Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/22 E. 2021/261 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/22 Esas
KARAR NO:2021/261

DAVA:Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ :31/12/2013
KARAR TARİHİ:14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili davası ile; müvekkilinin kıdem ihbar tazminatı ve sair sosyal haklarının tahsili için davalı muhlis aleyhine … İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açmış olduğu davasının müvekkili lehine sonuçlanarak karara bağlandığını, kararın takibe konulduğunu ancak davalının iflasına karar verilmiş olması nedeni ile alacaklarını tahsil edemediklerini bu nedenle …. İflas Müdürlüğüne … esas sayılı dosyası ile iflas masasının oluşturulduğunu, müvekkilinin alacağı olan 44.707,18 TL’lik kısmı kabul edilip, 12.952,27 TL’lik kısmının reddedildiğini bu nedenle yeterince incelemeden oluşturulan red kararı doğrultusunda ikinci alacaklılar toplantısına katılmalarına izin verilerek müvekkilinin alacağının hesap edilip, reddedilen kısmında masaya kayıt kabulüne, yargılama giderleri ve ücreti vekalete hükmedilmesi talep ve dava olunmuştur.
CEVAP :
Davalı iflas idare vekili cevabında; davanın süresinde açılmadığını, reddedilen kısmın ana para alacağının faize ilişkin kısmı olduğunu, yapılan hesaplamanın hatalı olduğu değerlendirilerek bu bölümün red olunduğunu, bu nedenle davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, kayıt kabul davasıdır.
Mahkememizin … esasına kaydının yapılan dosyada Mahkememizce yapılan yargılamada iddia ve itirazlar tekrarlanmış, mahkeme kararı, iflas idaresi başvuru red ve kabul kararları dosyaya temin edilmiş, mahkememizce bu doğrultuda kayıt kabulü gereken var ise alacağın belirlenmesi için bilirkişi inceleme kararı oluşturulmuş olduğu, yapılan inceleme ile davacının davalı aleyhine …. İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında açmış olduğu davasının kısmen kabulüne karar verildiği, kıdem tazminatı, izin ücreti, iaşe giderleri, Ramazan ayı yemek bedeli, maaş fark alacağı doğrultusunda hüküm oluşturulduğu davalının ise …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile iflasına karar verildiği, iflasın tasfiyesinin …. İflas Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile devam ettiğini, incelenen iflas idare kayıtlarında talep edilen 57.659,45 TL alacaktan 44.707,18 TL’sinin kabul edilerek 12.952,27 TL’sinin red olunduğu, iflasın red gerekçesinde müflis şirket yetkilisinin ilandaki ana parayı kabulü ile faiz istemleri yönünden inceleme sonucu değerlendirileceği için yapılacak incelemedeki sonuca göre kabul ettiğini beyanı üzerine red olunduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan denetlemede bu itirazlar doğrultusunda davacının itiraza ve redde uğrayan alacağı bölümünden yapılan değerlendirmede kıdem tazminatı asıl alacağının 11.418,33 TL olup, ücret alacağını 2.116,09 TL vekalet ve harcın 1.237,43 TL olup, faizleri ile yapılan hesaplamada toplam 45.685,33 TL ettiği ancak iflas idaresince faizleri de içerir bu alacak hesaplaması karşısında 44.707,18 TL’nin kabul edilmesi ile 978,15 TL farkın oluştuğu, iflasa kaydı gereken rakamın bu olduğu ifade edildiği görülmüştür.
Mahkememizin, 16/09/2015 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı dosyasının kararı çıktığı,”.. Davanın kısmen kabulü ile, 978,15 TL’ nin daha iflas masasına kayıt kabulüne, fazla talebine reddine,….” karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin aynı sayılı 16/09/2015 tarihli kararında sehven davalı iflas idaresi memurlarının vekili gösterilmediği anlaşıldığından “.. Mahkememizin aynı sayılı 16/09/2015 tarihli kararının 5.bendi olarak “Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 1.500 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan alınıp davalıya verilmesine” şeklinde düzeltilmesine,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin kararı temyiz etmiş olduğu, dosyanın Yargıtay 23. Hukuk Dairesine kaydının yapıldığı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 15/10/2019 tarih, 2016/5144 Esas, 2019/4265 Karar sayılı ilamıyla “İİK’nın 234/1. maddesi, “İflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.” hükmünü, 235/1. maddesinin ilk iki cümlesi, “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup, bu husus üzerinde mahkemece re’sen durulmalıdır. Bu süre, kural olarak sıra cetvelinin İcra İflas Kanunu’nun 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar eğer davacı, aynı Kanun’un 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır. Masraf verilmediği takdirde iflas masasının masrafından yapılan tebliğ bilgi mahiyetinde olup alacaklıya herhangi bir hak bahşetmez. Bu nedenle Mahkemece davacı alacaklının tebliğ için masraf verip vermediği hususu araştırılarak masraf vermiş ise dava süresinin tebliğden, vermediyse son ilan tarihinden başlayacağı gözönünde bulundurulup davanın sonuçlandırılması gerekirken bu hususta araştırma yapılmadan tebliğden itibaren hesaplama yapılmak suretiyle davanın süresi içerisinde açıldığı varsayımıyla işin esasına girilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir
2-Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün re’sen BOZULMASINA, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi….” şeklinde karar vermiş olduğu anlaşılmıştır.
Bozma sonrasında, dosyanın Mahkememizin 2020/22 Esasına kaydı yapılarak, yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce, bozma ilamı doğrultusunda ….İflas Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … İflas dosyasında alacaklı olarak yer alan dosyamız davacısı …’in sıra cetvelinin tebliği için masraf verip vermediği, vermiş ise sıra cetvelinin hangi tarihte tebliğ edildiği, masraf verilmemiş ise tebligatın yapılıp yapılmadığı hususunun sorulmasına karar verilmiş olup, ….İflas İdaresinin verdiği cevapta, “… alacaklı …’in 214 nolu alacaklı olduğu, alacaklı vekilinin alacak talep dilekçesinden de görüleceği üzere 22.11.2013 tarihinde 40,00.-TL. İflas başvuru harcı ve 3,75.-TL. vekalet suret harcı olmak üzere 43,75.-TL. yatırılmış, masraf avansının yatırılmamıştır. Kararın alacaklı vekiline 18.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği…” şeklinde bilgi verilmiştir.
İİK’nın 233.maddesinde “Sıra cetvelinde kabul edilmeyen alacaklar red sebepleri ile birlikte gösterilir…”, 223.maddesinin 3.bendinde “..İflas masasına alacaklı olarak müracaat eden alacaklılar, tebligata elverişli adres göstermek ve Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak tarifede gösterilecek yazı ve tebliğ masrafları için avans vermek suretiyle iflas idaresince alınacak kararların kendilerine tebliğini isteyebilirler. Bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında iflas idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları kendilerine tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar…”, 235.maddenin 1.bendinde ise; “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelinin ilanından itibaren on beş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar…” hükümlerine yer verilmiştir.
Dosya kapsamında; davacı vekili yukarıda anılan İİK’nın 223.maddesi kapsamında tebliğ elverişli adresi gösterip gerekli masrafı avans olarak yatırmamıştır. Her ne kadar davacı vekiline iflas idaresinin red kararı tebliğ edilmiş ise de bu husus bilgi verme mahiyetinde kabul edildiğinden sıra cetveli en son 28/11/2013 tarihinde ilan edilmiş olup, dava 31/12/2013 tarihinde on beş günlük hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılmıştır.
Bu durumda davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olmasına ilişkin özel dava şartının noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın usulden reddine,
2- Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 24,30 TL den düşülerek eksik alınan 35,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydının yapılmasına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,.
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/04/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza