Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/207 E. 2021/803 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2020/207 Esas
KARAR NO: 2021/803

DAVA:Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ:23/03/2020
KARAR TARİHİ:30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkilimiz davalı …’nin %49 hisseye sahip ortağı olup bu şirketi % 51 hisseye sahip ortağı ve tek yönetim kurulu üyesi … ile birlikte kurmuştur. Davalı şirketin 11.03.2020 tarihli olağan Genel Kurul Toplantısında, hisse sahibi olan müvekkilimizin TTK 437. Maddesi kapsamındaki bilgi alma ve inceleme istemleri haklı bir neden gösterilmeksizin yeterli tatmin edici ve gereği şekilde cevaplanmamıştır. Bu nedenle tatmin edici ve açıklayıcı bilgi alamayan ve talep ettiği hiçbir belge kendisine gösterilmeyerek inceleme hakkı ihlal edilen hisse sahibi müvekkilimiz adına süresi içerisinde işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olmuştur. 11.03.2020 tarihli 2020/1 karar numaralı Olağan Genel Kurul Toplantı tutanağının 5. maddesinde müvekkilimiz tarafından; 2018/2019 yılları içerisinde şirketin ofis olarak kullandığı yerlerin kira bedelleri hususunda bilgi talebinde bulunmuştur. Bu hususa ilişkin müvekkilimize şirketin ofis olarak kullandığı yerlere ilişkin kira sözleşmeleri ve yapılan kira ödemelere ilişkin herhangi bir ödeme belgesi müvekkilimize gösterilmemiştir. … A.Ş.’den alınan hizmetin sözleşmesi ve faturaları hakkında, … … Şirketinden alınan hizmetin içeriği ve faturaları hakkında, … Limited Şirketi’nden alınan hizmetin varsa sözleşme kapsamı ve fatura tutarı hakkında, Hem … Limited Şirketi hem de … yurt dışı firmasından neden farklı hizmet alımları yapıldı hakkında, … firmasından alınan hizmetin kapsamı ve tutarı hakkında, 2018-2019 yılları içerisinde hangi fuarlara gidildiği, 2018-2019 yılları içerisinde başka para transfer fuarına gidilip gidilmediği hakkında, …Hukuk Bürosu’ndan alınan hizmet hakkında, 2018-2019 yılları arasında şirketin aylık olarak SMS gelir ve giderlerinin tablosu ve gelir faturalarının listesi hakkında, 2018-2019 yılı içerisinde bazı dönemlerde gider olmasına rağmen herhangi bir gelirin olmaması hakkında, Açıktan fiktif fatura kesilip tahsilat yapılıp yapılmadığı hususunda, Şirketin demirbaş listesi hakkında, 2018-2019 yılları arasında şirkete demirbaş alımı yapılıp yapılmadığı hususunda, 2018 yılında 0 TL tutarında kredi kullanılırken herhangi bir yatırım yokken 2019 yılında neden kredi kullanıldığı hususunda,bilgiler talep edilmiştir. Davalı şirketin yönetim kurulu tarafından taleplere ilişkin ilişkin tatmin edici ve açıklayıcı nitelikte cevap verilmemiştir. Önemli belirtmek isteriz ki; şirket 2018-2019 yılları finansal tablolarına göre sistematik olarak zarar etmektedir. 2018 yılında büyük miktarda zarar etmiş, 2019 yılında ise çok küçük bir miktarda kar etmiş gözükmektedir. Şirketin % 51 hisseye sahip ortağı ve tek yönetim kurulu üyesi … şirketi diğer hissedar olduğu şirketlerden … Ödeme A.Ş. ünvanlı şirketine menfaat sağlamak amacıyla zarar ettirmektedir. Telekomünikasyon şirketi olan davalı şirketin neden para transferlerine ilişkin bir fuara katıldığı ve bu fuarın giderine katlanmak zorunda bırakıldığı bu bu durumun açık ispatıdır. Kaldı ki; müvekkilimiz tarafından “2018-2019 yılları içerisinde başka para transfer fuarına gidilip gidilmediği” sorusuna dahi “…katıldığım tüm fuarlar tamamen … hedeflerine ve gideceği yöne uygun fuarlardır.” şeklinde cevap verilmiştir. Yönetim Kurulu Başkanı tarafından müvekkilimize evet ya da hayır şeklinde herhangi bir cevap verilmemiştir. Bir başka örnek ise müvekkilimiz tarafından şirket demirbaş listesi sorulduğunda; Yönetim Kurulu Başkanı tarafından; “…lisanslı … operatörü olarak … ve … tarafından gizli yazışmalar aldırılmış envanter olduğundan bu bilgiyi açıklayamıyoruz” şeklinde cevap verilmiş olmasıdır. Müvekkilimiz herhangi bir kurum ya da şahsa ait yazışma veya yazışmaların içeriğini talep etmemiş olmasına rağmen “gizlilik” adı altında müvekkilimize bilgi verilmekten kaçınılmıştır.Nitekim davalı şirketin kar- zarar durumuna baktığımızda; 2017 yılı için 17.774 TL zararın olduğu, 2018 yılı için 500.651,42 TL zararın olduğu, 2019 yılı için ise 38.717 TL karının olduğu, 2019 yılındaki karın bu şekilde devam ettiğini farz ettiğimiz bir pozisyonda şirketin sadece 2018 yılındaki zararını 15 yıla yakın bir zamanda karşılayabilecek bir durumda olduğu basitçe anlaşılabilecek durumdadır. Somut olayda hal böyle iken müvekkilimize tamamen sorduğu sorulara hiç bilgi verilmediği iddia edilmemesi amacıyla sadece prosedürün yerine getirildiğinin iddia edilebilmesi için baştan savma bilgiler verilmiştir. Nitekim kanun maddesinin gerekçesinde, “özenli” kavramının, baştan savma olmayan, sorunun karşılığı niteliğini taşıyan, ilgisiz konuları içermeyen anlamında olduğu; “gerçeğe uygunluk” ile gerçeği aynen yansıtan doğru, yalan ve aldatıcı olmayan bilgiler kastedildiği; “hesap verme ilkesine uygun olma” kavramıyla da, hesap verme konumunda bir kişinin hesap vereceği, yani sorumlu olduğu kişiye vermekle yükümlü olduğu kapsamlı, içerikli ve (belgelere dayanan somut) bilgilerin kastedildiği belirtilmektedir. Yukarıda belirttiğimiz nedenlerden dolayı, azınlık pay sahibi olan müvekkilimizin bilgi alma ve inceleme hakkı ihlal edilerek mağdur edilmektedir. Doğacak hak kayıplarının önlenmesi için iş bu Sayın Mahkemenizdeki davamızın kabulü ile Sayın Mahkeme tarafından görevlendirilecek bir bilirkişi aracılığı şirket kayıtları, defterleri, finansalları ve tüm ilgili belgeler üzerinde yapılacak ayrıntılı inceleme ile müvekkilimizin talep ettiği bilgilerin net, gerçeğe uygun, açıklayıcı ve tatmin edici bir şekilde kendisine verilmesinin sağlanmasını talep etmek zarureti hasıl olmuştur.” ifadelerine yer vererek TTK madde 437/4 uyarınca soruların cevaplarını içeren kısımları itibariyle inceleme yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; “Huzurdaki dava müvekkil şirketin pay sahibi tarafından bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması amacıyla açılmış olup, davacının 15.06.2020 tarihinde tarafımıza tebliğ edilen dava dilekçesine karşı süresi içinde cevaplarımızı sunuyoruz. Davacının usul ve esas yönünden yasalara aykırı, haksız ve kötü niyetli davasının reddi gerekmektedir. Açıklamalarımıza geçmeden önce belirtmek gerekir ki Müvekkil, telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren, alanındaki teknolojik gelişmeleri takip eden ve büyümeyi hedefleyen bir şirkettir. … sektörü, telefonla veya internet üzerinden, küresel ölçekte iletişim kurabilen şirketleri kapsamaktadır. Bu şirketlerin amacı, verilerin ve ses trafiğinin dünyanın herhangi bir yerine gönderilmesini sağlayan alt yapıyı oluşturmaktır. Dolayısıyla şirketin devamı için teknolojik gelişmeleri takip ederek hayatına rekabetçi ve yenilikçi olarak devam eden Müvekkil şirket Davalının yönetimden çıkması akabinde iyi bir yönetimle faaliyetlerini genişletmiş ve karlılık anlamında olumlu seyir izlemektedir. Buna karşılık, Davacı ise müvekkil şirketin %49 hisseli pay sahibi olup müvekkil şirketteki %49 hissesinin tamamına …. İcra Müdürlüğü’nün… E. ve…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyaları ile haciz konulmuştur. Bu husus icra müdürlükleri tarafından müvekkil şirkete tebliğ edilmiş olup söz konusu haciz şirketin pay defterine de işlenmiştir. Konulan hacizler sebebiyle kıymet takdiri tamamlanmış ve hissesi icra yoluyla satış aşamasında olan davacı, hisselerini hacizden kurtarmak yerine, olağan ve gelişme gösteren faaliyetlerine devam etmeye çalışan müvekkil şirketin işleyişini kötü niyetli olarak ve öc alma saikiyle bozmaya çalışmaktadır. Bilgi alma ve inceleme haklarının genel kurulda veya genel kurul dışında kullanılmış olması ve bu yöndeki talebin haksız olarak reddedilmiş olması, bilgi alma davasına özgü özel dava şartlarıdır.Bilgi alma veya inceleme talebi genel kurul veya yönetim kurulu tarafından kabul edilmiş ve gerekli bilgi yeterli ölçüde temin edilmiş ise, pay sahibi kural olarak dava açmayacaktır.Bilgi alma veya inceleme talebinin reddedilmiş olması şartının gerçekleşmiş sayılabilmesi için, ya talebin genel kurulda veya yönetim kurulunca açıkça reddedilmiş olması, açıkça reddedilmese dahi fiilen bir cevap verilmemesi bilgi alma ve inceleme haklarının genel kurulda veya genel kurul dışında kullanılmış olması ya da ret sonucu doğuracak bir biçimde yetersiz cevap verilmesi gerekir. Oysa aşağıda açıklandığı ve genel kurul toplantı tutanağından da anlaşılacağı üzere 11.03.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda davacının sorularına gereken cevapların tümü verilmiştir. Davacı, müvekkil şirketin Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda gündeme ilişkin maddelere ilişkin olarak bilgi edinme hakkının gereği gibi karşılanmadığını, bazı sorularının cevapsız bırakıldığını, bilgi edinme hakkının reddedilmiş veya gereği gibi karşılanmamış olması sebebiyle muhalefet şerhini Genel Kurul Tutanağı’na geçirtmemesine rağmen günler sonra işbu davayı ikame etmiştir. Dolayısıyla bu durum davanın esasının incelenmesine engel teşkil etmekte olup bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediğinin, davanın her aşamasında re’sen dikkate alınıp incelenmesi mümkündür.(HMK 115/I). Dolayısıyla, bu şartın gerçekleşmemesi sebebiyle açılan davanın esasa girmeden usulden reddedilmesi gerekmektedir. (HMK 115/II). Ek olarak, davacının haklarını kullanabilmesi amacıyla Olağan Genel Kurul Toplantısına Çağrıya ilişkin Yönetim Kurulu Kararı ve Gündem ile davet metni Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve yerel İstanbul Gazetesinde ilan edilmiş, davacının bilinen tüm adreslerine toplantıya davet, toplantı gündemi ve gazete ilan metni iadeli taahhütlü posta yoluyla gönderilmiş ve aynı zamanda şirketin internet sitesinde ilan edilmiştir. Dolayısıyla davacının işbu dava ile bilgi alma ve inceleme talep ettiği hususların tümü (Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu vb.) zaten TTK 437 hükmü gereği toplantıdan önceki onbeş gün boyunca şirket merkezinde davacının incelemesine hazır bulundurulmuş fakat davacı tarafından hiçbir inceleme yapılmamıştır. Davacı, bilgi alması ve inceleme yapması gereken sürede … 34. Noterliği’nin 09.03.2020 tarih, … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile toplantıda hazır bulundurulmasını talep ettiği hususları 13 kalem olarak ihtar etmiştir. Dolayısıyla, davacının bilgi alma ve inceleme haklarını kullanmasının engellenmesi söz konusu olmayıp ve hatta bunun için gerekli tüm şartlar kendisine sağlanmış olup davacı kötüniyetli ve bilinçli şekilde haklarını kullanmaktan imtina etmiştir. Davacının toplantı öncesinde inceleme yapmak ve bilgi almaktan kötüniyetle kaçınması, bu husustaki muhalefet şerhini Genel Kurul Toplantı Tutanağı’na geçirtmemiş olması ve kendisine yeterli cevapların verildiği hususları göz önüne alındığında işbu haksız davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir. Müvekkil şirketin 11.03.2020 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında davacı tarafından sorulan soruların tümüne gerekli cevaplar toplantı esnasında verilmiştir. Bu husus dosyada mübrez genel kurul toplantı tutanağından da açıkça anlaşılmakla birlikte davacıya yapılan açıklamaların kapsamı tutanakta belirtilenlerden çok daha geniştir. Bilindiği üzere bilgi vermenin sözlü yapılması mümkündür. Davacının soru sayılarının fazlalığı ve her bir sorusuna son derece ayrıntılı şekilde cevap verilmesini istemesi nedeniyle toplantı saatlerce uzamış, bu sebeple verilen sözlü cevaplar özet halinde tutanağa yazılmıştır. Tutanak incelendiğinde görüleceği üzere davacı toplantı esnasında kendisine yazılı olarak bilgi verilmesini talep etmemiş, bilgi alma hakkının reddedildiğini veya verilen bilginin yetersiz olduğu hususlarını da, genel kurul toplantı tutanağına muhalefet ile geçirtmemiştir. Sırf bu durum dahi davacının iyi niyetli olmadığını ve sorularına cevap verilmemesi ya da inceleme talep ettiği hususlarda taleplerinin yerine getirilmemesinin söz konusu olmadığını göstermektedir. Aşağıda bir örneğini eklediğimiz Yargıtay kararları da davacının bilgi alma ve inceleme taleplerini genel kurul toplantı tutanağına geçirtmesi gerektiğini göstermektedir. Hatta kararda, gündemde olmayan konulara cevap verilmemesinin şirketin kanuna aykırı davrandığı anlamına gelmeyeceği, gündem dışı konuların genel kurulda müzakere edilemeyeceği de belirtilmiştir. Buna rağmen gerek davacı tarafından çekilen ihtarname ile sorulan gündem dışı sorular gerekse toplantıda sorulan ilave soruların tümü usulüne uygun olarak cevaplandırılmış, davacı eksiksiz bilgilendirilmiştir. Müvekkil şirketin 2018/2019 mali yıllarına ilişkin ait ekli (EK-3) olağan genel kurul toplantısı gündemi incelendiğinde anlaşılacağı üzere, davacının sorduğu soruların çoğunluğu gündem dışındadır. Buna rağmen davacının tüm sorularına gerek yazılı gerek sözlü olarak yeterli cevaplar verilmiştir. Ayrıca her ne kadar her pay sahinin genel kurulda soru sorarak bilgi alma hakkı olsa da bilgi alma hakkı, durumu öğrenme ve bilgi alma amacına özgülenmiştir. Pay sahibi olan davacının bu yolla denetçinin denetimi gibi ayrıntıya inmesine izin verilebilmesi mümkün değildir. Zira bilgi alma hakkının sınırlarından birini MK 2′ de hüküm altına alınan dürüstlük kuralıdır. Aynı şekilde hakkın kötüye kullanılması yasağı burada da geçerli bir sınır oluşturmaktadır. Buna göre, pay sahibinin, talep ettiği bilgiyi almasında korunmaya değer güncel bir menfaatinin bulunmadığı ve talebin hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiği durumlarda bilgi vermekten kaçınılması haklı kabul edilmelidir. Her ne kadar somut olayda davacının sorularının tümüne gerekli cevaplar verilmiş olsa da davacının sorularıyla genel kurul toplantısının işleyişine engel olmaya çalıştığı da göz önüne alınmalıdır. Davacının amacını aşan ve denetçi gibi hesap soran sorularına rağmen gerekli tüm açıklamalar kendisine yapılmış olup kötüniyetle işbu dava ikame edilmiştir. Yargıtay kararları da gündem dışı ve bilgi edinme hakkı kapsamını aşan sorulara cevap verilmesine gerek olmadığı yönündedir Sayın mahkemenin değerli vaktini almamak adına davacının toplantıda sorulmasına rağmen cevap verilmediğini iddia ettiği sorulara ilişkin tutanakta yer alan cevaplarımızı yeniden açıklamıyoruz. Ancak bu noktada davacıya verilen cevapların tutanakta yazılanlarla sınırlı olmadığını ve kendisine sözlü olarakta detaylı açıklamaların yapıldığını, aksi takdirde davacının bilgi alma hakkının ve sorularının reddedildiğini toplantı tutanağına geçirteceğinin altını çizeriz. Ek olarak, davacının dilekçesinde bilgi alma ve inceleme hakkını kullanamadığını iddia ettiği bazı hususlara ilişkin açıklama yapmamız gerekmektedir. Şöyle ki; Davacı tarafından genel kurulda, müvekkil şirketin 2018/2019 yılları içerisinde ofis olarak kullandığı yerlerin kira bedelleri hususunda bilgi talebinde bulunulmuştur. Bunun üzerine şirketin yönetim kurulu üyesi … söz alarak 2018 yılında 8.500 TL aylık kira ödemesi yapıldığını, 2018 sonundan ve 2019 yılından itibaren kira bedelinin aylık 5.000 TL’ye indirildiğini açıklamıştır. Davacının bu bilgi dışında müvekkil şirketin ofis olarak kullandığı yerlere ilişkin kira sözleşmelerini ve yapılan kira ödemelerine ilişkin ödeme belgelerini inceleme talebi olmamıştır. Aksi durumda davacının bu taleplerinin de toplantı tutanağında yazacağı izahtan varestedir. Dolayısıyla davacıya müvekkil şirketin ofis olarak kullandığı yerlerin kira bedelleri hakkında açık, anlaşılır ve yeterli açıklamanın yapıldığı ortadadır. Kaldı ki, şirketin kira bedeli düşürülerek şirket açısından olumlu sonuçlar doğuran bir hususta bilgi alma hakkını engelleyecek herhangi bir girişime girileceğinin iddiası abesle iştigaldir. Davacının, müvekkil şirketin … A.Ş.’ den aldığı hizmet hakkındaki sorularına ise … 2.Noterliği’nin 20.02.2020 Tarih … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verilmiş, toplantıda da ilgili ihtarnameye atıf yapılmıştır. Söz konusu ihtarnamenin yanında sözlü olarak da davacıya … A.Ş.’ den alınan hizmetin kapsamı hakkında yeterli bilgi verilmiştir. Aksi halde davacının toplantı tutanağına kendisine yeterli bilginin verilmediği bilgisini geçirteceği izahtan varestedir. Nitekim, genel kurul toplantısı dışında söz konusu ihtarnameye dahi kapsamlı cevaplar verilmiş iken genel kurul toplantında bu hakkını kullanamadığını belirten karşı tarafın iddiaları dayanaksız kalmaktadır. Davacının genel kurul toplantısı dışındaki sorularına dahi cevap verilmiş, genel kurul toplantısı öncesi incelemeye belgeler açılmış, genel kurul toplantısı esnasında da tüm soruları yanıtlanarak belgeler toplantı odasına getirilerek inceleme ve değerlendirmelerine sunulmuştur. Aynı doğrultuda TTK’nın 437. maddesi uyarınca Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi toplantıda da incelemelerine sunulmuş, gelir tablosu ve bilançonun birer sureti de Davacıya teslim edilmiştir. Aynı şekilde davacının … Şirketi hakkındaki sorularına şirketten 2018 ve 2019 yıllarında hiçbir hizmet alınmadığı ve Bulgaristan’da kayıtlı şirketten fatura gelmediği şeklinde açıklama yapıldığı görülmektedir. Davacının alınmayan hizmetin içeriğini ve faturalarını görmek istediğini ancak kendisine incelettirilmediğini iddia ederek huzurdaki davayı ikame etmesi açıkça hakkın kötüye kullanımıdır. Davacı toplantıda …hukuk bürosundan alınan hizmet hakkında bilgi talep etmiş, kendisine saat ücreti karşılığında hukuki danışmanlık hizmeti alındığı açıklandığında ise “tamam bizde zaten faturaları mevcuttur.” demiştir ve bu durum tutanağa da eklenmiştir. Aynı zamanda davacı, sözlü olarak her türlü belgenin zaten elinde olduğunu,ulaştığını da beyan etmiştir. Davacının şirkete ait her türlü belgeyi nasıl ele geçirdiği izaha muhtaç olmakla birlikte müvekkil şirketin her türlü belgesine erişebildiği halde bilgi alma ve inceleme haklarını kullanamadığını iddia etmesi açıkça çelişkilidir. Kaldı ki, genel kurul toplantısı öncesinde 13 kalem ayrıntılı sorularına da bakıldığında aslında Davacının her türlü bilgi/belgeye hukuka uygun veya aykırı olarak elinde bulundurduğu ve aslında bilgi ve inceleme değil hesap sorma/açık arama saikiyle davrandığı açıktır. Aksi durumda, kendisine bilgi/belge verilmediğini iddia eden Davacının bu soruların kaynaklarını nereden edindiğini açıklaması gerekmektedir. Şirketin yönetiminde olmamasına rağmen yalnızca hissedar sıfatıyla Müvekkilin iş yaptığı şirketlerin ünvanlarına ve bilgilerine hukuka aykırı olarak erişimine ilişkin tüm cezai ve hukuki yaptırımlara başvuru haklarımızı saklı tuttuğumuzu bildiririz. Davacının şirketin demirbaş listesine ilişkin bilgi talebine ilişkin olarak lisanslı … operatörü olarak … ve … tarafından yazışmalar ile aldırılan envanter olduğundan bu bilginin paylaşılamayacağı açıklaması yapılmıştır. Bilindiği üzere Bilgi alma talebinin, şirket organları tarafından reddedilmesinin haklı sayılabilmesi için, şirket sırlarının ifşa olması ve bundan dolayı şirket menfaatlerinin zarar görmesi veya tehlikeyle karşı karşıya kalması gerekir. Bu kapsamda yönetim kurulu pay sahibine pay sahipliği haklarını bilinçli bir şekilde kullanabilmesi için zorunlu olan ve şirket sırlarının açıklanması sonucunu doğurmayan ya da menfaatini tehlikeye sokmayan bilgileri vermekle yükümlüdürler. … ve … ile müvekkil şirket arasındaki yazışmaların gizli olduğu, yapılan yazışmalar sebebiyle alınan envanterlerin bilgisinin de şirket sırrı kabul edileceği izahtan varestedir. Şirketin mali durumu büyüyen bir şirkete göre iyi olup, iyi yönetim sayesinde her geçen gün daha da iyiye gitmektedir. Nitekim müvekkil şirket, 2018-2019 mali yılında sektörünün en büyük firmalarıyla (ticari sır olması nedeniyle açıklanamamaktadır) karlı sözleşmeler akdetmiş ve ilk çeyrekte 300.000 TL kar etmiştir. Dolayısıyla davacının iddialarının aksine müvekkil şirketin sürekli zarar etmesi, batık bir halde veya zor durumda olması söz konusu değildir. Kaldı ki davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönem zarar eden müvekkil şirket 2018-2019 mali yılında ilk kez kar etmiştir. Ayrıca şirketin mali durumu ile davacının sorularına cevap verilmemesi iddiası arasında hiçbir bağlantı bulunmayıp huzurdaki davanın konusu ile ilgili değildir. Yukarıda açıkladığımız üzere davacıya gereken bilgiler verilmiş olup aksi iddialarının gerçek olmadığı toplantı tutanağına dahi geçirilmemelerinden anlaşılmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki bu hususların tümünü ispat yükü davacının üzerindedir. Toplantı tutanağında davacının bilgi alma hakkını kullanamadığına ilişkin bir beyan/ muhalefet şerhi bulunmadığına ve iddiaları sair delillerle de ispatlanamadığına göre işbu haksız davanın reddi gerekmektedir. Müvekkil Şirketin, diğer hissedar ve yönetim kurulu başkanı …’in hissedarı olduğu bir diğer şirket olan … A.Ş. ünvanlı şirketine menfaat sağlamak amacıyla zarara uğratıldığı iddialarının hiçbir hukuki dayanağı olmayıp, davacının kişisel çıkarımları ve hayal gücünün ürünüdür. … A.Ş., müvekkil şirketten farklı tüzel kişiliğe haiz olup her iki şirket 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ile diğer yasal mevzuatlara uygun olarak ayrı ayrı faturalandırılmaktadır. Müvekkil şirketin yönetim kurulu başkanının … A.Ş.’ nin hissedarı olması bu durumu değiştirmemektedir. … A.Ş. tarafından alınan hiçbir hizmetin müvekkil şirket tarafından faturalandırılması ve ödenmesi söz konusu değildir. Dava dilekçesinden anlaşılacağı üzere davacının bu hususun aksini ispatlayan hiçbir delili yoktur. Yasada aksine bir hüküm bulunmadığı müddetçe ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanana hukuki sonuçtan kendi lehine hak/haklar çıkaran tarafa aittir. (HMK 190) Bu durumda ispat yükü davacının üzerinde olup, davacı yalnızca beyana dayalı haksız ve mesnetsiz iddialarını hiçbir somut delille ispat edememiştir. Kaldı ki, davacının bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin ikame edilen davada, davacının gerçek dışı bu iddialarının irdelenmesinin ve tartışılmasının imkanı yoktur. Bu iddiaların huzurdaki davayla ilgisi ve alakası yoktur, başka bir davanın konusudur, cevaba gerek dahi yoktur. Söz konusu iddialar Davacının kendi iradesi ile yazdığı ve uzun muhalefet şerhinde de ortaya atılmış olup görüldüğü üzere söz konusu iddialar içerisinde herhangi bir sorusuna cevap verilmediği/ inceleme/bilgi alma haklarını kullanamadığı bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan sebeplerle öncelikle davacının bilgi alma ve inceleme taleplerinin 11.03.2020 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında reddedilmemesi ve davacı aksi görüşteyse buna ilişkin hiçbir delil sunamamasından bahisle davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesini, bu talebimizin kabul edilmemesi halinde ise toplantı tutanağından davacıya yeterli cevapların verildiğinin anlaşılması, tutanak içeriğinde Davacının ihtarnamesinde de belirttiği her türlü sorusunu sorduğu ve ayrıntılı cevaplarını aldığı, TTK ve Şirket Ana Sözleşmesi uyarınca usulüne uygun şekilde gerçekleşen toplantının varlığı ve davacının bilgi alma hakkını kötüye kullanması sebepleriyle işbu davanın esastan reddine karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz” ifadelerine yer vererek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davacının TTK 437/5 maddesine göre davalı şirketin defter ve kayıtları üzerinde bilgi ve inceleme yetkisi verilmesi istemine ilişkindir.
Davalı şirketin sicil dosyası incelenmiş, davacının davalı şirketin ortağı olduğu, bu nedenle dava hakkının bulunduğu, 11/03/2020 tarihli olağan genel kurul toplantı tarihi ve araya haftasonu girdiği de gözetilerek 23/03/2020 dava tarihi itibariyle , TMK 437/5 maddesine göre davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
TTK 437 maddesi ;” Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir.
Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz.
Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir.
Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir.
Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir. Bilgi alma ve inceleme hakkı, esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz.”şeklinde düzenlemiştir.
Her yükümlüye sorumlu olduğu konularda soru sorulabilir. Bilgi alma gündem ile sınırlı değildir. Kural olarak sözlü yapılır ama yazı ile güçlendirilebilir. Bilgi alma hakkının inceleme hakkına dönüşebilmesi için genel kurulun açık izni veya yönetim kurulu kararı gereklidir. İnceleme konusu kural olarak sadece pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarda şirketin ticari defterleri ile yazışmalarıdır. Buna karşılık, şirket sırları ile korunması gereken şirket menfaatleri, bilgi vermenin sınırını oluşturur. Bilgi verme bu gerekçelerle reddedilebilir.
Pay sahibi sadece açık bir red halinde değil, taleplerinin cevapsız bırakılması veya cevabın ertelenmesi durumunda da hem bilgi alma hem inceleme hakkını almak için mahkeme yoluna başvurabilir.
Somut olayda, davacı genel kurulda sorulan sorularıyla ilgili olarak bilgi edinme haklarının tam olarak karşılanmadığını belirterek mahkemeden bilgi alma ve inceleme yetkisi talep etmiş ise de dosyaya sunulan belgeler ve getirtilen genel kurul tutanaklarından 11/03/2020 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında davalının sorduğu sorulara cevap verildiği, cevapsız bırakılan soru olmadığı, demirbaşlara ilişkin sorunun sır kapsamında cevapsız bırakıldığı ve kanun maddesinde yer alan “Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir” hükmü kapsamında cevapsız bırakıldığı kanaatine varıldığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç 59.30 TL olup, peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile, bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 320/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, TTK 437/5 maddesi uyarınca KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.30/12/2021

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza