Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/592 E. 2020/639 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/592 Esas
KARAR NO:2020/639

DAVA:Menfi Tespit (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/11/2019
KARAR TARİHİ:02/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil …’ın Yüksek Mimar olup, yüklenici sıfatı ile 2009 yılında, uzun zamandır tanıdığı davalılardan …’in … ili, … İlçesi, … Mah. … … Mevkii, … pafta, … parsel 929 m2 yüzölçümlü, tarla niteliğindeki taşınmazının, benzin istasyonu yapılabilmesi için gerekli tevhit işlemlerinin, projelerinin ve ruhsat işlerinin yapılmasını üstlendiğini, Müvekkilin yüklenmiş olduğu iş için, …’ten 150 bin lira peşinat aldığını, davalı … de, müvekkilden, “olurda işe başlanmaz, iş bitmez, vb.” gerekçelerde, yapmış olduğu peşin ödemenin teminatını teşkil etmek üzere, peşinat olarak ödediği bedele karşılık 150 bin lira bedelli bir senet istemiş, müvekkilin de almış olduğu peşinatın teminatını teşkil etmek üzere, davalı …’e, tanzim ve vade tarihi boş, 150 bin lira bedelli, davalılar tarafından sonradan senet haline dönüştürülen takip ve dava konusu belgeyi verildiğini, müvekkilin üstlendiği işi tamamlamış ve taraflar arasındaki işbu ilişki sorunsuz ve ihtilafsız olarak tamamlandığını. müvekkil tarafından yapılan işlemlerden sonra davalı …’in maliki olduğu taşınmazı, …Ltd. Şti. unvanlı bir şirkete sattığını,buna ilişkin bilgi ve belgeleri dava dilekçesi ekinde sunduklarını, Müvekkil ile taraflar arasındaki işin tamamlanmasından sonra, teminat olarak verdiği belgenin/senedin iadesini istediğinde, davalı …’in; “senedi nereye koyduğunu bulamadığını, ancak, bunun sorun olmayacağım, yıllardır tanışıklıkları,olduğunu, kendisine karşı bir yanlışının olmayacağını” beyan etmesi üzerine, müvekkil de davalıyı yıllardır tanıyor olması, o tarihe kadar ilişkilerinde herhangi bir sorun yaşamaması ve aralarında oluşan geçmişe dayalı hukuk/arkadaşlık nedeniyle, davalıya güvenmiş ve belgenin/senedin ladesi konusunda çok fazla ısrarcı olmadığını, taraflar arasındaki güvenin bir karinesi olarak müvekkilin 2015 yılında, …’in yetkilisi olduğu bir proje ve ruhsat işini üstlenmiş, bu İş için 20.000.-TL peşinat aldığını, ancak davalı …’in sözleşmeye konu diğer ödemeleri yapamadığı için İşin akim kaldığını 2019 yılının Nisan ayında 2015 yılında peşinat olarak ödediği 20.000.-TL’sının iadesini istediğini,Müvekkilin işe devam edilememesinde kusuru olmadığından ve bir kısım işleri de yapmış olmasından dolayı, peşinat olarak aldığı 20.000.-TL’sını iade etmek istemese de daha sonra, davalı ile gerek, geçmişe dayanan bir arkadaşlığının bulunması gerek davalının “zor durumda kaldığını ve paraya ihtiyacı olduğunu” beyan etmesi üzerine,15.000.-TL’sıni iade ettiğini ve davalı … de, “… tarafından yapılmış olan işbu ödeme ile …dan herhangi bir hak ve alacağı kalmadığına” dair yazı verdiğini buna ilişkin bilgi ve belgeleri de dava dilekçesinde sunduğunu, Müvekkilin s haricen edindiği bilgiye göre; Son yıllarda davalı …’in ve ortağı diğer davalı …’nün işleri bozulduğundan, müvekkilin yıllar önce verdiği belgeyi, senet haline dönüştürerek işleme koymak ve takip için gerekli masrafları karşılamak amacıyla da 2015 yılında …’in verdiği peşinatı geri istediğini, Davalı …, 2015 yılında verdiği ve işin devamının getirilememesinin nedeninin kendisi olduğunu,müvekkilin sözleşme gereğince yapması gereken bir kısım işleri de yaptığını bildiğinden 20.000-TL peşinat ödemesine karşılık, 15.000.-TL’ye anlaşmış ve 2019 yılı Nisan Ayında bu bedeli müvekkilden tahsil ettiğini, Davalıların, müvekkilden aldıkları bu para ile müvekkilin 2009 yılında teminat olarak …’e verdiği ve …’in “bulamadığı” gerekçesiyle iade etmediği, tanzim ve vade tarihleri boş belgeyi, senede dönüştürdüklerini ve Mayıs ayında, müvekkil hakkında …. icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takibe konu ettiklerini,Nitekim, takip konusu senette, …’in lehdar olmasına, rağmen, senette hamil gözüken …, eski ortağı, arkadaşı … hakkında takip yapmamışken Bu dahi, davalıların baştan beri birlikte ve planlı hareket ederek, müvekkilden haksız kazanç elde etmek istediklerinin açık kanıt olduğunu, Davalıların müvekkilin …’deki adresinde olmadığını bilerek, usul ve yasaya aykırı tebligatlarla takibi kesinleştirdiklerini. Müvekkilin takipten aylar sonra haberdar olmuş ise de takip hukukuna ilişkin haklarım bilmediğinden, öncelikle davalılar hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … Sor numaralı dosyası ile “resmi evrakta sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, vs. “suçlarından şikayetçi olduğunu, müvekkilin savcılık şikayetinin akabinde, uzun uğraşlar sonucu …’e ulaşarak, “kaybettiğini söylediği” senedi, neden ortağına verip hakkında takip yaptırdığını” sorduğunda, verecek cevabı olmayan … müvekkile, 27.08.2019 tarihli ekteki yazıyı imzalayıp verdiğini, İşbu yazıda …; 03.03.2014 düzenleme, 03.09.2017 vade tarihli 150.000,00 tl bedelli bono nedeniyle. …ın kendisine herhangi bir borcu olmadığını bu bononun eski ortağım … tarafından. …. icra müdürlüğü nün … e. sayılı dosyası ile isleme konulduğu. bu haksız işlem nedeniyle her türlü hukuki yardıma hazır olduğunu kendisinin bu senedin veriliş nedeninden haberim olmadığını, üstünden çok uzun zaman geçtiğini,kendisinin …’dan herhangi bir alacağım olmadığını bildirdiğini, Müvekkilin bu beyan üzerine … hakkında, … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … Sor. numaralı dosya ile ayrıca, Bedelsiz senedi kullanma” suçundan da şikayetçi olduğnu, davalı …’in yazılı ikrarıyla sabit olduğu üzere, müvekkil tanzim-vade tarihi boş ve teminat olarak …’e verdiği belgenin, davalılarca, unsurları tamamlanarak, davalılardan … tarafından takibe konulmuş ise de müvekkilin, davalılara, takip konusu senetten dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını, işbu davayı açmadan önce, gerek yasal zorunluluk gereği gerekse de Arabuluculuk düzenlemesinin sağladığı imkanlar doğrultusunda, davalılar ile uzlaşabilme ve ihtilafı sulh yoluyla çözme umudu ile … Arabuluculuk Bürosu’na başvurulmuş ise de davalılardan … Arabuluculuk toplantısına katılmamış, diğer davalı … iie de anlaşmanın sağlanamadığını, Dava dilekçesindeki beyanları, dava dilekçesi ekindeki emsal kararlarda göz önünde bulundurularak Fazlaya dair hakları ile davalıların aynı zamanda suç teşkil eden haksız ve kötü niyetli takip, eylem ve işlemleri nedeniyle, müvekkilin uğradığı ve uğrayacağı zararların tazminini ve tahsilini talep etme hakları saklı kalmak kaydı ile Kambiyo vasfı taşımayan, bedelsiz kalmış bir belgeye istinaden kötü niyetle başlatıldığı sabit olan …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından yürütülmekte olan icrai işlemler nedeniyle, itibarı, kredibilitesi yerle bir edilen, özel hayatı ve ticareti tehlikeye atılan müvekkilin uğradığı bu mağduriyetlerin, yargılama süresince devamının ve artmasının önlenmesini teminen, öncelikle teminatsız olarak, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde, uygun görülecek bir teminat mukabili, Tedbiren icranın durdurulmasına,yapılacak olan yargılama sonucunda da takip konusu senetten dolayı, müvekkilin davalılara borçlu olmadığının tespitine, takibin ve takibe konu senedin müvekkil yönünden İptaline, Davalıların, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere, kötüniyet tazminatına mahkûm edilmelerine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine,karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekilinin 31/12/2019 tarihli cevap dilekçesini sunmuş olduğu, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçlunun dava dilekçesinde icra takibine dayanak senedin teminat senedi olduğunu, senedin bedelsiz kaldığını iddia ettiğini, Borçluların bu haksız ve kötü niyetli iddialarının taraflarında kabul etmediklerini, Borçlu … ‘ın müvekkile olan borcundan dolayı … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, Takibe dayanak bononun teminat için verilmiş bir kambiyo senedi olmadığını, Söz konusu borcun vadesinde ödenmemesi üzerine de müvekkil alacağını temin için söz konusu bonoya dayanarak, icra takibinde bulunduğunu, Nitekim bir senedin teminat senedi olarak kabul edilebilmesinin şartlarının da ilmi ve kazai içtihatlarla sabit olduğunu. Buna göre; senette teminat içindir yazması halinde dahi bu kayıt senedin teminat senedi olmasını sağlamamakta, bu yönde iddia için senedin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ve sözleşme ile kanıtlanması gerekmekte olduğunu, Dava konusu senette ise, teminat senedi olduğuna dair bir kayıt olmadığı gibi, bu senetle ilişkilendirilmiş herhangi bir sözleşme de bulunmadığını, Konuya ilişkin Yargıtay kararlarının kökleşmiş olup; bir kısmını cevap dilekçesi ekinde sunduklarını,Davacı tarafın her ne kadar senedin bedelsiz kaldığını iddia etmişse de bu haksız ve kötü niyetli iddiasını ispatlayamadığını, Davacı iddialarında bir diğer davalı … ‘in …ın davalıya borcu olmadığına ilişkin yazı verdiğini beyan ettiğini, iş bu yazının dava konusu senede ilişkin borçla hiç bir illiyet bağı bulunmadığını, davacının da izah ettiği üzere iş bu yazı davacı ve davalı … arasındaki dava konusu senetle ilgisi olmayan başka bir ticari işten kaynaklanan borca ilişkin verildiğini. zira davacının ibraz ettiği yazıda görüleceği üzere yazının derç edildiği çekin 30/06/2019 tarihli olduğunu. dava konusu senede ilişkin borcun doğumundan yıllar sonra olduğunu,Davacının , diğer davalı … ‘ten aldığını iddia ettiği bir diğer yazıda ise davacının , davalı …’e dava konusu senede ilişkin borcu olmadığına ilişkin beyanlardan ibaret olup iş bu yazıda da davacı borçlunun alacaklı müvekkiline karşı borcunu ödediğine ilişkin bir ibare bulunmadığını, bu belgede davacı ile diğer davalı arasındaki ilişkiden kaynaklanmakta olup, Bu nedenle iyi niyetli meşru hamil müvekkile karşı ileri sürülemez. Borçlunun , ibraz ettiği haksız ve kötü niyetli olarak elde edilmiş bu yazıda da alacaklı müvekkiline karşı borçlu olmadığını , haksız olarak iddia ettiği üzere senedin bedelsiz kaldığını ispat edemediğini, hakimlikçe takdir edileceği üzere alacaklının müteselsil borçta sahip olduğu hak, birden çok borçluya karşı tek bir alacaktan ibaret olmadığını, Borçluların her birine karşı, ayrı ayrı yöneltebileceği ve birbiriyle yarışan birden çok alacaktan olduğunu, Alacaklı her alacak üzerinde ayrı tasarruflarda bulunabileceğini. Bu nedenle ; müvekkilin davalıya karşı takip başlatması , bir diğer davalı …’e karşı takip başlatmaması , müvekkilin kötü niyetli olduğunu ispata yeterli olmadığını,TBK. M.163 Hükme göre alacaklı borcun tamamını veya bir kısmını, isterse borçluların tümünden isterse sadece birinden talep edebilir Bu husus müvekkilin usul ve yasada düzenlenmiş en tabii hakkı olduğunu. Davalı … ve müvekkilin arkadaşlık ve eski ortaklık durumlarından dolayı bedelsiz senedi takibe koydukları iddiasının ise tamamı ile gerçeğe aykırı olduğunu, cevap dilekçesinde bildirilen nedenlerden ve tespit edilecek sair hususlardan dolayı Davacı borçlunun haksız ve kötü niyetli tedbir talebinin reddine ; mahkemeniz aksi kanaatte ise teminat miktarı müvekkil şirketin alacağı olan 240.036,35 TL ve haksız çıkması halinde aleyhine hükmedilecek %20 kötü niyet tazminatı ile birlikte müvekkil şirket alacağı olan 240.036,35 TL + %20 kötü niyet tazminatı olan 36.006,00 TL ‘nin toplamı 276.042,00 TL kadar nakit teminat mukabilinde tedbire karar verilmesini,Davacı hakkında %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin itiraz eden borçlu/davacı aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Diğer davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı ancak cevap verilmediği görülmüştür
DELİLLER V GEREKÇE :
Dava, kambiyo senedine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Davada uyuşmazlık; davacının keşidecisi olduğu senedin teminat senedi olup olmadığı, davacının davalılara senet nedeniyle borçlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm deliller hep beraber incelenmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik Ve Dolandırıcılık Bürosu … Sor. No’ lu dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Davacı, davalı … ile sözleşme ilişkisi mevcut olduğunu, sözleşme kapsamında belediye ruhsat işlemleri ve proje onay işlemlerinin yapılması hususlarında anlaşıldığını, sözleşme ilişkisi kapsamında davalıya teminat olarak 150.000,00-TL bedelli senet verdiğini, sözleşme gereği işleri tamamladığı halde senedin teslim edilmediğini, davalı … tarafından senedin cirolanarak diğer davalı …’ ye verildiğini, davalı …’ e borçlu olmadığını, diğer davalı …’ nün de borçlu olmadığını bildiği halde senedi icra takibine konu ettiğini iddia etmiştir.
Takip dayanağı senedin incelenmesinde, senedin keşidecisinin davacı … lehtarının ise davalı … olduğu, keşide tarihinin 03/03/2014, ödeme gününün 03/09/2017 olduğu, senet bedelinin 150.000,00-TL olduğu, senedin arka yüzünde ise davalı …’ in ve davalı …’ nün cirosunun bulunduğu görülmektedir.
6102 sayılı TTK.nun 778.maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 681/1. maddesi uyarınca; “Her poliçe (bono) açıkça emre yazılı olmasa da ciro ve zilyetliğin geçirilmesi yoluyla devredilebilir.” Aynı Kanunun 686/1. maddesinde ise; “(1) Bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Bonoda ilk cironun lehtara ait olması zorunludur. Ciroların birbirine bağlı olması, her şeyden önce, ilk cironun lehtar tarafından yapılmasıyla mümkündür.
HGK’nun 14.3.2001 tarih, 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, sunulan senedin teminat senedi olarak kabul edilebilmesi için, hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı ile davalı … arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunduğu, bu ilişkiye dayalı olarak davacının 150.000,00-TL bedelli senedi verdiği, sözleşme metni içerisinde senedin teminat senedi olarak verildiğine ilişkin bir kayıt, madde bulunmadığı gibi senet üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin bir kayıt olmadığı, senedin ihdas nedeninin nakden olarak yazıldığı anlaşılmıştır. Senedin teminat senedi olduğunu iddia eden davacının HMK 201. maddesi uyarınca bu iddiasını yazılı delil ile kanıtlamak zorundadır, davacı tarafça bu hususta bir kayıt belge sunulamadığından, senedin teminat senedi olmadığı anlaşılmıştır.
Ancak, dosyaya sunulan davalı … tarafında imzalanmış olan yazılı belgeye göre davalı …’ in davacıdan herhangi bir alacağı da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer davalı … yönünden ise senette yer alan imzanın davacı tarafça kabul edildiği, davacının davalı …’ ye senedin teminat senedi olmaması nedeniyle şahsi defi olarak ödemezlik definde bulunamayacağı, senede karşı senet ile ispat kuralı gereği ispat külfetinin davacıda olduğu, iddianın yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafından senedin teminat senedi olduğunun yazılı delil ile ispatlanamadığı, şahsi defi hakkı olduğu kabul edilse bile 6102 sayılı TTK’nun 778/1-a maddesi yollaması ile uygulanması gereken 689.maddesi gereği davalı … ‘nın davacı ile diğer davalı … arasındaki iç ilişkiyi bildiğini ispatlaması ve davalı …’ ın bu bilgi üzerine bilerek davacı zararına hareket ettiğini ispatlaması gerekir. Ancak davacının dosyaya sunduğu davalılar arasındaki iş ilişkisinin, senet keşide tarihinden önce sona erdiği, başkaca da ispata yarar bir kayıt sunulmaması nedeniyle davalının bilerek zararına hareket ettiğinin ispat edilememiş olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafın yemin delilline dayandığı görülmüş, usulünce davalı … yemine davet edilmiş ve davalı tarafça huzurda yemin ettiği anlaşıldığından, davacının davalıya senet nedeniyle borçlu olduğuna kanaat getirildiğinden, bu davalı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … yönünden davanın kabulü ile bu davalı yönünden davacının borçlu olmadığının tespiine,
2-Davalı … yönünden davanın reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 10.246,50 TL karar harcından peşin alınan 1.625,91 TL’nin mahsubu ile geri kalan 8.620,59 TL bakiye harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 1.918,41 TL yargılama giderinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 18.200,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … Ünlu kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 18.200,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.02/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza