Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/212 E. 2021/328 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/212 Esas
KARAR NO : 2021/328
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 30/03/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından … plakalı ticari minibüsün, … nolu … Kasko Sigorta poliçesi kapsamında 20.09.2018-20.09.2019 tarihleri arası dönem için sigortalandığını, 28.11.2018 tarihinde; davalı sürücü … Balcı idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek diğer şeride geçip aracının ön kısımları ile sürücü Hikmet Karataş idaresindeki … plakalı sigortalı aracın ön kısımlarına çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Meydana gelen bu kazada direksiyon hakimiyetini kaybeden … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, Kaza sonrası eksper tarafından yapılan inceleme ile; sigortalı araçta oluşan hasar miktarı belirlendiğini, Müvekkil şirket tarafından hasar nedeni ile 02.01.2019 tarihinde 97.000,00 TL hasar ödemesi yapıldığını, 6102 sayılı TTK md.1472 uyarınca müvekkil şirket sigortalıya halef olarak ödemiş olduğu sigorta bedelini sorumlulardan rücuen talep etme hakkına sahip olduğunu, Kaza tespit tutanağı ve eksper raporu doğrultusunda … plakalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada müteselsilen sorumlu olduğunu, Müvekkil şirket tarafından yapılan hasar ödemesi sonrası tahsil edilen sovtaj bedeli ile ZMSS sigorta şirketinden tahsil edilen bedel düşülerek davalılardan ödeme talep edildiğini,ancak bakiye bedel ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine … İcra Müdürlüğü 2019/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin davalıların şirketlerin haksız ve yersiz itirazları nedeni ile durduğunu,konuya ilişkin başvurulan zorunlu arabuluculuk sürecinden de bir sonuç elde edildiğini,tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile davalıların takibe itirazının iptali ve en az alacağın %20’ si oranında icra inkar tazminatı ödemeye hükmedilmesini, ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Servis ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın talepleri zamanaşımına ve hak düşürücü süreye uğramış olup davasının bu nedenle reddinin gerektiğini, davacı yanın zarar iddiasını kanıtlaması gerektiğini, ancak dava dilekçesinin dışında taraflarına herhangi bir somut delil tebliğ edilmediğini, davacının zararını gerçekten var olduğu düşünülse dahi bu kere de müvekkilin anılan kazada %100 kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, Söz konusu iddianın incelenmesi için delillerin toplanmasına Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne tevdii gerekmekte olduğunu, ayrıca davacı tarafından istenilen bedelin fahiş olduğunu, davacı yan faiz talebinde de bulunmuş olup müvekkilin temerrüde düşürmediğini, anılan nedenle faiz talebinin de hukuka aykırı olduğunu, avans faizi talebi kabul edilebilir olmadığını, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur durum ve oranlarının ne olduğu, davacının gerçek zarar miktarı ile davacının davalıdan talepte bulunup bulunamayacağı ve alacağın likit olup olmadığı noktalarnda toplandığı anlaşılmıştı.
Dosyamız içine celp edilen ….İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takıp dosyasının incelenmesinde, davalılar aleyhinde toplam 26.190,24 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalılar tarafından süresi içerisinde borca itiraz edildiği,itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 26/05/2021 tarihli duruşması ara kararı gereğince; Mahkememizin 03/02/2021 tarihli celsede bilirkişi incelemesi için ara kararı oluşturulmuş ise de görev hususunun kamu düzeninden olduğundan ve mahkemece resen yargılamanın her aşamasının göz önüne alınacağı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1.maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Yine, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediğinden, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte, Somut olayda davacı, sigortalısına ödediği hasar bedelini rücuan davalılardan tahsilini talep etmiş olup, davacı tacir ise de, dava dışı sigortalının tacir olduğuna ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Dava, trafik kazasından kaynaklanan haksız fiil nedeniyle ödenen bedelin tazmini olduğuna göre Dava dışı sigortalının aracının minibüs olması da, işi ticari hale getirmeyecektir. Davacı şirket dava dışı sigortalısının haklarına halef olduğuna göre, dava dışı sigortalısı hangi mahkemelerde dava açabilecek ise davacı şirkette söz konusu mahkemelerde dava açabilecektir. Davaya konu aracın öğrenci ve personel taşımasında kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davanın mutlak/nispi ticari dava olmadığı, yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve yüksek yargı kararları gereğince HMK 4.maddesi uyarınca Mahkememizin görevli olmadığı, sigortalının tüketici olarak değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde çözülmesi gerektiği anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK 4/1-a, 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluklarında verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/05/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza