Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/638 E. 2021/471 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/638 Esas
KARAR NO:2021/471

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/02/2017
KARAR TARİHİ:12/07/2021

Mahkememizden verilen 30/03/2018 tarih ve … Esas …/… sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2019 tarih ve 2018/1089 Esas 2019/1441 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak görülen yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle yapılan alış veriş neticesinde 5 adet fatura davalıya teslim edildiğini davalının faturalara itiraz etmediğini, davalının müvekkiline 23.000,00-TL tutarında çek verdiğini ancak bakiye 16.854,50-TL borcun ödenmediğini hesap ekstresi gereği borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine …. İcra müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını yapılan takibe davalının itiraz ederek durdurduğunu alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptaline takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı yanın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Mahkememizce verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesi’nin 2018/1089 E.-2019/1441 K.sayılı, 23/10/2019 tarihli ilamı ile,
“Somut olayda, davacı tarafların ticari defter ve belgelerine delil olarak dayanmış, süresinde kendi ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için sunmuştur. Davalı ise ticari defterleri bilirkişi incelemesine ibraz etmemiştir. Alınan bilirkişi raporuna göre, usulüne uygun olarak tutulmuş davacı defterlerine göre davaya ve takibe konu faturalar kayıtlı olup takip tarihi itibarıyla davacı davalıdan takipte istenen asıl alacak miktarı kadar alacaklıdır. Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Mahkemece, davalının davaya ve takibe konu faturaları BA formu düzenlemek suretiyle vergi dairesine bildirip bildirmediği araştırılmamıştır.
Davacı dava dilekçesinde ticari defter ve belgelere dayandıklarını belirtmişler, bunun üzerine davalıya bilirkişi incelemesine dair ara karar tebliğ olunmuşsa da davacı münhasıran davalının ticari defterlerine dayanmamış olup, başka delillere de dayanmışlardır. Bununla birlikte davalıya çıkartılan mazbatada ticari defterlerin HMK 222 maddesi gereği ibrazı, aksi takdirden HMK 220 uyarınca işlem yapılacağı ve bu maddelerin içeriğini oluşturan ihtarlar ayrıntılı yazılmamıştır.
Bu nedenle, mahkemece alacağın varlığına ilişkin davalının bağlı olduğu vergi dairesinden 01/04/2016 ve 30/06/2016 dönemine ait mal ve hizmet alımına ilişkin BA formlarının getirtilerek takibe konu faturaların içeriğini oluşturan mal ya da hizmetin, borçlu olduğu öne sürülen davalıya verilip verilmediğinin net bir biçimde belirlenerek ve davalıya yukarıda belirtildiği şekilde ticari defterlerini ibrazı için ihtarlı davetiye çıkartılarak bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle icra takibinden dolayı davacının takip tarihi itibariyle bir alacağının olup olmadığı duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, davanın esası ile ilgili deliller toplanmadan ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Dosya arasında bulunan teklif formu incelendiğinde; Makine Tipi: …, Motor Gücü:7.5, Adet:10, Liste Fiyatı:4500, İskonto:1750, Birim Fiyat:2750, TOPLAM:27.500,00TL., KDV:4.950, Genel Toplam: 32.450,00TL. olduğu, Müşterinin … olduğu, üzerinde 04/05/2016 da 5 adet kendi aracıyla sevk edildi, 25/04/2016 da 5 adet kendi aracıyla sevk edildi , 5 adet fatura kesilecek ibarelerinin yazılı olduğu ve davalıya ait kaşe üzerinde davalıya ait imza olduğu görülmekle, davalıya teklif formu eklenmek suretiyle usulüne uygun isticvap davetiyesi çıkartılıp teklif formunun içeriği ve altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunda beyanının alınmadığı görülmüştür.
Davacının dava dilekçesinin deliller kısmında açıkça yemin deliline dayandığını bildirdiğinden, davacıya takibe dayanak faturalardaki malların teslimi hususunda davalıya yemin yöneltme hakkının varlığının hatırlatılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davacının bu yöndeki delili toplanmadan davanın kanıtlanamadığından reddine karar verilmesi doğru olmamıştır
6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Tarafların davada ileri sürdükleri iddia ve savunmalarının bir kısmının hiç bir şekilde değerlendirilmemiş olması halide HMK’nın 353/1-a-6 maddesi kapsamında değerlendirilmelidir.
Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli ve esasa etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirimemiş olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının” kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilen dosyada yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLER:
-Mahkememizce davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine yazı yazılarak 01/04/2016-30/06/2016 dönemine ait BA Formları istenilmiş, dosya içine alınmıştır.
Bozma öncesi alınan rapor, rapora karşı davacı tarafın sunmuş olduğu itiraz dilekçesi, vergi dairesinden gönderilen davalıya ait BA kayıtları ve istinaf kararı da gözetilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
-Bilirkişi mahkememize sunduğu 23/09/2020 tarihli raporda özetle;
“Davalı yanın İstinaf kararı da gözetilerek … Vergi Dairesi tarafından gönderilen davalıya ait BA kayıtlarının incelenmesine göre davalı yanın …, …, … Nolu Faturaları BA formunda beyan ettiği, 22.06.2016 tarihli, … nolu, 206,50 KDV dahil Tutarlı fatura 5.000,00 TL’nin altında kaldığı için BA formun da görülmediğini, malların teslimi ile ilgili dosya içinde veri olmadığından hesaba dahil edilmediğini, takibin başlatıldığı 09.08.2016 tarihi itibariyle davacı yanın 16.854,50 TL-206,50 TL=16.648,00 TL bakîye carî hesap alacaklı olduğu görülmektedir. ” şeklinde ek görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekili rapora karşı sunduğu itiraz dilekçesinde, BA kayıtlarında 3 adet fatura tutarı olan 16.648,00 TL borçlu olduğu yönündeki beyanına bir itirazları olmadığını ancak raporun devamında … nolu 206,50 TL kdv dahil tutarlı faturanın 5.000,00 TL’nin altında kaldığı için BA kayıtlarında görünmediğini ve malın teslimine ilişkin dosya içinde bilgi olmadığından bahisle bu fatura tutarını hesaba dahil etmediğini belirttiğini , bu tespite katılmadıklarını, bilirkişi tarafından hesaba eklenmeyen faturanın toplam alacağa eklenmesini talep etmişlerdir.
-Mahkememizin 03/11/2020 tarihli celsesinde davacı vekiline, 06/05/2016 tarih … nolu fatura, 11/05/2016 tarih … nolu fatura, 22/06/2016 tarihli … nolu fatura karşılığında malların teslim edildiğine dair belgelerini sunması için 2 haftalık kesin süre verildiği, ancak davacı vekili beyanında müvekkiline ulaşamadıkları nedenle eksiklikliği gideremediklerini bildirmiştir.
-Mahkememizce davalı … …’ün isticvabına karar verildiği, 09/07/2021 tarihli celsede davalı asile 22/04/2016 imza tarihli teklif formunun içeriği ve altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulduğu, ” ben imzaları inceledim, teklif formunun içeriğini ve imzayı kabul etmiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 16.854,50 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, davacı taraf dilekçesi, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, icra dosyası, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamınca davalının BA kayıtlarında da görüldüğü üzere 3 adet fatura tutarı olan 16.648,00 TL borçlu olduğu, … nolu 206,50 TL kdv dahil tutarlı faturanın davalıya tebliğine ilişkin belge bulunmadığı , davalının bu hususla ilgili isticvabında alacağı kabul etmediği, davacının yemin deliline de başvurmak istemediği anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İİK 67/2 maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almakta olup, davalının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiği, takip konusu alacağın likit olduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarının %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile davalı tarafından …. İcra Dairesinin …Esas sayılı icra takibine yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin asıl alacak 16.648,00 TL üzerinden devamına,
2-Alacak miktarı olan 16.648,00 TL’nin %20’si oranında hesap oluna 3.329,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin 206,00 TL nin reddine,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.137,23 TL karar harcından peşin alınan 287,84 TL’nin mahsubu ile geri kalan 849,39 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 283,50 TL, bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 1.083,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre 1.070,23 TL yargılama gideri ve 287,84 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.358,07 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
7- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/07/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza