Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/143 E. 2022/228 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/143 Esas
KARAR NO :2022/228

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/12/2019
KARAR TARİHİ:16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;Davalı tarafından …. İcra müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile Kambiyo Senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlattığını, takip talebi ve ödeme emrinde takibe dayanak bononunun vade tarihinin 25/12/2014 olarak gösterildiği bononun vade tarihinin 25/12/2012 tarihi olduğunu, davalının borcunun 3 yıllık zamanaşımına uğradığını, vade tarihinin 25/12/2014 olarak değiştirildiğini ve bononun davalı tarafça icra takibine konu edildiğini, bono üzerindeki tahrifat ile bonoyu icraya koymasından dolayı kötü niyetli olduğunu, zamanaşımına uğramış bonoyu üzerinde tahrifat yapıp icra takibine koyan davalı taraf kötü niyetli olması nedeni ile bononun iptalini ve davacının borçlu olmadığının tespiti ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile 25.12.2014 tarihli bonodan dolayı icra takibi başlatıldığını, davacının açmış olduğu davada takibe konu bononun vade tarihinin 25.12.2012 olduğunu ve zamanaşımına uğradığını ileri sürdüğünü, ancak ileri sürülen iddiaların hiçbirinin haklı bir yanı bulunmadığını, davaya konu bononun zamanaşımına uğramadığını, bonolarda zamanaşımı 3 yıl süreye tabi olduğunu, hal böyle iken 25.12.2014 vade tarihli bir bononun zamanaşımına uğrayacağı tarihte 25.12.2017 olacağını, bir diğer ifadeyle takibe konu bonoya karşı zamanaşımı ileri sürülebilmesi için söz konusu bononun 25.12.2017 tarihine kadar hiçbir takibe konu olmamasının gerektiğini, takibe dayanak bononun vade tarihi kısmında vade tarihi olarak açık ve net olarak 25.12.2014 yazmakta olup, bononun vade tarihinin 25.12.2014 olup, söz konusu bono üzerinde hiçbir şekilde tahrifat yapılmadığını, bir tahrifat olması halinde yukarı kısımda belirtilen vade bölümünde davacının iddia ettiği gibi 25.12.2012 tarihi yazılı olacağını, ancak takibe konu bonodan anlaşılacağı üzere böyle bir durumun ortada olmadığını, iki tarihinde birbirini teyit ettiğini, bu nedenlerle davacının iddialarının reddi gerekeceğini,
Davacı yanın dava dilekçesinde, borca hiçbir şekilde itiraz etmediğini, bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığı yönünde asılsız iddiası ile sadece zamanaşımı itirazında bulunduğunu, borcun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle borcun olmadığının tespitini talep ettiğini, ancak bu hususun dahi davacının müvekkile karşı borcu olduğunu açıkça gösterdiğini, .emsal Yargıtay kararlarında da sadece zamanaşımı itirazından dolayı borçlu olmadığını ileri sürmesi, nedeni ile takibin iptal edilemeyeceğinin belirtildiğini, davacı yan davasında , zamanaşımından dolayı borçlu olmadığını iddia ettiğini ancak hiçbir şekilde borca itiraz etmediğini, borcu kabul ettiğini, menfi tespit davası açılmasında hukuki yararı bulunmadığını, davacı yan dava dilekçesinde davalı müvekkilin kötü niyetle hareket ettiğini bu nedenle tazminat talep ettiğini, ancak hiçbir şekilde davacının bu iddiasını kabul etmediklerini, davalı müvekkilin hiçbir şekilde kötü niyetle hareket etmediğini sadece alacağını tahsil etmeye çalıştığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığından davanın reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine , davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine , yargılama giderleri , harç ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Dosya, ….Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi olunmuş, 31/12/2019 tarih, 2019/886 Esas, 2019/473 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ve sonrasında mahkememize tevzi olunmuştur.
Dosyamız içine alınan ….İcra Müdürlüğünün …takip dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacı … aleyhine, davalı … tarafından 03/05/2011 tanzim, 25/12/2014 vade tarihli, 38.900,00-TL bedelli senede dayalı olarak, toplam 47.105,50 TL alacak için, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu senet celp edilmiş, Mahkememizce senet ve dosyamız Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek, senet üzerinde vade kısmında yer alan tarihte tahrifat yapılıp yapılmadığı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca düzenlenen 14/02/2022 tarih, 2022/11000 sayılı raporda özetle; incelemeye konu alacaklısı …, borçlusu … olan düzenleme tarihi 03/05/2011, 25/12/2014 okunur ödeme tarihli, 38.900,00 TL bedelli senet üzerinde yapılan inceleme neticesinde ” metin kısmandaki vade tarihi yıllar hanesi birler basamağında evvelce mevcut “2” rakamının farklı fiziki evsafta bir kalem kullanılarak sürşarj yöntemi ile “4” rakamına dönüştürülmüş olduğu hususlarının bildirir kanaat raporudur.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, icra takibine konu edilen senedin, zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacı-borçlunun senet nedeniyle, davalıya borçlu olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 207. maddesinde; “Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir” hükmü yer almaktadır. Buna göre, mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti, ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde yok hükmündedir. Senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onanması gerekir. Onanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin değişiklik öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. takip dayanağı bononun vade tarihinde tahrifat yapılması, kambiyo vasfını etkilemiyorsa takibin iptalini gerektirmez.
Ancak tahrifat öncesi vade tarihinin, bonoda çift vade oluşmasına sebebiyet vermesi ya da vade tarihinin, düzenlenme tarihinden önce olduğu sonucuna varılması halinde ise, senet kambiyo vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan, düzenlenme tarihinin tediye tarihinde (ödeme gününde) tekrarı çift vade anlamına gelmez.
TTK 749.madde de “Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” hükmü düzenlenmiştir. Dava ve takipler, düzenleyene karşı vadeden itibaren 3 yıl içinde açılmalıdır.
Dosya kapsamında; davacı tarafından dava dilekçesi ile birlikte senet örneği sunduğu, sunulan senette ödeme günü kısmının boş olduğu, senet metni içerisinde vade kısmında ise 25.12.2012 tarihinin yazılı olduğu, icra takibine konu edilen senette ise ödeme günü kısmında 25/12/2014 tarihinin yazılı olduğu, senet metni içerisindeki vade kısmında ise 25/12/2014 tarihinin yazılmış olduğu, mahkememizce Adli Tıp Kurumu’ ndan alınan raporda, “metin kısmandaki vade tarihi yıllar hanesi birler basamağında evvelce mevcut “2” rakamının farklı fiziki evsafta bir kalem kullanılarak sürşarj yöntemi ile “4” rakamına dönüştürülmüş olduğu” hususunun tespit edildiği, dolayısıyla senet üzerinde rakam kısmında değişiklik yapılmış olduğu, fakat değişikliğin, davacı-keşideci tarafından imza-paraf yoluyla onaylanmadığı, bu durumda, HMK 207.maddesi uyarınca senedin değişiklik öncesi durumuna göre değerlendirme yapılması gerektiği, önceki haline göre senet vadesinin 25.12.2012 olduğu, icra takibinin 16/12/2016 tarihinde başlatıldığı, takip ve vade tarihi arasında 3 yıldan fazla bir sürenin geçtiği, TTK 749.madde uyarınca belirlenen sürenin tamamlandığı, davacının itirazının yerinde olduğu, senedin zamanaşımına uğradığı ve kambiyo vasfını kaybettiği, takibe başlayan davalı-alacaklının, alacaklı olduğunu da ispat edemediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, davacının …. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı icra takip dosyasına konu edilen 38.900,00 TL bedelli senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.217,77 TL karar harcından peşin alınan 804,45 TL’nin mahsubu ile geri kalan 2.413,32 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 855,25 TL ilk masraf, 350,00 TL posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 1.205,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 6.923,72 TL TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır