Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/557 E. 2023/364 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/557 Esas
KARAR NO:2023/364

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:30/10/2019
KARAR TARİHİ:27/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketlerden, … Lojistik Hizmetleri A.Ş. ile 15/11/2016 tarihinde başlayıp 15/11//2017 bitmek üzere, … … Dağıtım A.Ş. ile de 20/04/2017 ve 30/12/2018 tarihleri arasında, Birer yıllık yük taşıma sözleşmesi yaparak, bünyesinde bulunan araçlarla davalı şirketlere yük taşıma hizmeti yaptığını, sözleşme gereği, müvekkilinin davalı şirketlere yapmış olduğu taşıma hizmetine karşılık, davalı taraflar; anlaşmalı yakıt istasyonlarından, taşıma hizmeti yapan araçlara yakıt yüklemesi yapacak, söz komusu yakıt kartlarından kullanılan yakıt bedelleri müvekkilin cari hesabından düşüldükten sonra, kalan alacak bakiyesi müvekkilin hesabına nakit olarak yatıracağını, sözleşme gereği müvekkilinin sorumlu olduğu edimi, davalı taraflarca verilen talimatlar doğrultusunda tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, yapılan bu hizmetler karşılığında çeşitli tarih ve miktarlarda her iki şirkete faturalar kestiğini, Davalı taraflar, müvekkili ile aralarında yapmış olduğu sözleşmeye uymadığını, müvekkilinin hak ediş bedellerini zamanında müvekkilin hesabına yatırmadığını ve bunun sonucunda müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğradığını, Her iki borçlu şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü … esas numaralı dosya ile takip başlatılmış ve borçlularca itiraz edildiğini, Borçlularca itirazın kaldırılarak, takibin devam etmesine, borçluların % 20 icra inkar tazminatı ödetilmesinin hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıyla hem müvekkili … Lojistik hem de … … arasında yük taşıma sözleşmeleri imzalanmıştır. Her iki müvekkilde davacıya ödemeler yaptığını, her iki müvekkilinde davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, Davacı, iddialarını HMK M. 194′ e uygun olarak somutlaştırmadığını, Davacı ile her iki davalı müvekkilli imzalanan bu sözleşmelere göre davacı kendi araçları ve sürücüsüyle müvekkil şirket için taşıma hizmeti yerine getireceğini, Akdedilen sözleşmelerin hakkedişler ve ödeme şartlarını düzenleyen 25. Maddesinde … A4.Ş. nin mazot avanslarını düştükten sonra kesilen faturaların bakiyesini ödeyeceğini, davacının Müvekkillerden … Lojistik ile çalışması sonucu … plakalı araçlara 02.12.2016 – 23.03.2017 tarihleri arasında toplamda 54.200,00 TL yakıt yüklemesi yaptığını, Müvekkillerinden … … yönünden … plakalı araçlara 02.12.2016 – 23.03.2017 tarihleri arasımnda toplamda 281.120,00 TL mazot yüklemesi yaptığını, Taşıma hizmeti süresince davacı şirket yakıt aldıkça cari hesaba borç olarak kaydedilmiş, yük taşıdıkça hak kazandığı hizmet bedeli de alacak olarak kaydedilerek bakiye — tutar güncellenmiştir. Davacıya da yakıt harcamaları düştükten sonra kalan hizmet bedelleri ödendiğini, Davacının icra inkar tazminatına yönelik talebi haksız ve hukuka aykırı olup huzurdaki davaya konu icra takibi kötüniyetle başlatlmış olduğundan davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceğini, Davacıyla yapılan sözleşmeler gereğince, taşıma hizmeti esnasında kullanılan araçların mazot yüklemeleri müvekkil şirketlerin anlaşmalı olduğu akaryakıt istasyonlarından, yakıt kartları kullanılarak alınmış ve bu kartlar üzerinden alınan mazot bedelleri davacının mazot ve genel cari hesaplarından düşüldüğünden Müvekkil … … Yönünden herhangi bir alacağının bulunmaması, … Lojistik Yönünden ise borçlu olması dikkate alındığında; huzurdaki haksız davanın reddine, davacı aleyhine icra takibi tutarının % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; taraflar arasında imzalanan kargo sözleşmesi nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı, noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 191.876,55 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
… A.Ş den verilen yakıtlara ilişkin dökümler istenilerek dosya arasına alınmıştır.
Dosya ve deliller mahkemece resen belirlenen karayolu taşımacılığı ve mali müşavir bilirkişiye verilerek dava konusu uyuşmazlığa yönelik taraf ticari defter ve kayıtları da incelenerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda özetle “Taraflar arasında ticari ilişkinin başından itibaren hiçbir dönemde mutabakat gerçekleştirmemiş olmaları karşısında, sunuları ekstrelerin tüm hesap hareketleri bazında tek tek irdelenmesinin, gerek işlem adedi, gerek bir takım kayıtların nakliye hizmet dışında (taşıt alım satımı) olduğu, buna ilişkin senet alındığı, ödenmediği takdirde protesto işlemi yapıldığı, ayrıca terafların hiçbir dönemde mutabakat gerçekleştirmemiş olmaları karşısında, heyetimizce mümkün olmadığı Rapor içerisinde açıklanan nedenlerle, davacı yanın icra takip talebindeki tutarın, kesin ve tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı, Bu nedenle taraflar arasındaki cari hesap farklılığının, davacı şirketin muhasebe birimi marifeti ile dava dosyasına ibraz edilen, het iki tarafa ait hesap ekstreleri nezdinde tespit edilerek, davacı yanın alacaklı oldukları tutarı ispat edecek şekilde izah etmeleri gerektiği, bu hususta takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, aksi halde davacı yanın takip talebinden alacaklı olduğu iddia ettiği tutarı belge ile ispat edememiş olacağı,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Taraflarca yapılan itiraz ve beyanlar neticesinde dosya bu itiraz ve beyanları da gözetir şekilde rapor hazırlamak üzere bilirkişilere verilmiş bilirkişiler ek raporunda ” davacı işletme defterlerinin incelenmesinde, takip konusu 169.256,47 TL asıl alacak tespit edilemediği, davalılardan … Lojistik Hizmetleri A.Ş ve … … Dağıtım A.Ş ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehlerinde delil niteliği taşıdığı, davacı ile davalılardan … Lojistik Hizmetleri A.Ş arasında mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesi kapsamında … ve … plakalı araç satımı gerçekleştiğini, buna ilişkin kayıt ve belgeler davacı taraf ticari defterlerinde yer almadığı, davalı … Lojistik Hizmetleri A.Ş nin davacı …’ten 37.890,76 TL alacağı , … … Dağıtım A.Ş den de 15.479,48 TL alacağı olduğu, kötü niyet tazminatı ve diğer hususların mahkemenin takdirinde olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
27/04/2023 tarihli duruşmada Davacı vekili… soruldu; önceki sözlü ve yazılı beyanlarımızı tekrar ederiz davalı taraf ile … bu araçlar ile ilgili yapılan bir sözleşme yoktur davalı taraf olduğunu iddia etmektedir var ise sözleşmedeki imzaya itiraz ediyoruz imza incelemeyi yapılmasını talep ederiz ayrıca davalı yanın müvekkilime verdiği yakıt miktarına itiraz ediyoruz ispat yükü davalı yandadır hangi plakalı araç için ne kadar yakıt verdiğini ispat etmesini talep ederiz şeklinde beyanda bulunmuştur.
27/04/2023 tarihli duruşmada Davalılar vekilinden soruldu; ek rapora karşı beyan dilekçemizi tekrar ederiz davacı taraf kendi defter ve kayıtlarına göre alacağını ispat edememiştir aksine bilirkişi raporu ile davacının müvekkile borçluluğu tespit edilmiş olup dosyada araçlara ilişkin kayıtlar var olup raporlarda belirtilmekle davacının davasının reddini talep ederiz ayrıca zaten taraflar arasında davacının müvekkile borçlu olduğuna dair mahkeme kararı vardır şeklinde beyanda bulunmuştur.
6098 sayılı TBK’nın 49. maddesine göre, hukuka aykırı kusurlu bir fiille başkasına zarar veren kimse bu zararı tazmine mecburdur. Böylece haksız fiilden sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmaktadır. Haksız fiil sorumluluğunda genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır. Özel bir sorumluluk hükmüyle düzenlenmemiş olup bütün hallerde bir kimse için haksız fiil sorumluğunun söz konusu olması, 6098 sayılı TBK’nın 49′ deki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Diğer bir deyişle, ayrık bir düzenleme bulunmadığı kusur sorumluluğu hallerinde 6098 sayılı TBK’nın 49. ve devamında yer alan esaslar uygulanır.
Madde 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Düzenlemesi mevcuttur. Haksız fiil sorumluluğunun ortaya çıkabilmesi için gerekli olan ikinci koşul, zarara sebebiyet veren hukuka aykırı fiilin, fail tarafından kusurlu olarak yapılmış olmasıdır. Kusur, hukuk düzeninin kurallarının bilerek ve isteyerek yada ihmal sebebiyle ihlal edilmesi gerekecektir.Kusurun kanunlarımızda tanımı yapılmamıştır. Uygulama ve öğretide kabul görmüş tanıma göre; kusur, hukuk düzenince kınanabilen davranıştır. Kınamanın nedeni, başka türlü davranma olanağı varken ve zorunlu iken, bu şekilde davranılmayarak, bu tarzdan sapılmış olmasıdır. Kısacası; kusur, genel tanımıyla, hukuk düzeni tarafından bir davranış tarzının kınanması olup; bu kınama, o davranışın belirli koşullar altında bireylerden beklenen ortalama hareket tarzından sapmış olmasından kaynaklanır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.”davacının icra takibi başlatmasında kötü niyetli olarak davrandığı hususu davalı tarafça ve toplanan delillere göre ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine ve yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan yasal düzenlemeler ışığında somut olayımıza bakıldığında; dosya kapsamında davacı tarafından sunulan belgeler, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli oluşa göre denetime elverişli olan bilirkişi raporu kapsamında ticari ilişki kapsamında dava konusu edilen tutarın ispatlanamadığı davacının davalılara borçlu olduğuna yönelik mahkeme kararında bulunduğu takibin açılmasında davalıların sorumlu olduğunun davacı tarafından ispat edilemediği kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE,
2-Davalının Kötü niyet tazminatı isteminin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 1.207,75 TL peşin harcın mahsubu ile azla alınan 1.027,85 TL’nin davanın kesinleşmesi sonrası talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalılar vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar tarafına verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı 27/04/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza