Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/229 E. 2022/894 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/229 Esas
KARAR NO : 2022/894

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2020
KARAR TARİHİ : 24/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı banka arasında sözleşme imzalandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkili şirketin davalı şirketin mülkiyetindeki çok fonksiyonlu yazıcı cihazlarının kağıt hariç tüm sarf malzemelerinin temini ile yedek parça, onarım, bakım ve servis hizmetlerinin sağlanması edimini ifa edeceğini, davalı bankanın ise sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca cihazlardan alınacak sayaç dökümünde kayıt altılan alınacak sayfa sayısının karşılığı bedeli ödeyeceğini, müvekkili şirketin sözleşmenin kurulduğu tarihte bu yana tüm edimlerini eksiksiz ve gecikme olmaksızın ifa ettiğini ve davalı banka tarafından kendisine bildirilen sayfa sayısına göre hesaplanan tutar karşılığında düzenlenmiş olan faturaları davalı şirkete gönderdiğini, davalı banka ise, sözleşme hükümlerine aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde; 06.02.2014 tarihinden bu yana, davacı şirket tarafından düzenlenen fatura tutarları üzerinden bazen %10 oranında, bazen de bu oranın da üzerinde kesinti yapmak surctiyle eksik ödeme bulunduğunu, müvekkili şirketin, davalı bankanın hukuki gerekçe ve dayanaktan yoksun bir şekilde yapmış olduğu eksik ödemelerin bir an önce şirket hesaplarına ödenmesi hususunda yapmış olduğu girişimler sonuçsuz kaldığını ve son olarak dava şartı arabuluculuk görüşmeleri dahi anlaşmazlıkla sonuçlandığını, müvekkili şirket ile davalı banka arasında, arabuluculuk görüşmeleri öncesinde ve sonrasında olmak üzere uyuşmazlık konusu iş ve işlemlerle ilgili ve karşılıklı olarak noter ihtarnameleri keşide edildiğini, müvekkili şirketin tüm çabalarının karşılıksız kalması nedeniyle, davalı banka aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını ve takip dosyasına eklenen eksik ödeme konusu faturaların birer örneğinin takip borçlusu bankaya tebliğ edildiğini, davalı banka, takip dosyasına sunmuş olduğu 17.02.2020 tarihli dilekçesiyle “Müvekkil Banka’nın takip alacaklısına böyle bir borcu bulunmamaktadır. Bu nedenle borcun tamamına itiraz etmekteyiz.” “müvekkil Bankanın dosya alacaklısına hiçbir borcu bulunmamaktadır.” gerekçeleri altında takibe itiraz etmiş olmakla, icra memurluğunca icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, vekalet ücreti ile yargılama masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız ve hukuka aykırı davasının zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili banka ile davacı firma arasındaki ticari ilişkinin dayanağının 09/03/2013 tarihli yazışmada yer alan … Alımı Şartnamesi olduğunu, davacının kabul ettiği şartnameye aykırı hareket ettiğini, müvekkili bankanın tüm uyarılarına rağmen tutumunda ısrar ettiğini, davacı firmanın taahhütnamesine aykırı olarak orjinal toner yerine muadil toner kullanması satılan malın ayıplı olması haline ilişkin olup davacının tüm bildirimlere rağmen bu ayıbı gidermemesinin müvekkili bankaya satış bedelinde indirim yapma hakkını verdiğini, zira davacının bu ayıbı düzeltmemesi ve ihlaline ısrarla devam etmesi nedeniyle şartlı kabul ile ilerleneceği defalarca kendisine bildirildiğini, basiretli tacir olan davacı firmada bu şartlı kabule onay vererek ilgili ödemeleri aldığını ve yıllarca müvekkili banka ile olan ticari ilişkisini büyüterek devam ettirdiğini, davacı firmanın taahhütlerini yerine getirmek yerine haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkili bankaya sorumluluk yüklemeye çalışmasının kabul edilemez olduğunu, müvekkili bankanın icra takibinin açılmasına sebebiyet vermemiş olup, işbu takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının talebinin hukukun temel prensiplerinden olan iyi niyet kuralına da açıkça aykırı olduğunu, davacının talebinde kötü niyetli olup, müvekkili banka lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Taraflar arasında şartnameden başka sözleşme olup olmadığı, taraflar arasında yapıldığı davacı tarafça beyan edilen 2013 yılında imzalanmış olan … şartnamesi ve dökümantasyon hizmetleri sözleşmesi kapsamında davacı tarafından temin edilen ürünlerin şartname kapsamında olup olmadığı, ayıplı olup olmadığı, davacı tarafından düzenlenen fatura bedellerinin yerinde olup olmadığı, davalı tarafça yapılan eksik ödemelere ilişkin savunmaların ve gerekçelerin haklı olup olmadığı, eksik ödemeler için davacı tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında talep edilen alacak kalemlerinin haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizin 08/01/2021 tarihli ara kararı ile tarafların iddia ve itirazları, taraflar arasındaki sözleşme, yapılan ödemeler, sunulan deliller, icra dosyası değerlendirilerek, taraflar arasında şartnameden başka sözleşme olup olmadığı, taraflar arasında yapıldığı davacı tarafça beyan edilen 2013 yılında imzalanmış olan … alım şartnamesi ve dökümantasyon hizmetleri sözleşmesi kapsamında davacı tarafından temin edilen ürünlerin şartname kapsamında olup olmadığı, ayıplı olup olmadığı, davacı tarafından düzenlenen fatura bedellerinin yerinde olup olmadığı, davalı tarafça yapılan eksik ödemelere ilişkin savunmaların ve gerekçelerin haklı olup olmadığı, eksik ödemeler için davacı tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı takip dosyasında talep edilen alacak kalemlerinin haklı olup olmadığının belirlenmesi için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
“Taraflar arasında kurulan anlaşma koşulları ve davacı yanca iletilen sözleşme öncesi teklif metinleri değerlendirildiğinde davacının verilen hizmet süresince orijinal sarf malzemeleri ve yedek parçaları kullanacağını taahhüt ettiği, taahhüdünü yerine getirmediği ve davacı … Ltd. Şti. firmasının davalı …AŞ. firmasına hizmet verdiği sürece Lexmark marka orijinal toner kullanmadığı,
Davacının ibraz edilen ticari defterlerinde İcra takibine konu olan fatura tutarı 9.874.576,80 TL olup davalı tarafından tanzim edilen iade dekont tutarı ise 960.713,43 TL olarak tespit edildiği, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde; İcra takibine konu olan faturaların ticari defterinde kayıtlı olduğu ve icra takibe konu faturalar için davalının 980.713,43 TL iade dekont tanzim ettiği, şu halde icra takibine konu faturalar taraflarca kabul edilmiş olup yasal süresi içinde herhangi bir itiraz olmadığı, davalı tarafından tanzim edilen iade dekont belgesinin davacı tarafından kabul edilmiş olup yasal süresi içinde herhangi bir itiraz olmadığı,
Taraflar arasında yapıldığı davacı tarafça beyan edilen 2013 yılında imzalanmış olan … alım şartnamesi ve dokümantasyon hizmetleri sözleşmesi kapsamında davacı tarafından temin edilen ürünlerin şartnamne kapsamında davacı yanca verilen satıcı taahhütlerine uygun olmadığı ve bu anlamda ayıplı bulunduğu,
Davacı tarafından düzenlenen ve icraya konu edilen 66 adet fatura bedellerinin davalının TBK md. 227 hükmü 2. Bent kapsamında kullandığı anlaşıları indirim talep uygulamasına uygun olmadan düzenlendiği, davalı yanca düzenlenen iade dekontlarını dikkate almadığı ve bu anlamda davalının ayıba karşı tekeffül hükümlerini işletmesine geçerli bir sebep olmaksızın davacı yanca müdahalede bulunulduğu, davacının davalı yanın işlettiği indirim tutatı için davalı yanı temerrüde düşürmemiş olduğu, süregelen uygulama kapsamında sözleşmeden dönmediği, sağlamaya elverişli makul bir indirim oranı üzerinde anlaşma iradesi sergilemeyerek ayıplı ifa halini bertaraf etmekten imtina ettiği ve hizmet ve mal satımına devam ettiği, bu anlamda davalı tarafça yapıları eksik ödemelere ilişkin savunmaların ve gerekçelerin takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere haklı göründüğü,
Davacı tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında talep edilen alacak kalemlerinin davalı yanın TBK md. 227 hükmünden doğan haklarına müdahale niteliği taşıdığından esas alacak ve ferileri bakımından yerinde olmadığı, davalının zamanaşımı itirazları bakımından değerlendirmenin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, işletilen faiz oranlarının TCMB tarafından açıklanan yıllara sari faiz akım dökümüne göre yerinde göründüğü, yabancı para borçlarının tahsili usulünde icrai muameleye şeklen uyulduğu,” şeklinde değerlendirmeler yapılmıştır.
Mahkememizin 25/04/2022 tarihli celse ara kararı ile taraf vekillerinin rapora karşı sunmuş oldukları beyan ve itiraz dilekçeleri incelenerek her bir itiraz konusunun ayrı ayrı başlıklar halinde değerlendirilmesi ve bilirkişi raporundan sonra sunulan diğer beyan dilekçeleri ve uzman görüşünün de değerlendirilmesine dair ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporunda özetle;
“Kök raporda ifade edilen tespit görüşlerimizi değiştirecek yönde dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı kanaati ile İbraz edilen bilgilere göre iade 980.71343 .-TL dekont tutarlarının USD karşılığı 319.319,42 USD hesaplanmıştır.” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Netice olarak tüm doya kapsamına göre mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre; mahkememiz dosyası taraflarının dosyaya sunduğu bilgi ve belgelerden yola çıkarak, anlaşma koşulları, sözleşme öncesi teklif metinlerinde davacı tarafın hizmet süresince orijinal sarf malzemeleri ve yedek parçaları kullanacağını taahhüt ettiği, yapılan bilirkişi incelemesinde ve davacının ikrarında da belirlendiği üzere orjinal sarf malzemeleri kullanılmayarak davacının taahhüdünü yerine getirmediği ve hizmet verdiği sürece Lexmartk marka orijinal toner kullanmadığı, bu durumun mail yolu ile 10.03.2014 tarihinde davalı tarafından davacı tarafa ihbar edildiği, dava konusu takip dayanağı ilk faturanın tarihinin bu tarihten sonra 01.04.2014 tarihli olduğu, bu bağlamda davacının hizmet alımının henüz teslimi sırasında anılan ayıplı ürün için ihbarda bulunduğu, 18.11.2014 tarihli ve 09.06.2015 tarihli mailler ile davalının sorunun devam ettiğine dair bildirimleri olduğu, dava konusuna esas teşkil eden sözleşme konusu malın bu haliyle kabul edilmiş sayılmayacağı, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden faydalanmakta hakkı olduğu, TBK 227 de bulunan seçimlik haklardan “Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme” hakkını, ayıp oranında indirim uygulamasını fiilen ödemelerden kesinti yapmak suretiyle kullandığı, davacı tarafın davalının seçimlik haklarını kullanmasına kabul edilebilir bir gerekçe olmadan itirazda bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporunda da yer verildiği üzere Aralık 2018 tarihli değerlendirme Toplantısı başlıklı metinde davacı taraf orijinal toner kullanılmaması dolayısıyla toner ömrünün % 15 azalmakta olduğu, yedek parça giderlerinin % 20 oranında arttığı ve servis bakımının da % 30 oranında artmış olduğunu kayda aldığı, Temmuz 2018 tarihli İşletme Performansı ve Maliyetlema Analizi isimli dokuman a göre de kıyas grafikleri ve tablolarından davacının taahhüdüne uymaması halinde işletme maliyetlerinin katlanmakta olduğu anlaşılmış ve bu yöndeki sektörel değerlendirmeler de içeren bilirkişi raporu hükme esas alınmaya elverişli görülmüş olup nihai olarak, davacının eksik ödemeler olduğu iddiası ile başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptali hakkındaki işbu davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1- Davanın reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 29.667,21 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 29.586,51 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 221.869,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’NİN DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,

Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/10/2022

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza