Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/168 E. 2023/83 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/289 Esas
KARAR NO :2023/81

DAVA:İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/08/2016
KARAR TARİHİ:26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin kişiye özel İngilizce eğitimi verdiğini, şirketin merkezinin İstanbul’da bulunduğunu, davalı tarafça … / …’da şube açmak üzere müvekkili ile iletişime geçildiğini ve anlaşıldığını, bu yönde 19/05/2016 tarihli hisse devir sözleşmesinin imzalandığını, %50 hisse bedeli olarak 30.000,00-TL bedel belirlendiğini ve müvekkili tarafından bu bedelin davalının hesabına gönderildiğini, ayrıca eğitim verilecek yerin kiralanmasına ilişkin olarak müvekkilinin noter kanalıyla yetkilendirildiğini, müvekkili tarafından kiralanan yer ile ilgili masraf yapıldığını, davalı tarafça hissenin devredilmediğini ve ayrıca yapılan masrafların da karşılanmadığını, alacağın tahsili için …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından takip başlatıldığını, başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini, itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe itirazın iptaline, davalının %20’denaz olamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında hisse devir sözleşmesi imzlandığını, sözleşmeye göre müvekkili şirket yetkilisi …’a yalnızca eğitim sorumluluğu verildiğini, açılacak şubenin işletilmesine ilişkin sorumluluğun davacıya yüklenildiğini, ayrıca davacının kardeşine kiralanan yerin elektrik, su, telefon vs. gibi faturaların ödenmesi için kısıtlı vekaletname verildiğini, davacının kardeşi …’ın bu yetkiyi aşacak şekilde harcamalar yaptığını, bunun üzerine müvekkili tarafından azledildiğini, yapılan masrafların müvekkilinin bilgisi haricinde yapıldığını, yapılması gerken masrafların 2.000,00-TL ile 3.000,00-TL arasında tutması gerekirken adı geçen tarafından 16.603,00-TL’lik harcama yapıldığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizin dosyası incelendiğinde, Davanın 2016/906 Esas 2019/165 Karar no ile 26/08/2016 tarihinde Mahkememizde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin dosyasından verilen 26/02/2019 tarihli gerekçeli kararda özetle; “Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir. Bu kapsamda dosya değerlendirildiğinde; davacının tacir olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın TBK’nın 620 vd maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisine ilişkin olduğu ve talebin adi ortaklığın tasfiyesi istemi olduğu, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevinin ise genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı HMK 114/1-c maddesinde görev hususu dava şartları arasında sayılmış olup, “mahkemenin görevli olması” şartının iş bu dosya açısından mevcut olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasında görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmek üzere gönderilmiş, İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … esas 2019/625 karar sayılı dosyasına kaydı yapılmıştır.
İstanbul… Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … esas 2019/625 karar 19/12/2019 tarihli kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2020/457 esas 2020/1289 karar 10/06/2020 tarihli ilamı ile yargı yeri olarak mahkememiz belirlenmekle, dava dosyası mahkememize tevzi edilerek dava mahkememizin 2020/289 esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizin dosyasında yapılan yargılamada, bozma öncesi davlaı tarafın bildirdiği belgelerin celbine, ara karar yerine getirildiğinde ek bilirkişi raporu yönündeki talebin ara karar ile değerlendirilmesine karar verilerek, bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Mahkememizin dosyasından alınan 29/11/2021 tarihli ek raporda özetle:
Hukuki Değerlendirmede: Taraflar arasındaki 19.5.2016 tarihli hukuki işlemin, her bir ortağın ”» 50 payı olacak şekilde kurulduğu, bir belirsiz süreli adi ortaklık sözleşmesi olduğu, somut olayda, …’ın taşınmaz kiralama, elektrik, doğalgaz, su, teledon ve…abonelikleri ile ilgili hukuki işlemler dışında yaptığı hukuki işlemler açısından yetkisiz temsilci olduğu (TBK m. 46-47), davalının cevap dilekçesinde, “…’ın vekaletnamede belirtilen yetkileri dışında harcamalar yapmaya ve daha önceden hiç konuşulmadığı halde ve vekalette ona ilişkin yetki de olmadığı halde sözde kiralanan yer için harcamalar yapmaya başladığını, davalı şirketin kendisini hiç ilgilendirmeyen masraflarla ilgili dava dışı davacının kardeşine ödemeler yaptığını” belirttiğini, anılan beyanın, yapılan masrafların ödenmesi ile vekâletnamede yer almayan iş/işlemlere örtülü onay verildiği anlamına geldiği, bu masrafların ortaklık için yapıldığının her iki tarafın da kabulünde olduğu, …’ın, davacı ortağın da mali işlerde mutabakat bakımından yetkili temsilcisi olduğu (TBK m. 40). Adi ortaklığın sona erme sebeplerinin TBK m. 639 ve 640 arasında düzenlendiği, anılan sebepler arasında, adi ortaklığın mahkeme kararı ile sona erdirilebileceği tek halin haklı sebeplerin varlığı olduğu, haklı sebeplerin, feshi talep eden ortaktan veya diğer ortaklardan kaynaklanabileceği, kusurdan bağımsız olduğu, uyuşmazlıkta taraflar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiği ve sözleşme ilişkisinin devam etmesinin her iki taraf açısından da çekilmez olup olmadığı konusunda taktirin Mahkememizde olduğu, Somut olayda davacının, ortaklık katılım payının iadesini talep ettiği, Yargıtay’ın istikrar kazanan kararlarında, bir ortağın katılım payının iadesi talebinin, aynı zamanda ortaklık ilişkisinin sona ermesi talebin de içeriğinin kabul edildiği, dosya kapsamındaki ortaklığın, iki ortaktan oluştuğu, katılım payının iadesi için tasfiyeden başka imkân bulunmadığı, bunun için de öncelikle taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin sona erdirilmesinin gerektiği, Mahkememizin ortaklığın devam etmesinin taraflar açısından çekilmez hale geleceği kanaatinde olması halinde ilişkinin sona ereceği ve tasfiye aşamasına geçileceği, bu aşamada ortaklığın son bulduğu tarih itibariyle malvarlığı belirlenerek, anılan malvarlığı değerlerinden ortaklığın borçlarının ödeneceği ve ardından her bir ortağa var ise yaptığı giderler ve katılım payının ödeneceği, TBK m. 643 hükmü uyarınca, ortaklığın borçları ödendikten, ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslarla, ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazancın ortaklar arasında paylaştırılacağının ve ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığının, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zararın ortaklar arasında paylaştırılacağının düzenlendiği, şu halde tasfiye konusunda uzman bir bilirkişinin tasfiye sonucuna göre düzenlediği bilançoya göre tarafların taleplerinin değerlendirilmesinin gerektiğini;
Mali Değerlendirmede: Davalı şirket ticari defterlerine göre davacı tarafından davalı şirket hesabına 18.05.2016 tarihinde 30.000,00 TL yapılan ödemenin kayıt altına alındığı, Davalı şirket tarafından dava dışı …’a ödendiği belirtilen beş ayrı kalemde toplam 5.610,00 TL tutarın davalı şirket çalışanı … hesabından ödendiği ve bu nedenle ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, …’a ödendiği belirtilen ödemelerin teyiti için ilgili bankalara yazılan müzekkereye ilişkin … Bankası tarafından yapılan cevap yazısında; 10.06.2016 tarihinde … Bankası … hesabından 1.000,00 TL, 17.06.2016 tarihinde … Bankası … hesabından 1.100,00 TL, 22.06.2016 tarihinde … Bankası … hesabından 1.500,00 TL ödemenin yapıldığının belirtildiği, söz edilen üç ödemenin toplamının 3.600,00 TL olduğu ve paraların yatırıldığı …’ın … Bankası hesabına ait sunulan eksrenin incelenmesinde tarafımızca yukarıda belirtilen 3 ayrı kaleme ait toplam 3.600,00 TL’nin yatırıldığının görüldüğü, 13.6.2016 tarihinde 1.010,00 TL ATM üzerinden para yatırıldığı, hesap ekstresindeki açıklamadan yazılan TC numarasının davalı vekili tarafından sunulan … Bankası ATM para makbuzunda görülen TC kimlik numarası ile aynı olduğu, söz edilen kimlik numarasının davalı bekili tarafından yapılan bildirime göre ve dosya içeriği kimlik fotokopisine göre davalı şirket yetkilisi …’a ait olduğu, davalı vekili tarafından sunulan ATM para makbuzu suretindeki … sayılı işlem numarasının hesap ektresinde sıra no … olarak belirtildiği, ATM para ödeme makbuzundaki tarihin 11.6.2016 olduğu ve Cumartesi Gününe denk geldiği, bu nedenle …’ın hesabına 13.6.2016 tarihinde aktarıldığı kanaatine varıldığı, 04.06.2016 tarihinde …’ın hesabına … Bankası ATM dekontu ile 1.000,00 TL yapılan ödemeye ait bilginin dekont fotokopisinin okunamaz olduğu gerekçesi ile … Bankası tarafından bilgi verilmediği, aynı işlemin …’ın … Bankası hesap hareketlerinde söz edilen 04.06.2016 tarihli işlemlerin ibraz edilmediği veya söz edilen tarihte herhangi bir işlem olup olmadığının anlaşılamaması nedeni ile tespitinin taraflarınca yapılamadığı kanaatine vardıkları bildirilmiştir.
Taraflar arasında 19/05/2016 tarihli “Birim Hisse Devir Sözleşmesi” imzalandığı, sözleşmenin taraflarının … ve … olduğu, sözleşmenin 1.maddesinde “… sahibi olduğu Leksis Ltd. Şti.’nin şube satış ofislerinden … biriminin %50’lik hissesini …’a devredecektir.”, 2.maddesinde “Bu sözleşmede … bundan sonra hissedar diye adlandırılacaktır.”, 3.maddesinde “Hissedar, bu hisse devri karşılığı …’a bedel olarak 30.000,00 TL ödeyecektir.”, 4.maddesinde “Birimin işletilmesi öğrenci kayıtları hissedara, eğitim sorumluluğu ise tamamen …’a aittir.”, 5.maddesinde “Hissedar ve … gerekli gördüğü hallerde birimin çalışmalarını kontrol edebilir ve hesaplarını denetleyebilir.”, 6.maddesinde “Hissedar birim toplantılarına katılabilir, birimin daha iyi ürün ve hizmet verebilmesi için fikirlerini beyan edebilir.” 7.maddesinde “Her ayın son iş günü birimin o aya ait hesap bilgileri hissedara iletilir (email, posta ile)”, 8.maddesinde “Birimin masraf ve ödemeleri o ayın cirosundan düşülüp vergi payı alındıktan sonra kalan bedelin %50’si hissedarın hesabına yatacaktır.” 9.maddesinde “Hissedar hisselerini …’ın yazılı onayı ile devredebilir.”, 10.maddesinde “Hissedar hisselerini istediği an …’a aynı bedel üzerinden iade edebilir. Bu durumda bedel ödemesi en kısa süresi 6 aydır.” 11.maddesinde “İşbu sözleşme iki nüsha halinde olup 19/05/2016 tarihinde imza edilmiş ve sonraki iş gününden itibaren tarafların onayıyla feshedilinceye dek geçerlidir”, Ek Madde: Hissedarın talebiyle hisse katılım bedeli hissedar asına bankadan kredi olarak kullanılabilir (36 ay) bu bedel bankaya taksitler halinde … tarafından ödenebilir. Fakat bu bedel hissedarın hakedişlerinden düşülecektir.” hükümlerine yer verildiği belirlenmiştir. TBK 620 maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmış olup, yukarıda hükümlerine yer verilen sözleşmede de davacı ile davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisi …’ın, davalı … Hiz. Ltd. Şti.’nin şube satış ofislerinden … biriminin, %50’şer hisse ile işletilmesi ve bu sözleşme kapsamında davacı tarafından 30.000,00 TL ödenmesi konusunda anlaştıkları ve davacı tarafından ödemenin davalı şirket hesabına yapıldığı belirlenmiştir. Sözleşme ile davacı taraf birimin işletilmesi ile öğrenci kayıtlarını, … ise eğitim sorumluluğunu üstlenmiş olup, taraflar arasındaki sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından iş bu dava ile hisse devir bedeli olarak ödenen 30.000,00 TL’nin, hisse devrinin yapılmadığı, kira sözleşmesinin feshedildiği, yapılan masrafların ödenmediği gerekçeleri ile hisse devir bedelinin tahsili için başlatılan takibe davalı tarafça yapılan itirazın iptali talep edilmekte olup, ödenen bedelin ortaklık katılım bedeli olduğu ve iadesi talebinin ise adi ortaklık ilişkisinin tasfiyesi mahiyetinde olduğu, dosyamız içerisinde alınan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 43. Hukuk Dairesinin 2020/829 Esas 2022/366 Karar ve 31/03/2022 tarihli ilamı da toplanan tüm deliller ile birlikte değerlendirilmiş ve netice olarak davalı şirketin tek ortaklı şirket olması ve tek ortağının da şirket yetkilisi … olması ve şirketin ortaklarından bağımsız ayrı bir tüzel kişilik taşıdığı davaya esas hisset devir sözleşmesinin davacı ile dava dışı … arasında imza edilmiş olması,
İcra takibi dayanağının 21/05/2016 tarihli kira sözleşmesine istinaden kiralanan taşınmaz üzerinden yapılan tadilat, onarım, bakım, dizayn giderleri ile taşınmazın kiralanma amacını gerçekleştirmek üzere yapılan alımlar, yol giderleri vs. giderlere ilişkin zararın tazmini dayanaklı işbu itirazın iptali davasında işbu dava sözleşmenin tarafı olmayan davalı şirkete yöneltilemeyeceğinden şirket aleyhine açılan itirazın iptali davasında pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,80 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 436,13 TL harçtan mahsubu ile 256,33 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
4-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.26/01/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza