Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/130 E. 2022/751 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/130 Esas
KARAR NO : 2022/751

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 18/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Bankası … Şubesi binalarının malzemeli temizlik, ilaçlama, eşya taşıma ve bulaşık yıkama hizmetlerinin ihalesini aldığını ve davacı ile davalı arasında 01/06/2015-31/12/2017 dönemini kapsayan hizmet alımı sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin devamı sırasında işverenlerin rekabet gücünün artırılması ve kayıtlı istihdamın teşviki, asgari ücretle çalışanların yoğunlukta olduğu küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi amacıyla asgari ücret desteğine ilişkin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda düzenlemelerin yapıldığını, bu düzenlemelerin uygulanmasına ilişkin SGK Genelgelerinin çıkarıldığı, yasal düzenlemelerde yer alan şartları sağladığı için müvekkili şirketin bu destekten yararlandığını ve prim desteklerinin şirket nam ve hesabına Hazine tarafından SGK’ya yatırıldığını, ancak Hazine tarafından işveren nam ve hesabına SGK’ya ödenen prim desteklerinin, davacının hakedişlerin ödenmesi sırasında Genelgeye istinaden davalı Kurum tarafından kesildiğini, dolayısıyla kanunla öngörülmüş teşvikten yararlanmasının Genelgeyle engellendiğini, hakedişlerinden yapılan kesintilerin sonradan kime ödeneceğine ilişkin Kanunda bir düzenleme olmamasına tağmen Genelgeyle … Defterdarlığı Muhasebe Müdürlüğünün hesabına yatırıldığını, yapılan bu kesintinin müvekkili şirketin hakkı olduğu ve ona ödenmesi gerektiğini, Kanunda, kamu ihalesi üstlenmek suretiyle personel çalıştıran şirketlerin teşvikten yararlanamayacaklarına dair bir hükmün bulunmadığını, SGK Genelgesinin Kanuna aykırı olduğunu, hakedişlerden yapılan kesintilerin müvekkili şirkete iade edilmesi gerektiğini, bu kesintilerin yapılmaması veya yapılmışsa yüklenici şirketlere ödenmesi gerekliğine dair emsal yargı kararları bulunduğunu tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olarak 2016 ve 2017 yılları boyunca davacı şirketin hakedişlerinden kesilen, fazlaya ilişkin talep ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL asgari ücret destek tutarının, kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Arabuluculuk davetinin yanlış adrese gönderildiği ve dava şartı olan arabuluculuğa başvuru işlemlerinin usulüne uygun olarak tamamlanmadığını, davanın usule aykırı şekilde belirsiz alacak davası olarak açıldığını, sözleşmenin devamı sırasında işverenlerin rekabet gücünün artırılması ve kayıtlı istihdamın teşviki, asgari ücretle çalışanların yoğunlukta olduğu küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi amacıyla asgari ücret desteğine ilişkin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda düzenlemelerin yapıldığını, bu düzenlemelerin uygulanmasına ilişkin SGK Genelgelerinin çıkarıldığı, anılan yasal düzenlemeler ve Genelge gereği prim desteklerinin şirket nam ve hesabına Hazine tarafından SGK’ya yatırıldığının SGK E- Borç Sorgulama Ekranından anlaşılması üzerine Kanun ve Genelge gereği asgari ücret destek tutarı kadar davacı şirket hak edişlerinden kesinti yapıldığını ve bunun hazineye geri yatırıldığı, bu kesintinin yapılmamasının hukuki ve cezai müeyyidelerinin bulunduğunu, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında işçilerin ücret ödemeleri ile bu ücretlerin işverene maliyetlerinin zaten kamu idarelerince üstlenildiğini ve bu nedenle bu tür hizmet alımlarını üstlenen yüklenicilerin asgari ücret desteklerinden yararlandırılmamalarının Kanun gereği olduğunu, dava konusu hizmet alımının Kanunda destekten yararlanmayacağı öngörülen ihalelerin tipik özelliklerini taşıdığını, vadesi belli olmayan borçlarda ihtar zorunluluğu bulunduğundan faiz istenemeyeceğini tüm bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının hak edişinden kesilen asgari ücret destek tutarlarının davacıya iade edilip edilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Dava dilekçesi, taraflarca sunulan deliller, mahkememizce celp edilen deliller hep birlikte değerlendirilmiş, davacı hakedişinden ne kadar asgari ücret destek tutarı kesildiği, kesilen tutarın mevzuat ve kanuna uygun yapılıp yapılmadığı, davacı iadesinin gerekip gerekmediği ile ihale makamının iadeden sorumlu olup olmayacağı hususlarında rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Emekli Sayıştay Denetiçisi Bilirkişi tarafından 06/12/2021tarihinde rapor sunulmuş, bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyasında yer alan dava ve cevap dilekçeleri ve ekleri, yazışmalar ve ekleri, konu ile alakalı düzenlemeler incelendiğini, yapılan inceleme neticesinde
*Davalı İdare tarafından ihale edilip sözleşmeye bağlanan hizmet alımının, Kamu İhale Tebliğinde tanımlanan personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarından “malzemeli veya malzemesiz temizlik hizmeti alımı” tarifine tam olarak uyduğu gibi “ihale konusu işte çalıştırılacak ve sayısı ihale dokümanında belirlenmiş personelin çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanılması ve yaklaşık maliyetinin en az %70’lik kısmının asgari işçilik maliyeti ile varsa ayni yemek ve yol giderleri dahil işçilik giderinden oluşması'” kriterini de taşıdığını, dolayısıyla personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabul edilmesi gerektiğini,
* Hakedişlerden yapılacak kesintiyle ilgili 5510 sayılı Kanunun Geçici 68 ve Geçici 71 inci maddelerinde yer alan düzenlemelerde, “sözleşmesinde fiyat farkı ödeneceği öngörülen hizmet alımlarında, ihale dokümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanılmasının öngörüldüğü işçilikler “den söz edildiğini, bu düzenlemenin, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarını kastettiğinin açık olduğunu,
* 5510 sayılı Kanunun Geçici 68 ve Geçici 71 inci maddelerinin birinci fıkralarına göre davacı işveren nam ve hesabına Hazine tarafından yapılan asgari ücret destek ödemelerinin, davacı işverenin hakedişlerinden, 5510 sayılı Kanunun Geçici 68 inci maddesinin sekizinci fıkrası ile Geçici 71 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası hükümlerine göre kesilerek Hazine hesaplarına yatırılması gerektiğini,
(a) Personel çalıştırılmasında dayalı hizmet ihalelerinin, çalıştırılan işçilerin işverene maliyetinin tamamının zaten ihaleyi yapan idare tarafından işverene ödenen asgari ücret tabanlı ihaleler olması,
b) Hizmet Alımı Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslarda ve bu Esaslara göre fiyat farkı ödeneceği belirtilen tip sözleşmelerde, asgari ücretin işverene maliyetinde meydana gelecek değişikliklerin hakedişlerle ödenmesi veya hakedişlerden kesilmesi yönünde düzenlemelerin bulunması,
c) İhaleyi yapan kamu idarelerinin farklı olması nedeniyle hizmet alımının, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olup olmadığının, destek ödemesini yapan Hazine tarafından önceden bilinememesi ve önce destekten yararlandırılıp sonra ihalenin mahiyetine ve ihaleyi yapan kumu idaresinin tespitine – istinaden hakedişlerden kesinti yapılmasının zorunlu olması” gerekçeleriyle düzenlemenin bu şekilde yapılmış olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların rapora karşı beyan ve itirazları değerlendirilmiş, dosyaya sunulan bilirkişi raporunun incelenmesi ile dosya konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal mevzuatın yazıldığı ancak mahkeme ara kararında incelenmesi istenen hususlara yer verilmediği anlaşılmış olup, mahkememiz ara kararına uyularak ek rapor düzenlenmesi hususunda dosya bilirkişiye tevdi olunmuştur.
Bilirkişi tarafından sunulan ek raporda özetle; Tarafların beyan ve itirazları ve mahkemenin talimatının hep birlikte değerlendirildiğini, neticeten takdiri mahkemeye ait olmak üzere
*2016- 2017 yılları boyunca farklı tarihlerde olmak üzere Hazine tarafından davacı nam ve hesabına SGK’ya toplam 61.874,73 TL asgari ücret destek ödemesi yapıldığını, davalı İdare tarafından davacıya yapılan hakediş ödemelerinden de farklı tarihlerde toplam 61.874,73 TL kesinti yapıldığını,
*Dava dosyasında yer alan bilgi, belge ve yazışmaların incelenmesinden, davalı İdare tarafından yapılan kesintilerin, SGK tarafından İdareye bildirilen asgari ücret destek ödemeleri kadar olduğunu, davalı İdarenin yeni bir kesinti hesabı yapmadığını, SGK tarafından bildirilen destek ödeme tutarlarını davacı yüklenicinin hakedişlerinden keserek Hazineye ödenmek üzere emanet hesaplarına aldığını, SGK tarafından davalı İdareye bildirilen asgari ücret destek ödemesi hesaplamalarının Kanunda ve Genelgede belirtilen hesaplama biçimi ile tutarlara uygun olduğunu,
*Dava konu hizmet sözleşmesinin 5510 sayılı Kanunun Geçici 68 ve 71 inci maddelerinde belirlenen şartları taşıyor olması nedeni ile aynı düzenlemelere göre Hazine tarafından davacı nam ve hesabına SGK’ya yapılan asgari ücret destek ödemelerinin, davalı İdare tarafından kesilmesi ve Hazineye geri ödenmesinin hem Kanun gereği olduğunu, hem de sözleşmenin atıfta bulunduğu Hizmet Alımı Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslar’ın 6 ncı maddesi gereği, işçinin işverene toplam maliyetinin tamamının kamu idareleri tarafından birim fiyatlar aracılığıyla yüklenicilere ödendiği personel çalıştırılmasına dayanan hizmet alım ihalelerinde, işçilik maliyetinde teşvik nedeniyle meydana gelecek azalışların yüklenicilerden kesilmesi gerektiğini, dolayısıyla kesilen tutarların davacıya iadesinin gerekmediğini,
* Emanet hesaplara kaydedilen kesintilerin Hazineyi temsilen genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere … İli Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğünün banka hesabına yatırıldığını, yatırılan bu kesinti tutarların, 2020 Yılı Genel Bütçesine gelir kaydının yapılmış olması gerektiğini, yani kesilen tutarların, davalı İdarenin bütçesine değil genel bütçeye gelir kaydedildiğini, dolayısıyla ihale makamı olan ve genel bütçe dışında bulunan davalı İdarenin, genel bütçeye gelir kaydedilen bu tutarı iade etme imkanının kalmadığını, bütçe prensipleri gereği, bir bütçe yılına gelir kaydedilen tutarların bütçe yılı geçtikten sonra ret ve iadeler/gider hesapları aracılığıyla ödenmesinin, ancak genel bütçe saymanlığı olan muhasebe müdürlükleri aracılığıyla ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirlenen harcama ilkeleri çerçevesinde mümkün bulunduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca ek rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Davacı vekilince 15/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi sunulmuş, dava dilekçesinde 5.000,00 TL olan (müddeabihin) talep miktarını 61.874,73TL olacak şekilde 56.874,73 TL miktarda artırılması ile dava dilekçesinde ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere dava konusu edilen her bir alacağın kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Dosya, mahkememizin 29/06/2022 tarihli celsesinde, taraflarca takip edilmediği gerekçesi ile HMK 150. Maddesi gereğince işlemden kaldırılmış, davacı vekilince yenileme talep dilekçesi sunulmuş, dosyanın yargılamasına kaldığı yerden devam edilmiştir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre; her ne kadar bilirkişi raporunda yapılan kesintilerin yerinde olduğuna dair görüş belirtilmiş ise de 2016- 2017 yılları boyunca farklı tarihlerde olmak üzere Hazine tarafından davacı nam ve hesabına SGK’ya toplam 61.874,73 TL asgari ücret destek ödemesi yapıldığı, davalı İdare tarafından davacıya yapılan hakediş ödemelerinden de farklı tarihlerde toplam 61.874,73 TL kesinti yapıldığı, davacı tarafından ihale ile alınan işin 5100 sayılı Sosyal Sigorta ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 68. Maddesinin 8. Fıkrası kapsamında kaldığı, 5510 sayılı yasanın 68.maddesi uyarınca davacıya verilen asgari ücret desteğinin devlet tarafından sağlanan ek bir katkı olduğu, yüklenici kendi sorumluluğunu yerine getirirken bu arada devletin sağladığı katkıdan yararlanırken bu hakkın idareye geçirilmesinin yerinde olmayacağı kanaati ile bilirkişi görüşü mahkememizce yerinde görülmemiş ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması ve talep artırım dilekçesi de dikkate alınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; 61.874,73 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 4.226,66 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL peşin harç ile 972,00 TL ıslah harcı toplamı olan 1.057,39 TL harçtan mahsubu ile eksik 3.169,27 TL harcın davalıdan mahsubu ile hazineye irad kaydının yapılmasına,
3-Davacının yaptığı 147,59 TL ilk masraf, 972,00 TL ıslah harcı, yargılama aşamasında yapılan posta, tebligat ve bilirkişi ücreti 1.084,05 TL olmak üzere toplam 2,056,05 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 8.843,71 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’NİN DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak olan giderlerin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgilisine ödenmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.20/07/2022

Katip
e-imza

Başkan
e-imza