Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/584 E. 2020/280 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/584 Esas
KARAR NO : 2020/280

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ve davacı şirketin sigortalısı …’a ait … plakalı araca, sürücüsü belirlenemeyen ancak davalı şirkete ait … plakalı araca çarparak hasar verdiğini, yapılan ekspertiz çalışmasına göre 2.486,00 TL’lik hasarın ortaya çıktığını, ortaya çıkan zararın davacı şirket tarafından dava dışı …’a ödendiğini, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla hasarın ödenmemesinden dolayı rücu alacağına ilişkin ilamsız icra takibine geçildiğini, borçluların takibe itiraz ettiğini, yapılan bu itirazın tamamen haksız ve kötü niyetle yapılmış bir itiraz olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı şirket yetkilisinin cevap dilekçesinde özetle; olayın otopark çıkışı sırasında hasara uğrayan aracın otopark önüne park etmiş olmasından kaynaklandığını, hasara uğrayan araca çarpmadan geçemeye çalışmasına rağmen tampon bölgesine sürttüğünü, kendi aracında da hasar meydana geldiğini, kusurun otopark giriş çıkışını engelleyen araç sürücüsünde olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava; İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 2.550,98 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, dava dilekçesinde her ne kadar davacı şirketin sigortalısı …’a ait … plakalı araca, sürücüsü belirlenemeyen ancak davalı şirkete ait … plakalı aracın çarparak hasar verdiği iddia edilerek hasar bedelinin tahsili istemiyle dava açılmış ise de; hasar dosyası ve poliçe celp edilmiş olup, davacı şirket sigortalısının …’a ait … plakalı araç olmadığı aksine davacı şirket sigortalısının davalı şirkete ait … plakalı araç olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekili de 22/01/2020 tarihli dilekçesinde “davada her ne kadar dava dilekçesinde sehven dava dışı … plakalı aracın sahibi …’ın sigortalımız olduğu beyan edilmiş olsa da asıl sigortalımız … Şti’dir. Bu nedenle dosyaya ibraz edilen poliçe davalı şirkete ait olup; … plakalı araca aittir. Sigortalımız olan şirket kendi kusurundan kaynaklı olarak kazaya sebebiyet verdiği için iş bu dava kendisine yöneltilmiştir” denilerek sigortalının davalı şirket olduğu beyan edilmiştir.
Davalı şirkete ait … plakalı aracın, davacı şirket tarafından 17/06/2017-17/06/2018 tarihleri arasında geçerli zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu tespit edilmiştir.
Kaza tespit tutanağının yapılan incelemesinde; davacı şirket sigortalısı ve davalı şirkete ait aracın garaj çıkışı sırasında, dava dışı …’a ait … plakalı araca çarptığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/13661 Esas,2013/14586 Karar sayılı ilamında; “…Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortası sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. Daire’nin yerleşmiş uygulamalarına göre; Genel Şartların bu maddesinde “tam kusur” dan değil, “kasıt” veya “ağır kusur”’dan söz edilmekte olup, ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmektedir. Somut olayda, sigortalı araç sürücüsünün, cadde üzerinde seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybedip hatalı şekilde manevra yaparak yol kenarında bina girişinde bulunan güvenlik kulübesine çarpması sonucu dava konusu kaza meydana gelmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu belirtilmişse de yukarıda açıklandığı üzere olayda sigortalı araç sürücüsünün ihlali, bir kasıt ve ağır kusur olarak nitelendirilemez. Bu durumda mahkemece, davacı sigorta şirketinin, sürücünün kasta dayanmayan tam kusuru sebebiyle verdiği zarardan dolayı üçüncü kişiye ödediği tazminat bakımından rücu hakkının bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” denilerek, sigortalıya rücu için kast yada kasta yakın ağır kusur olması gerektiğinde işaret edilmiştir. Dava, davacı şirketin sigortalısı …’a ait … plakalı araca, sürücüsü belirlenemeyen ancak davalı şirkete ait … plakalı aracın çarparak hasar verdiği iddiasıyla açılmış olup, yukarıda yapılan tespitte belirlendiği gibi davacı şirkete sigortalı aracın, davalı şirkete ait … plakalı araç olduğu, davacı vekilinin 22/01/2020 tarihli dilekçesi dikkate alındığında ise dosyamıza konu olayda davalı şirkete ait … plakalı araç sürücüsünün kasten dava dışı …’a ait … plakalı araca çarptığına dair herhangi bir delil olmadığı, bu nedenle poliçe genel şartları kapsamında rücu şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M :
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 10,00 TL nispi harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.

Katip
e-imza

Hakim
e-imza

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR