Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/106 E. 2022/788 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/106 Esas
KARAR NO : 2022/788
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ambalaj ürünleri sattığını ve taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında müvekkili tarafından davalıya satış yapıldığını ve fatura kesildiğini, davalı tarafça fatura bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için … İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı icra dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça davaya konu edilen faturaları kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 21.593,39-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi tarafından sunulan 14/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacının defter ve belgelerinin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde;
“Tacir olan taraflardan davacının defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduğu, takip konusu faturanın kayıtlarında yer aldığı, takip konusu fatura içeriği malın davalıya teslimi konusunda ihtilafın bulunmadığı, davalının borcunun olmadığı yönünde usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen defter, belge ibrazında da bulunmamasının yanı sıra ödeme yaptığına ilişkin belge sunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davalının borcunun olmadığını ispat edemediği, huzurdaki itirazın iptali davasında davacının defter ve kayıtlarına göre davalıdan 14.01.2019 takip tarihi itibarıyla 21.593,39 TL asıl alacaklı olduğu,” şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından davalının defter ve kayıtlarının … /Konya olduğunun bildirildiği bu kapsamda mahkememizce davalının defter ve kayıtlarının incelenmesi hususunda mahal mahkemesine talimat yazıldığı, talimat yolu ile alınan 10/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Tarafların iddia, talep, sunulan delil ve belgeler, icra dosyası kapsamı, davalı yanın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda, rapor içeriğinde ayrıntıları ile açıklandığı üzere;
“Dava konusunun, taraflar arasında bulunan cari hesap ilişkisinden kaynaklı 21.593,39 TL tutarlı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, Davalının incelenen 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Dosyaya sunulu bilirkişi raporunda davacı ticari defterleri incelendiği ve yine rapor içerisinde yer alan cari hesap ekstresine göre, tarafların icra takip tarihi itibariyle mutabık oldukları, icra takip tarihinden sonra ise mutabık olmadıkları ve rapor içerisinde açıklanan iade faturalarından kaynaklandığı;
Davacı şirket tarafından davalı adına tanzim edilen takibe konu faturanın E-Fatura şeklinde usulüne uygun düzenlendiği, faturanın davalı yana e-fatura portalı üzerinden teslim edildiği, Sonuç olarak; Davalının ticari defterlerine göre; icra takip tarihi itibariyle (14.01.2019) davacının takibe konu ettiği 21.593,39 TL davacı şirketin cari hesap alacağının olduğu, ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı tarafından mal satımından kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı takip yapıldığı dolayısı ile taraflar arasındaki ilişkinin satış sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Satış sözleşmesi Türk Borçlar Kanununun 207 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan hükümlere göre satım, satıcının satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Satım sözleşmesinin geçerli olabilmesi için icap ve kabul iradelerinin birleşmesi gerekli ve yeterlidir. Sözleşmenin yazılı yapılması geçerlilik için şart değildir. Yazılı yapılması ispat bakımından önem taşımaktadır. Buna göre, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ve aksine bir adet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Karşılıklı edimlerin ifasında, satıcı malı teslim ettiğini önce kanıtlamalıdır. Bu ispatlandığında bedelin alıcı tarafından ödendiği ispatlanmalıdır.
6100 sayılı HMK’nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Yine aynı Yasa’nın 200/1 maddesi gereğince eldeki davanın değer ve miktar itibariyle yazılı belgeyle ispat edilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, takip cari hesap ekstresine dayalı olarak başlatılmış, davalı taraf dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde takibin tamamına itirazda bulunmuştur. Bu durumda ispat yükü genel karine gereğince davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf takipte dayandığı cari hesap ekstresine konu edilen malları davalıya satmış ve teslim etmiş olduğunu dava değeri de değerlendirilerek HMK’nın 200/1 maddesi gereğince yazılı delillerle ispat etmelidir.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında; yukarıda ayrıntılarına yer verilen ve dosya kapsamına göre denetime elverişli bulunan davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi suretiyle hazırlanan 14/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, defter ve kayıtlara göre davacının davalıdan takip miktarı olan 21.593,39 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi suretiyle hazırlan talimat bilirkişi raporunda, davalının defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu ve davalının defterlerine göre davalının davacıya takip miktarı olan 21.593,39 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafça, davacının kendilerine mal teslim edildiği olgusunun ispatlayan delil sunulmadığından bahisle bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de; alınan bilirkişi raporları ve içeriği ile dava konusu somut olay birlikte değerlendirildiğinde, davalı defter ve kayıtlarında davalının davacıya borçlu bulunduğu kayıtlı olduğuna göre ispat yükü yer değiştirmiş olup bu aşamadan sonra davalı tarafın ödeme yaptığı olgusunu ispat etmesi gerekmektedir. Davalı tarafça takip konusu borcun ödendiği hususunda delil sunulmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısı ile davacının takibinin asıl alacak bakımından yerinde olduğu, tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarnamenin tebliğine ilişkin belge de bulunmadığından, tarafların tacir olması, işin ticari iş olması temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması sebebiyle davacı tarafça takip talebinde asıl alacağa takip tarihi itibari ile 3095 s.k m.2/2 kapsamında yıllık % 19,50 (ticari) değişen oranlarda faiz istemi ile takip yapılmasının uygun olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, alacağın likit olması ve borçlunun itiraz anında itirazında haksız olduğu kanaati ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı tarafından … İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile takibin aynen devamına,
2-Alacağın%20’si oranında hesap edilen 4.318,68-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.475,04-TL karar ve ilam harcından 260,80-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.214,24-TL eksik harç ve 1.096,27-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 323,00-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.688,35-TL masraf olmak üzere toplam 2.011,35-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde … Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2022

Katip …

Hakim …