme emri ile takip konusu yaptığı alacağın varlığının tespitini talep etmekte ise de davacı sonuç olarak alacağın tahsilini amaçlamaktadır. Bu nedenle itirazın iptali davası takip hukukuna ilişkin ve ona özgü bir tahsil davasıdır. Borçlunun takibe sadece zamanaşımı yönünden itiraz etmesi halinde alacaklı açacağı itirazın iptali davasında alacağın zamanaşımına uğramadığını kanıtlayacaktır. Bu durumda borçlunun açılan davada ayrıca zamanaşımı def’inde bulunması gerekmeyecektir. Tahsil davasında ise mahkemenin yapacağı incelemenin kapsamı itirazla sınırlı olmadığından süresi içinde cevap dilekçesi ile ileri sürülmeyen zamanaşımı def’inin sonradan ileri sürülmesi halinde savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşı çıkılabilecektir. Diğer taraftan borçlunun itirazının iptaline karar verilmesi halinde bu ilam icra memuruna ibraz edilerek derdest olan ilamsız icra takibine devam olunabilecektir. Oysa tahsile dair ilamla ancak ilamların icrası yoluna başvurulabilecek, ilamsız takibe devam olunamayacaktır.
Ödeme emrine itiraz ederken zamanaşımı def’ini ileri sürmüş ve icra takibini durudurmuş olan borçlunun zamanaşımı itirazının iptali davasında, bu defiyi tekrar ileri sürmesi gerekmez. Zira sadece zamanaşımı def’inde bulunan borçlunun bu itirazının iptali için açılan davada, davacı, zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali davasını açtığından mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak bu davada karara bağlanacaktır. Mahkemece davanın sonucuna etkisi nedeniyle resen inceleneceğinden davalıya zamanaşımı def’ini mahkemede de tekrar ileri sürmesi zorunluluğu yüklenemeyecektir. (Aynı yönde olan YHGK. 01.10.2014 tarih, 2013/17-1101 E-2014/716 K . sayılı kararı )
Somut durumda; davacı tarafın … Komisyonu kararı ile rücu edilecek kimseyi öğrendiği, 24/02/2014 tarihinde ise kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiği kabul edilecek olduğunda, başlamış ve işlemekte olan zamanaşımı olan 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından zamanaşımı süresi dolmuştur.Davalı tarafça mahkememiz dosyası kapsamında cevap dilekçesi sunulmayarak, münkir durumda bulunduğu anlaşılmış ise de itirazın iptali davası konusu takibe süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunduğu tespit edilmiş, yukarıda izah edilen nedenler ile itirazının resen incelenmesi neticesinde zamanaşımı süresininde dolduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının zaman aşımı nedeniyle REDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden belirlenmesine yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair. Miktar itibariyle yasa yolu kapalı kesin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/11/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza