Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/89 E. 2019/1059 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/89 Esas
KARAR NO: 2019/1059

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/04/2018
KARAR TARİHİ: 13/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı tarafın dava dilekçesinde özetle: Davalı ile aralarında devre mülk satış sözleşmesinden doğan bir ticari ilişkileri olduğunu, davalı şirket ile aralarında yapılan devre mülk akdinden caydığını kendilerine ilettiğini ve cayma hakkını kullandığı sebebiyle de sözleşmeye dayalı olarak şahsından alınan ve icra takibine dayanak senetlerini (24.12.2016 tanzim ve 05/01/2017, 05/02/2017, 05/03/2017, 05/04/2017, 05/05/2017, 05/06/2017, 05/07/2017, 05/08/2017, 05/09/2017, 05/10/2017, 05/11/2017, 05/12/2017 ve 05/01/2018 vade tarihli senetler) geri iade edeceklerini bidirdiklerini, daha sonra ise hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibinde bulunduklarını, akdin feshi sebebiyle, davalı alacaklı firmadan hiçbir surette devremülk almadığını, şahsına bu senetler sebebiyle satılmış herhangi bir emtia veya mal da bulunmadığını beyan ederek davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya yazılı cevap vermemiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce ön inceleme aşamasında toplanan delillerden davacının dava dilekçesine, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Dosya, mahkememize İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/12/2018 tarih … E., …K. Sayılı ilamı ile ” Dava konusu icra takibine dayanağının T.T.K.776.maddesinde düzenlenen bono olduğu anlaşılmakla, T.T.K.4/1 madde uyarınca davaya bakma görevi Ticaret Mahkemelerine ait olduğu gerekçesi ile verilen görevsizlik kararı neticesinde gelmiştir.
HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup, 115.madde gereğince de Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
TTK’nın 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa gereğince bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir ve bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.
Bu Kanunun uygulanmasında tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır ve taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.
Somut durumda; taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi imzalandığı, davacının devremülk sözleşmesi kapsamında davalı şirkete vermiş olduğu senetlerin icra takibine konu edilmesi nedeniyle dolayısıyla devremülk sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği anlaşıldığından ve 6502 sayılı kanun 50.maddesinde “Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmetli Sözleşmeleri” ne ilişkin yazı kapsamıda düzenleme bulunduğundan, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna ve mahkememizin görevsizliğine kanaat edilerek, görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda yetkili mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dosya üzerinde inceleme ile, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza