Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/601 E. 2022/86 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/601 Esas
KARAR NO :2022/86

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/11/2019
KARAR TARİHİ:09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borçlu olmadığını iddia ederek borca ve faize itiraz ettiğini, takibi durdurduğunu, itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapıldığını, haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan protokolün yetkiye ilişkin hükmü incelendiğinde İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunun belirtildiğini, huzurdaki davanın yetkili mahkemede açılmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, davacıya ait delillerin tamamının müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, davacı tarafından gösterilen ticari defter ve kayıtların delil olarak nitelendirilemeyeceğini, müvekkili şirket ile davacı arasında süregelen ticari ilişki çerçevesinde müvekkili şirketin borcunu ifa ettiğini, protokol uyarınca davacı tarafın müvekkili şirketi ibra ettiğinden huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin davacıya borcu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte takibe konu edilen vade farkı faturalarının hukuka aykırı olduğundan kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 110.999,48 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce, davacı taraf ticari defterlerinin …’ te bulunduğu anlaşıldığından, … 3.Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. Talimat mahkemesinden gönderilen bilirkişi raporunda özetle; davcı tarafın 2019 yılı defterinin elektronik (E defter) ortamda tutulduğu, defterlerin TTK na göre usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafa düzenlenen faturaların deftere işlendiği, davacı taraf ticari defterlerine 24.08.2019 — vade farkı — 109.825.00- olarak işlendiği, taraflar arası ticari ilişkinin 22.01.2019 yılında başladığı 27.10.2019 tarihinde sona erdiği, davacı taraf ticari defterlerine göre davalı taraftan 109.825.00 TL alacaklı bulunduğu hususlarında görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce, iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait davalı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, Davalı tarafın 2019 yılına ait ticari defterlerinde davacı taraf ile aralarında ticari ilişkinin mevcut olduğu, aralarındaki hesap hareketlerini 105859 Satıcılar alt hesap kodunda takip ettiği, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenen faturaların bu hesabın borcuna, yapmış olduğu ödemeleri ise bu hesabın alacağında kayıt altına aldığı, davalı taraf kendi ticari defterlerine göre davacı tarafa 31.12.2019 tarihi itibariyle borcu olmadığı, dava konusu faturaya ilişkin olarak, 24.08.2019 tarihinde … seri numaralı söz konusu faturayı … yevmiye numarasıyla kayıt altına aldığı, faturanın vade farkı faturası olarak düzenlendiği, davalının, davacının düzenlemiş olduğu vade farkı faturasına karşılık olarak 26.08.2019 tarihli … seri numaralı faturayı düzenleyerek … yevmiye numarasıyla kayıt altına aldığı, söz konusu fatura ile cari hesabını düzelttiği, taraflar aralarında 31.07.2019 tarihli Sulh ve İbra Protokolü imzaladıkları, yapılan Sulh ve İbra Protokolüne davalı tarafından uyulduğu ve ödemelerin zamanında yapıldığı, Davacının vade farkına ilişkin olarak düzenlediği faturanın dosyaya sunulmuş olduğu, faturanın usülüne uygun düzenlendiği, davalı tarafa teslim edildiği 2019 yılı ticari defterleri ve BA-BS formları incelendiğinde faturanın kayıtlarda yer aldığı, taraflar arasında ticari ilişkinin uzun süre cari hesap ilişkisi şeklinde devam etmesi ve aralarında çıkan uyuşmazlığın 31.07.2019 tarihli Sulh ve İbra Protokolünü sona erdirmeleri, taraflar arasında vade farkının alınması ve hesaplanması konularında bir anlaşmaya varmadıkları göz önüne alındığında davacının vade farkı talep etmesinin uygun olmayacağı hususlarında görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna itirazlar nedeniyle ve taraflar arasında vade farkına ilişkin oluşmuş bir teamülün bulunup bulunmadığına ilişkin olarak mahkememizce, ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; asıl rapordaki hususlar tekrar edilerek, davada takdir ve karar tamamen Sayın Mahkemenizde olmak üzere 109.826,00 TL kur farkı ile ilgili faturanın kabul edilip edilmemesine bağlı olarak 2 farklı sonuca ulaşıldığı, Bunların;
Sonuç 1: Davalı … TİCARET MERKEZİ A.Ş. Firmasına ait 2019 yılına ait defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda; Huzurdaki davada takdir ve karar tamamen Sayın Mahkemenizde olmak üzere davacı tarafa 31.12.2019 tarihi itibari ile kur farkı alacağına hükmedilmesi durumunda 110.999,48 TL alacaklı olduğu ve icra takibinden itibaren değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği;
Sonuç 2: Davalı … TİCARET MERKEZİ A.Ş. Firmasına ait 2019 yılına ait defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda; Huzurdaki davada takdir ve karar tamamen Sayın Mahkemenizde olmak üzere davacı tarafa 31.12.2019 tarihi itibari ile cari hesap bakiye borcunun veya alacağının bulunmadığı, hususlarında görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının davalıdan vade farkı faturası nedeniyle alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasında mal alış-satışı kapsamında ticari ilişkinin mevcut olduğu, cari hesap şeklinde yürütüldüğü, davacı tarafça dava dışı ….İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası ile cari hesap ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için başlatıldığı, anılan takibe yönelik olarak taraflar arasında “Sulh Ve İbra Protokolü” düzenlendiği, protokol ile davalının ödemelerini yaparak edimini yerine getirdiği, ve taraflar arasında cari ilişkinin de son bulduğu, ticari defter ve kayıtlara göre davacının protokol sonrasında davalı şirkete 109.826,00-TL tutarında vade farkı faturası düzenlediği, davalının ticari defterlerine faturayı işlediği ve vade farkı faturasına karşılık olarak 26.08.2019 tarihli … seri numaralı 109.826,00-TL faturayı düzenlediği anlaşılmıştır. Vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bir anlaşma bulunması veya taraflar arasında bu konuda bir uygulama ve teamülün oluştuğuna dair bir veri bulunması gerekir. Taraflarca imzalı herhangi bir sözleşme bulunmadığı, vade farkının kabul edildiğine ilişkin bir kayıt sunulmadığı, tarafların kabulünde olan “Sulh Ve İbra Protokolü” nde cari hesaba ilişkin olarak davacı tarafça davalının ibra edildiği, bu “Protokol” içerisinde de vade farkına ait bir kayıt olmadığı, davacı tarafın vade farkı alacaklarının da bulunduğuna dair ihtirazi kayıt koymamış olduğu, taraflar arasında vade farkına ait teamülün bulunmadığı, alacağın Türk Lirası cinsinden de olduğu gözetildiğinde, davacı şirketin davalı taraftan artık vade farkı talebinde bulunamayacağı, dava konusu icra takibine dayanak fatura nedeniyle davacını alacaklı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de, davacının icra takibini kötü niyetle açtığı hususu, davalı tarafça ispat edilemediğinden, davalının tazminat talebinde de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL ilam harcının peşin yatan 1.340,60 TL’den düşümü ile 1.259,90 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 14.494,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza