Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/67 E. 2022/414 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/67 Esas
KARAR NO:2022/414

DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/10/2018
KARAR TARİHİ:20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 13.10.2017 tarihli eser sözleşmesi ile müvekkilinin 23-25.11.2017 tarihlerinde yapılacak olan fuar için iş sahibi tarafından talep edilen fuar standlarının üretimi, montajı ve de montajının üstlenildiği, sözleşmenin birinci maddesinde süresinin, 2. Maddesinde ise ücretinin 94.400,00-TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen davalının fatura bedelini kısmen ödemediğini, müvekkilinin bakiye 68.802,00-TL alacağı bulunduğunu, sözleşmede geciken ödemeler için yıllık %8 cezai tazminat uygulanır hükmü gereği 68.802,00 TL’ye ödeme tarihi olan 22/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek cezai tazminatın taraflarına ödenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile 68.802,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 22/11/2017 tarihinden itibaren %8 gecikme faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine, 68.802,00 TL alacağın 22/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek %8 cezai tazminatın taraflarına ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilince davanın ilk açıldığı … 4.Asliye Ticaret Mahkemesine sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sözleşme uyarınca uyuşmazlığa ilişkin davaların İstanbul Merkez Mahkemelerinde açılması gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise davaya konu faturaların müvekkil şirket tarafından yasal süresi içerisinde … 14. Noterliğinin 07/12/2017 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edildiğini, bu halde gerçek bir alacağı yansıtmadığını, davacı şirketin sözleşme konusu hizmetleri eksik ve ayıplı olarak ifa ettiğini, alacak taleplerinin bu nedenle yersiz olduğunu, davacının edimlerini ayıplı ifa ettiği açık olup, işbu sebeple faturalar iade edildiğinden temerrüt şartının gerçekleşmediğini bu halde davacının gecikme tazminatı taleplerinin vadesi gelmiş bir borçtan söz edilemeyeceğinden haksız olduğunu savunarak davanın usul ve esas yönünden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
… 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E.sayılı dosyasının yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizde açılan iş bu davada, davacı ve davalı aralarında yapılmış bulunan “Eser Sözleşmesi” gereği, 23-25/11/2017 tarihinde yapılacak … Fuarı için fuar stantlarının üretimi, montajı ve demontajı konusunda anlaştıkları, davalı şirketin sözleşme gereğince yapması gereken ödemeleri yapmaması nedeniyle, davalıdan alacağın tahsili ve sözleşme cezai şart alacağının istemine ilişkin, eser sözleşmesine dayalı alacak ve tazminat davasıdır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinin sunduğu raporda özetle; davacının 2017-2018 yılları ticari defterlerinin HMK.m 222 çerçevesinde davacı lehine delil teşkil edemeyeceği, davacı tarafın ticari defter, kayıt belgelerin incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibariyle davalı taraftan 68.802,40 TL alacak kaydettiği, Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının HMK m. 222 çerçevesinde davalı lehine delil teşkil edemeyeceği, davalı tarafın ticari defter , kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucunda 31/12/2018 tarihi itibariyle davacı taraftan 20.758,40 TL alacak kaydettiğinin görüldüğü, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 1. Maddesinin yapılacak olan … fuarı için iş sahibi tarafından talep edilen fuar stantlarının üretimini, montajını ve demontajını oluşturduğunu, 2. Maddenin ödeme şeklini, 3. Maddenin taraflar arasındaki hak ve yükümlülükleri, 5. Maddenin genel hükümleri, 6. Maddenin ise cezai şart hükümlerine belirlediğini, 6. Maddeye göre sözleşmenin konusu olan standı belirtilen sürede tamamen bitirmiş olarak iş sahibine teslim etmekle yükümlü olduğu, standın fuar açılış tarihinde teslim edilmemesi iş sahibi lehine bu sözleşmeyi haklı bir şekilde fesih etme hakkını doğurduğu, yüklenici sözleşmenin konusu olan standı teslim etmemesi ile bu sözleşmenin bedelinin 2 katı kadar ceza bedelini ödeyeceğini kabul ve beyan ve tahahhüt ettiğini, iş sahibinin sözleşmeyle üstlendiği yükümlülüklerini tümüyle yerine getirmesine rağmen Artico’nun sözleşmeyle üstlendiği bütün yükümlülüklerini tümüyle yerine getirmesine rağmen Artico’nun sözleşmenin konusu olan standı, fuar açılış tarihinden daha sonraki bir tarihte teslim etmesi halinde bu sözleşmenin bedeli kadar ceza bedeli ödeyeceğini taahhüt ettiğini, sözleşme sahibinin sözleşme ile belirtilen yükümlülüklerine uymaması ve özellikle sözlemeye belirlenen tarihlerde ödemelerini yamaması halinde veyahut standı teslim almaktan imtina etmesi halinde bu sözleşme bedelinin 2 katı kadar tutarı cezai şart olarak Artıco’ya ödemeyi kabul beyan ve taahhüt ettiği, Somut olayda hukuki sorunun taraflar arasında varlığı ve geçerliği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılan 13 Ekim 2017 tarihli eser sözleşmesi uyarınca davacının eser zamanında teslim edip etmediği ve teslim edilen eserin ayıplı olup gecikme ve ayıp söz konusu ise bunların taraflardan hangisinin davranışlarından kaynaklandığı ve bu doğrultuda davacı yüklenicinin itiraza uğrayan faturalarda yer alan alacak hakkına sahip olup olmadığını belirlenmesinden ibaret olduğu, eserin teslim edilip edilmediği, teslim edilmiş ise teslimde gecikme olup olmadığı hususunda yapılan sektörel ve teknik değerlendirmede, 3.2. maddesinde belirlenen sürede iş sahibi davalının yüklenici davacıya göndermesi gereken grafikleri, görsel ürünlerin ebatlarını göndermediği, bu halde gecikmenin davacıdan kaynaklanmadığı. davacının edimini yerine getirebilmesi bakımından sözleşme ile davalıya yüklenen işbirliği yükümlülüklerini yerine getirmeyerek, alacaklı temerrüdünün oluştuğunu, eserin zamanında tamamlanamamış olmasının iş sahibinin hâkimiyet alanından doğan sebeplerden kaynaklanıyor diğer bir ifadeyle iş sahibine yüklenebiliyorsa bu halde sözleşmede kararlaştırılan teslim vadesi bağlayıcılığını yitireceğini, teslim süresinin uzamasının temel koşulunun, eserin zamanında tamamlanamamasının, iş sahibine yüklenebilir olması, engelin iş sahibinin hâkimiyet alanından doğması olduğunu, teslimde gecikme yaşanmış olması ihtimalinde, gecikme iş sahibinin hakimiyet alanından kaynaklandığı için yüklenicinin temerrüdünün oluştuğu sonucuna varılamadığı, Teknik incelemede yapılan değerlendirmede, sözleşmenin 3.3 maddesine göre: decklerin (27.10.2017), doğal laş ve kauçuk (20.11.2017) gibi zemin malzemelerinin ve bitkilerin (22.11.2017) davalı tarafından davacıya teslim edilmesi gerektiğini, dosyadaki belgelerden söz konusu malzemelerin yukarıda belirtilen tarihlerden sonra gönderilmiş olduğu. dosyada davalı tarafından gönderilmiş (20 Kasım 2017 fuar kurulum tarihli whatsup mesajları hariç) deckler, doğal taşlar, kauçuk malzemeleri ve bitkilerle (Zeytin ağacı hariç) ile ilgili her hangi bir bilgi, mail, yazışma yer almadığı, zemin malzemelerinin geç gelip gelmediği hususunda değerlendirme yapılamadığını, fuar kurulum günü tüm ürün ve malzemeler eksiksiz bir şekilde elinde hazır olamadığı için davalıya ait stantı tamı ve eksiksiz olarak zamanında firmaya teslim edememiş olabileceği, bu durumun davalı tarafından geç gönderilen ürün görselleri, boyutları, vs. gibi sebeplerden kaynaklanmış olduğunu, sonuçta üretim atölyelerin de bir iş takvimi olduğu, ürün görselleri ve boyutlarının geç ve’veya hatalı gönderilmeleri sebebiyle tekrar üretilmek zorunda kalınmış olabileceğini, davacının, atölyenin iş programının arasına girememiş olabileceğini, bu nedenle ürünlerin, üretim sürelerinin daralmış olduğunu, ürünlerin yetiştirilebilmesi adına alelacele yapılmış. son rötuşlarının ise fuar alanında yapılmaya çalışıldığı, dava konusu olan bütün işlerin bir birlerine zincirleme bağlı olduğu, dolayısıyla bir tanesinin sekteye uğraması sonucu bundan hepsinin etkileneceği, ayrıca atölyede yapılan tüm işlerin siparişlerinin aynı anda verilmesi gerekliğini, bü bu izah edilen nedenlerden dolayı ürünlerdeki sorunların ortaya çıkmış olabileceği kanaatinin oluştuğu sonucuna varıldığını, bu doğrultuda eserde ayıp olduğu ancak ayıpların iş sahibinde kaynaklandı TBK m. 476 uyarınca teknik incelemede tespit edilen hususlar ve bu tespitler doğrultusunda mahkemenin TBK m. 476 hükmü düzenlenmesinin uygulama alanı bulacağı kanaatinde olması halinde yüklenicinin ayıplardan sorumlu olmadığı sonucuna ulaşılacağı, teknik ve sektörel incelemede stantta kurulmuş su duvarındaki sorunun da sonradan oluşmuş olabileceği ve imal ile ilgili olmadığı kanaatine varıldığını, şu halde arızanın ayıp olarak nitelenemediğini, teknik ve sektörel incelemede, sözleşmede olmayan hizmetlerin de verildiğinin (lavobo kurulumu ve bağlantılarının yapılması) anlaşıldığı ve iş sahibinden kaynaklanan gecikmeler nedeniyle stant zemini sökülüp tekrar kurulmuş ve’veya ekstra malzemeler kullanılmak zorunda kalındığının tespit edildiğini, bunların ek iş olarak belirlendiğini. Sözleşmenin m. 3.11. hükmü uyarınca, ek işlerin bedellerinin ödenmesi gerektiği sonucuna varılıyor olsa da davacı tarafça hesaplanan ek iş bedellerinin yerindeliği konusunda hesaplama yapabilecek bir uzmanın heyette bulunmadığı için bu hususun değerlendirme dışı bırakıldığını, davacı sözleşme m. 5.4 uyarınca cari hesabın tasfiyesi halinde belirlenen bakiye alacağını talep etmişse de ise) cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, ayrıca cari hesap sözleşmesinin varlığı sabit olsa bile bir tasfiye (sözleşmenin sona erdiği) yönünde bildirimin bulunmadığı, cari hesap sözleşmesinin uyuşmazlığın dayandığı eser sözleşmesi ile mündemiç olup olmadığı, eser sözleşmesinden doğan bedel ödeme edimleri ila edilmediği ve buna bağlı olarak sözleşmenin sona ermediği, başka ifadeyle davacının iş sahibinin temerrüdüne dayalı olarak seçimlik haklarından dönme hakkını kullanmadığı ve aynen ifada ısrar ettiği, nihai takdir mahkemede olmak üzere tasfiye aşamasına gelinip gelinmediğinin belirlenemediği, bu nedenle sözleşmenin m. 5.4 hükmüne dayalı %8’lik gecikme faizinin talep edilip edilemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılamayacağını, sözleşmenin m. 3.7 hükmünde ise ödemelerin gecikmesi halinde % 8’lik ceza koşulu uygulanacağı, sözleşmede ifaya ekli ceza koşulu söz konusu olduğu (TBK m. 179). ancak bu tür ceza koşulu ek işlere ilişkin ödemeleri kapsamaması gerektiği, mali inceleme neticesinde taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 2. Maddesine göre, ücret bedelinin KDV dahil 94.400,00 TL olduğu, davacı tarafın davalı taraf adına 3 adet toplamı 113.044,00 TL. bedelli fatura düzenlediği ve fatura alacağına karşılık 44.241,60 TL tahsil ettiği, davacı tarafın davalı taraftan fatura alacağına ek işler bedeli düşüldükten sonra geriye kalan sözleşme bedeli üzerinden hesaplama yapıldığını, 94.400,00 TL sözleşme bedeli 44.241,60 TL. tahsilat 50.158,40 TL alacak bakiyesi üzerinden %8 ceza bedelinin 32.798,19 TL olarak hesaplandığı görüş ve kanaati bildirmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde harca esas değer olarak 68.802,40 TL gösterdiği ve bu değere göre harcını yatırdığı, mahkememize sunmuş olduğu 24/06/2019 tarihli beyanı ile cezai şart olarak olarak 60.440,20 TL talepte bulunduğu görülmüş olup, eksik harcın mahkememizce tamamlattırıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporuna tarafların itirazları nedeniyle ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetince sunulan ek raporda özetle; tarafların itirazlarının değerlendirildiğini, dosyadaki tüm belge ve görsel delillerden davacı tarafından bahse konu standı, mobilyaları, ürün ve/veya malzemeleri ürettirmiş, tedarik edilmesi gerekenleri kurulumları yaptırmış ve standı hazır halde davalıya teslim etmiş olduğunun anlaşıldığını, yine dosya kapsamındaki belgelerden ve mesajlaşmalardan davalıdan kaynaklı ” gecikmeler yaşanmış olduğu. davalı tarafından – değişikliklerin (saksı ve çiçekliklerin talep edilmiş olduğu, ölçülerin eksik ve/veya yanlış verilmiş olduğu dolayısıyla )la ‘bazı ürünlerin yeniden ürettirildiği ve/veya tadil edildiğinin anlaşıldığını, dolayısıyla bütün rötarlar neticesinde bir takım aksaklıkların olduğunu, son temizlik, son kontrol ve rötuşların yapılamadığı fakat bu sıkıntıların kendisinden kaynaklanmadığı, davacı dilekçelerinde beyan edildiğinin görünmekte olduğunu, diğer taraftan davalı tarafından fuarın ilk günü stand teslim alındığında veya fuar öncesi stand kurulum aşamasında (normal şartlar altında kurulum aşamasında firma yetkilileri fuar alanında olup gerekli incelemeleri ve tespitleri yaparlar) davalı firma yetkililerinin mevcut olumsuzluklar ile ilgili tutanak tutturmadığı ve /veya her hangi bir itirazda bulunmadığı, davacının davalıya sunduğu ürün ve hizmetlerin davalı tarafından kullanılmış olduğu, taktirin mahkemeye ait olacağını, başka bir açıdan bakıldığında sözleşmede ürünlerin en geç teslim edilmesi gereken tarihlerin yazdığını, buradan yola çıkarak da sözleşmenin ön koşulunun bu tarihlere sadık kalınmak olduğunun söylenebileceğini, zira sektörel açıdan değerlendirildiğinde de bütün işlerin bir biriyle bağlantılı olduğu ve işlerin zamanında ve hatasız yetiştirilebilmesi, son kontrolün yapılıp, kusurların düzeltilebilmesi veya bir sorun varsa yeniden ürettirilebilmesi için bu tarihlerin şaşmaması gerektiğini, en sade ifade ile bir ürün ve/veya hizmetin kusursuz teslim edilebilmesi için rötuşlanması ve kusurlarının giderilmesi, rötuşların yapılabilmesi için teslim tarihinden en az bir iki gün önce kurulup hazır hale gelmesi, kurulup hazır hale gelmesi için doğru ölçülerde ve aceleye getirilmeden ürettirilmesi, zamanında ve doğru ölçülerde üretilebilmesi için atölyeye/marangozhaneye zamanında ve doğru bilgilerin verilmesi gerektiğini, Ayrıca “fuar alanının bir kısmının zemin malzemeleri kurulup hazır hale getirildikten sonra davacının sonradan haberi olan bazı malzemelerin davalı tarafından getirilmesi ve bu malzemelerin ayaklarının zemin malzemelerinin altında kalması gerektiğini, yeni gelen malzemelerin ayaklarının kötü görünmemesi için malzemesinin fuar alanında tadil edildiğinin” dosya kapsamında mevcut davacı dilekçelerinde beyan edilmiş olduğu görünmekte olduğunu, bu hususta davalı her hangi bir beyanda bulunmadığını, takdirin mahkemeye ait olacağını, Kök raporlarında da işlerin ayıplı olarak teslim edildiğini, bazı gecikmelerin yaşanmış olduğu ve bu gecikmelerin davalının görsel ve ürünlerin bazılarını geç göndermesinden, bazı noktalarda eksik ya da hatalı ölçü vermesinden, değişiklik taleplerinden ve sair kaynaklandığı da hem kök raporda hem de ek raporumuzda izah edildiğini, kök raporda “Fuar işinin bir birine zincirleme bağlı olarak ifa edilebilecek bir iş olduğu, bu sebeple de bu zincir halkalarından bir tanesinde yaşanabilecek bir gecikmenin zincirin devamındaki işlerde de gecikmeye sebebiyet verebileceği” belirtildiğini, bu bağlamda davacının davalıya doğru ve düzgün hizmet verebilmesi için her şeyden önce ürünleri ürettirebilmesi amacıyla 3. Şahıs firmalarla anlaşması, bu 3. Şahıs firmaların müsaitlik durumlarına göre hizmet verdiği iş sahibi firmaların verdikleri ölçüler doğrultusunda ürünleri ürettirmesi, bu ürünler fuar tarihinden önce hazır ettirildikten sonra fuar sözleşmesine göre vakti geldiğinde zamanında elinde hazır ettirilmiş ürünleri fuar alanına nakil etmeli, kurulumları yaptırdıktan sonra ince işçilikleri yapmalı/yaptırmalı ve fuar standını eksiksiz ve kusursuz teslim etmesi gerektiğini, bu noktada değinilmesi gereken en önemli hususun ise ölçülerin doğru verilmesi gerektiğini, zira yanlış verilen bir ölçü daha işin başındayken işin sonucunu olumsuz etkileyebileceğini, ayrıca yanlış veya eksik verilen bilgiler doğrultusunda tadil edilmek zorunda kalan bir ürün/hizmet, teslim öncesinde yapılması gereken son rötuşların, temizlik ve düzenlemelerin yapılamamasına ve teslim süresinin sarkmasına sebebiyet verebileceğini, ayrıca ürünlerin üretimlerinin aceleye getirilmemesi açısından da ebatların vaktinde verilmesi önem arz etmekte olduğunu, diğer taraftan bu sektörde hizmet veren tüm kurum ve kuruluşların kendilerine göre bir iş planı olduğu herkesin malumudur. Bu bağlamda fuar firmaları ile çalışan 3. Şahıs şirketlerin, o işle ilgili tüm siparişleri bir kerede alıp, tüm ürünlerin üretimini yapıp, bir sonraki işin üretimine geçtikleri söylenebileceğini, zira bu 3. Şahıs firmalar sürekli üretim yapan firmalar oldukları için ellerinde sırada bekleyen işler olduğu sektör çalışanları tarafından bilinmekte olduğunu, bir fuar alanı için üretilen/ürettirilen ve/veya temin edilen tüm ürünlerin bir birleriyle hem şekil hem boyut olarak hem de renk bakımından uyumlu olmaları gerektiğini, bu sebeple de tüm ürünlerin bir kerede ürettirilmesi önem arz eden bir husus olduğunu, diğer taraftan bu ürünlerin tamamının fuar kurulum tarihinden önce eksiksiz olarak fuar şirketinin elinde olması gerektiğini, böylece fuar şirketi, kurulum tarihi geldiğinde tüm ürünleri fuar alanına nakil edeceğini,, kurulumlarını yapacağını ve kusurlar var ise gidermesi gerektiğini, , rötuşları yaptığını, son temizliği de yapmasının ardından standı iş sahibi firmaya kusursuz bir şekilde teslim edebileceğini, k davalı vekilinin “keşif yapılmadan toptancı bir bakışla değerlendirme yaptıkları itiraz dilekçesinde beyan ettiğini, fuar . tarihi geçtiği için fuar alanında keşif yapma imkânlarının bulunmadığını, kök rapor ve ek rapordaki tüm değerlendirmeler dosya kapsamındaki tüm belgeler (beyan dilekçeleri, e-posta ve whatsapp yazışmaları, görsel deliller) çerçevesinde ve sektörel işleyişe göre yapılmış olduğundan, sektörü bilen ve/veya sektörün içinde olan herkes tarafından bu değerlendirmelerin yapılabileceğini, açıklanan nedenlerle kök rapordan farklı bir sonuca ulaşılmadığını sonuç olarak sektörel bakımdan kök rapordan farklı sonuçlara ulaşılamadığını, davacı itiraz dilekçesinde, Davacı şirket tarafından, davalı şirket çalışanına 01.12.2017 tarihli mail ile faturalar gönderildiğini, en geç bu tarih itibariyle davalı ile cari hesap ilişkisi sona erdiğini, sözleşmenin 1.3. Maddesinde “İş bu anlaşmanın süresi, imzalandığı tarihten itibaren başlayacak olup, 26.11.2017 tarihinde sona erecektir” hükmü yer aldığını, sözleşmenin sona ermesinden sonra davalı yetkilisi ile yapılan görüşmeler neticesinde davalının bilgisi dahilinde 23.11.2017 tarihli 72.828,40 TL ve 01.12.2017 tarihli 16.520,00 TL faturalar düzenlenerek davalıya gönderildiğini, gönderilen bu faturaların borcun tasfiyesi niteliği taşıdığını, haliyle davacının davalıdan toplamda (yapılan ödemeler düşüldükten sonra) 68.802,40 TL alacaklı olduğu açık olup, iş bu bakiye alacağa sözleşmeye göre aylık 968 gecikme faizi uygulanması gerektiğini beyan ettiğini, bu talep konusunda kök raporda yer verilen gerekçelerle bir değerlendirme yapılamadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş, ek rapora karşı taraflarca beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Mahkememizce incelenen kök ve ek raporların sonuç kısımlarında hesaplanan alacak tutarları arasında fark bulunduğu, bu farklılığa ilişkin ilişkin bir açıklama mevcut olmadığı anlaşıldığından, hesaplamaya ilişkin farklılığı açıklayacak şekilde ve tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde ek rapor alınmasına kanaat getirilmiş ve dosya ek rapor sunulmak üzere bilirkişi heyetine yeniden tevdi olunmuştur.
Bilirkişi heyetince sunulan 2. Ek raporda özetle; yapılan itirazlar ve mahkemece verilen ara kararın incelendiğini, sonuç olarak davacı tarafın davalı taraf adına – Davacı tarafın davalı taraf adına, 20.10.2017 tarihli, 21646 sıra numaralı 24.241,60 TL., 23.11.2017 tarihli 21649 sıra numaralı 72.282,40 TL. ve 01.12.2017 tarihli 21650 sıra numaralı 16.520,00 TL. olmak üzere 3 adet toplamı 113.044,00 TL. bedelli fatura düzenlediğini, taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin bedelinin KDV dâhil 94.400,00-TL olduğunu, davalı tarafından 44.241,60-TL’nin ödendiğinin tarafların kabulünde olduğunu, davalının park plus oyun malzemeleri ile ilgili olarak kullanılması gereken birtakım malzemeleri fuar öncesinde davacı tarafa bildirmediği kurulum esnasında haberleri olduğunu bu sebeple de hali hazırda kurulmuş olan zeminin sökülüp bu malzemeler yerleştirildikten sonra kurulduğunu, dolayısıyla aynı işin iki defa yapıldığını ve ekstra mesai harcandığını beyan ettiğini, bu nedenle sözleşmenin ilgili maddesine ve sektör teamüllerine göre davacının vermiş olduğu ekstra mesai ve yinelenmek zorunda kalınan hizmetler sebebiyle davalıdan ekstra ücret talep edebileceğini, dosya kapsamındaki tüm belgelerden davacı tarafından ekstra hizmetin verildiği tespit edilmekle mahkeme tarafından davacı tarafından ek hizmetlerin verilmediği kanaatinde ise davacının fatura alacağından kalan 50.158,40-TL alacak talep edebileceğini, Mahkemece davacı tarafından ek hizmetlerin verildiği kanaatinde ise; sözleşme bedelinden kalan alacağına (50.158,40-TL) 18.644,00-TL (ekstra hizmet ve/veya yeniden verilen hizmetler farkları) ekstra hizmet bedeli eklenerek 68.802,40-TL talep edebileceğini, davacı sözleşme m. 5.4 uyarınca cari hesabın tasfiyesi halinde belirlenen bakiye alacağın ödenmesinde gecikme halinde uygulanacak olan % 8’lik gecikme faizini talep etmişse de dosya kapsamında taraflar arasında yapılmış (ise) cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, ayrıca cari hesap sözleşmesinin varlığı sabit olsa bile bir tasfiye (sözleşmenin sona erdiği) yönünde bildirimin bulunmadığı, cari hesap sözleşmesinin uyuşmazlığın dayandığı eser sözleşmesi ile mündemiç olup olmadığı, eser sözleşmesinden doğan bedel ödeme edimleri ifa edilmediği ve buna bağlı olarak sözleşmenin sona ermediği, başka ifadeyle davacının iş sahibinin temerrüdüne dayalı olarak seçimlik haklarından dönme hakkını kullanmadığı ve aynen ifada ısrar ettiği, nihai takdirin Mahkemede olmak üzere tasfiye aşamasına gelinip gelinmediğinin belirlenemediğini, bu nedenle sözleşmenin m. 5.4 hükmüne dayalı % 8’lik gecikme faizinin talep edilip edilemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılamayacağını, Sözleşmenin m. 3.7 hükmünde ise ödemelerin gecikmesi halinde % 8’lik ceza koşulu uygulanacağı, sözleşmede ifaya ekli ceza koşulu söz konusu olduğu (TBK m. 179). ancak bu tür ceza koşulu ek işlere ilişkin ödemeleri kapsamaması gerektiğini, davacı tarafın davalı taraf adına, 3 adet toplamı 113.044,00 TL. bedelli fatura düzenlediği ve fatura alacağına karşılık 44.241,60 TL. tahsil ettiğini, davacı tarafın davalı taraftan fatura alacağından ek işler bedeli düşüldükten sonra geriye kalan sözleşme bedeli üzerinden hesaplama yapıldığını, 94.400,00 TL. sözleşme bedeli- 44.241,60 TL. tahsilat = 50.158,40 TL. Alacak bakiyesi üzerinden %8 ceza bedelinin 32.798,19 TL olarak hesaplandığı hususlarında, görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Mahkememizce, mevcut raporların yeterli ve denetime elverişli olduğu kanaati hasıl olmuş hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında dava konusu olan Eser Sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşmenin 1. Maddesinin yapılacak olan … fuarı için iş sahibi tarafından talep edilen fuar stantlarının üretimini, montajını ve demontajını oluşturduğunu, 2. Maddenin ödeme şeklini, 3. Maddenin taraflar arasındaki hak ve yükümlülükleri, 5. Maddenin genel hükümleri, 6. Maddenin ise cezai şart hükümlerine belirlediğini, 6. Maddeye göre sözleşmenin konusu olan standı belirtilen sürede tamamen bitirmiş olarak iş sahibine teslim etmekle yükümlü olduğu, standın fuar açılış tarihinde teslim edilmemesi iş sahibi lehine bu sözleşmeyi haklı bir şekilde fesih etme hakkını doğurduğu, yüklenici sözleşmenin konusu olan standı teslim etmemesi ile bu sözleşmenin bedelinin 2 katı kadar ceza bedelini ödeyeceğini kabul ve beyan ve tahahhüt ettiğini, iş sahibinin sözleşmeyle üstlendiği yükümlülüklerini tümüyle yerine getirmesine rağmen Artico’nun sözleşmeyle üstlendiği bütün yükümlülüklerini tümüyle yerine getirmesine rağmen Artico’nun sözleşmenin konusu olan standı, fuar açılış tarihinden daha sonraki bir tarihte teslim etmesi halinde bu sözleşmenin bedeli kadar ceza bedeli ödeyeceğini taahhüt ettiğini, sözleşme sahibinin sözleşme ile belirtilen yükümlülüklerine uymaması ve özellikle sözlemeye belirlenen tarihlerde ödemelerini yamaması halinde veyahut standı teslim almaktan imtina etmesi halinde bu sözleşme bedelinin 2 katı kadar tutarı cezai şart olarak Artıco’ya ödemeyi kabul beyan ve taahhüt ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce, davacı şirketin sözleşme ile kararlaştırılan işleri ve fazla işleri yapmış olduğu, eksik iş bulunmadığı, davalı tarafından yapılan işlerin ayıplı olduğu ve geç teslim edildiği ileri sürülmüş ise de, taraflar arasındaki yazışmalar ve ihtarnameler göz önüne alındığında, sözleşmenin 3.2. maddesinde belirlenen sürede iş sahibi davalının yüklenici davacıya göndermesi gereken grafikleri, görsel ürünlerin ebatlarını göndermediği, bu halde gecikmenin davacıdan kaynaklanmadığı. davacının edimini yerine getirebilmesi bakımından sözleşme ile davalıya yüklenen işbirliği yükümlülüklerini yerine getirmeyerek, alacaklı temerrüdünün oluştuğu, davalı kusuru ile gecikmenin meydana gelmesi nedeniyle davalının geç teslim iddiasının yerinde olmadığı, açık nitelikteki ayıpların ise giderildiği, davacı şirketin sözleşme gereğince haklı fesih hakkı olduğu halde, aynen ifa talebinde bulunduğu, cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, ticari ilişkinin tasfiye edilmediği, sözleşmenin m. 3.7 hükmüne göre ödemelerin gecikmesi halinde % 8’lik ceza koşulu uygulanacağı, bunun ifaya ekli ceza koşulu söz konusu olduğu, işin bedelinin KDV dahil 94.400,00 TL olduğu, davacı tarafın davalı taraf adına 3 adet toplamı 113.044,00 TL. bedelli fatura düzenlediği ve fatura alacağına karşılık 44.241,60 TL tahsil ettiği, davacı tarafından ek hizmetlerin verilmesi nedeniyle, sözleşme bedelinden kalan alacağına (50.158,40-TL) 18.644,00-TL (ekstra hizmet ve/veya yeniden verilen hizmetler farkları) ekstra hizmet bedeli eklenerek 68.802,40-TL talep edebileceği anlaşılmıştır. Cezai şart alacağı için ise davacı tarafın davalı taraftan fatura alacağına ek işler bedeli düşüldükten sonra geriye kalan sözleşme bedeli üzerinden hesaplamaya göre 94.400,00 TL sözleşme bedeli 44.241,60 TL. tahsilat 50.158,40 TL alacak bakiyesi üzerinden %8 ceza bedelinin 32.798,19 TL olarak hesaplandığı, davacının davalıdan sözleşme 3.7maddesine göre talepte bulunabileceği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
a-68.802,40 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte,
b-Cezai şarta ilişkin talebinin de kısmen kabulü ile, 32.798,19 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-Harçlar yasası alınması gerekli 6.940,33 TL karar ve ilam harcından peşin alınan ve ıslah harcı toplamı olan 2.207,15TL’den mahsubu ile geriye kalan 4.733,18 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydının yapılmasına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 241,10 TL ilk masraf, yargılama aşamasında yapılmış olan posta, tebligat ve bilirkişi masrafı 3,630,00 TL olmak üzere toplam 3.871,10 yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 3.043,16 TL yargılama gideri ile 2.207,15 TL peşin harç ve ıslah harcı olmak üzere toplam 5.250,31 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 13.602,06 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddolunan dava değeri üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır