Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/113 E. 2023/187 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/113 Esas
KARAR NO :2023/187

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:17/06/2010
KARAR TARİHİ:14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;27.04.2010 günü saat 19.25 sıralarında, davalı sürücü …; davalı …’n maliki olduğu ve davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMMS Trafik poliçesi ile sigortalı … plakalı ticari minibüs ile … caddesinde … istikametine giderken … Egıtim ve Araştırma Hastanesi (… Hastanesi) giriş kapısı karşısında yolun sağında durmakta olan davalı … işletmesi Genel Müdürlüğüne ait … hat numaralı otobüsün solundan geçtiği sırada, otobüse yolcu olarak binen ve otobüsün şoförü davalı …’un isteği ile ona ait akbil kartını doldurmak amacı ile otobüsten inip akbil bayinin bulunduğu yolun karşı tarafına geçme teşebbüsünde bulunan davacı … ve …’ın çocukları 1994 doğumlu …’a çarptığını, kaza sonucu davacı …’ın çok ağır yaralandığını, şöforün kaza yerinden kaçtığını, …’ın kaza yerinde sağlık ekipleri tarafından öldüğü belirtilerek 2 saat boyunca üstüne gazete örtülerek yol kenarında Savcı gelmesi için bekletildiğini, ancak küçüğün öksürmesi üzerine ölmediğinin anlaşıldığını, 20 günün sonunda güçlükle hayata döndüğünü, halen tedavisinin devam ettiğini, beyin ameliyatları sonucunda yürüme ve dengede durma güçlüğü çektiğini, eski sağlığına kavuşmasının mümkün olmadığını, meydana gelen kazada otobüs sürücüsü ve diğer sürücünün kusurlu olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle aileye manen ve madden büyük zararlar verdiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı 2010/… nolu soruşturma dosyasının halen devam ettiğini, belirterek şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili … için 1.000,00 TL , … için 1.000,00 TL, maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkili … için 15.000,00 TL, … için 15.000,00 TL, … için 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın trafik kaydı üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP :Davalı … müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; davanın trafik kazasında doğan tazminat davası olduğunu, ticari bir yönünün bulunmadığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, kazanın meydana gelmesinde yayaya çarpan araç sürücüsü ve davacı yayanın kusurunun mevcut olduğunu, kazanın müvekkili idare ve sürücüsü ile bir ilgisinin bulunmadığını, davanın husumet nedeni ile müvekkil idare yönünden reddi gerektiğini, husumete ilişkin savunmaları saklı kalmak kaydı ile istenilen manevi tazminatın yüksek olduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinden özetle;hiç bir surette davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde trafik poliçesi ile 21/07/2009/2010 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçe kapsamında azami sorumluluk limitinin 150.000,00 TL olduğunu, araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yolcular için kullandığı akbilin bitmesi nedeniyle durakta bulanan akbil bayisinden akbil yüklemesi için aracını durduğunu, bu esnada ön kapıdan yeni binen davacı …’ın müvekkilden akbili ve parayı alarak amca sen inme ben doldurumum diyerek akbil ve para ile araçtan inerek karşıya geçmek isterken müvekkilin arkasında bulunan yolcu minibüsü müvekkilinin aracını sollarken …’a çarptığını, meydana gelen kazada müvekkilinin bir kusuru olmadığını, belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, tazminat davasıdır.
İşbu dava Mahkememizin … sayılı ilamıyla bozularak mahkememizin 2020/113 Esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 22/03/2021 tarihli 1 no’lu ara kararı gereğince dosyanın Mahkemece resen … kürsüsünden …’a günsüz olarak tevdi ile kaldırma kararında belirtilen ve dosyada yer alan kusura ilişkin raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek nitelikte gerekçeli, dayanaklı şekilde kusur yönünden rapor alınmasının istenilmiş olmakla dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Mahkememize sunulan bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davalı …Ş.’ye Trafîk sigortalı, davalı … adına kayıtlı, … plaka numaralı minibüsün sürücüsü davalı …’ın hatalı sevk ve idaresinin, ikinci (tali) derecede ve takdiren %30 oranında etkili olduğu, Davalı … İşletmeleri Genel Müdlirlüğü adına kayıtlı, … hat numaralı otobüsün sürücüsü, davalı …’un hatalı davranışının, ikinci (tali) derecede ve takdiren %20 oranında etkili bulunduğu, davacıların oğlu, davacı …’ın hatalı davranışının ise, birinci (asli) derecede ve takdiren %50 oranında etkili olduğu, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 02/11/2022 tarihli duruşma 3 no’lu ara kararı gereğince dosyanın bozma öncesi tevdi edilen aktüer bilirkişisine yeniden tevdi ile mahkememizce alınan 14/04/2021 tarihli heyet raporu dikkate alınarak, kaldırma ilamı doğrultusunda rapor hazırlanması istenilmiş olmakla dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mahkememize sunulan bilirkişi ek raporundan özetle; 27.04.2010 tarihinde meydana gelen Trafik Kazası sonucu %14.3 oranında malul kalan davacı …’ın; Davalı …Ş. ile yapmış olduğu sulh anlaşması ve feragat sonucu Yüksek Yargıtay İçtihatları gereğince hesaplanan maddi tazminatından Poliçe Limiti (175.000,00) TL tenzili sonrası müteselsilen sorumlu diğer davalılardan talep edebileceği bakiye bir tutar olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Davacılar, 27/04/2010 günü, saat 19:35 sıralarında, Istanbul, Kağıthane’de, davalı sürücü … (1970) yönetiminde … Caddesini takiben … istikametine seyretmekte olan … plaka numaralı, … marka 2008 model, davalı … adına kayıtlı ve diğer davalı … Sigorta A.Ş.’ye Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası poliçesi ile sigortalı, ticari minibüs, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi giriş kapısı karşılarında, yolun sağında durmakta olan, davalı sürücü … ( 1967) yönetimindeki, davajı … …adına kayıtlı, … hat numaralı otobüsün solundan geçtiği esnada, belediye otobüsüne yolcu olarak binen ve otobüs sürücüsü davalının isteği üzerine, davalı sürücünün otobüs yolcuları için kullandığı akbil kartını doldurma amacı ile; durak olmayan bir yerde duran otobüsten inip, otobüsün önünden geçerek, karşıya, sol tatafta bulunan akbil bayiine gitmek isteyen, davacı … ve …’ın çocukları davacı … (1994)’a, ön kısmı ile çarpması üzerine davalılardan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
İstinaf kaldırma ilamı doğrultusunda kusur raporlarındaki çelişkileri gidermek üzere üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınmış olup, alınan raporda çelişkilerin açık bir şekilde giderildiği, yeterli ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin itirazının reddine karar verilerek rapor hükme esas alınmıştır.
Müteselsil sorumluluğa ilişkin hukuki sonuçlar BK’nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca müteselsil sorumluluğun bazı hukuki sonuçları vardır.
Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur.(BK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder.(BK 163/2). Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1).Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur (BK 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur.
Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır (TBK 166/3). Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur (BK 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/11/2019 tarih, 2019/3589 E. ve 2019/11257 K. sayılı kararı).
Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği açıktır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan 2918 sayılı KTK madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı … … Sigorta A.Ş. tarafından davacıya, 26/10/2015 tarihli sulh ve ibra protokolü ile 24.284.65 TL asıl alacak, 11.000,00 TL işlemiş yasal faiz tutarı, 2.420,23 TL vekalet ücreti, 976.42 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 38.681.30 TL ödeme yapıldığı, davacı vekilinin 05/05/2016 tarihli dilekçesi ile davalı …Ş. bakımından davadan feragat ettiğini, diğer davalılara karşı davaya devam ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Sulh sözleşmesinin ise davalı …Ş. ile sigortalısı olan …’ı da kapsadığı, kaza tarihinde sakatlık halinde poliçe limitinin 175.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıya aktarılan yasal açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davalı işletenin aracının işletilmesi sırasında doğacak 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu trafik sigortacısı karşılamak durumunda olduğundan, limitin altında zarar olduğu için davalı işleten ibra nedeni ile bu oranda sorumluluktan kurtulacaktır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3589 Esas ve 2019/11257 Karar sayılı kararı).
Başka bir ifadeyle Sigorta şirketinin ibra karşılığı davacıya yaptığı ödeme sigorta limitin altında olup sigorta limitini aşan bir tazminat bulunmadığından diğer müteselsil sorumlularında da(… ve …) tazminattan sorumluluğunun sona erdiği, bu davalılar bakımından feragat beyanı bulunmadığından davanın bu davalılar bakımından konusuz kaldığı, diğer davalılar … ve Ali İhsan Karakurumun’un bakiye kalan tazminat bakımından sorumluluklarının devam ettiği, davacı …’ın dava dilekçesinde talep ettiği tazminat talebine ilişkin zararının ispatlanamadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi (818 sayılı BK 47) hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Bu kapsamda tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, kaza sonucunda davacıda meydana gelen maluliyet oranı, tarafların kusur durumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı … Sigorta yönünden manevi tazminatın poliçe teminat dışı olması ve düzenlenen ibranamenin manevi tazminat talebini kapsamaması karşısında davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak düzenlendiği üzere;
1-Davanın … Sigorta bakımından feragat nedeniyle reddine,
2-Davanın davalılar … mirasçıları ve … bakımından konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davanın davalılar … …ve … bakımından kısmen kabulüyle 16.189,77 TL tazminatın 27/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte … …ve …’dan müştereken müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
4-Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle,
-Davacı … için 5.000,00 TL, tazminatın 27/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … mirasçıları, …, … …ve …’dan müştereken müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
-Davacı … için 5.000,00 TL,tazminatın 27/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … mirasçıları, …, … …ve …’dan müştereken müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
-Davacı … için 10.000,00 TL, tazminatın 27/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … mirasçıları, …, … …ve …’dan müştereken müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
5-Davacı …’ın maddi tazminat talebinin reddine,
6-Alınması gerekli 2.472,12-TL karar ve ilam harcından 1.594,82-TL peşin harç ile ıslah harcı toplamının mahsubu ile geriye kalan 877,30-TL eksik harcın davalılar … İşletmeleri Genel Müdürlüğü, …’dan alınarak Hazineye irat kaydına,(sulh protokolü ve davacı vekilinin beyanı doğrultusunda davalılar … mirasçıları ile …’ın aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesine)
7-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 19,90-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 4.304,00-TL olmak üzere toplam 4.323,90-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.542,07-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 1.594,82-TL’nin toplamı olan 3.136,89-TL yargılama giderinin davalılar … İşletmeleri Genel Müdürlüğü, …’dan alınıp davacıya verilmesine, (sulh protokolü ve davacı vekilinin beyanı doğrultusunda davalılar … mirasçıları ile …’ın aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesine), geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … …ve …’dan alınıp davacı …’a verilmesine,
10-Davalılar vekille temsil olunduğundan …’ın reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
11-Davalılar … mirasçıları ile … ve … Sigorta A.Ş.’nin talebi doğrultusunda ve dosyaya sunulan sulh protokolü doğrultusunda lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili, davalı … ve …’ın yüzüne karşı, davalı … vekilinin yüzüne karşı (e duruşma) verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır