Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/572 E. 2022/138 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/572 Esas
KARAR NO : 2022/138
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalı … …’nın Müvekkil şirket nezdinde
557105-1 numaralı sertifika ile sigortalı olduğunu, Dava dışı … … 21.10.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle
tedavi gördüğünü ( Kazaya karışan ve yaralanmaya neden olan …
plakalı aracın zorunIu mali mesuliyet sigortası ile … sigorta tarafından sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle … …’nın tedavi masrafları
nın müvekkil Şirket nezdindeki sigorta poliçelerinden karşılandığını, müvekkil tarafından karşılanan tedavi masraflarının Karayolları Trafik Kanunu 85 vd, BK md 49 vd hükümleri
gereğince kazaya karışan aracın zorunlu mali mesuliyet Sigortacısı … sigorta
tarafından tahsilinin gerektiğini, 6752 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun sigortacının halefiyetini düzenleyen 1472. maddesi gereğince müvekkil şirketin sigortalı … …’nln halefi olduğunu bu nedenle 15.10.2o19 tarihli rücu yazısının … sigorta’ya başvurulduğunu, 2918 sayılı Kanunun 98. Maddesi gereğince Sağlık UyguIama Tebliğ (SUT)
kapsamında kaIan 2.023,47-Trafik Kısmının SGK tarafından ödendiğini, SUT’u aşan kısmın ise Karayolları Trafik Kanunu 85 vd, BK md
49 vd hükümleri gereğince … sigorta tarafından ödenmesi gerekmekte olduğunu, ancak … sigorta tarafından ödenmesi gerekirken herhangi bir ödeme
yapılmadığını, bir başka deyişle rücu taleplerinin reddedildiğini, bunun üzerine arabuluculuk yoluna gidilmiş ise de bundan da bir sonuç alınamadığını, tüm bu nedenlerle Davanın kabulüne, dava değerinin 12.481,73-TL’nin Karayolları Trafik Kanunu 85 vd, BK md
49 vd hükümleri 8ereğince … sigorta tarafından dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline,
yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep
ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kaza tarihinden itibaren 2 yıl geçtiğinden davacının rücu hakkı zamanaşımına uğradığını, eldeki davanın konusunun tedavi masrafları olduğundan ZMSS poliçesi kapsamında olmadığını, Davacı tarafından sigortalısının sağlık ve hayat poliçesinden karşılanan tedavi masraflarının talep edildiğini, t tedavi masrafları KTK. 98 maddesi gereğince trafik poliçesi teminatında bulunmadığını, KTK 98. madde uyarınca tüm tutarın müvekkil sigorta şirketi tarafından SGK’ya aktarıldığından müvekkil şirketin bu teminat kapsamında yükümlülüğü yasa gereği sona erdiğini, emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı’ndan da anlaşılacağı üzere Trafik Kazası nedeniyle yapılan tedavi giderlerinden müvekkil şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkil şirketin tedavi giderlerinden sorumluluğunun bulunmadığını,
kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının rücuya esas talebi belgeli tedavi giderleri olup, emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/2338, K. 2019/345, T. 17.1.2019 kararı uyarınca belgeli tedavi giderlerinden müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, Sağlık Sigortası Poliçesinın sigortalanan kişinin hastalıklar ve kazalar sonucu oluşacak tedavi giderlerini, belirlenen limitler dahilinde, belirli teminatlar kapsamında aldığı primler karşılığında koruyan poliçe olup, davacının sigortalısı ödediği primler karşılığında sigortasından faydalandığını, Sağlık Poliçesi tarafından karşılanan tedavi giderlerinden ZMSS Poliçesinin teminat yükümlülüğü KTK 98. Madde uyarınca yasa gereği sona ermiş olup, ZMSS teminatında olmayan bu ödemelere ilişkin Sağlık Poliçesinin müvekkil şirketten rücu imkanının bulunmadığını, trafik sigortasından tazminat talep edilebilmesinin öncelikli şartının dava konusu olayın trafik poliçesi teminatında olması ve poliçeye konu aracın kazada kusurlu olması gerektiğini, sigortalının meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, tedavi masraflarından SUT kapsamında olup olmadığı değerlendirilmeksizin SGK sorumlu olduğu belirtildiğinden, müvekkil şirketin davacının taleplerinden sorumlu olmadığının açık olduğunu, Davacı şirket tarafından sigortalısına sağlanan ve provizyon alınan hizmet trafik kazasında ağır yaralanan şahsın acil durumuna ilişkin olup, acil durumdan kaynaklandığından ve acil durumun giderilmesine yönelik olduğundan SUT hükümlerinden belirtilen miktardan fark ödemesi çıkmasının mümkün olmadığını, davacı şirket, ağır yaralanma nedeniyle acil durum olduğundan sigortalının acil durumu sonuçlandırılana kadar olan ilk kademe hizmeti SUT miktarında belirtilen bedel ile vermek zorunda olduğunu, ilk kademeye ilişkin fark talep edilmesinin hukuka uygun olmadığını, Sigortalılarının meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, kazada kusurlu olan davacının sigortacısı olduğu araç olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle zamanaşımından reddine, esasa girilmesi halinde dava konusu talep KTK 98. madde gereği ZMSS teminatında bulunmadığından ve müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığından müvekkil şirket bakımından davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davacı şirket tarafından dava dışı sigortalısına yaptığı ödeme nedeniyle, SUT dışında kalan bedelin davalı şirketten rücuen tazmini istemli davadır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, Davacının, dava dışı sigortalısının halefi olup olmadığı, dava dışı sigortalı için yapılan ödemelerin SUT uygulaması dışında kalan miktarının olup olmadığı, varsa miktarı, trafik kazasındaki kusur durumu, davacının davalıdan talepte bulunup bulunamayacağı noktalarında toplanmıştır.
Mahkememizce, iddia, savunma, toplanan deliller, kapsamında kusura ilişkin bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyasının incelenmesi sonucunda, Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki sokak isimleri ile 29/04/2021 tarihli Bilirkişi Raporundaki sokak isimleri arasında farklılık olduğunun görüldüğünü, her iki belgedeki sokak isimleri ve trafik uyarı işaretleri göz. önüne alındığında, dava dışı sürücü … … sevk ve idaresindeki, … plaka numaralı aracın … Sokağı takiben kavşağa girdiğini, dava dışı sürücü … … sevk ve idaresindeki, … plaka numaralı aracın ise, … Sokağı takiben kavşağa girdiğini … Sokak üzerinde, kavşak girişinde “YOL VER” trafik tanzim işareti levhasının bulunduğunu, … Sokak üzerinde ise, “Kontrolsuz Kavşak” tehlike uyarı işareti levhasının mevcut olduğu sonucuna varıldığını, Dava dışı sürücü … …’nın, kavşağa girmeden önce kendisine hitap eden “YOL VER” trafik işaret levhasına uyarak yavaşlaması, kavşağı kontrol etmesi, kavşağın güvenli şekilde geçişi için uygun olduğundan emin olunca ancak kavşağa girmesi gerektiğini, belirtilen hususa riayet etmeyen sürücü … …’nın, tedbirsiz, dikkatsiz. trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili dikkat ve özen yükümlülüklerine ve kavşaklarda geçiş hakkı ile ilgili kurallara aykırı şekilde seyrettiği, bu hatalı sevk ve idaresinin, kazanın meydana gelmesinde, birinci (asli) derecede etkili bulunduğunun mütalaa olunmakta olduğunu, Dava dışı sürücü … …’ın, yerleşim yerinde seyrettiğini ve bir kavşak mahalline yaklaştığını göz önüne alarak, aracının hızını kontrollü seviyeye düşürmesi, her ne kadar kavşakta diğer sürücüye göre geçiş önceliğine sahip bulunmakla beraber, trafik güvenliği gereği kavşağı kontrol etmesi, kavşaktaki olası hatalı araç hareketlerine karşı hazırlıklı bulunması gerektiğini, belirtilen hususlara yeterince dikkat etmediği anlaşılan alkollü sürücü … ın, tedbirsiz, dikkatsiz, trafik düzeni ve güvenliği ile ilgili dikkat ve özen yükümlülüklerine ve aracın hızının mevcut şartlara uygunluğunu sağlama zorunluluğuna aykırı şekilde hareket ettiğini, bu hatalı sevk ve idaresinin, kazanın meydana gelmesinde, ikinci (tali) derecede etkili olduğu kanaatine varılmakta olup, sonuç olarak hukuki ve nihai karar tamamen mahkemeye ait olmak üzere; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış oldukları inceleme sonucunda, Davacı sigorta şirketine sağlık sigortası ile sigortalı, dava dışı sürücü … …’nın hatalı sevk ve idaresinin, birinci (asli) derecede ve takdiren ve 70 (yüzde yetmiş) oranında etkili olduğunu, Davalı sigorta şirketine Trafik sigortalı, dava dışı sürücü … …’ın hatalı sevk ve idaresinin ise, ikinci (tali) derecede ve takdiren ” 30 (yüzde otuz) oranında etkili bulunduğu görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
6102 sayılı TTK’nun 1472.maddesinde “Halefiyet” düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan incelemede, sigorta poliçesi ve ödeme kaydı dikkate alındığında, davacının, dava dışı sigortalısına yaptığı ödeme ile onun yerine geçtiği, halefiyetin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 2021/1899 E., 2021/1398 K sayılı ilamında “6111 sayılı Kanun Yasa, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup somut olayda kaza 21/09/2018 tarihinde meydana gelmiş, dava 10/11/2020 tarihinde açılmıştır. 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur.”
“27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde de; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4. maddesinin 1. Fıkrasının iptali istemiyle Danıştay 15. Dairesi 2013/7713 Esas sayılı dosya ile dava açılmış, Danıştay 15. Dairesince “2918 sayılı Kanun’un 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle; Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin 14/11/2013 tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, 16/03/2016 tarihinde de “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiştir. O halde trafik kazalarına bağlı acil hal teşkil eden tedavi giderlerinden özel veya devlet hastanesi ayrımına gidilmeksizin ve SUT konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın “tüm” tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacaktır.” şeklindeki kararı göz önüne alındığında ve somut durumda kazanın, 21/10/2017 tarihinde meydana geldiği dikkate alındığında yürürlükteki yasal mevzuata göre davada yasal hasım olarak SGK’ yı göstermesi gerektiği, davalı ZMMS sigortacısından talepte bulunamayacağı anlaşıldığından, davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcından peşin alınan 213,16 TL’nin mahsubu ile geri kalan 132,46 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.100,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza