Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/661 E. 2021/523 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/661 Esas
KARAR NO:2021/523

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/12/2019
KARAR TARİHİ:22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil firma çalışanın, 15/08/2019 tarihinde saat 09:52 de, VİP turist taşımacılığı yapılan … plakalı araca yakıt almak üzere davalıya ait akaryakıt istasyonuna geldiğini, Müvekkil firma çalışanının, davalıdan 444,71 TL lik motorin aldığını, davalı firmada çalışan pompacıların, araca yakıt doldurdukları sırada müvekkil firma çalışanına, ellerinde gösterdikleri gri bir kutu içerisindeki sıvı maddenin tasarruf sağlayıcı katkı maddesini olduğunu iddia ederek bu maddenin reklamını yapmaya başladıklarını,pompacıların ellerinde gösterdikleri sıvının yakıta eklenmesi halinde aracın yakıt tasarrufu sağlayacağını iddia ederek, müvekkil firma çalışanına sıvıyı alması konusunda ısrar ve baskı yaptıklarını,müvekkil firma çalışanının, yapılan ısrarlara dayanamayarak kendisine yakıt tasarruf sağlayıcı olarak tanıtılan ürünü satın aldığını,pompacılar tarafından aracının yakıt deposuna boşaltıldığını çalışanın akaryakıt istasyonundan ayrılmak için aracı çalıştırmaya çalıştığında aracın çalışmadığını, müvekkilin yakıt deposuna konulan sıvı nedeniyle arızalanan aracının çekici ile akaryakıt istasyonundan aldırarak … Oto adlı servise götürüldüğünü, aracın çalışanlar tarafından kontrol edilmesiyle yakıt deposunda bulunan zararlı ve yabancı madde nedeniyle çalışmayacağının, aracın yakıt sisteminin zarar gördüğü bu nedenle yakıt sistemine ait tüm akşamların değiştirilmesi gerektiğinin belirtildiğini,ayrıca yapılan incelemelerde; davalıya ait akaryakıt istasyonunda tasarruf sağlayıcı katkı maddesi olarak satılan sıvının, radyatör temizleme sıvısı olduğunun tespit edildiğini, Müvekkil, … plakalı Mercedes Vito marka aracının arızalanan yakıt sistemi içini parçaların 5.508,89 Euro ya Almanya’dan temin ettiğini, Müvekkil firmanın, … plakalı … marka 2013 model ticari aracı ile VİP turist taşımacılığı yapmakta olup, aracının günlük kira bedelinin yaklaşık 400,00 TL civarında olduğunu,Almanya’dan sipariş edîİen parçalarının Türkiye’ye ulaşması nedenleriyle, müvekkilin ticari aracından bir ay boyunca mahrum kaldığını, (30 gün x 400,00 TL= 12.000,00 TL hesabıyla) 12.000,00 TL de kazanç kaybına uğramıştır.tüm bu nedenlerle haklı davanın kabulü ile; müvekkilin … plakalı aracının yakıt deposuna, davalıya ait akaryakıt istasyonunda eklenen sıvı nedeniyle; müvekkilin arızalanan aracım tamir ettirmek için yapmış olduğu masraf ve ticari aracını bir ay boyunca kullanamaması nedeniyle uğramış olduğu kazanç kaybı zararı olan; 5.508,89 Euro tutan parça bedeli karşılığı olan 35.477,25 TL ( Euro 11/12/2019 döviz kuru olan 6,44 TL üzerinden hesaplanmıştır.) 3.540,00 TL onarım ücreti, 444,71 TL boşa giden yakıt ücreti,günlük 400,00 TL kazanç elde eden aracın 30 gün boyunca kullanılması nedeniyle uğranılan 12.000,00 TL kazanç kaybı olmak üzere,toplam 51.461,96 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine,yargılama harç ve giderleri ite vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, davacı şirket çalışanının dava konusu aracı akaryakıt pompasının yanına park eder etmez markete doğru yöneldiğini, ilgili ürünü bizzat kendisinin seçerek ve yine tutarını kasada ödeyerek, ön saha görevlisine ilgili ürünü aracının deposuna koyması talimatıyla teslim ettiğini, bu durumun kamera görüntüleriyle sabit olduğunu, bu nedenle akaryakıt istasyonu personelinin davacı çalışanına herhangi bir reklam ya da tanıtım yapmadığını, istasyon personelinin davacı çalışanına söz konusu ürünün radyatör temizleyicisi olduğunu, yakıta konulamayacağını ifade ettiğini, davacı şirket çalışanının ise uzun yola gideceği için arcın iyi performans göstermesi gerektiğini ilgili ürünü daha evvel de aynı şekilde kullanmış olduğunu ifade ederek söz konusu ürünün işe yaradığını belirttiğini, müvekkil firma çalışanının ürünü aracın deposuna boşalttığını, hal böyleyken müvekkil şirket çalışanının davacı tarafı aldatmaya çalışması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, bu durumda ortaya çıkan zarardan müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, davacı tarafından dava konusu aracın çalışır hale gelebilmesi için ödemek zorunda kaldığı iddia ettiği fatura ve bu tutarların ödendiğine ilişkin bir belgeyi sunmadığını, 2013 yılında üretilen Mercedes marka davacı konusu aracın, 2020 Türkiye şartlarında 1 ay boyunca parça beklemesinin de mümkün olmadığını, davaya konu aracın yakıt deposunun 57 litre olduğunu, aracın söz konusu ürünün depoya konulmadan evvel yakıt deposunun tamamen doldurulmuş olduğu, ilgili ürünün ise 200 ml olduğu göz önüne alındığında söz konusu katlı maddesi sebebiyle araçta 35-40 bin tL civarında zarar olmayacağını, bir an için meydana gelen zarardan müvekkilin sorumlu olduğu düşünüldüğünde dahi, davaya konu aracın 30 gün tamir edilmemiş olmasından müvekkilin sorumlu olmayacağını, davaya konu aracın davacı tarafından ilgili servisi götürüldüğünü ancak aracın tamir ettirilmediğini, davacının kendi çalışanının bilgisi ve açık talimatı ile doldurulan ürün sebebiyle depodaki akaryakıtın zayi olduğu düşünüldüğünde, bu zarardan müvekkilin sorumlu olmayacağını, davada ortaya çıkabilecek zararları bakımından kendisine rücu etme ihtimali bulunan sigorta şirketine davanın ihbarı gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddini, müvekkilinin sigorta şirketine davanın ihbarını, mahkemenin aksi kanaate olması halinde davanın esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, kazanç kaybı ve tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı şirkete ait araca, davalı tarafından uygun olmayan sıvı konulmasından bahisle, dava konusu aracın motorun meydana gelen hasar bedelinden ve aracın çalışmaması nedeniyle oluşan kazanç kaybından davalının sorumlu olup olmayacağı ve davacının davalıdan talepte bulunup bulunamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Davalı tarafça, görev itirazında bulunulmuş ise de, mahkememizin TTK 4. Maddesi gereğince görevli olduğu anlaşıldığından, itirazın reddine karar verilmiştir.
Tarafların tanık deliline dayandığı anlaşıldığından, davacı ve davalı tanıklarının Mahkememizce dinlenilmesine karar verilmiştir.
Davacı tanığı olan … duruşmadaki beyanında; “ben davacı şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladım ancak hangi tarihte çalışmaya başladığımı anımsamıyorum, … plakalı aracı 15/08/2019 tarihinde ben kullanıyordum, Arap Misafirleri götürüp getirmek için Sapanca’ya götürmek için aracı kullanıyordum, Aile şirketi olduğu için şirketin bütün işlerini ben yapıyorum, şirkette ayrıca amcam … ve şoförler vardır, araç şirkete aittir, daha öncede gittiğim için yakıt almak için … Ofisine gittim, … Ofisi …’dadır, istasyona gittiğimde istasyon çalışanları eğer depoyu dolduracak isen yakıt katkısı almamı söylediler, içeri gittiğimde daha önce başka istasyonlarda almış olduğum enjektör temizleyicisine benzer renkte yer alan şişeyi aldım üzerinde radyotör temizleyici yazıyordu, kasiyere ürününün yakıt katkısı olup olmadığını sorduğumda kendisinin bilmediğini pompacıların bildiğini söyledi, ürünü satın almadan dışarıda yer alan pompacıların yananı gittim ürünün yakıt katkısı olup olmadığını sordum onlarda yakıt katkısı olduğunu söylediler nasıl kullanılacağını sorduğumda bunun depoya konulduğunu sonrasında da yakıt konulduğunu söylediler, depoya şişeyi onlar tarafından boşaltıldıktan sonra boş şişeyi alarak içeride ödemeyi yaptım, ödemeyi yaptıktan sonra da geldim araca bindim, daha sonra aracı tekrar çalıştırmak istediğimde aracın çalışmadığını gördüm, tekrar kontrol ettiğimde almış olduğum ürünün motor suyuna konulan bir ürün olduğunu anladım, sonra aracı orada bıraktım, sonrasında da tamire götürüldü. Benim bilgi ve görgüm bunlardan ibarettir…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı olan … ise beyanında; “ben davalı şirketin işlettiği … İstasyonunda Müdür olarak 1 Temmuz 2019 tarihinden itibaren çalışıyorum, olayın olduğu gün istasyonda idim, 2019 Ağustos ayında ön sahada çalışan pompacı arkadaşların aktardığına göre siyah Mercedes Vito marka bir aracın geldiğini yakıt almak istediklerini, marketten radyatör temizleyici ürünü deposunu temizlemek için arkadaşlardan aldığını, kendisinin ürünü aldığını, Sapanca’ya gideceğini söylediğini, ön sahada çalışan arkadaşlarımızın buna gerek olmadığını söylediğini, sonra kendisinin bir şey olmaz koyalım demesi üzerine aracın deposuna bu ürünün konulduğunu bana söylediler, sonrasında da aracın çalışmadığını söylediler, sonrasında ben bu olaydan haberdar olduktan sonra olayı anlamaya çalıştım, yapılan yanlışlığın motor temizleyici değil de radyatör temizleyiei ürün olduğu anlaşıldı, arızanın bu nedenden kaynaklandığını anladım, arkadaşlarımız tarafından ürünün önerilmesi veya reklamının yapılması ve ürünün satılması söz konusu değildir, aynı nitelikte benzer şişeye sahip yakıt tasarrufu sağlayan başka bir ürün satılmamaktadır, enjektör temizleyici olarak satılan bir üründe yoktur, benim bilgim görgüm bunlardan ibarettir,..” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya kapsamı, dosyaya sunulan CD, fotoğraflar, tanık ifadeleri ve beyan dilekçeleri hep beraber değerlendirilmiştir.
Davacı şirket tarafından dava dilekçesi ile TBK 219.madde uyarınca, satıcının ayıptan sorumluluğuna dayalı olarak davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu maddeye göre “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” .Dosyada mevcut CD kaydı incelendiğinde, tanık olarak ifadesi alınan …’ ın araçtan inerek uzaklaştığı ve kamera açısından çıktığı, görüntüye girdiği anda elinde gri renkte bir şişenin mevcut olduğu, sonrasında gri şişeyi davalı şirket çalışanlarına verdiği, dava dışı … ile aralarında bir takım konuşmalar geçtiği ve sonrasında davalı şirket çalışanlarının aracın yakıt deposu olduğu görüntülerden tahmin edilen yere, şişe içerisindeki sıvıyı döktükleri görülmektedir. CD içerisindeki görüntülerde ses mevcut olmadığından, konuşmaların içerikleri belli olmadığı gibi, gri şişenin satın alınmasına ilişkin herhangi bir görüntüde CD içerisinde yer almamaktadır. Davacı tarafça dava dilekçesinde, davalı şirket çalışanlarının gri renkte şişede yer alan sıvının reklamı yaptıkları, yakıt tasarrufu sağlayıcı olduğunu beyan ettikleri hususunda iddialarına ilişkin, bir kayıt mevcut değildir. Davacı tarafça delil olarak sunulan ve aracın yakıt deposuna konulduğu iddia olunan gri şişenin fotoğrafı incelendiğinde, şişe üzerinde “Radıator Cleaner/ Flush, Radyatör Temizleyicisi” ibaresinin yer aldığı görülmektedir. Sayılan hususlar beraber değerlendirildiğinde, ürün üzerinde açıkça başka bir amaç için üretildiğinin yazılı olduğu, davacıyı temsilen hareket eden dava dışı …’ ın görüntü kayıtlarında olduğu kadarıyla, herhangi bir telkin olmaksızın ürünü satın alarak, aracın tekrar yanına geldiği, davacı tarafça, satılan ürün için davalının yakıt tasarrufu sağladığına yönelik reklam yaptığı ve ancak ürünün ayıplı olduğu iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça hile (aldatma) veya hata sebeplerine dayandığı varsayılsa bile, bu durumda, hile (aldatma) genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Davacı tarafın tanığı olan … ifadesinde daha önce aynı yerden yakıt alımı ve yakıt tasarrufu sağlayıcı ürün aldığı, davacı şirkette yaptığı işler nedeniyle hangi ürünü alması gerektiği hususlarında tecrübe ve bilgi sahibi olduğu, bu durumda esaslı bir hatadan söz edilemeyeceği gibi, davalının hilenin davranışlarının da mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Mahkememizce, öncelikle tarafların sorumluluğu hususunun irdelenmesi gerektiği, sonucuna göre kazanç kaybı ve davacının gerçek zarar miktarının tespit edilmesi yolu benimsendiğinden, sunulan kayıtlar, deliller ve tanık ifadeleri neticesinde, davalının sorumluluğu bulunmadığı kanaatine varıldığından, usul ekonomisi de gözetilerek teknik inceleme/bilirkişi raporu alınmaksızın değerlendirme yapılmış, davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜMyukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 878,85-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 819,55 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 7.490,05 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır