Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/93 E. 2020/188 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/93 Esas
KARAR NO : 2020/188

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 22/01/2013
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni şirket ile davalı arasında elektrik tüketimine ilişkin sözleşme imzalandığını, davalı şirket tarafından kurulumu yapılan mühürlü elektrik sayacının eksik tüketim kaydettiği gerekçesi ile kaçak elektrik faturası düzenlendiğini, oysa söz konusu sayacın müvekkiline mühürlü olarak teslim edildiğini, davalı kurum yetkilileri tarafından açıldığı sırada da mühürlü olduğunu, faturaya itirazlarına cevap verilmeden Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, takibe itiraz ettiklerini, itiraz sonrası davalının müvekkilinin faaliyet adresindeki elektrik sayacını mühürlediğini, elektrik kesintisi nedeniyle daha fazla zarara uğramamak için icra dosyasındaki tüm borcun fer’ileri ile birlikte ihtirazı kayıtla ödendiğini, vekil edeninin büyük bir şirket olup kaçak elektrik kullanmadıklarını ve yaşananların prestij kaybına neden olduğunu, ilk faturadan sonraki faturalarda kullanım bedellerinin artış gösterdiğini, davalı taraf yetkililerinin daha önce sayacı kontrol ettiklerini ve problem görmeyerek mühürlediklerini, sonrasında kendi mühürledikleri sayacı yine kendilerinin açtığını, sayaca herhangi bir müdahalede bulunulmadığını, var ise davalı tarafça açıklanması gerektiğini, kaçak tüketime ilişkin faturanın sayaç söküldükten üç ay sonra geldiğini, sayaç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, kabul manasına gelmemekle beraber kaçak kullanım bedelinin 15.162 TL olmasının da mümkün olmadığını, davacının İİK gereği itirazın iptali davası açmak yerine elindeki gücü kullanarak müvekkilinden zorla tahsilat yaptığını açıklayarak, kaçak elektrik kullanımı olmayan ve olası bir tüketim kaybında kusuru bulunmayan davacının Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas dosya borcuna konu kaçak elektrik faturası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, olası bir kusur tespiti halinde Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 41, 42 ve 43.maddeleri doğrultusunda hesaplama yapılmasına, kamu gücünün kötüye kullanımı ile kesilen elektrik nedeniyle ihtirazi kayıtla ödenen 17.847,23-TL’nin ve icra takibinin fer’ileri niteliğindeki 2.549,98-TL’nin müvekkiline iadesine, %40’ın altında olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kullandığı tesisattaki elektrik sayacının eksik tüketim yaptığının saptanması üzerine sayacın değiştirildiğini ve sökülen sayacın laboratuvar incelemesinde sayaca müdahale edildiğinin anlaşıldığını, sayacın gövde kapağının vida bağlantı yuvaları kırılarak sayacın eksik tüketim yapar hale getirildiğini, bu durumun ancak kasıtlı ve bilinçli bir eylem sonucu ortaya çıkabileceğini, bu nedenle davacıya kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu bildirerek, haksız açılan davanın reddini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, kaçak elektrik kullanımı iddiasıyla düzenlenen ve tahsil edilen fatura bedeline ilişkin olarak borçlu olunmadığının tespiti ve bedelin iadesi isteğine ilişkindir.
Mahkememizin … Esas, …Karar sayılı kararı ile “Toplanan deliller, usule uygun ve denetime elverişli bulunan elektrik mühendisi bilirkişinin kök ve ek raporlarındaki açıklamalara göre, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi gereğince davacı adına kayıtlı sayaçta davacının kusuruna dayalı kaçak tüketim bulunmadığı, ancak yapılan teknik incelemede saptanan bulgular ve mahkememizce yaptırılan uzman bilirkişi incelemesine göre sayacın eksik tüketim kaydı yaptığı, tüketime rağmen eksik kayıt nedeniyle oluşan tutardan davacının sorumlu tutulması gerektiği, eksik tüketim bedelinin 12.474,84 TL olduğu, bunun üzerinde tutarın talep edilmesinin yasal dayanağı bulunmadığı, davalı tarafından ilgili borç nedeniyle başlatılan icra takibinin davacının itirazı nedeniyle durdurulmuş olduğu, itirazın iptali davası açılmamakla birlikte davalı tarafından sözkonusu borç nedeniyle davacının elektriğinin 25/12/2012 tarihinde kesildiği, davacının aynı tarihte ihtirazi kayıtla davalı tarafından dosyada detayı yazılı belgeye istinaden ( 15.162,20 TL kaçak elektrik bedeli+169,63 TL gecikme zammı+30,51 TL KDV+135,05 TL icra ilk masraf+304,17 TL tahsil harcı+1843,48 TL icra vekalet ücreti+171,35 icra sonrası faiz+30,84 TL icra sonrası KDV=17.847,23 TL) 17.847,23 TL yi davalının banka hesabına yatırdığı, bu durumda mahkememizce hesaplatılan eksik tüketim bedelini aşan asıl alacağa ilişkin kısmın davacıya iadesi gerektiği, bundan ayrı davacı-borçlunun itirazı nedeniyle durdurulan ve itirazın iptaline ilişkin dava açılmadığı halde davacıdan tahsil edilen ilgili dosyaya ilişkin takip giderleri ve fer’ilerinden oluşan 2484,89 TL nin de davacıdan alınmasının usule uygun olmadığı anlaşılmakla, oluşan kanaat sonucu takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile başlatılan (ancak bilahare itiraz nedeni ile durdurulan takip nedeni ile haricen ödeme yapmış olduğu belirlendiğinden) takip ve dayanağı nedeniyle 2.887,50 TL borçlu olmadığının tespitine, (davacının 12.474,84 TL borçlu olduğuna,) davacının söz konusu borcu nedeni ile davalıya ödemiş olduğu 15.362,34 TL’den borçlu olduğu belirlenen kısmın düşülmesi ile fazla yatırılan 2.887,50 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, itiraz nedeni ile durdurulan takibe dayalı haricen tahsil edilen 2.484,89 TL nin (tahsil harcı, icra gideri, vekalet ücreti, icra sonrası faiz ve KDV toplamı) dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine karar verildiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2018/4869 Esas, 2019/237 Karar sayılı ilamı ile “Davalının, davacı borçlu aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle ödediği asıl alacağın fer’i niteliğinde bulunan tahsil harcı, icra gideri, icra vekalet ücreti, faiz ve kdv bedeline yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyanın incelenmesinde kaçak elektrik tüketimi iddiası ile davacı adına tahakkuk ettirilen 17/10/2012 tarih ve 14.548,90 TL ve 613,30 TL’lik faturalara davacının itirazına rağmen davalı tarafça toplam 15.362,34 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine icra takibinin durduğu, davacının ihtirazi kayıtla davalının banka hesabına asıl alacak ve ferileri ile birlikte 17.847,23 TL yatırdığı, mahkemece davacının 12.474,84 TL borçlu olduğuna, 2.887,50 TL ise borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmektedir. Her ne kadar davacının 12.474,84 TL borçlu olduğuna, 2.887,50 TL ise borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakta ise de, davacıdan icra takibi yoluyla tahsil edilen tahsil harcı, icra gideri, vekalet ücreti, faiz ve kdv’nin tamamının iadesine karar verilmesi hatalıdır. Davacıdan alınması gereken 12.474,84 TL yönünden davalının takip başlatması haklı olduğu görülmekle, bu tutar üzerinden yapılacak icra takibinde alınması gereken tahsil edilen tahsil harcı, icra gideri, vekalet ücreti, faiz ve kdv miktarının hesaplanarak fazla alınan tutarın iadesi gerekmektedir. O halde; mahkemece, davacıdan haricen tahsil edilen 2.484,89 TL’den, 12.474,84 TL üzerinden başlatılacak bir icra takibinde alınması gereken tahsil harcı, icra gideri, vekalet ücreti, faiz ve kdv kalemlerinin hesaplanarak belirlenen tutarın düşülmesi suretiyle kalan bakiyenin davacıya iadesine gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuş olmakla bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, düzenlenen raporda 12.474,84 TL için 12.646,64 TL takipte kesinleşen tutarın belirlendiği, bu tutar üzerinden hesaplanan icra vekalet ücretinin 1.517,59 TL resmi tahsil harcının 575,41 TL işlemiş faizin 26,21 TL ve KDV’nin 26,21 TL olarak belirlendiği, dosyada yapılan hesaplamalar neticesinde; davacı borçlu tarafından haricen ödeme yapılan 25/12/2012 tarihi itibarıyla dosya borcunun ödendiği, ödenen 17.484,23 TL’nin, 2.825,63 TL’sinin davalı-alacaklı tarafından davacı borçluya iade etmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede ise 12.474,84 TL yönünden %12 icra vekalet ücretinin 1.496,98 TL olduğu, icra tahsil harcının 12.474,84 TL / 100 X 5,55 = 567,60 TL olduğu hesap edilmiştir. Yine takip tarihi 30/11/2012 tarihinden, ödeme tarihi olan 25/12/2012 tarihinde karar faizin 12.474,84 TL X 20 gün X 16,50 faiz oranı / 36500 = 112,78 TL (30/11/2012-19/12/2012 arası), 12.474,84 TL X 5 gün X 13,75 faiz oranı / 36500 = 23,49 TL (20/12/2012-25/12/2012 arası) olmak üzere toplam 136,27 TL olduğu, faizin kdv’sinin ise 24,52 TL olduğu hesap edilmiştir. Bu durumda 1.496,98 TL + 567,60 TL + 136,27 TL + 24,52 TL 40,00 TL (masraf) = 2.265,37 TL tahsil edilmesi gerekirken 2.484,89 TL tahsil edilmiş olması sebebiyle fark bedel 219,52 TL’nin iadesi gerektiği anlaşılmıştır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2018/4869 Esas, 2019/237 Karar sayılı ilamı ile Mahkememizin önceki kararının sair temyiz itirazları reddedilerek “davacıdan haricen tahsil edilen 2.484,89 TL’den, 12.474,84 TL üzerinden başlatılacak bir icra takibinde alınması gereken tahsil harcı, icra gideri, vekalet ücreti, faiz ve kdv kalemlerinin hesaplanarak belirlenen tutarın düşülmesi suretiyle kalan bakiyenin davacıya iadesine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş olmakla, Mahkememizce yapılan hesaplama neticesinde davalı tarafından tahsil edilmesi gereken bedelin 1.496,98 TL + 567,60 TL + 136,27 TL + 24,52 TL 40,00 TL (masraf) = 2.265,37 TL olduğu hesap edilmiş olup, 2.484,89 TL – 2.265,37 TL = 219,52 TL’nin fazladan tahsil edildiği anlaşılmakla bu bedelin davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile Davacının Bakırköy … İcra Dairesinin… Esas sayılı takip dosyası kapsamında 12.474,84-TL borçlu olduğunun ve 2.887,50-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı tarafından takip dosyası kapsamında 15.362,34-TL ödeme yapıldığından ve borçlu olduğu miktar 12.474,84-TL olduğundan bakiye 2.887,50-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Takibe dayalı davacıdan haricen tahsil edilen 2.484,89-TL’den tahsili gereken 2.265,37-TL’nin mahsubu ile fazladan tahsil edilen 219,52-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınara davacıya ödenmesine,
4-Davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
5-Tarafların karşılıklı olarak tazminat istemlerinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
6-Alınması gereken 212,24 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 304,80 TL’den düşümü ile 92,56 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 28,65 TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 1.281,10 TL olmak üzere toplam 1.309,75 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 227,90 TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 212,24 TL’nin toplamı olan 440,14 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 92,25 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 76,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
10-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.107,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
11-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren onbeş günlük kesin süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR