Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/177 E. 2020/726 K. 31.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/177 Esas
KARAR NO:2020/726

DAVA:Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ :10/03/2020
KARAR TARİHİ:31/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket adına genel kurulda karar alınabilmesi için şirket ortaklarından … Genel Kurulu çağırma yetkisinin kendisine verilmesi için dava açtığını, … Ticaret Mahkemesi’nin …E.-…K. sayılı kesinleşen ilamı ile TTK.410/2 maddesi doğrultusunda kendisine 09/09/2019 tarihli genel kurul toplantısı toplantıya çağırma yetkisi verildiğini, aynı mahkemenin ek bir kararla müvekkil …’in de Genel Kurul için yetki almaya hakkı olduğuna ilişkin karar verildiğini, ancak genel kurula çağrı usulüne uyulmadığı, söz konusu Genel Kurul toplantısına şirketin tüm ortakları çağrılmadığı ve hazirun cetveli de şirket kayıtlarına uygun olarak düzenlenmediğini, tüm ortakların çağrılmamasının amacının ise toplantıda karar alma nisabının oluşmasının önlenerek toplantı gündemindeki maddeler hakkında karar alınmasının imkansız hale getirilmesi olduğunu, Çünkü Mahkemenin karar verdiği Genel Kurul Gündeminin görüşülüp karara bağlanabilmesi halinde önceki Yönetimin geçmiş dönemlerde yaptığı tüm faaliyetlerle ilgili karar alınabilecek olduğunu, Hazirun Cetveline dayanak olan Şirket Pay defterinin olmadığının iddia edildiğini, buna dayanarak kendilerinin hazırladıkları hazirun cetveline göre göre toplantı ve karar nisabı hesabı yapılmak zorunda kalınarak karar alınmasının önüne geçildiğini, Pay defteri ve diğer tüm şirket defter ve kayıtlarının müvekkile teslim edilmediğini, Müvekkili davacı …’in toplantıda karar alınamaması sebebi ile hem şahsen hem de şirketin uğradığı zararların tazmini, hem sorumlular hakkında müzakereler yapılması hem de açılmış önemli bir davanın tartışılarak karara bağlanması imkanı önlendiği için, katıldığı 09/09/2019 tarihli genel kurul toplantısında muhalefet şerhi kullandığını, Davalı şirket ortakları arasında baş gösteren uyuşmazlıklar nedeni ile 2007 yılından beri herhangi bir karar alınmadığını, şirketin o tarihteki bir kısım yönetim kurulu üyeleri tarafından alınan kararla, 21.09.2007 tarihinde Olağanüstü Genel Kurul toplantısı yapıldığını ve 21.09.2007 tarihli Olağanüstü Genel Kurulda, hali hazırda şirket Yönetim Kurulu Başkanı olan müvekkil … hukuka ve ana sözleşmeye aykırı olarak alınan bir kararla Yönetim ve Yönetim Kurulu Başkanlığından uzaklaştırıldığını, Buna göre Butlanla malül olan Genel Kurulda seçilen yeni yönetim kurulu ve tüm bu süreçte yaptıkları işlemlerin de geçersiz hale geldiğini, . Ancak bu süreçte, şirketin içi boşaltıldığını, ve şirketin tasfiyesiz resen terkin edilmesine butlan kararı ile geçersiz hale gelen Yönetim Kurulunun sebebiyet verildiğini, Hali hazırda Şirket Pay Defteri, Karar Defteri ve diğer kayıtlara göre, Şirketin Genel Kurul Toplanması halinde karar alabilme imkanı oluştuğunu, …. Ağır Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasında tüm defterlerin Eski geçersiz Yönetim Kurulu tarafından mahkemeye sunulduğunu ve halen mahkemede bulunduğu öğrenildiğini, ve mahkemeden teslim alındığını. Ancak pay defterinin bulunamadığını Şirketin Karar defterinin ve diğer kayıtlarına uygun olarak Şirket Pay Defteri … Sicili Şirket Sicil Tasdiknamesine istinaden Noterden yeniden düzenlettirildiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.05.2019 tarihli … E. … K. Sayılı ek kararına istinaden ve hali hazırda Ticaret Sicil kayıtlarına göre Yönetim Kurulu Başkanı olarak gösterilen Müvekkil …’e (22.10.2019 tarihli yetki belgesi) dava dilekçesi ekinde yer alan gündem ile TTK md. 410/2 uyarınca Genel Kurulu çağırma yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Müdahale talep eden … vekilinin 10/06/2020 tarihli dilekçesinde özetle; davacı tarafın ileri sürdüğü iddiaların ve beyanların gerçeklikten yoksun olduğunu, davacının bu davayı açmaktaki tek amacının davalı şirketin 2.000,000 TL gelir elde etme ihtmalinin bulunduğu …. Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının takip edilmesinin engellemek olduğunu, bahse konu davada davalı tarafın davacının şu anki iş ortağı olan … firması olup, davacının ortağı o5lduğu davalı şirketin menfaatlerini hiçe sayarak şu an ki iş ortağının zarar etmesini hukuka aykırı yollarla engellemeye çalışmak olduğunu, davalı şirketin … Ticaret Sicil Memurluğuna kayıtlı bir şirket olduğunu, ancak davalı şirketin 2007 senesi itibari ile ortaklar ve yönetim kurulu üyeleri arasında ki uyuşmazlık ve uzlaşmazlıklardan dolayı şirket iştigal konusu ile ilgili herhangi bir iş yapamamakta ve hiçbir karar alamamakta olduğunu, nitekim davalı şirketin … Ticaret sicil müdürlüğünün 09/10/2014 tarihli kararı ile ticaret sicilinden resen terkin edildiğini, … Ticaret sicil müdürlüğünün 06/02/2014 tarihli yazısında terkin sebebinin şirketin son beş yıla ait olağan genel kurul toplantısının yapılamaması olduğunu, davacının da içerisinde bulunduğu bir takım şirket ortaklarının bu durumu lehlerine kullanarak şirketi ve ortaklarını büyük zarara uğramaya çalışmakta olduklarını, müvekkilinin ise diğer ortakların şirketi zarara sokan davranışlarını engellemek ve şirketi ayakta tutmak için … Asliye Ticaret mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile ihya davası açtığını, ve Mahkemenin … esas … karar sayılı kararı ile şirketin ihyasına karar verildiğini, bahse konu karar uyarınca davalı şirketin tüzel kişiliğinin sicilden yeniden silinmek ve … Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak kaydı ile ihyasına karar verildiğini, bu karar çerçevesinde davalı şirketin taraf olduğu …. Fikri Haklar hukuk mahkemesinin … esas sayılı dosyasının sonuçlandırılarak tasfiye edilmesi ve sicilden silinmesi gerektiğini, …. FSHM’de davalı şirkete genel kurulunu toplayarak davayı devam etmeyeceği noktasında bir karar alması için süre verildiğini, yönetim kurulunun herhangi bir çağrıda bulunmaması nedeniyle TTK 410/2 kapsamında…. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde dava ikame edilerek müvekkil şirket ortağına Genel Kurulu toplantıya çağrı hususunda yetki verilmesinin talep edildiğini, dava kapsamında….Asliye ticaret Mahkemesinin … esas… karar sayılı kararı ile müvekkil şirket ortağına, davalı şirket genel kurulunu toplantıya çağırma hususunda mahkeme kararında belirtilen gündem dahilinde yetki verildiğini, yapılan çağrı neticesinde bakanlık temsilcisinin katılımı ile gerçekleştirilen genel kurul toplantısında divan seçiminin dahi gerçekleştirilmediğini, davacının 09/09/2019 tarihli genel kurul toplantısına çağrılmadığı ve hazirun cetvelinin hatalı biçimde düzenlendiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının davalı şirket ortağı olduklarını iddia ettiği kişilerin davalı şirketteki hisselerini davalı şirketin diğer ortakları ile imzaladıkları hisse devir sözleşmeleri ile devrettiklerini, görüleceği üzere 09/09/2019 tarihli genel kurula katılanların gösterildiği hazirun cetvelinin hem 29/06/2009 hem de 03/05/2010 tarihli hazirun cetveli ile uyumlu olduğu, davacının bu tarihlerdeki hazirun cetvellerini herhangi bir itirazda bulunmadan imzaladığını, davacının aynı taleplerle daha önce açmış olduğu davanın hukuki yarar yokluğundan reddedildiğini, davalı şirkete …. Fikri Sınai haklar Hukuk mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile kayyım atanmış olduğunu, davalı şirketin genel kurul toplantılarında herhangi bir karar alınamadığı daha önce gerçekleştirilen genel kurul toplantıları ile sabit olup, bu kapsamda şirkete temsil kayyımı atanmış olduğundan genel kurul toplantısı yapılmasının davacıya hukuken hiçbir yarar sağlamayacağını, davacının ortağı bulunduğu bir şirketin 2.000.000,00 TL üzerinde tazminat kazanma ihtimali bulunduğu bir davada neden şirketin temsil edilmesini önlemeye çalıştığını anlamadıklarını, tüm bu nedenlerle müdahillik taleplerinin kabulü ile usule ve esasa aykırı davanın reddi ile yargılama ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP: Davacı vekilinin müdaheleye cevap dilekçesinde özetle; Müdahale talebinde bulunanın, dilekçesinde her ne kadar 09.09.2019 tarihli Genel Kurul Toplantısında tüm prosedürlere uygun şekilde hareket edildiğini ve çağrı prosedürlerinin tamamının yerine getirildiğini iddia etmiş olsa da; toplantıya çağrının usulüne uygun hareket edilmemiş, şirket ortaklarından bazılarının toplantıya davet edilmediğini,. Bu nedenle düzenledikleri hazirun cetveline tüm ortakların yazılmadığını, müdahil tarafça …ve …’ın hisselerini devretmiş olduğu söylense de; …ve …’ın hisselerini devrettiğine dair bir karar bulunamadığı, karşı tarafın dayanak olarak gösterdiği önceki dönemlere ilişkin hazirun cetvellerinin de mutlak butlanla malul Yönetim Kurulu tarafından düzenlendiği göz önüne alındığında geçerli ve yasal dayanak olarak kabulüne imkan bulunmadığını, karşı tarafın dayanak olarak gösterdiği önceki dönemlere ilişkin hazirun cetvellerinin de mutlak butlanla malul Yönetim Kurulu tarafından düzenlendiği göz önüne alındığında geçerli ve yasal dayanak olarak kabulüne imkan bulunmadığını, şirketin o tarihteki bir kısım yönetim kurulu üyeleri tarafından alınan kararla, 21.09.2007 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan kararlar; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E., …K. sayılı 30/11/2011 tarihli kararı ile yoklukla malul sayıldığını, ayrıca mahkeme kararı sebebiyle 2007-2011 yılları arasında yapılan tüm yönetim kurulu ve genel kurulların da yoklukla malul olduğundan en son hukuken geçerli 24.12.2007 tarihli genel kurul Hazirun cetvelindeki pay sahiplerinin şirket ortakları olarak kabul edilmesi gerektiği ve 09/09/2019 tarihli genel kurulun Hazirun cetvelinin de buna istinaden düzenlenmesi gerektiği, Şirket ortakları …ve …’ın tarafına ibraz edilen Hisse Devir Sözleşmelerinin ana sözleşmeye tamamen aykırı olduğu, söz konusu hisse devirlerinde Yönetim Kurulunun kabul ve onayı bulunmadığı, bu nedenle hala şirket bakımından ortak konumunda oldukları, bu itibarla hisse devirlerinin şirketi bağlayıcılığının bulunmadığı, bu sebeple genel kurula dayanak olarak hazırlanmış bulunan Hazirun cetvelinde vekaleten ve asaleten imzası olsa da, söz konusu cetvelde belirtilen ortaklık yapısının kabul edilmediği 09.09.2019 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında beyan edilmiştir. Bu husus Genel Kurul Toplantı Tutanağına da geçirildiğini,Bu nedenle Müdahilin 29.06.2009 tarihli ve 03.05.2010 tarihli hazirun cetvellerine ihtirazi kayıt konulmadığı yönündeki iddiası asılsız olduğunu, Müdahilin açtığı Kayyum davasının müvekkil davacı tarafından istinaf edildiğini, dosya henüz kesinleşmediğini, söz konusu davada kayyum …. FSHM … E. Sayılı dosyanın takibi ile görevlendirildiğini, Bu nedenle Olağan Genel Kurul’da görüşülmesi gereken hususlar hakkında yetki sahibi olmadığını, müdahele dilekçesinde bildirilen nedenlerden Genel Kurul Çağırma Yetkisinin müvekkil …’e verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE :
Dava: Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) genel kurul yapılması için çağrı izin verilmesi talebine ilişkin davadır.
Dosyaya sunulan belgelerden ve getirtilen sicil dosyasından, Tasfiye Halinde … – … … AŞ’nin en son 2007 yılında yapmış olduğu genel kurula karşı yapılan başvuru ile, … ATM’nin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olan … esas … karar sayılı ilamı üzerine, toplantıda alınan kararların yokluğuna karar verilmiş olduğu ve şirkete ait genel kurulun daha sonra toplanamadığı anlaşılmıştır.
Bundan sonra şirket ortağı olan …’ın mahkememize yapmış olduğu başvuru üzerine mahkememizce 29/01/2019 tarihli 2018/93 esas 2019/8 karar sayılı dosya ile …’a gündemli olarak genel kurulu toplantıya çağırma izninin kesin olarak karara bağlandığı ve bu izin üzerine toplantının 19/09/2019 tarihinde yapıldığı, ancak divan oluşumunun oy çokluğu ile sağlanamaması nedeniyle gündem kısmına geçilememesi üzerine bakanlık temsilcisinin huzuruyla toplantının ertelenmesine karar verildiği görülmüştür.
Dosyaya davacı tarafça sunulan … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 22/10/2019 tarih ve … sayılı yazısı incelendiğinde, şirketin sicil dosyasındaki belgeler uyarınca 28/09/2007 tarihinde tescil edilen21/09/2007 tarihli olağanüstü genel kurulda yönetim kurulu üyeliklerine 3 yıl için …, …, …, … ve …’in seçilmesine ilişkin kararın … ATM’nin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olan … esas … karar sayılı ilamı ile yokluk ile malul olduğunun tespitine karar verildiği, 13/04/2005 tarihinde tescil edilen 04/04/2005 tarihli olağan genel kurul toplantısında ise 3 yıl için yönetim kurulu üyeliklerine …, …, … ve …’in seçildiği ve 13/04/2005 tarihinde tescil edilen 04/04/2005 tarihli …sayılı yönetim kurulu kararında da yönetim kurulunun temsil durumlarının ve temsil yetkilerinin gösterildiği, buna göre yokluk kararı nedeniyle 2007 yılındaki yönetim kurulu üyelerinin yerine 2005 yılındaki genel kurul ile 3 yıllığına yönetim kuruluna seçilen yönetim kurulunun başkanı dosyamız davacısı …, başkanvekili …, diğer üyelerin ise… ve …’in halihazırda görev süreleri dolmuş olduğundan, şirketin halihazırda bir yönetim kurulunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı kanunun 359/1 maddesine göre yönetim kurulunun üyelerinin sayısı ve nitelikleri düzenlenmiş olmakla, bu düzenleme uyarınca bir yönetim kurulunun bulunacağı belirtilmiş olup, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 22/10/2019 tarihli, … sayılı yazısına göre yönetim kurulunun dosyamız davacısı dahil 4 kişiden oluştuğu sabittir. Yine 6102 sayılı kanunun 365. Maddesindeki “Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur” düzenlemesi uyarınca, bu yönetim kurulunun 6102 sayılı kanunun 373/1 maddesindeki “Yönetim kurulu, temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararının noterce onaylanmış suretini, tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline verir” hükmü gereği. 2005 yılına ilişkin yönetici ve yetkilerini gösterir tescil ve ilanın da yapılmış olduğu ve 6102 sayılı kanunun 374. Maddesindeki “Yönetim kurulu ve kendisine bırakılan alanda yönetim, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir” düzenleme uyarınca yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağrı dahil uhdesinde olan her bir işi yapıp karar alabileceği ve 6102 sayılı kanunun 375/1-f maddesi uyarınca genel kurul toplantılarının hazırlanması görev ve yetkilerinin olduğu ve 6102 sayılı kanunun 390. Maddesindeki düzenleme uyarınca yönetim kurulunun üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanıp kararlarını da toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır kuralı ve karar alma mekanizmalarının nasıl işleyeceğine dair düzenlemeler dikkate alındığında, davacı tarafın 2005 yılı kararlarına göre yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin 4 kişilik yönetim kurulunu toplantıya çağırıp karar alınamadığını gösteren bir yönetim kurulu kararı sunmadan, 6102 sayılı kanunun 410. Maddesine dayalı olarak genel kurula çağrı için mahkememizden izin talebinde bulunduğu görülmüştür.
6102 sayılı kanunun 410/1 maddesindeki “Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir” şeklindeki düzenleme uyarınca davacının süresi dolmuş olsa bile yukarıda açıklandığı üzere yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin 6102 sayılı kanunun 410/2 maddesi uyarınca kendisine izin verilen ortak …’ın çağrısı üzerine divan oluşmaması nedeniyle gün tayin edilmeksizin toplantının ertelenmesinden sonra, yeni bir toplantı çağrısı yaptığı ve bu çağrının karşılıksız kaldığını veya toplanılmasına rağmen karar alınamadığını gösteren bir bilgi ve belgeyi dosyaya sunmadan doğrudan 6102 sayılı kanunun 410/2 maddesi uyarınca talepte bulunulduğu, oysa ki süresi dolmuş olsa bile kanunun 410/1 maddesine göre yönetim kurulu başkanı olarak öncelikle kanunda yüklenen yükümlülüklere uygun toplantı çağrısının yapılması, bunun karşılıksız kalması veye toplantı yapılmasına rağmen bir karar alınamaması halinde ancak pay sahibine tanınan 6102 sayılı kanunun 410/2 maddesindeki başvuru yolunu seçebileceği, mevcut yollar tüketilmeden doğrudan 410/2 maddesine dayanan davacı talebinin yerinde olmadığı kanaatiyle dosya üzerinden yapılan inceleme sonrasında talebin reddine karar vermek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının, genel kurula çağrı için izin verilmesi talebinin açıklanan gerekçelerle reddine,
2-Harç peşin alındığından yeniden belirlenmesine yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dosya üzerinde inceleme ile, 6102 sayılı kanunun 410/2 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır