Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/687 E. 2023/725 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/687 Esas
KARAR NO : 2023/725

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2016
KARAR TARİHİ : 28/09/2023

Mahkememizden verilen 30/03/2018 tarih ve 2016/150 Esas 2018/247 sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 27/11/2019 tarih ve 2018/1307 Esas- 2019/1664 Karar sayılı ilamıyla KARAR KALDIRMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki neticesinde davalının müvekkiline verdiği çekin bankaya ibrazında çek üzerindeki keşideci imzası ile yetkililerin imzasının örtüşmemesi neticesinde çekin müvekkiline iade iade edilmesi neticesinde kambiyo vasfını yitiren çekin ilamsız icra takibine konulduğu yapılan takibe davalının itiraz ederek durdurduğunu bunun üzerine alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptaline takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını bu sebeple de davaya konu çekin müvekkili tarafından keşide edilmediğini, kambiyo vasfına haiz olmayan çek nedeniyle yapılan takibin haksız kötü niyetli ve müvekkilini baskı altına alma amaçlı olduğunu, davacının yine dava dışı … şirketini ve müvekkili şirket gibi çok sayıda firmayı mağdur ettiklerini, bu durumun … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyası ile şikayette bulunulduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafça düzenlenen ve takibe konu edilen çeke ilişkin davalının borcu olup olmadığı ve alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyamıza getirtilen … 34. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 166.483,00-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen 30/03/2018 tarih ve 2016/150 Esas 2018/247 sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 27/11/2019 tarih ve 2018/1307 Esas- 2019/1664 Karar sayılı ilamıyla “Dava çeke dayalı ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davacı çekin hamili (cirantası), davalı ise çekin keşidecisi konumundadır. Taraflar arasında doğrudan ticari bir ilişki yoktur. Çekin lehdarı … adında başka firma olup, davacı hamilin çeki …’dan ciroyla aldığı anlaşılmaktadır. Davacı icra takibine itirazında, çekteki imzanın kendilerine ait olmadığını savunmuştur. Çekin ibrazı üzerine muhatap banka tarafından yazılan açıklamada keşideci imzasının tutmaması nedeniyle ödeme yapılmadığı belirtilmiştir. Mahkeme dava konusu çekin, davalı defterlerinde Metaş’ a verilen çekler arasında gösterilmemesini esas alarak davayı reddetmiştir. Taraflar arasında temel sözleşmesel bir ilişki olmadığından davacı, davalı keşidecinin sebepsiz zenginleştiğini öne sürerek TTK 732.maddeye dayanarak davalının çekten sorumlu olduğunu öne sürdüğüne göre; uyuşmazlık noktası dava konusu çekteki imzanın davalı keşideciye ait olup olmadığı, çekten dolayı davalı keşidecinin sorumlu olup olmadığı noktalarındadır. 6100 sayılı HMK’nın 209.maddesine göre adi bir senetteki imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. Sahtelik incelemesi de HMK’nın 211.maddesine göre yapılır. Eldeki davada davalı keşideci çekteki imzanın kendisine ait olmadığını savunduğuna göre 6100 sayılı HMK’nın 211 v.d maddelerine göre işlem yapılıp deliller toplanması gerekirken; bunların yapılmaması uyuşmazlığın çözülmesi için gerekli delillerin hiç veya gereği gibi toplanmamış olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak; mahkemenin davanın esasına yönelik delilleri toplamadığı ve değerlendirmediği anlaşılmakla HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” şeklinde ilamı ile karar kaldırılmıştır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı ile kaldırma ilamıda gözetilerek dosya bilirkişiye verilmiş çek aslı üzerinde alınan imza örnekleride değerlendirilrek grafolojik inceleme yapılmış bilirkişi raporunda ” Davacı şirket yetkilisi …’ın referans imzaları ile aralarında genel biçimlendirme, imza yolu ve karşılaştırmalı analizlerde esas alınan diğer kriterler yönünden aynı elden çıktıklarını gösterir nitelikte uygunluk ve benzerlik saptanmadığından, Davacı şirket yetkilisi …’ın referans imzaları ile aralarında genel biçimlendirme itibarıyla “ilk bakışta” benzerlik bulunduğu izlenimi edinilmekle birlikte bu benzerlikler karşılaştırmalı analizlerde esas alınan diğer kriterlerle desteklenmediğinden; inceleme konusu, … Bankası A.Ş. … Şubesine ait, keşidecisi “…Tic. Ltd. Şti.” olan, “… 17/08/2015” keşide yer ve tarihli, “…” numara ve “145.400/Yüzkırkbeşbindörtyüz TL” meblağlı, “…” emrine yazılı çek aslındaki keşideci imzasının, davalı şirket yetkilileri …ve …’ın eli ürünü olmadığı kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
İşbu davada davacı mahkememizce aldırılan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden davaya konu edilen çek üzerindeki imzanın davalı şirket yetkilileri … ve …’ın eli ürünü olmadığı anlaşılmakla davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE
2-Alınması gerekli harç 269,85 TL olup peşin alınan 2.010,71 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 1.740,86 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 26.637,28 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.28/09/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸